Publication:
Dini çoğulculuk açısından Farabi ve John Hick'in mukayesesi

No Thumbnail Available

Date

2024

Journal Title

Journal ISSN

Volume Title

Publisher

Research Projects

Organizational Units

Journal Issue

Abstract

Bu tezde Fârâbî ve John Hick’in Tanrı, din ve kurtuluş tasavvurlarını çoğulculuk açısından mukayese edilmiş, her iki düşünürün görüşleri açısından din dilinin literal mi yoksa temsilî olarak mı değerlendirilmesi gerektiğini soruşturulmuştur. Fârâbî’nin, ebedi ve ezeli olan, kendisi dışındaki her şeyin sebebi olup kendisi dışında hiçbir sebebe ihtiyaç duymayan, varlığı kendinden olan İlk Sebep ve tüm varlığın kendisi ile açıklandığı ilke olan Tanrısı ile Hick’in esasen kendisi ile bir tecrübe ilişkisi ile bağ kurulduğunda bilinebilecek pratik fakat iki kademeli algılanan bir ilke olan Tanrısı Nihai Gerçek kıyaslanmıştır. Bu kıyasa binaen düşünürlerin tanrı tasavvurlarına dayanan din tasavvurları dini çoğulculuk açısından mukayese edilmiş ve Fârâbî’nin insanın varoluş amacı olan en yüce mutluluğa ulaşmak olarak tarif ettiği kurtuluş ile Hick’in ben merkezlilikten Gerçek merkezliliğe dönüşmesi olarak tarif ettiği kurtuluş kıyaslanarak benzer ve farklı yönleri tespit edilerek her iki düşünürün tanrı ve din tasavvurlarının dini çoğulculuğa zemin oluşturması açısından mukayesesi yapılmıştır. Fârâbî ve Hick’in tanrı, din ve kurtuluş tasavvurlarını dini çoğulculuk açısından mukayese etme zemini olarak din dili ele alınmış, her iki düşünürün din dilini sembolik ve temsilî olarak değerlendirmelerine dayanan ortaklık ve bu ortaklığın dini çoğulculuğa imkân tanıması tartışılmıştır. Bu mukayesenin neticesi olarak bir dini çoğulcu olan Hick’in görüşleri açısından Fârâbî’nin görüşlerinin de dini çoğulculuk kapsamında değerlendirilebileceği fakat bu çoğulculuğun Hick’in savunduğu dini çoğulculuktan farklı olduğu, Fârâbî’nin görüşleri açısından yalnızca erdemli dinler kapsamında bir dini çoğulculuk çıkacağı sonucuna varılmıştır.
In this thesis, the conceptions of God, religion, and salvation by al-Fârâbî and John Hick are compared from the perspective of religious pluralism. The inquiry revolves around whether the religious language should be understood literally or symbolically concerning the views of both philosophers. Al-Fârâbî's concept of God as the First Cause, eternal and self-sufficient, the cause of everything else while needing no cause itself, and the principle through which all existence is explained is juxtaposed with Hick's Ultimate Reality, a practical yet two-tiered principle that can be known through an experiential relationship. Based on this comparison, the religious conceptions derived from the philosophers' views of God are scrutinized in terms of religious pluralism. Al-Fârâbî's description of salvation as the attainment of the highest happiness through fulfilling one's existential purpose is contrasted with Hick's depiction of salvation as a shift from egocentrism to Reality-centeredness. The analysis identifies both commonalities and differences in their perspectives on God, religion, and salvation, highlighting the role of their religious pluralism in shaping these discourses. Furthermore, the text explores how their interpretations of religious language, grounded in symbolism and representation, facilitate a shared understanding and enable discussions on religious pluralism. Ultimately, the comparison suggests that while Al-Fârâbî's views can be interpreted within the framework of religious pluralism, they diverge from Hick's conception, leading to the conclusion that Fârâbî's views primarily endorse pluralism among virtuous religions.

Description

Keywords

Fârâbî, John Hick, İlk Sebep, Nihai Gerçek, Dini Çoğulculuk, Mille Al-Fârâbî, John Hick, First Cause, Ultimate Reality, Religious Pluralism, Mille

Citation

Collections