Person: BAYRİ, YAŞAR
Loading...
Email Address
Birth Date
Research Projects
Organizational Units
Job Title
Last Name
BAYRİ
First Name
YAŞAR
Name
7 results
Search Results
Now showing 1 - 7 of 7
Publication Metadata only Value of transcranial Doppler ultrasonography in the diagnosis and follow-up of carotid-cavernous fistulae(SPRINGER WIEN, 2001) BAYRİ, YAŞAR; Kilic, T; Elmaci, I; Bayri, Y; Pamir, MN; Erzen, CThe introduction of transcranial Doppler ultrasonography (TCD) has made it possible to examine blood flow characteristics in carotid-cavernous sinus fistulae (CCSF) in a noninvasive, relatively simple, and reliable way. This study investigated the usefulness of TCD in the diagnosis and follow-up of various CCSF subtypes. We found characteristic TCD findings associated with high-flow CCSF, but perhaps more importantly, found this technique to be an excellent tool also for detecting and following treatment results in low-flow CCSF. The low-flow fistulae exhibit less specific clinical signs and are harder to distinguish using the noninvasive radiological methods of computed tomography (CT) and magnetic resonance imaging (MRI). The impact of our findings on future approaches to the diagnosis and follow-up of these different types of acquired vascular shunts is also discussed. The conclusions were as follows: a) TCD parameters (blood flow velocity and pulsatility index) for CCSF are specific, and are thus valuable in the hemodynamic assessment of these lesions. b) Since dural CCSF feature more subtle hemodynamic changes and CT and MRI findings may be normal, these cases pose diagnostic challenges. In these situations, TCD reveals specific diagnostic findings and allows the examiner to determine whether cerebral angiography is indicated.Publication Metadata only Pediatrik dev torakolumbosakral araknoid kiste bağlı kord herniasyonu olgusu(2021-10-31) OĞLİN, VOLKAN; BAYRİ, YAŞAR; DAĞÇINAR, ADNAN; ŞİMŞEK, İSMAİL; SAKAR, MUSTAFA; SÖNMEZ, ÖZCAN; Şimşek I., Oğlin V., Sönmez Ö., Sakar M., Bayri Y., Dağçinar A.Araknoid kistler; araknoid membranın altında oluşan selim, neoplazi içermeyen, içi sıvı dolu yapılardır. Bu kistler genellikle insidental olarakgörüntülemeler sırasında saptanır ve belirti vermedikçe tedavi edilmeleri gerekmez. Semptomatik olduklarındaysa; valsalva manevralarıylaartabilen sırt ve bel ağrısı, radiküler ağrı veya kronik miyelopati gibi bulgu ve belirtilere sebep olabilirler (4).Pediatrik yaşta daha sık görülen araknoid kistler, genellikle konjenitaldir (1). Spinal araknoid kistler dahaçok torakal seviyelerde ve vertebranın dorsalinde konumlanırlar. Ortalama üç vertebra uzunluğundadırlar veT3-T6 seviyeleri arasında daha sık görülürler (5). Dev araknoid kistler nadirdir ve bugüne kadar literatürde çokaz sayıda vaka bildirilmiştir (3,6). Çalışmamızdaki amacımız kliniğimizde tedavi edilmiş dev araknoid kist olgusunun yönetimini sunmaktırPublication Metadata only Septal DNET: Nadir bir olgu sunumu(2021-10-31) ÇEKİÇ, EFECAN; YARALI, AHMET TUĞRUL; SAKAR, MUSTAFA; BAYRİ, YAŞAR; DAĞÇINAR, ADNAN; ŞİMŞEK, İSMAİL; Şimşek I., Yılmaz N., Çekiç E., Yarali A. T., Sakar M., Bayri Y., Dağçinar A.Disembriyoplastik nöroepitelyal tümörler sıklıkla çocukluk çağında,dirençli epilepsi ile bulgu veren ve genellikle temporal yerleşimli tümörlerdir.Ekstraaksiyal yerleşimi nadir görülmekte olup daha çok intraventriküler,kaudat ve septum pellucidumda görülür.Septal DNET,DNET in bir varyantı olarak görülse de adölesan yaş grubunda KİBAS bulgularıyla prezente olur.Benign seyirlidir,adjuvan terapi ihtiyacı olmaz.Çalışmamızda hastanemize başvuran böyle bir vakanın takdimini amaçlamaktayız.Publication Metadata only Gamma knife radiosurgery for cranial neurocytomas(SPRINGER, 2011) BOZKURT, SÜHEYLA; Genc, Ali; Bozkurt, Suheyla Uyar; Karabagli, Pinar; Seker, Askin; Bayri, Yasar; Konya, Deniz; Kilic, TurkerGamma-knife surgery may be an effective alternative for treatment of central neurocytomas owing to its relative safety compared with conventional radiotherapy. In this paper we present results of gamma-knife treatment (GKS) of residual or recurrent neurocytomas. Twenty-two patients (14 female, 8 male) with recurrent or residual neurocytomas who underwent GKS were included. Diagnosis was based on histological findings. The proliferative potential of the tumors was examined by immunostaining with MIB-1 antibody, which is specific for detection of Ki-67 antigen. Tumor volume was determined by using post-gadolinium magnetic resonance images. After GKS treatment, MR imaging was scheduled at three-month intervals in the first year, at six months intervals in the second year, and yearly thereafter. Histopathological diagnoses were: 18 cases of central neurocytomas, two liponeurocytomas, one cerebral neurocytoma and one cerebellar neurocytoma. The MIB1 labeling index (LI) varied from 0 to 5.7%. Marked reduction in tumor volume was seen in 15 patients. In six patients, the tumor volume remained unchanged, and progression was observed for one patient. No complications because of GKS were noted. Shrinking effect on tumor volume increased with increasing duration of follow-up. On the other hand, high MIB labeling index did not seem to have an effect on tumor response to GKS treatment. Findings of this study suggest that GKS is an effective and safe treatment alternative for residual or recurrent neurocytomas. However, its effectiveness should be confirmed with larger studies.Publication Metadata only A sine-wave-shaped skin incision for inserting deep-brain stimulators(SPRINGER WIEN, 2014) ZİYAL, MUSTAFA İBRAHİM; Solmaz, Bilgehan; Tatarli, Necati; Ceylan, Davut; Bayri, Yasar; Ziyal, M. Ibrahim; Seker, AskinThe sine-wave-shaped skin incision is a technique that minimizes skin-related complications near burr hole caps after electrode placement for deep-brain stimulation (DBS). Between 2011 and 2013, 54 DBS electrodes were implanted in 27 consecutive patients with Parkinson's disease (PD), essential tremor, or dystonia. The sine-wave incision was used in 26 patients and conventional bilateral linear scalp incisions were used in one patient. None of the patients whose operations involved sine-wave-shaped incisions developed hardware-linked complications such as skin infection or skin erosion. The one patient who underwent conventional bilateral linear scalp incisions developed a skin infection. By preserving the vascular anatomy of the scalp and reducing skin tension at the wound site, the sine-wave-shaped incision promotes wound healing.Publication Metadata only Tektal plate gli̇omlarında gamma kni̇fe radyocerrahi̇si(2019-04-22) PINAR, ERTUĞRUL; ŞİMŞEK, İSMAİL; BAYRİ, YAŞAR; BAYRAKLI, FATİH; ATASOY, BESTE MELEK; ÜNAL YILDIRIM, SEMRA; Pınar E., Şimşek İ., Bayri Y., Bayraklı F., Ünal Yıldırım S., Atasoy B. M.GİRİŞ: Tektal plate gliomları beyin sapı gliomlarının genellikle daha iyi seyirli bir alt grubudur. Yerleşim yeri nedeniyle biyopsi ve cerrahi eksizyonun güçlüğü stereotaktik radyocerrahi/radyoterapi tedavi seçeneklerinin tedaviler arasında yer almasını sağlamıştır. Bu çalışmada, Gamma Knife radyocerrahisi uygulanan tektal plate yerleşimli tümörlerin sonuçlarının bildirilmesi amaçlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Mart 2010 ve Kasım 2018 tarihleri arasında tedavi yapılmış 15’i kadın toplam 26 hasta geriye dönük olarak incelendi. Ortalama yaş 32 idi. On iki hasta hidrosefali tablosu ile başvurmuştu. Yedi hastaya sadece endoskopik III. ventrikülostomi (ETV), iki hastaya ventriküloperitoneal shunt (V-P shunt) ve üç hastaya ise hem ETV hem de V-P shunt cerrahisi yapılmıştı. Üç hastaya biyopsi, iki hastaya eksizyonel cerrahi yapılmıştı. Bilinen malignite tanıları olmayan hastaların radyolojik görüntülemeleri düşük dereceli glial tümör ile uyumlu idi. Hastaların Leksell stereotaktik çerçeve takılarak yapılan magnetik rezonans (MR) görüntülemeleri Leksell Gamma Knife Model B Plan 8.32’de işlendi. Mevcut lezyon %50’lik izodoz ile sardırılarak medyan 14 Gy (aralık,12-16 Gy) uygulandı. Takipte klinik ve radyolojik veriler dikkate alındı. Lokal kontrol için Kaplan- Meirer eğrisi SPSS v23.0 kullanılarak hesaplandı. BULGULAR: Medyan takip 33 ay (aralık, 3-102 ay) idi. İki hasta takipsiz kaldı. Analiz sırasında diğer tüm hastalar sağ idi. Hastaların %57’sinde tümörde radyolojik regresyon izlenirken iki hastada tam cevap izlendi. Dört (%15) hastada radyolojik progresyon izlenirken bu hastalardan birinde radyolojik yüksek dereceli glial tümör ile uyumlu bulgular nedeniyle eksternal radyoterapi ve temozolamid uygulandı. Geri kalan hastalarda hastalık progresyonu görülmedi. Takipler sırasında altı hastada tümör içi kist gelişimi, dört hastada radyonekroz, bir hastada ise tümör içi hemoraji, iki hastada peritümöral ödem, beş hastada radyolojik olarak pseudoprogresyon izlendi. ETV yapılmış olan bir hastanın GK sonrası kontrollerinde hidrosefalisinde ilerleme saptanması nedeniyle V-P shunt takıldı. Beş yıllık lokal kontrol %79,2 idi. SONUÇ: Tümörün yerleşim yeri nedeniyle doku tanılarının olmayan ancak radyolojik düşük dereceli gliomalarla uyumlu tektal plate gliomlarının tedavisinde Gamma Knife radyocerrahisi etkili bir tedavi seçeneği olarak gözükmektedir. Bununla birlikte çalışmamız daha geniş hasta sayılı çalışmalarla desteklenmelidir. Anahtar Kelimeler: Düşük Dereceli Giiomalar, Gamma Knife, Radyocerrahi, Tektal platePublication Metadata only Laboratory training in the retrosigmoid approach using cadaveric silicone injected cow brain(INFORMA HEALTHCARE, 2013) BAYRİ, YAŞAR; Suslu, Hikmet Turan; Ceylan, Davut; Tatarli, Necati; Hicdonmez, Tufan; Seker, Askin; Bahri, Yasar; Kilic, TurkerBackground. A neurosurgical laboratory training model is designed for trainees in microneurosurgery to learn to handle surgical microscopes and microneurosurgical instruments. The silicone injection of a fresh cadaveric cow cranium is an alternative to using a cadaveric human brain for becoming familiar with the cerebellopontine angle (CPA) via the retrosigmoid approach. To report an improved method for training in the CPA via the retrosigmoid approach, using a fresh cadaveric cow cranium injected with silicone. Methods. The material consists of a cadaveric cow brain injected with silicone. Preparation consists of irrigation of the major vessels followed by injection of silicone, coloured either red or blue. Results. A three-step approach was designed to simulate microneurosurgical dissection along with the cerebellopontine angle and to dissect cranial nerves emerging from the brain stem. Conclusion. This laboratory training model is useful in allowing trainees to gain experience with the use of an operating microscope and familiarity with the CPA via the retrosigmoid approach. The aim of this study was to develop a novel model and to adapt it to create a life-like neurosurgical training system.