Akademik Arşiv / Academic Archive
Permanent URI for this community
Browse
Browsing Akademik Arşiv / Academic Archive by Index "TRDIZIN"
Now showing 1 - 20 of 7597
Results Per Page
Sort Options
Publication Open Access 0-12 yaş çocuğu olan annelerin ağızdan verilen toz halindeki antibiyotikleri hazırlama ve ölçme yeterliliği(2011) Semiha ÇAĞATAY;Özden ÖZLÜK;Elif BÜYÜKKORA;İrem ÇELİK;Niyazi TOSUN;MEMNUNE ÇİĞDEM APAYDIN KAYAAmaç: Bu çalışmanın amacı, annelerin, çocukları için reçete edilmiş ağızdan verilen toz antibiyotikleri hazırlama ve reçete edilen dozda ölçme yeterliliklerini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Bu tanımlayıcı araştırma, eczanelere, çocukları için reçete edilmiş ağızdan kullanılan toz antibiyotikleri almak üzere başvuran 99 anne ile gerçekleştirilmiştir. Anneler toz antibiyotiği hazırlarken gözlenmiş ve hazırlanan süspansiyon 10 ml'lik cam pipet ile ölçülmüştür. Ölçümün hekimin reçete ettiği doza göre ± 1 ml aralığında olması doğru ölçüm olarak kabul edilmiştir. Bulgular: Annelerin %27,3'ü ilacı ölçülmesi gerekenden daha düşük dozlarda hazırlarken %2'si de daha fazla dozda hazırlamıştır (p<0.001). Annelerin eğitim düzeyinin yüksek olması ve ölçüm için şırınga kullanmaları ile doğru ölçüm arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Sonuç: Bu çalışmada annelerin ağızdan verilen toz antibiyotikleri hazırlamada yeterli olmadıkları ve yanlış dozlarda ölçeklendirdikleri saptanmıştır. Bulgularımız, doğru ölçüm yapılabilmesi için doktorların anneleri şırınga kullanmaya teşvik etmesi gerektiğini düşündürmektedir.Publication Open Access 0-5 yaş grubu çocuk ölümlerinin adli tıp boyutu(2001) MEHMET AKİF İNANICI;Nur BİRGENÇalışmamızda 1996 ile 1998 tarihleri arasında Adlî Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesi'nde ölüm sonrası muayenesi yapılmış 146 çocuğa ait adlî otopsi raporları incelenerek, olguların demografik özellikleri, ölüm nedenleri ve ölüm orijinleri değerlendirilmiştir. Olguların 62'si (%42.5) kız çocuklar, 83'ü (%56.8) de erkek çocuklardır. Olguların orijin sıralamasında kaza 37 olgu (%24.6) ile ilk sırayı alırken, bunu 33 (%22.6) olgu ile doğal ölümler, 10 (%6.9) olgu ile cinayet izlemektedir. Geri kalan 67 (%45.9) olgunun ölüm orijini belirlenememiştir. Ölüm nedenleri arasında pnömoni 24 (%16.4) olgu ile ilk sırada yer alırken, 11 (%7.5) olgu ile CO zehirlenmesi ikinci sıradadır. 15 (%10.3) olguda ölüm nedeni saptanamazken, 48 (%32.9) olgunun ölüm nedeninin belirlenebilmesi için İhtisas Kurulları'na sevk edildiği anlaşılmıştır. Çalışmamızda, ilk yaşlardaki çocuk ölümlerinde, olay yeri incelemesi ve adlî ölü muayenesinin ayrıntılı olarak yapılması yanında, uygulanacak olan adlî otopsilerde de ayrıntılı muayene ve tetkiklerin yapılmasının, ölüm nedenini ortaya koymada çok büyük rol oynadığı vurgulanmaktadır.Publication Open Access 11-14. gebelik haftalarında bakılan uterin arter doppleri, maternal ekokardiyografi ve serum belirteçlerinin preeklampsi ve intrauterin gelişme geriliğini tahminindeki yeri(2006) Zeynep ABBAS;Alin BAŞGÜL;Zehra Neşe KAVAK;Sena TOKAL;Hüsnü GÖKASLANAmaç: 11-14 gebelik haftalarında bakılan uterin arter Doppleri, maternal ekokardiyografı, anne serumunda PAPP-A, inhibin A, activin A ve sE-selectin seviyelerinin preeklampsi ve intrauterin gelişme geriliğini tahmin etme değerini araştırmaktı. Materyal ve Metod: Gebeliğin 11-14. haftaları arasında 175 gebeden prospektif olarak kan örnekleri alınıp, bilateral uterin arter doppleri ve maternal ekokardiyografı yapıldı. Tüm gebeler doğuma kadar takip edildi. Bulgular: Gebelik takibi esnasında preeklampsi geliştiren hastalarla normotansif hastalar arasında uterin arter Doppleri, maternal ekokardiyografı, anne serumunda PAPP-A, inhibin A, activin A ve sE-selectin seviyeleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı. Sonuç: Preeklamptik gebelerdeki kardiak fonksiyon ve yapıdaki değişiklikler ilk trimesterda beirginleşmemiştir. Preeklampsi ve intrauterin gelişme geriliği gibi gebelik komplikasyonlarının tahmininde 11-14. gebelik haftalarında uterin arter Doppler ölçümleri ve serum belirteçlerinin rutin olarak kullanılması mümkün gözükmemektedir.Publication Open Access 11-14. hafta duktus venozus dopplerinin nukal kalınlık ölçümü ile birlikte kullanımının fetal prognoza etkileri(2006) Devrim SEZEN;Alin BAŞGÜL;Zehra KAVAK;Hüsnü GÖKASLANAmaç: 11-14. gestasyonel haftalarda nukal translusensi (NT) ölçümü ile duktus venozus (DV) Doppler akım paterninin birlikte tarama yöntemi olarak kullanımının kötü perinatal sonlanımı öngörmedeki rolü araştırıldı. Materyal ve Metod: 317 tekiz gebede DV Doppler akım paterni ve NT kal ınl ığı prospektif olarak değerlendirildi. Bulgular: Fetusların 17'sinde DV Doppler akımı anormaldi. 21 fetusda da NT kalınlığı 95. persentil üzerinde ölçüldü. İkiyuzdoksanüç vakanın gebelikleri problemsiz sonlandı. DV Doppler akımında 'a' dalgası kaybı veya yokluğunun duyarlılık, özgüllük, pozitif ve negatif prediktif değeri, sırasıyla %62.5, %95.9,%29.4 ve %98.9 olarak hesaplandı. Anormal DV Doppler akım paterni ve kalın NT saptanması birlikte kullanıldığında bu değerler sırasıyla %62.S, %97.2, %38.5 ve %98.9 idi. Kalın NT saptanan gurupta, DV Doppler akımının normal olması halinde sağlam bebek doğurma oranı %87,5 iken, bu oranın anormal DV Doppler akımı saptandığında %61,5'e düştüğü hesaplandı. Sonuç: DV Doppler değerlendirmesi kalın NT saptanan gebelerde kötü perinatal sonlanım riski artmış olan vakaların saptanmasında yardımcı olabilir. Ancak, NT normal saptanan vakalarda DV Doppler değerlendirmesinin önemi heüz bilinmemektedir.Publication Open Access 12-14 yaş grubu basketbol oyuncularının çabukluk ve sıçrama yetilerine farklı kuvvet antrenmanlarının etkisi(2010) Ali KIZILET;Osman ATILAN;İBRAHİM ERDEMİRBu çalışma, 12-14 yaş grubunda basketbol oynayan çocukların çabukluk ve sıçrama yetilerine farklı kuvvet antrenmanlarının etkilerini belirlemek için yapılmıştır. Çalışmamıza özel bir okul takımında basketbol oynayan, yaş ortalamaları 13,00±0,95yıl olan, antrenman yaşları 3±1yıl olan 24 erkek öğrenci gönüllü olarak katılmıştır. Çalışmaya katılan sporcular, A grubu squat jump (SJ) (n=12) ve B grubu countermovement jump (CMJ) (n=12) olarak ikiye ayrılmış ve sporculara sezon içi antrenman programının içerisine yerleştirilmiş 8 haftalık pilometrik egzersiz programı haftada 2 gün uygulanmıştır. Test kapsamında SJ, CMJ, durarak uzun atlama, T-test, toplu ve topsuz olarak illionis test protokolü yer almıştır. Ön ve son testte elde edilen veriler, istatistik paket programı ile değerlendirilmiştir. Araştırmada parametrik olmayan ve pearson korelasyon testlerinden yararlanılmıştır. Sonuç olarak, katılımcılara uygulanan pilometrik egzersizlerin A ve B grubundaki sporcuların patlayıcı güçlerine, sıçrama kuvvetlerine ve çabukluk-çeviklik yetilerine aynı biçimde etki ettiği saptanmıştır. Bu çalışma sonucunda, 12-14 yaş grubunda basketbol oynayan sporcularda sıçrama, çabukluk ve çeviklik performanslarını geliştirmek için pilometrik egzersizlerin, SJ ve CMJ tekniğinin olumlu etkisi olabileceği söylenebilir.Publication Open Access 12-14 Yaş katogorisindeki bayan tenis oyuncularının fiziksel ve fizyolojik özellikleri(2012) Burçin ÖLÇÜLÜ;ABDULLAH CANİKLİ;GÖKHAN HADİ;M. Yalçın TAŞMEKTEPLİGİLBu çalışma 12 ve 14 yaş kategorisindeki toplam 32 bayan tenisçinin bazı fiziksel ve fizyolojik özellik ve farklılıklarını belirlemek için yapılmıştır. Bu amaçla bayan tenisçilerin öncelikle, vücut kitle indeksi (VKİ) ve vücut yağ oranı (VYO) hesaplandı. Daha sonra ise sporculara; dikey sıçrama , esneklik, el-kavrama kuvveti , sırt ve bacak kuvveti testleri ile Wingate anaerobik güç testi ve Astrand testleri uygulandı. Verilerin istatistiksel analizi için, tüm parametrelerin aritmetik ortalama, minimum-maksimum ve standart sapma değerleri saptandı. Gruplar arası farklılıkların belirlenmesinde Mann-Whitney U testi kullanıldı. Analizler sonucunda; 12 ve 14 yaş kategorisindeki oyuncuların değerleri sırasıyla; VKİ, 19,3±1,9 - 21,0±1,2 kg/m2, VYO (%), 13,8±1,6 - 15,2±1,4, dikey sıçrama, 44,7±5,0 - 41,7±5,3 cm, sağ el kavrama, 20,2±4,1 - 25,0±4,2 kg, sol el kavrama, 16,7±3,7 - 22,5±3,4 kg, sırt kuvveti, 84±4,5 - 86,6±4,9, bacak kuvveti, 73±9,0 -75,5±9,1 kg, MaxVO2, 42,9±8,3 - 42,7±6,1 ml/kg/dk, zirve güç, 8,82±1.35 - 9,80±1,40 W/kg, ortalama güç, 4,71±0,62 - 6,77±0,74 W/kg olarak saptandı. Sonuç olarak VKİ (p<,05) ve VYO (p<,05) parametreleri ile sağ el kavrama kuvveti (p<,01), sol el kavrama kuvveti (p<,001), zirve güç (p<,05) ve ortalama güç (p<,001) değerlerinde 14 yaş kategorisi lehinde anlamlı farklılıklar bulundu. Dikey sıçrama ve maxVO2 parametrelerinde istatistiksel bir anlamlılığa rastlanmamasına karşın 12 yaş kategorisinin matematiksel olarak daha iyi değerler elde ettiği belirlendi. Ayrıca her iki yaş grubuna mensup tenisçilerin VYO ve VKİ değerleri literatürle paralellik gösterirken, maxVO2 değerlerinin ortalama aralığın alt sınırında olduğu anlaşıldı.Publication Open Access 12. CumhurbaşkanliğI seçİmi̇ yaklaşirken... Anayasa mahkemesi̇'ni̇n k. 2012/96 kararinin anali̇zi̇: 7 yil yeri̇ne, 12 yil (mi?)(2014) ABDULLAH SEZERÇalışma, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM), Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'nu (CSK) denetimine ilişkin 2012/96 karar sayılı kararının anali- zine özgülenmiştir. 2007 Anayasa (Any.) değişikliği ile, Cumhurbaşkanı (CB) seçme yetkisi TBMM’den alınarak, doğrudan halk tarafından 5 yıl için ve 2. kez seçilebilme olanağını da içeren yeni bir yöntem kabul edildi. 11. Cumhur- başkanı (CB) A. GÜL, 28 Ağustos 2007’de TBMM’de 3. turda 339 oyla seçildi. Any. değişikliği, halkoylamasında % 68.95’lik oyla onaylandı. Any. değişikliği, 11. CB GÜL’ün görev süresinin yanı sıra, gerek GÜL ve gerekse öncekilerin 2. kez aday olma/gösterilme hakkından yarar- lanıp yararlanamayacağına ilişkin bir geçiş düzenlemesi içermemekteydi. Değişikliğin hazırlık sürecinde, bu yönde bir norma ihtiyaç olmadığı düşü- nüldü. Ancak, zamanla akademik ve politik çevredeki tartışmalar sonucu oluşan belirsizlik, Any. md. 102/son gereği hazırlanan Yasa’da giderildi. GÜL’ün görev süresi 7 yıl olarak belirlendi ve fakat 2. kez adaylık yolu kapatıldı. Yasa’nın AYM’ye götürülmesi sonrası, aykırılığı iddia edilen normlardan sadece biri (GM 1/2) iptal edilerek, 2. kez adaylık yolu açıldı. İptal kararında, başlıca şu argümanlara dayanıldı: Önceki norm-sonraki norm ilişkisi, bir temel hak olarak seçilme hakkı, seçimlerde ve adaylıkta eşitlik, Any. ile tanınan hakkın yasa ile kaldırılamayacağı, vs. Sonuç olarak, 11. CB’nin görev süresi 28 Ağustos 2014’de sona ere- cek olup, CB seçimleri 2012 yerine 2014’te yapılacaktır. İptal hükmü ge- reği, gerek 11. CB GÜL ve gerekse öncekiler (EVREN, DEMİREL, SE- ZER), 2. kez aday gösterilebilecektir. Zira, 2012 Any. değişikliği gereği re’sen aday olma yolu kapatıldığından, yalnızca aday gösterilme olanağı mevcuttur. Zira, 1982 Any. md. 101 ve CSK md. 7’ye göre, en az 20 TBMM üyesi veya son seçimlerde toplam oy oranı % 10’u aşan siyasal partiler, CB adayı gösterebilirler. Çalışma, 3 bölümden oluşur: § I. Giriş: Genel Bilgiler § II. AYM Kararının Analizi § III. Gözlemler & Sonuçlar.Publication Open Access 12. cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaşırken... Anayasa mahkemesi’nin K. 2012/96 kararının analizi: 7 yıl yerine, 12 yıl mı(2014-05-01) SEZER, ABDULLAH; Sezer A.Çalışma, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM), Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'nu (CSK) denetimine ilişkin 2012/96 karar sayılı kararının analizine özgülenmiştir. 2007 Anayasa (Any.) değişikliği ile, Cumhurbaşkanı (CB) seçme yetkisi TBMM’den alınarak, doğrudan halk tarafından 5 yıl için ve 2. kez seçilebilme olanağını da içeren yeni bir yöntem kabul edildi. 11. Cumhurbaşkanı (CB) A. GÜL, 28 Ağustos 2007’de TBMM’de 3. turda 339 oyla seçildi. Any. değişikliği, halkoylamasında % 68.95’lik oyla onaylandı. Any. değişikliği, 11. CB GÜL’ün görev süresinin yanı sıra, gerek GÜL ve gerekse öncekilerin 2. kez aday olma/gösterilme hakkından yararlanıp yararlanamayacağına ilişkin bir geçiş düzenlemesi içermemekteydi. Değişikliğin hazırlık sürecinde, bu yönde bir norma ihtiyaç olmadığı düşünüldü. Ancak, zamanla akademik ve politik çevredeki tartışmalar sonucu oluşan belirsizlik, Any. md. 102/son gereği hazırlanan Yasa’da giderildi. GÜL’ün görev süresi 7 yıl olarak belirlendi ve fakat 2. kez adaylık yolu kapatıldı. Yasa’nın AYM’ye götürülmesi sonrası, aykırılığı iddia edilen normlardan sadece biri (GM 1/2) iptal edilerek, 2. kez adaylık yolu açıldı. İptal kararında, başlıca şu argümanlara dayanıldı: Önceki norm-sonraki norm ilişkisi, bir temel hak olarak seçilme hakkı, seçimlerde ve adaylıkta eşitlik, Any. ile tanınan hakkın yasa ile kaldırılamayacağı, vs. Sonuç olarak, 11. CB’nin görev süresi 28 Ağustos 2014’de sona erecek olup, CB seçimleri 2012 yerine 2014’te yapılacaktır. İptal hükmü gereği, gerek 11. CB GÜL ve gerekse öncekiler (EVREN, DEMİREL, SEZER), 2. kez aday gösterilebilecektir. Zira, 2012 Any. değişikliği gereği re’sen aday olma yolu kapatıldığından, yalnızca aday gösterilme olanağı mevcuttur. Zira, 1982 Any. md. 101 ve CSK md. 7’ye göre, en az 20 TBMM üyesi veya son seçimlerde toplam oy oranı % 10’u aşan siyasal partiler, CB adayı gösterebilirler. Çalışma, 3 bölümden oluşur: § I. Giriş: Genel Bilgiler § II. AYM Kararının Analizi § III. Gözlemler & SonuçlaPublication Open Access 14. yüzyılda musiki tasavvuru: Hasan Kâşânî’nin “kenzü’t-tuhaf” adlı eseri(2011) ESRA ZEYNEP YILDIZ14. yüzyılda, İslam dünyasında musiki tasavvuru, kaynakların ve araştırmaların yetersizliğigibi sebeplerle, hakkında çok fazla çalışılma yapılmamış bir konudur. Ancak araştırmalara görebu dönem, Safiyüddin Urmevî’nin sisteminin tartışılıp şerh edildiği, Merâgî gibi önemli bir musiki âliminin gelişine zemin hazırlayan önemli bir dönemdir. Ayrıca musiki perdelerinin isimleri, ilkdefa bu dönemde ortaya çıkmıştır. Bu makalede, 14. yüzyılda Hasan Kâşânî tarafından yazılmışKenzü’t-Tuhaf isimli Farsça musiki risalesi üzerinden, dönemin musiki anlayışı, nazariyatı ve sazları konusu tartışılmaktadır.Publication Open Access 15 Temmuz darbe girişimi: gelenekselden yeniye medya araçlarının kullanımı(2016) YUSUF DEVRAN;ÖMER FARUK ÖZCAN15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi her yönüyle Türkiye Cumhuriyeti tarihinin önemli dönüm noktalarından biridir. Askeri cuntaya karşı sivil vatandaşların nasıl organize oldukları, darbe karşıtı mesajları hangi kanalları kullanarak ilettikleri ve eşgüdümlü olarak nasıl hareket ettikleri gerek Türkiye gerekse dünyanın diğer ülkelerindeki sivil siyaset kurumları için değerli bir örnek niteliğindedir. Bu çalışmada Türkiye'de ve dünyada darbeler ve toplumsal hareketler zemininde 15 Temmuz Darbe Girişimi'nin iletişim teknolojileri bağlamında incelenmesi ve geçmiş örneklere kıyasla değişen teknolojinin darbenin önlenmesinde nasıl etkili biçimde kullandığının tespit edilmesi amaçlanmaktadır.Publication Open Access 16 Nisan referandum sürecinde başkanlık sistemi tartışmalarının türk basınına yansımaları(2017) EZGİ ÇAKIRTürkiye’nin siyasal tarihine bakıldığında Özal ile başlayan, Demirel ile devam eden alternatif hükümet sistemi tartışmaları siyasi liderlerin yapmış olduğu açıklamalarla medya gündeminde yerini aldığı görülmektedir. Son olarak Ak Parti Hükümeti döneminde yoğun bir şekildesürdürülen bu tartışmalarla birlikte 16 Nisan Referandumu’na gidilmiştir. Özellikle başkanlıksistemi gündeminin yaratılmasında haber aktörleri olarak siyasi liderlerin oldukça büyük etkiye sahip oldukları, bununla beraber medya kuruluşlarının haberlerinde benimsemiş olduklarıideolojik yayın çizgisi doğrultusunda haber aktörlerine daha kısıtlı ya da kapsamlı, olumlu yada olumsuz yer verildiği varsayılmaktadır. Bu kapsamda, gündem belirleme kuramı temelinde16 Nisan referandumu öncesi, 11 Ekim 2016 -10 Aralık 2016 tarihleri arasında geçen süreçte başkanlık sistemi tartışmalarının Sabah, Hürriyet ve Sözcü gazetelerinin vitrin sayfalarınayansıması nicel ve nitel değerlendirmeyi barındıran içerik analiz yöntemiyle incelenmiştir.Publication Open Access 16. yy'ın ilk yarısındaki divanlarda yavuz sultan Selim'e sunulmuş şiirler(2019) ÜMRAN AY;YILMAZ TOPYavuz Sultan Selîm dokuzuncu Osmanlı padişahı olup 1512-1520 yılları arasındapadişahlık yapmıştır. Şehzadeliği ve padişahlığı döneminde çevresinde âlim, sanatkârve şair olmak üzere birçok kıymetli simanın yetişmesine imkân veren YavuzSultan Selîm çıktığı seferlerde de hocalarını ve şairleri musahip olarak yanında bulundurmaksuretiyle onlarla daima irtibat hâlinde olmuştur. Bu makalede; YavuzSultan Selîm döneminde klasik Türk şiirinde eser veren şairler taranarak divan sahibiolanlar belirlenmiş, elde bulunan divanlardan ve Mecmû‘a-i Kasâ’id-i Türkiyye’denYavuz’a ithafen şiir yazan şairler ve bu şairlerin şiirleri tespit edilmiştir. Selîmnâmetarzındaki müstakil eserler ve Yavuz adına yazılan mesneviler çalışmaya dâhil edilmemiştir.15.yy.ın sonu ile 16.yy.ın ilk çeyreğinde eser veren şairlerden Yavuz adınaşiir yazmış 16 şairin manzumesi muhteva bakımından incelenmiştir. Bu şiirlerdekihükümdarla ilgili benzetmeler ayrı bir başlık altında değerlendirilerek Yavuz’un hükümdarlığının,şairliğinin ve diğer özelliklerinin şiire yansıması hakkında bir sonucaulaşılmaya çalışılmıştır.Publication Open Access 1660-1661 yılı Erdel seferi ve bütçesi(2016) ÖZVAR, EROL; Erol ÖZVAR;Dorukhan SELÇUKBu çalışmada Osmanlı İmparatorluğu'nun 1660 yılında Erdel üzerine yaptığı sefere ait bir bütçe incelenecektir. Ana kaynak olarak T.C. Başbakanlık Osmanlı Arşivi Maliyeden Müdevver Defterler fonu 22249 numaralı defterden yararlanılmıştır. Araştırmaya konu olan bütçe başka çalışmalarda da kullanılmıştır. Ömer Lütfi Barkan, "1070-1071 Tarihli Osmanlı Bütçesi ve Bir Mukayese" adlı makalesinde bu bütçeyi incelemiştir. Ayrıca 17. yüzyılda yaşamış bir Osmanlı bilgini olan Hezarfen Hüseyin Efendi'nin "Telhîsu'l-Beyân Fî Kavânîn-i Âl-i Osman" adlı eserinde de bu bütçe yer almaktadır. Sevim İlgürel, 1998 yılında Telhîsu'l-Beyân Fî Kavânîn-i Âl-i Osman hakkında bir kitap yayınlamıştır. Karşılaştırma yaparken arşiv belgelerinin yanı sıra Ömer Lütfi Barkan ve Sevim İlgürel'in çalışmaları ve Telhîsu'l-Beyân Fî Kavânîn-i Âl-i Osman'ın "Paris, Bibliothèque Nationale c.r. nr. 40"ta bulunan bir nüshasının fotokopisi kullanılmıştır. Son yıllarda askeri harekâtlara ve sefer organizasyonlarına dair yapılan çalışmaların sayıları da artmaktadır. Bu bağlamda incelendiğinde, bu çalışma belirli bir farklılık arz etmektedir. Çünkü bahse konu olan çalışmaları bir şablona indirgemek mümkündür. Başlıklar genel olarak; ordunun erzak temini ve iaşe konuları, sefere hazırlık, ulaşım ve mühimmat, askeri personel ve muhteviyatı, seferin muhasebesi ve finansmanı şeklinde sıralanabilir. Bu çalışmada bir sefer organizasyonu incelenmemiştir. Bir bütçe çalışması yapılmasına rağmen "Erdel Seferi" gerek dönemin kroniklerinden gerek sonraki dönem eserlerinden de araştırılmıştır. Bu sefer bütçesi dönem anlatıları haricinde ilk defa arşiv belgesi temel alınarak incelenmiştirPublication Open Access 1660-1661 yılı Erdel seferi ve bütçesi(2016-12-01) SELÇUK, DORUKHAN; ÖZVAR E., SELÇUK D.Bu çalışmada Osmanlı İmparatorluğu’nun 1660 yılında Erdel üzerine yaptığı sefere ait bir bütçe incelenecektir. Ana kaynak olarak T.C. Başbakanlık Osmanlı Arşivi Maliyeden Müdevver Defterler fonu 22249 numaralı defterden yararlanılmıştır. Araştırmaya konu olan bütçe başka çalışmalarda da kullanılmıştır. Ömer Lütfi Barkan, “1070-1071 (1660-1661) Tarihli Osmanlı Bütçesi ve Bir Mukayese” adlı makalesinde bu bütçeyi incelemiştir. Ayrıca 17. yüzyılda yaşamış bir Osmanlı bilgini olan Hezarfen Hüseyin Efendi’nin “Telhîsu’l-Beyân Fî Kavânîn-i Âl-i Osman” adlı eserinde de bu bütçe yer almaktadır. Sevim İlgürel, 1998 yılında Telhîsu’l-Beyân Fî Kavânîn-i Âl-i Osman hakkında bir kitap yayınlamıştır. Karşılaştırma yaparken arşiv belgelerinin yanı sıra Ömer Lütfi Barkan ve Sevim İlgürel’in çalışmaları ve Telhîsu’l-Beyân Fî Kavânîn-i Âl-i Osman’ın “Paris, Bibliothèque Nationale c.r. nr. 40”ta bulunan bir nüshasının fotokopisi kullanılmıştır. Son yıllarda askeri harekâtlara ve sefer organizasyonlarına dair yapılan çalışmaların sayıları da artmaktadır. Bu bağlamda incelendiğinde, bu çalışma belirli bir farklılık arz etmektedir. Çünkü bahse konu olan çalışmaları bir şablona indirgemek mümkündür. Başlıklar genel olarak; ordunun erzak temini ve iaşe konuları, sefere hazırlık, ulaşım ve mühimmat, askeri personel ve muhteviyatı, seferin muhasebesi ve finansmanı şeklinde sıralanabilir. Bu çalışmada bir sefer organizasyonu incelenmemiştir. Bir bütçe çalışması yapılmasına rağmen “Erdel Seferi” gerek dönemin kroniklerinden gerek sonraki dönem eserlerinden de araştırılmıştır. Bu sefer bütçesi dönem anlatıları haricinde ilk defa arşiv belgesi temel alınarak incelenmiştir.Publication Open Access 1697-1910 yılları arasında Osmanlı kültüründe muhasebecilerin mezar taşlarının karakteristik özellikleri(2010) Barış SİPAHİ;Ayten ÇETİNHer kültürün bir ölüm alt kültürü vardır. Osmanlı İmparatorluğunda Müslümanlara ait mezar taşları diğer medeniyetlerde eşine az rastlanır özelliklere sahiptir. Mezar taşlarının sahip olduğu kitâbeler ve şekilleri oldukça önemli bilgileri ihtiva etmektedir. Ölenin statüsü, mesleği, kimliği ve dilekleri bu bilgilerden birkaçıdır. Bu bağlamda tarih araştırmacıları için vazgeçilmez bir kaynak olmuştur. Yerli ve yabancı birçok bilim adamı bu konu üzerine araştırmalar yapmış tarihe ilişkin ipuçları elde etmişlerdir. Bu makalenin amacı, Osmanlı İmparatorluğunda muhasebe mesleğini irca eden Müslüman muhasebecilerin mezar taşlarının karakteristik özelliklerini ortaya koyabilmektir. Konunun sadece Müslüman muhasebeciler ile kısıtlı kalmasındaki temel sebep ise diğer semavi dinlere mensup olan muhasebecilerin mezarlarında tarafımızca yapılan araştırmada mesleklerine dair herhangi bir ibareye rastlanama-mış olmasıdır.Publication Open Access 17-4 Ph paslanmaz çeliğin tornalama İşleminde taguchi metodu İle grey-based optimizasyonu(2017) GÜLTEKİN BASMACI;MUSTAFA AY;İSMAİL KIRBAŞBu çalışmada; 17-4 PH paslanmaz çeliğin silici ve geleneksel kesici uçlar ile kuru şartlarda tornalanmasının kesme kuvvetleri ve yüzey pürüzlülüğüne etkileri gri tabanlıtaguchi optimizasyonu sunulmuştur. İlerleme oranının, kesme derinliğinin ve köşe radisünün kesme kuvveti ve yüzey pürüzlülüğü üzerine etkileri incelendi. Gri ilişki analiz optimizasyon metodu kullanıldı. Her bir parametrenin elde edilen sonuçlara etkisinin tayini içinde varyans analizi (ANOVA) kullanılmıştır. Bağımlı değişkenlerle bağımsız değişkenler arasındaki ilişki regresyon analizi ile modellendi. Bu çalışmada 17-4 PH paslanmaz çeliğin kaplamalı karbid uç ile optimal işlenebilirliği tayin edildiPublication Open Access Publication Open Access 18F-2-fluoro-2-deoksi-D-glukoz pozitron emisyon tomografisi/bilgisayarlı tomografinin lenfomanın inisiyal evrelemesinde kemik iliği tutulumunun belirlenmesindeki rolü(2017) Ali Ozan ÖNER;Evrim Sürer BUDAK;FUNDA AYDIN;OZAN SALİM;ORHAN KEMAL YÜCEL;BAHAR AKKAYA;TAYFUR TOPTAŞ;ADİL BOZ;Akın YILDIZ;Fırat GÜNGÖR;LEVENT ÜNDARAmaç: Günümüzde 18F-2-fluoro-2-deoksi-D-glukoz (18F-FDG) pozitron emisyon tomografisi/bilgisayarlı tomografi (PET/BT), Hodgkin lenfoma (HL) ve non-Hodgkin lenfomaların (NHL) evrelemesinde ve takibinde başarılı bir şekilde kullanılmaktadır. Değişik çalışmalarda PET/BT'nin kemik iliği tutulumunu göstermede etkinliği ve kemik iliği biyopsisi (KİB) ile uyumu gösterilmiş ve tamamlayıcı yöntem olarak kullanılması önerilmiştir. Biz de bu çalışmada HL ve NHL'de kemik iliği infiltrasyonunu değerlendirmede PET/BT'nin etkinliğini değerlendirmeyi amaçladık.Yöntem: Çalışmaya Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı'nda başlangıç evreleme için PET/BT tetkiki yapılan 172 lenfoma olgusu dahil edilmiştir. Olguların PET/BT tetkikinde görsel ve semikantitatif değerlendirme yapıldı.18F-FDGPET tetkikinde kantitatif parametre olarak maksimum standart uptake değeri (SUVmaks) kullanıldı. Görsel değerlendirmede karaciğerden daha yüksek metabolik aktivite gösteren kemik iliği aktivitesi patolojik olarak değerlendirildi. Semikantitatif değerlendirmede ise kemik iliğinde diffüz metabolik aktivite artışı gösteren olgularda iliak kanattan, fokal tutulumda ise en yüksek aktivite gösteren alandan ilgi alanı çizdirilerek SUVmaks değeri hesaplandı. KİB sonuçları referans olarak alınmıştır.Bulgular: Tüm olgular için görsel değerlendirmede PET/BT'nin kemik iliği infiltrasyonunu göstermede duyarlılığı %31, özgüllüğü %85 olarak saptanmıştır. HL olgularında görsel değerlendirmede duyarlılık %80, özgüllük %78; NHL olgularında ise duyarlılık %24, özgüllük %90 olarak bulunmuştur. Semikantitatif değerlendirmede HL'de SUVmaks>=4 alındığında duyarlılık %80, özgüllük %68 olarak saptanmıştır. NHL'de ise SUVmaks>=3,2 olarak belirlendiğinde duyarlılık %65, özgüllük %58 olarak bulunmuştur.Sonuç: Bu çalışmada, çok yüksek olmamakla birlikte, PET/BT bulguları ile KİB sonuçları arasında uyum izlendi. PET/BT görüntülemenin kemik iliği infiltrasyonu olup olmadığını göstermede etkili bir yöntem olduğunu görmekteyiz. PET/BT'nin, KİB'nin yerini almamakla birlikte, biyopsi yapılabilecek bölgeyi göstermede yönlendirici ve KİB'yi tamamlayıcı bir görüntüleme yöntemi olarak kullanılabileceğini düşünmekteyizPublication Metadata only 1924 Anayasası döneminde siyasal muhalefet(2015) Bihterin DİNÇKOLBatı demokrasilerini totaliter sistemlerden ayıran önemli unsurlardan biri siyasal muhalefettir. Çoğunlukçu demokrasilerde, iktidardaki parti dışında siyasi partiler var olmasına rağmen, seçimlerde iktidar partisiyle diğer partiler eşit koşullar içinde yarışamazlar. 1924 Anayasası da çoğunlukçu rejim örneğidir. Meclis, 1924 Anayasası'nda egemenliğin kullanılmasında tek yetkili organ olarak düzenlemiştir. Cumhuriyetin ilanının ardından kabul edilen Anayasa'da meclisin iradesinin sınırlanması düşünülmemiştir. Bu nedenle de meclisin Anayasaya uygunluğunu denetleyecek yargısal bir organa yer verilmemiştir. Özgürlüklerin yegane güvencesi, egemenliğin kullanıcısı TBMM olmuştur. Ayrıca 1924 Anayasası'nın uygulandığı tek partili dönemde, egemenliği kullanan organların çokluğu ve çok partili yaşam söz konusu değildi.Publication Open Access 1924 anayasası döneminde yurttaşlık anlayışı(2015) Bihterin DİNÇKOL VURAL;ALPER IŞIKYurttaşlık kavramı, gerek yazılı anayasaların varlığından önce gerek yazılı anayasalardan sonraki süreçte devlete ait olmanın esasla- rını belirleyen kilit bir kavram olarak her zaman önem arz etmiştir. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu ve Osmanlı Devletinin çöküş aşa- malarında ilk olarak 1876 Kanun-i Esasisi, daha sonradan 1909 yılında yapılan kapsamlı değişiklikler, 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu ve son olarak da 1924 Anayasası yürürlüğe girmiştir. 1924 Anayasası, 6 bö- lümden ve 105 maddeden oluşur. Kendisinden önce yürürlükte olan 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanununun aksine daha detaylı düzenlemeler içermektedir. Bunun yanı sıra 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanununda yer almayan temel hak ve hürriyetlere ilişkin düzenlemeler 1924 Anayasa- sında yer almaktadır. Kuşkusuz düzenlenen temel hak ve özgürlüklerin öznesi yurttaşlardır. Anayasada yer alan hakların öznesi olan yurttaşla- rın kimler olduğu da Anayasa metninde yer almaktadır. Makalede, yurttaş kavramının kısa bir tanımı ve günümüzde ta- şıdığı anlam ele alınacak, ardından 1876 Kanun-i Esasisi, 1909 deği- şiklikleri, 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu ve 1924 Anayasasında yer alan yurttaş tanımları incelenecek ve 1924 Anayasasında yurttaşlık tanımına ilişkin yürütülen tartışmalara değinilecektir. 1924 Anayasa- sının yürürlüğe girmesiyle anayasada yer alan yurttaş tanımının analizi yapılacak ve 1924 Anayasasının yürürlükte olduğu dönemde yurttaşlık anlayışını yansıtan belli başlı kanunlardan bahsedilecektir. Ardından 1924 Anayasasında yer alan tanımın 1961 ve 1982 Anayasalarındaki yurttaş tanımıyla arasındaki farka dikkat çekilecektir. Son olarak ise ülkemizde sıklıkla gündeme gelen yeni bir anayasa hazırlanması düşün- cesi göz önüne alınarak, muhtemel bir yurttaşlık tanımı önerisi sunul- maya çalışılacaktır.