Tez Koleksiyonu
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Tez Koleksiyonu by Language "ger"
Now showing 1 - 20 of 175
Results Per Page
Sort Options
Publication Metadata only Aktuelle tendenzen im digitalgestützten DaF- Unterricht in der primarstufe : chancen und herausforderungen(2023) Özkan, Aykut; Gündoğar, Feruzan; Marmara Üniversitesi; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Yabancı Diller Eğitimi Anabilim Dalı; Alman Dili Eğitimi Bilim DalıSon yıllarda teknolojide yaşanan değişim ve gelişimler sonucunda teknoloji kullanımı her alanda olduğu gibi eğitim alanında da yaşamımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Teknoloji ve iletişim araçlarının sağladığı olanaklarla bireylerin dünyanın her yerindeki bilgi ve öğrenme ortamlarına erişimi hızlı bir şekilde sağlanmaktadır. Eğitim alanında doğan ihtiyaçlar doğrultusunda dersi destekleyici çeşitli öğrenme platformları ve uygulamalar geliştirilmiştir. Bu araçlar yalnızca yüz yüze eğitim modelinde kullanılmamakla birlikte uzaktan eğitim, hibrit eğitim ve karma eğitim gibi çeşitli eğitim modellerinde de öğrenme ve öğretmeyi destekleyici bir rol üstlenmektedir. Eğitim alanındaki bu dijitalleşme süreci yabancı dil derslerinde de birçok fırsat sunmaktadır. Bu bağlamda yukarıda kısaca değinilen konu çerçevesinde bu bilimsel çalışmada, yabancı dil eğitiminde kullanılan dijital araçlar ve uygulamalar irdelenmiştir. Böylelikle dijital araçların ve uygulamaların yabancı dil dersinde kullanımı doğrultusunda oluşan fırsatlar ve etkili kullanımı için sağlanılması gereken koşullar üzerinde durulmuştur. Bu incelemeler sonucunda konuya yabancı dil eğitimi penceresinden eleştirel bir bakış açısı kazandırılması amaçlanmaktadır. Saha çalışmasında ilkokul Almanca öğretmenleri ile gerçekleştirilen görüşmeler neticesinde ise alandaki mevcut durum ve eksiklikler tespit edilmiştir. Çalışma nitel araştırma yöntemlerinden yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamındaki verilerin toplanması için yarı yapılandırılmış görüşme formları kullanılmıştır. Araştırmanın katılımcıları, ilköğretim seviyesinde yabancı dil olarak Almanca eğitimi veren kurum ve okullardaki Almanca öğretmeni unvanına sahip eğitimcilerden oluşmaktadır. Maksimum çeşitliliğin sağlanabilmesi için araştırma kapsamında görüşülecek olan öğretmenlerin belirlenmesi esnasında eğitimcilerin hizmet sürelerinin ve eğitim verdikleri sınıf seviyelerin farklı olması göz önünde bulundurulmuştur. Çalışma sonucunda elde edilen veriler doğrultusunda alandaki güncel durum hakkında bilgi verildiğinden, ileride yapılacak olan çalışmalara da olumlu katkıda bulunacağından önem arz etmektedir.Item Metadata only Alternative wettbewerbsstrategien der GSM markt in der Türkei(Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2000) Bilginoğlu, Elif; Feuerhake, Christian; Almanca İşletme Anabilim Dalı Almanca İşletme Bilim DalıTÜRKİYE'DEKİ CEP TELEFONU PAZARINDAKİ ALTERNATİF REKABET ANALİZİ"Stratejik planlamanın bir parçası olan rekabet analizi bir şirketin stratejisini ayrı olarak değil, aksine çevresine uyarlayarak geliştirmesi şeklinde tanımlanabilir." Bu çalışmada Türkiye'deki cep telefonu pazarındaki rekabet stratejileri değerlendirilmiştir. Cep telefonu pazarındaki donanım sektörü ikiye ayrılır: Telefonlar ve alt yapı. Bu çalışmada telefonlarla ilgili kısım değerlendirilmiştir. Asli işleri değerlendirilen şirketlerin rekabet profilleri analiz edilmiş ve Siemens adına bir rakip analizi yapılmıştır. Bu çalışma Türkiye'deki cep telefonu piyasasındaki rekabet stratejilerinin analizine şu şekilde yardımcı olabilir: İkinci bölümde teorik kısım ele alınmış ve rekabet stratejileri Porter ve Kotler'ın bakış açılarıyla açıklanmıştır. Bu çalışma dünyada ve Türkiye'deki telekomünikasyon ve cep telefonu pazarı hakkında bilgiler de içermektedir. Daha sonra Siemens ve asıl rakipleri Ericsson, Nokia ve Motorola'nın rakip profillerinden bahsedilmektedir. Bu çalışmanın asıl noktası Siemens'in asıl rakipleriyle karşılaştırılınca kendini geliştirebilme şansının olduğu noktaların belirlenmesinde yatmaktadır. Diller, Hermann: Vahlens Großes Marketing Lexikon, München 1992, S. 1332.ALTERNATIVE WETTBEWERBSSTRATEGIEN DER GSM MARKT IN DER TÜRKEI"Die Wettbewerbsstrategie als Teil des Strategischen Marketing ist dadurch gekennzeichnet, daß ein Unternehmen seine Strategie nicht isoliert entwickelt, sondern am gesamten relevanten Umfeld ausrichtet." In dieser Masterarbeit werden die alternative Wettbewerbsstrategien von dem GSM Markt in der Türkei aufgewertet. Der Hardwaresektor des Mobiltelefongeschäftes spaltet sich in zwei auf: Hörer und Infrastruktur. In dieser Masterarbeit wird der Hörerteil überarbeitet. Es werden die Wettbewerberprofilen der Unternehmen, deren primäre Aktivitäten bewertet werden, analysiert und es wird einen Konkurrentenanalyse in der Name von Siemens durchgeführt.Zur Analyse von Wettbewerbsstrategien der GSM Markt in der Türkei kann diese Masterarbeit so helfen, daß es in der zweiten Kapitel der theoretische Teil hat, in dem die Wettbewerbsstrategien nach der Blickfang von Porter und Kotler erklärt werden. Es enthält auch Informationen über die Telekommunikations- und GSM Marktes auf der Welt und in der Türkei. Danach werden von den Wettbewerberprofilen von Siemens und seinen Hauptkonkurrenten erwähnt. Der Schwerpunkt dieser Arbeit liegt auf dem Feststellen der Punkte, auf denen Siemens seine Handlungsoptionen im Vergleich zu den Hauptkonkurrenten hat. Vgl. Diller, Hermann: Vahlens Großes Marketing Lexikon, München 1992, S. 1332.Item Metadata only Analyse der markenlıebe - eıne vergleıchende studıe zwıschen den unterschıedlıchen konsumentengeneratıonen - dargestellt am fallbeıspıel von handyındustrıe(Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017) Tibet, Ebru; Gülpınar, Kelemci; İşletme Anabilim Dalı Almanca Üretim Yönetimi ve Pazarlama (Almanca) Bilim DalıÖZET ANALYSE DER MARKENLIEBE ZWISCHEN DER X, Y UND Z GENERATIONEN: EINE EMPIRISCHE STUDIE IN DER HANDYINDURSTRIE In den letzten Jahren hat die Markenliebe an Bedeutung für die Firmen zugenommen. Um die Gefühle der Kunden zu aktivieren, betonen die FirmenItem Metadata only Analyse der markenlıebe - eıne vergleıchende studıe zwıschen den unterschıedlıchen konsumentengeneratıonen - dargestellt am fallbeıspıel von handyındustrıe(Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017) Tibet, Ebru; Kelemci, Gülpınar; İşletme Anabilim Dalı Almanca Üretim Yönetimi ve Pazarlama (Almanca) Bilim DalıÖZETANALYSE DER MARKENLIEBE ZWISCHEN DER X, Y UND Z GENERATIONEN: EINE EMPIRISCHE STUDIE IN DER HANDYINDURSTRIEIn den letzten Jahren hat die Markenliebe an Bedeutung für die Firmen zugenommen.Um die Gefühle der Kunden zu aktivieren, betonen die Firmen das Wort „Liebe“ stärker beiihrer Strategien und Slogans. Damit zielen sie die emotionale Bindung zwischenKonsumenten und Marken und dadurch die Markenliebe. Wenn die Markenliebe geschafftwird, gewinnen die Firmen auch die Markenvertrauen und Markenloyalität des Verbrauchers.All diese abstrakten Begriffe sind sehr wichtig für die Firmen, um mehr zu verdienen undWettbewerbsvorteile auf dem Markt zu schaffen.In dieser Studie werden die Begriffe im Markenmanagement untersucht, die dieMarkenliebe beeinflussen und die dadurch beeinfluβt werden. Es wurde bestimmt, daβ dieseBegriffe mit der Markenliebe eine sinnvolle Beziehung haben. Der andere Zweck dieserArbeit ist, die Unterschiede dieser Begriffe, die im Markenmanagement in den letzten Jahrenwichtiger geworden sind, je nach Generationen X, Y und Z zu analysieren. AlsUntersuchungobjekt wurde Handy, das meistbenutzte und beliebte Produkt des täglichenLebens, genommen. Eine empirische Studie per Befragung wurde in Istanbul und Ankaradurchgeführt. 576 Befragten wurden an dieser Befragung aktiv teilgenommen. Entsprechenddieser Studie wurde festgelegt, daβ es keine sinnvolle Unterscheidung für die Markenliebezwischen Generationen X, Y und Z gibt.ABSTRACTANALYSIS OF BRAND LOVE BETWEEN X, Y AND Z GENERATIONS: ANEMPIRICAL STUDY IN MOBILE INDUSTRYIn recent years, importance of brand love for companies increased. To activate feelingsof customers, companies emphasize the word “love” stronger in their strategies and slogans.So do they target the emotional binding between consumers and brands and thereby the brand love. If brand love is created, companies will also gain the brand trust and the brand loyalty of consumers. All these abstract concepts are very important for companies in order to earn more and to establish competitive advantages in the market.In this study, the concepts in brand management that affect the brand love and that areimpacted by the brand love, were studied. It was determined that these terms have ameaningful relationship with the brand love. The other purpose of this study is to analyze thedifferences between these terms per X, Y and Z generations, which is more important in brand management in recent years. Mobile phones, the most used and beloved products of daily life, are taken. An empirical study, a survey was carried out in Istanbul and Ankara. 576interviewee have actively participated in this survey. According to this study it wasdetermined that, there is no meaningful difference for brand love between X, Y and Zgenerations.Item Metadata only Analyse der markenpersönlichkeit im politik-marketing(Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010) Hazır, Ozan; Schneider, Gülpınar Kelemci; İşletme Ana Bilim Dalı Üretim Yönetimi ve Pazarlama (Alm.)Bilim DalıAnahtar Kelimeler: Politik Pazarlama, Politikada Marka, Seçmen Davranışları, Marka Kişiliği, Parti Marka Kişiliği BoyutlarıÖZETPOLİTİK PAZARLAMADA PARTİ MARKA KİŞİLİĞİ ANALİZİPolitik pazarlama uygulamaları çok partili sistem ve demokrasi ile ortaya çıkmıştır. Günümüzde partiler rakiplerine fark sağlamak ve seçmenlerin ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamak adına politik pazarlama uygulamalarına sıklıkla başvurmaktadırlar. Ticari pazarlamada bulunan yoğun rekabet ve bunun getirisi olarak tüketicilerin maruz kaldığı bilgi kirliliği, yönetilen pazarlama çalışmalarının tüketiciler tarafından istenildiği gibi algılanmadığını göstermektedir. Marka kişiliği bu anlamda firmalara yardımcı olmaktadır. Politik sistemin yapısından dolayı seçmen oy verme sürecinde belirsizlikle ve risklerle karşı karşıyadır. Seçmenler oy verdiği partinin iktidara gelip gelmeyeceğini veya mecliste yer alıp almayacağını önceden bilmemektedirler. Politik pazarlamada marka kişiliği, diğer bir deyişle partilerin marka kişilikleri seçmenin karşılaştığı riskleri azaltmaktadır.Bu bilgiler ışığında bu çalışma üç aşamada ele alınmıştır. İlk olarak politik pazarlamanın özellikleri, politikada markalar ve bu kapsamda seçmen davranışları anlatılmıştır. Daha sonra marka kişiliği kavramı ve politikada marka kişiliğinin önemi ayrıntılı olarak ele alınmış ve son olarak Türkiye’deki parti marka kişiliği seçmen tarafındaki algısını ortaya koymak üzere yürütülen saha araştırmasının bulguları ortaya konulmuştur. Bulgular ile örnekleme ait ana kütlenin demografik özellikleri, Türkiye’deki parti marka kişilik boyutları, politikaya olan ilgi ile politik marka algısı arasındaki ilişki, politikaya olan ilgi ve politik marka kişiliği boyutları arasındaki ilişki ve parti tercihinin parti marka kişilik boyutlarına etkisi incelenmiştir.Key words : Political Marketing, Brands in Politics, Voter’s Behaviour, Brand Personality, Dimensions of Party Brand PersonalityABSTRACTAN ANALYSE OF THE BRAND PERSONALITYIN POLITICAL MARKETINGPolitical marketing practices have emerged with democracy and multiparty system. Nowadays, the parties are often referred political marketing practices in order to provide notice to competitors and to meet the needs of voters in the best way. The intense competition in commercial markets is causing overload information for consumers. This shows that managed marketing activities are not perceived as required by the consumer.In this sense, brand personality helped the companies. Due to the nature of the political system, voters are faced with uncertainty and risk in the process of voting. Voters don’t have certain information on whether the party they voted will come to power or will take place in parliament or not. Brand personality in political marketing, in other words party-brand personality, can reduce the risk faced by voters. In the light of this information, this study is covered in three sections. First, the characteristics of political marketing, brands in politics, and voter behaviours in this context are stated. Then the concept of brand personality and the importance of brand personality in politics are discussed in details. Finally, the results of the research have been revealed, which is conducted with the goal of finding perception of party brand personality in Turkey. Results are examined on following titles: demographic characteristics of the sample, party brand personality dimensions in Turkey, the relationship between political interest and the political brand perception, political interest and dimensions of political brand personality relationship, the effect of party preference to dimensions of political brand personality.Item Metadata only Analyse der markenpersönlichkeit von damenbinder marken in der Türkei(Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2008) Kelebek, Cansel; Schneider, Gülpınar Kelemci; İşletme Anabilim Dalı Üretim Yönetimi ve Pazarlama Almanca Bilim DalıÖzetObjektif ürün kalitelerinin birbirine yakınlaşması rekabeti artırmaktadır. Teknolojik gelişmeler sayesinde aynı ya da daha iyi kalitede ürünleri piyasaya sürmek kolaylaşmaktadır. Satın alma davranışı yani marka tercihi tüketicilerin sadece temel ihtiyaçları sonucunda oluşmamaktadır, aynı zamanda psikolojik faydalarda önemli rol oynamaktadır. Markanın psikolijik faydası olan Marka Kişiliği markaya farklılaşma imkanı sağlamakta ve böylece marka tercihini etkilemektedir. Özellikle ürün özelliklerinin ayrışamadığı sektörlerde Marka Kişiliği tüketicilerin marka tercihini etkileyen önemli bir araçtır.Bu çalışmada Türkiye hijyenik ped sektörü ele alınmış ve hijyenik ped markaları olan „Orkid“, „Molped“ ve „Kotex“in marka kişilikleri analiz edilmiştir. Ele alınan markaların marka kişilikleri User ve Non User gruplar arası kıyaslamalı olarak incelenmiştir. Marka kişiliklerinin User ve Non User gruplar arasındaki algı farkı ile marka kişiliği ve marka tercihi arasındaki ilişki ve markaların birbirinden nasıl farklılaştığı incelenmiştir. Bunun yanı sıra Türkiye marka kişiliği faktörlerinin sektör özgünlüğü, bu sektörde geçerliliği test edilmiştir.Marka kişiliği algılamalarında User ve Non User grupların arasındaki farklılıkların araştırılması sonucunda, Marka Yönetimi stratejileri için önerilerin geliştirilmesi amaçlanmaktadır. ZusammenfassungDie Angleichung der objektiven Qualität von Produkten verstärken den qualitätsspezifischen Wettbewerb. Durch die technologischen Entwicklungen können die Wettbewerber leichter gleiche und/oder bessere Produktqualität am Markt anbieten. Das Käuferverhalten bzw. die Markenauswahl resultiert nicht nur nach den Grundnutzens der Konsumenten sondern psychologische Nutzens spielen auch einen großen Rolle. Die Markenpersönlichkeit als eine psychologische Eigenschaft, bietet die Differenzierungsmöglichkeit und dadurch determiniert die Markenauswahl. Besonders für die Sektoren, die die undifferenzierten Produkteigenschaften besitzen, ist die Markenpersönlichkeit ein wesentliches Instrument um Kundenpräferenzen zu beeinflussen.In dieser Studie wurden die Markenpersönlichkeiten am Beispiel der Damenbinder Marken „Orkid“, „Molped“ und „Kotex“ in der Türkei analysiert. Die Markenpersönlichkeiten dieser Marken wurden zwischen User und Non-User Gruppen vergleichen. Dadurch wurde es analysiert in wieweit sich die Persönlichkeiten der Marken miteinander aus Kundensicht differenziert im Hinblick auf die Wahrnehmungsunterschiede der Markenpersönlichkeiten zwischen User und Non User Gruppen. Zusätzlich wurde die Sektorspezifität der türkeispezifischen Markenpersönlichkeitsdimensionen bzw. Gültigkeit der türkeispezifischen Dimensionen der Markenpersönlichkeit für den ausgewählten Sektor getestet.Die Erkundung der Unterschiede zwischen User und Non User Gruppen von Damenbinder Marken sollte dazu dienen, dementsprechende Implikationen für Markenmanagement abzuleiten.Item Metadata only Analyse der ursachen für die entstehung der latenten steuern bei der umwandlung der türkischen steuerbilanz und guv nach ifrs und hgb(Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007) Tapkan, Fatih; Kutlan, Serhat; İşletme Anabilim Dalı Muhasebe Finansman (Alm.) Bilim DalıÖZETTÜRK VERGİ BİLÂNÇOLARININ VE GELİR TABLOLARININ IFRS VE HGB’ ye ÇEVRİMİNDE ERTELENMİŞ VERGİ DOĞURAN UNSURLARIN INCELENMESİİşletmeler dönemler itibariyle elde ettikleri karlardan Vergi Usul Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu ve diğer vergi kanunları uyarınca ödeyecekleri vergileri hesaplamakta ve bu vergilerini finansal tablolarda raporlamaktadırlar. Ödenecek vergiler yerel vergi mevzuatı dikkate alınarak hesaplanmaktadır. Oysa işletmelerin Uluslar arası Finansal Raporlama Standartları (UFRS) ve alman ticaret kanununa (HGB) göre hazırlanan finansal tablolarında raporlanan dönem karları ile hesaplanan vergi tutarları Türk Vergi Kanunlarına göre hazırlanmış bilânçolarda yer alan dönem karlarından farklı olabilmektedir. Bu farklılıklar geçici ve sürekli farklılıklardan kaynaklanıp ertelenmiş vergi adı altında bilânçolarda raporlanır. Bu çalışmanın amacı Türk bilânçoları ve gelir tablolarının UFRS ve HGB ye çevriminde ortaya çıkabilecek sürekli ve geçici farklılıkların araştırılması ve tespit edilmesidir. Bu bağlamda ertelenmiş vergi doğuran geçici farklılıklar birer örnek yardımıyla açıklanmaya çalışılmıştır. Ertelenmiş vergi doğuran unsurların mali tablolara nasıl yansıdığı muhasebe kayıtları ve aritmetik hesaplamalar yardımıyla uygulamalı olarak gösterilmiştir. Çalışmanın sonunda Türk bilânçoları ve gelir tablolarının UFRS ve HGB ye çevrimi sırasında sık karşılaşılacak ertelenmiş vergi doğuran geçici farklılıklar bir tablo halinde verilmiştir. ZUSAMMENFASSUNGANALYSE DER URSACHEN FÜR DIE ENTSTEHUNG DER LATENTEN STEUERN BEI DER UMWANDLUNG DER TÜRKİSCHEN STEUERBILANZ UND GUV NACH IFRS UND HGBAus den erwirtschafteten Gewinnen berechnen die Unternehmen ihre zu zahlenden Steuern in Einstimmung mit dem Steuerverfahrensgesetz, Körperschaftssteuergesetz, Einkommenssteuergesetz sowie den anderen steuerrechtlichen Vorschriften periodisch und sie berichten diese Steuern im Jahresabschluss. Bei der Berechnung der Steuern sind die oben erwähnten Steuergesetze zu berücksichtigen. Die Periodenergebnisse und die Steuern im türkischen Jahresabschluss können sich von den Periodenergebnisse und den Steuern im Jahresabschluss nach International Financial Reporting Standards (IFRS) und/oder Handelsgesetzbuch (HGB) unterscheiden. Diese Differenzen stellen entweder permanente oder temporäre Differenzen dar. Ziel dieser Arbeit ist die Erforschung und Feststellung der möglichen permanenten und temporären Differenzen, die bei der Umwandlung der türkischen Steuerbilanz und Gewinn- und Verlustrechnung (GuV) nach IFRS und HGB entstanden können werden. Aus diesem Grund werden bei dieser Arbeit versucht, diese temporären Differenzen, die im Jahresabschluss zum Ansatz der latenten Steuern verursachen, mit Hilfe von Beispielen zu erklären. Folglich werden die Auswirkungen der latenten Steuern auf den Jahresabschluss durch die Buchungen und arithmetischen Berechnungen dargestellt. Am Ende der Arbeit werden die Entstehungsursachen der latenten Steuern bei der Umwandlung der türkischen Steuerbilanz und GuV nach IFRS und HGB tabellarisch angegeben.Item Metadata only Analyse und konzeption eines fahrgastinformations und leitstandsystems(Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007) Sarı, Övünç; Akpınar, Haldun; İşletme Anabilim Dalı İşletme Enformatiği (Alm.) Bilim DalıÖZETBu çalışma, Marmara Üniversitesi Almanca İşletme Enformatiği Bölümü çerçevesinde yüksek lisans bitirme tezi olarak yapılmıştır.Bu çalışma ikisi proje uygulamaları olmak üzere beş bölümden oluşmaktadır.Birinci bölümde elektronik komuta teknolojisi anlatılmaktadır. Bu sırada temel bilgi ve terimlerden sonra genel yapısı hakkında bilgi verilmektedir.İkinci bölümde bilgisayar destekli hat işletim sistemi konusuna giriş yapılıp bu konu tanıtılmaktadır.Üçüncü bölüm, yolcu bilgi ekranları hakkında bilgi vermekte ve ikinci bölümü tamamlamaktadır. Bu bağlamda bilgi ekranları teknolojilerinin özelliklerinden de bahsedilmektedir.Dördüncü bölüm, benimde aktif olarak çalıştığım bir uygulamadan bahsetmektedir. Bu uygulama İstanbul için gerçekleştirilmiş olup Sultançiftliği ve Edirnekapı arasındaki raylı sistemin sinyalizasyonu üzerinedir. İnşaat çalışmaları halen devam etmektedir.Birinci bölüme bağlantılı olarak beşinci bölümde de Almanya’da bulunan Doventor ve Hansator arasında bulunan raylı sistemin sinyalizasyonu görsel örneklerle anlatılmaktadır. Burada da genel bir fonksiyon anlatımı verilip hatalar ve düzeltmeler görsel olarak anlatılmaktadır. ZUSAMMENFASSUNGDie vorliegende Arbeit entstand als Masterarbeit im Rahmen des Studiengangs “Wirtschaftsinformatik” der Marmara Universität Istanbul.Es handelt sich um die Analyse und Konzeption eines Fahrgastinformations- und Leitstandsystems. Durch den Einsatz moderner IT-Systeme kann die Effizienz im Schienenverkehr gesteigert und die Unfaelle vermeidet werden.Die Arbeit besteht aus fünf Teilen inklusiv zwei Projekte, von denen man den Grundprinzip besser verstehen kann.Im ersten Teil wird die elektronische Stellwerktechnologie vorgestellt. Dabei werden nach Grundlagen und Begriffe die generelle Struktur des elektronischen Stellwerks (ESTW) erklärt. Im zweiten Teil wird hingegen in rechnergestützte Betriebsleitsysteme eingegangen, wobei die RBL Technik als Überblick präsentiert ist. Der dritte Teil gibt Auskunft über die Fahrgastinformationsystemanzeigen und ergänzt den zweiten Teil des Arbeits. Dabei werden die Eigenschaften von verschiedenen Anzeigertechnologien kurz ermittelt.Der vierte Teil ist ein Anwendungsbeispiel in dem ich auch aktiv teilgenommen habe. Dieses Projekt ist für die Stadt Istanbul realisiert worden wobei ein ESTW und mitgebundenes Signaltechnik für die Strecke Sultanciftligi und Edirnekapi konzeptiert wird. Die Bauarbeiten dauern noch heutzutage.In dem Zusammenhang mit dem ersten Teil wird im fünften Teil die ESTW für Signalanlage Hafenbahn zwischen Doventor und Hansator mit visuellen Beispielen ermittelt. Da werden die allgemeine Funktionsbeschreibung, Visualisierung von Fehlern und deren Behebungen dargestellt.Item Metadata only Ansatzpunkte zur erringung von wettbewerbsvorteile im vertriebsbereich: das beispiel grosskuechen in der Turkei(Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2004) Kaplangı, Güçlü; Jenner, Thomas; İşletme Ana Bilim Dalı Üretim Yönetimi ve Pazarlama Bilim DalıGlobal rekabetin gün geçtikçe artan önemi, sektörlerinde faaliyet gösteren şirketleri, varlıklarını sürdürebilmeleri için tüm rakiplerine karşı relatif rekabet avantajları sağlama mecburiyetinde bırakmaktadır. Bu avantajı sağlamanın en önemli unsurunu ise, bütün Pazarlama İlkelerinin stratejik önlemlerinin eksiksiz yerine getirilmesi oluşturmaktadır. Bu ilkeler içinde Dağıtım Kanalı Politikaları, gerek stratejik kararların alınması, gerekse operatif uygulamaların gerçekleşmesi aşamasında, taleplerin köşe başımızdaki tedarikçiler yerine dünyanın öbür ucundaki tedarikçiler tarafından karşılanmasını sağlayan en önemli unsurlardan birini teşkil etmektedir.Dağıtım Kanalı Politikaları, şirketlerin ana hedefleriyle ilintili olarak, dağıtım sistemlerinin, satış kanallarının ve satış yollarının en kârlı şekilde belirlenmesini sağlar. Şirketlerin ürettiği ürün ve / veya hizmetlerin son kullanıcılar ile nasıl buluşması gerektiğini, bu buluşmanın hangi yollar ve hangi organizasyonlar üzerinden hangi şekilde gerçekleşmesi gerektiğini belirler.Endüstriyel Mutfak Sektörü gerek Türkiye'de gerekse dünyada yeni bir sektör olarak doğmuş olup sürekli gelişmekte ve Pazar hacmini büyütmektedir. Bu gelişim içinde, sektörün genç olmasından kaynaklanan sebepler nedeniyle, sektörde faaliyet gösteren şirketlerin dağıtım politikaları, şirketlerin varoluşlarını garantilemek açısından,diğer pazarlama stratejilerine oranla çok daha büyük önem arz etmektedir. Diğer taraftan, Türkiye'de Endüstriyel Mutfak Sektöründe uygulanan dağıtım politikaları ile Avrupa ve Dünyada uygulanan dağıtım politikaları arasında çok büyük farklılaşmalar görülmektedir. Gerek Türkiye'de gerekse Avrasya'da Endüstriyel Mutfak sektöründe Pazar liderliğini elde etmek için, sektörde faaliyet gösteren firmaların öncelikle dağıtım kanalı politikalarını revize etmeleri gerekmektedir. Böylece, uluslararası alanda başarılı olma ve global rekabette avantajlar elde etme fırsatları doğacaktır. Die zunehmende Bedeutung des globalen Wettbewerbs droht die Unternehmen zu einer Realisierung von komperativer Konkurrenzvorteil gegenüber die Konkurrenten, damit sie ihre Existenzsicherung verwirklichen können. Dabei müssen sie alle strategische Massnahmen im Sinne von Marketing-Mix Instrumenten verwenden.Von diesen Instrumenten ist der Vertriebspolitik einer der wichtigste, weil sie durch die Gestalltung und Durchführung strategischen und operativen Vorgehensweisen dazu führt, die Nachfrage Anstatt der Anbieter in der Ecke mit einer anderen Anbieter auf der anderen Seite der Welt gedeck werden kann.Der Vertriebspolitik gibt Hinweise für die Ausgestalltung der Vertriebsysteme, Absaztwege und Absatzkanäle, durch deren Ausführung zu einer Realization der übergeordneten Unternehmensziele führt. Dabei wird vorgegeben, wie die Produkte und / oder Dienstleistungen zum Endverbraucher erreicht werden; und welche physische und akquisitorische Komponenten der Vertriebspolitik wie und in welcher Weise verwendet werden können.Der Grossküchensektor ist sowohl in der Türkei als auch in der Welt ein neuer Sektor, der sich jedes Jahr den Marktvolumen vergrössert. Da der sektor jung ist, sind die distributionspolitische Vorgehensweisen für die Existenzsicherung der Unternehmungen von besonderer Bedeutung, weil die Strategien die in der türkischen Grossküchenindustrie ausgeübt werden, besonders von der distributionspolitischen Strategien, die in Europa und in der Welt ausgeübt werden, abweichen.Für die Marktführerschaft in der Grossküchensektor und auch in der Region, muss vor allem die Vertriebspolitik der türkischen Grossküchenunternehmen revidiert werden, damit die türkische Grossküchenunternehmen Wettbewerbsvorteile in der globalen Konkurrenz erwirtschaften können.Item Metadata only Anwendung des "franchising" bei den internationalen heimwerkermarkten in der Türkei(Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1997) Ceritoğlu, Ayşe Bahar; Reiter, Gerhard; Almanca İşletme Anabilim DalıItem Metadata only Aufbau einer helpdesk organisation in einem industrieunternehmen(Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2003) Terzi, Sertan; Dobschütz, Leonhard; İşletme Anabilim Dalı Almanca Enformatik Bilim DalıEndüstri Şirketlerinde Helpdesk organizasyonuBilgisayar kullanımının henüz yaygın olmadığı dönemlerde, şimdiki gibi büyük çapta bilgisayar ağları henüz yokken ve bütün bir kurumun işlevleri bilgisayarlara bu kadar bağlı değilken Helpdesk (Bilgi Destek bölümü) daha kısır bir yapıda olup telefon aktarımı, posta dağıtımı gibi görevleri yerine getirirdi. Şimdiki şirket yapılarında ise Helpesk (Bilgi İşlem Destek) kendi sınırlarını aşmaya ve önemini gitgide arttırmaya başlamıştır. Hali hazırda birçok şirket yönetimi Helpdesk benzeri bölümlerin kurulması kararını alıyor. Ancak burada destek birimlerinde yaşanan en büyük problem olan masraflar şirket yönetimini bu kararı alırken düşündürüyor.Helpdesk organization an Industrial Corporate DesignIn the past, where the Personal Computer didn't have current meaning, the network systems wasn't as big as today and the computer hadn't any influence on the processes of the firm, the helpdesk was only an extended reception, where phone call's passed on and mail's distributed.In the meantime organisation Helpdesk is extend over its estimated limit and is about to win more priority. Dessicion makers of the companies have been facing up big diffuculties due to cost problems during finding out their ways.Item Metadata only Automatisierung von geschaftsprozesse durch workflow management systeme(Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2003) Toker, Fahri Kaan; Dobschütz, Leonhard von; İşletme Anabilim Dalı Almanca Enformatik Bilim DalıGENEL BİLGİLER İsim ve Soyadı: Fahri Kaan Toker Anabilim Dalı : İşletme Programı : Enformatik (Almanca) Tez Danışmanı: Prof. Dr. Leonhard von Dobschütz Tez Türü ve Tarihi : Yüksek Lisans – Eylül 2003 Anahtar Kelimeler: İş akışı, süreç otomasyonu ÖZET İş akışı yönetim sistemi (İAYS) yazılımları kurumlarda iş akışlarının standart bir yapıya kavuşmasını ve otomasyonunu sağlayan ve bu kapsam çerçevesinde bilgisayar ortamında iş süreçlerinin modellenmesi, yönetimi, kontrolü ve raporlamasına imkan veren yazılımlardır. İAYS yazılımlarının kullanımı kurumlarda kalite ve verimlik artışı sağlamaktadır. Gelişen teknoloji ve piyasadaki rekabet koşulları kurumları sürekli olarak verimliliklerini arttırmaya ve iş akışlarının giderek daha büyük bir kısmını elektronik ortama taşımaya yöneltmektedir. Ülkemizde günden güne yaygınlaşmakta olduğunu gördüğümüz e-devlet ve e-iş uygulamaları kurumların iş akışı yönetim sistemi yazılımlarına olan ihtiyacını özelikle daha da arttırmaktadır. Bu çalışma çerçevesinde elektronik bir iş akışı yönetim sistemi uygulaması kullanan bir firmada başarı faktörleri belirlenmeye çalışılmış. Örnek bir süreç çerçevesinde elektronik iş akışı uygulamasına geçiş adım adım incelenmiştir.INFORMATIONEN Vorname und Name : Fahri Kaan Toker Institut : Sozialwirtschaftswissenschaften Abteilung : Wirtschaftsinformatik Berater : Prof. Dr. Leonhard von Dobschütz Arbeitstyp und Datum : Masterarbeit- September 2003 Keywords : Workflow, Geschäftsprozess ZUSAMMENFASSUNG Der Einsatz von WfMS verspricht den Unternehmen Flexibilität und Effektivität und verbesserung von Arbeitsqualität aber eine kontinuierliche Verbesserung von Geschäftsprozessen kann nicht ohne die Mitarbeiter erfolgen. Der Erfolg eines stetigen Verbesserungsprozesses hängt unmittelbar davon ab, inwieweit sich die Mitarbeiter damit identifizieren können und sich aktiv beteiligen. Der Grad an Identifikation wiederum hängt davon ab, wie die Interessen und Erfahrungen der Mitarbeiter bei der Optimierung eingebracht werden können und berücksichtigt werden. Aus diesem Grunde ist es notwendig mitarbeiterorientierte Vorgehensweisen für die Einführung und Nutzung eines WfMS sowie für die Durchführung eines stetigen Verbesserungsprozesses den Unternehmen zur Verfügung stellen zu können. Im Umfeld dieser Arbeit wird versucht, den Weg festzustellenItem Metadata only Balanced scorecard und ihre anwendungsmöglichkeit im it bereich(Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2005) Demiriz, Mutlu; Sağmanlı, Metin; İşletme Ana Bilim Dalı Almanca Muhasebe Finansman Bilim DalıÖzet Günümüzde sadece finansal verilere dayanarak kararlar almak, stratejiler geliştirmek şirket yönetimlerinde yetersiz kalmaktadır ve finansal olmayan verilerin eksiklikleri hissedilmektedir. Kurumsal Karne (Balanced Scorecard) sistemi bu eksikleri gideren, finansal verilere ek olarak müşteriler, iç süreçler ve gelişme boyutlarını da içine alan modern bir yönetim sistemidir. Bu sisteme göre bir şirket uzun vadeli temel bir hedefe ve bu hedefe ulaşmak için farklı boyutlarda birileriyle neden sonuç ilişkisinde bulunan alt stratejik hedeflere sahip olmalıdır; her bir alt stratejik hedefin başarısını ölçmek için sayısal göstergeler ve bu sayısal göstergeler için somut hedef değeler kullanılmalıdur. Dengeli bir şirket yönetimi, hedeflerin somutlaştırılması ve kontrol edilmesi kurumsal karnenin şirketlere sağladığı en temel avantajlardır.Kurumsal karnenin bir şirkete uygulanması uzun ve zor bir projedir. Bunun için iyi bir proje yönetimi sağlanmalı ve şirket yöneticileri geri kazanımlar için sabırlı olmalıdır. Şirket ana hedefinin belirlenmesi, boyutlar için alt stratejik hedeflerin türetilmesi, alt stratejik hedefler arasında neden/sonuç ilişkilerinin kurulması, sayısal göstergeler ve hedef değerlerin belirlenmesi ve stratejik hedefler için projeler/tedbirlerin belirlenmesi kurumsal karne oluşturuken geçilecek aşamalardır. Kurumsal karne, kullanımın ve faydalarının sürekliliğinin sağlanması için şirket planlama süreçleri ile entegre edilmeli, statejik hedefler ve sayısal göstergelerin doğruluğu sürekli kontrol edilmeli ve ayrıca bir yazılım ile desteklenmelidir. Bilişim sektöründe kurumsal karne oluştururken boyutlarda statejik hedeflerin belirlenmesinde bilişim sektörü için çok kritik olan bazı faktörle dikkate alınmalır. Bunlar:•Müşteri odaklılık - Bilişim şirketleri diğer şirketlere işlerini daha kolay yürütebilmeleri için hizmet sunan şirketlerdir. Bu yüzden diğer sirketlere bağımlı şirketlerdir ve müşteri odaklılık diğer sektörlere nazaran daha ön plandır.•Bilişim sektorünün gelişme hızı - Bilişim sektöründe ürünler ve hizmetler çok hızlı gelişmektedir. Bu yüzden bilgiler ve ürünler hızlı bir şekilde eksimektedir. Bu da bu sektördeki şirketlere sürekli kendilerini yenileme zorunluluğu getirmektedir.•Çalışan faktörü - Özellikle yazılım şirketlerinde entellektüel sermaye söz konusudur. Bu yüzden çalışan sürekliliği ve performası çok önemli bir başarı faktörüdür.Bu faktörlerin dikkate alınmasıyla ve iyi bir proje yönetimiyle sektörün temel özelliklerine uygun ve bilişim şirketlerinin yönetimlerine modern bir yaklaşım sunan faydalı kurumsal karneler oluşturulabilir. ZusammenfassungHeute reichen die finanziellen Informationen nicht für ein erfolgreiches Unternehmensmanagement aus und die nicht-finanziellen Informationen werden auch gebraucht bei der Steuerung eines Unternehmens. Das Balanced Scorecard Konzept ist ein modernes Managementssystem das diese Mangel deckt. Es aus den Finanz-, Kunden-, Prozess- und Entwicklungsperspektiven. Danach muss ein Unternehmen ein langfristiges Ziel definieren und zur Erreichung dieses Ziel muss es strategischen Ziele bei der einzelnen Perspektiven haben; zur Messung der Erreichung dieser strategischen Zielen werden die Kennzahlen und Zielwerte benutzt. Die strategischen Zielen der Perspektiven müssen zueinander in der Ursache/Wirkungsbeziehungen stehen. Eine ausgewogene Unternehmensmanagement und Konkretisierung der Zielen sind die wichtigste Vorteile, die die Balanced Scorecard für die Unternehmen mitbringtDie Implementierung einer Balanced Scorecard für ein Unternehmen ist schweres und langes Projekt. Dafür muss ein Projektteam gebildet werden und zur Beobachtung der Vorteile der Balanced Scorecard sollen die Manager geduldig sein. Bestimmung der Hauptstrategie des Unternehmens, Ableitung der strategischen Zielen der Perspektiven, Aufbau der Ursache/Wirkungsbeziehungen zwischen den strategischen Zielen, Bestimmung der Kennzahlen und Zielwerte und Bestimmung der strategischen Massnahmen sind die Stufen der Erstellung eine Balanced ScorecardDas Balanced Scorecard Projekt ist kein einmaliges Projekt. Um die Vorteile und Benutzung sicherzustellen muss die Balanced Scorecard mit dem Planungsprozessen integriert werden, die strategischen Ziele und Kennzahlen sollen ständig geprüft werden und die Balanced Scorecard muss duch eine Softwarelösung unterstützt werden.Bei der Erstellung einer Balanced Scorecard im IT Bereich müssen die folgenden Faktoren berücksichtgt werden.•Kundenorientierung - Die IT Unternehmen sind keine selbständige Unternehmen. Sondern sie sind Dienstleister für andere Unternehmen. Ihre Existenz hängt von den andren Unternehmen ab und deswegen ist die Kundenorientierung noch mehr wichtig für sie als die andren Unternehmen aus unterschiedlichen Bereichen.•Schnelle Entwicklung des Bereiches - Die IT Produkte und Leistungen entwickeln sich sehr schnell. Deswegen die Kenntnissen verältert sich auch sehr schnell. Die IT Unternehmen müssen sich ständig weiterentwickeln.•Mitarbeiter - Besonders bei den Software- und IT Dienstleistungsunternehmen handelt es sich um intellektuelles Kapital. Deswegen sind die Mitarbeiterloyalität und -produktivität sehr kritische Erfolgsfaktoren für IT Unternehmen.Mit einer guten Projektmanagement und mit Hilfe der Unterberücksichtigung der oben genannten Faktoren bei der Ableitung der strategischen Zielen können Balanced Scorecard Anwendungen, die dem IT Bereich und den It Unternehmen entsprechend sind, entwickelt werden.Item Metadata only Bedeutung und einflussfaktoren des umweltbewusstseins in der Turkei(Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006) Uz, Kerem; Çilingirtürk, Ahmet Mete; İşletme Ana Bilim Dalı Üretim Yönetimi ve Pazarlama (Alm.)Bilim DalıÖZETSon yıllarda yaşanan çevre felaketlerinin ve ekolojik sorunların etkisiyle toplumda çevre bilinci belirgin düzeyde artmıştır. Bu durum kısmen de olsa tüketici davranışlarında da kendini göstermektedir. Seksenli yılların ortalarından itibaren tüketici araştırmaları kapsamında bu konuyla ilgili çok sayıda teorik ve ampirik çalışma yapılmıştır. Tüketicilerin hem çevre kirliliğinde pay sahibi olmaları hem de çevre korumasında önemli roller üstlenebilmeleri sebebiyle, çevre bilinçli tüketici davranışlarına etki eden faktörlerin karmaşık bir ilişkiler ağı içerisinde değerlendirilmesi gerekir. Bu durum pazarda geniş bir araştırma alanı sunmaktadır.Tüketicilerin satın alma kararlarının değer yargılarıyla bire bir örtüşmemesi, özellikle incelenmesi gereken bir konudur. Söylenenler ve yapılanlar arasındaki farklar ancak ampirik çalışmalar yoluyla araştırılabilir. Bu amaçla oluşturulan çevre bilinçli tüketici davranışı modelleri, ökolojik tüketici araştırmalarında kabul edilmiş olan değerler, tutumlar ve davranışlar hiyerarşisine dayanır.Bu çalışmanın amacı, Türk tüketicilerinin çevre bilinçli satınalma davranışlarının belirleyici etkenlerini bir nedensellik modeli çerçevesinde incelemektir. Anket çalışması yoluyla örneklemenin değerleri, tutumları ve satın alma eylemleri hakkında bilgi toplanmıştır. Bu bilgiler daha sonra çok değişkenli bir analiz yöntemi yardımıyla değerlendirilmiş ve sonuçları detaylı olarak yansıtılmıştır. KURZFASSUNGDas durch negative Umweltereignisse und Umweltprobleme ausgelöste Umweltbewusstsein der Bevölkerung ist in den letzten Jahrzehnten bedeutend gestiegen. Dies schlägt sich auch – zumindest partiell – in entsprechendem Konsumentenverhalten nieder. Ab Mitte der achtziger Jahre finden sich im Bereich der Konsumentenforschung zahlreiche theoretische und empirische Arbeiten zu diesem Thema. Da Konsumenten sowohl als Mitverursacher der Umweltzerstörung als auch als zentrale Akteure im Umweltschutz thematisiert werden können, kann ein komplexes System von Zusammenhängen zwischen Einflussfaktoren des umweltverträglichen Konsumentenverhaltens berücksichtigt werden, das eine breite Forschungsraum im Markt bietet.Insbesondere soll betrachtet werden, warum die Kaufpräferenzen der Konsumenten mit ihren ökologierelevanten Wertehaltungen nicht genügend übereinstimmen. Die Diskrepanz zwischen “Sagen” und “Tun” kann durch empirische Studien erforscht werden. Zu diesem Zweck dienen verschiedene Modelle des umweltbewussten Konsumentenverhaltens, die auf einem in der ökologischen Konsumentenforschung anerkannten Hierarchie von Wertorientierungen, Einstellungen und Verhalten basieren.Die Zielsetzung dieser Studie ist es, die Determinanten des umweltbewussten Kaufverhaltens unter türkischen Konsumenten im Rahmen eines Kausalmodells zu untersuchen. Mit Hilfe eines einfach formalisierten Fragebogens wurden Daten der Stichprobe gesammelt, die über ihre Werthaltungen, Einstellungen und Kaufhandlungen Auskunft geben. Diese Daten wurden mit Hilfe eines multivarianten Analyseverfahrens evaluiert und die Ergebnisse der Analyse wurden ausführlich dargestellt.Item Metadata only Bertolt Brecht ve Nazım Hikmet’in eserlerine yansıyan memleket hasreti(Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2015) Ekşi, Begüm; Coşan, Leyla; Alman Dili ve Edebiyatı Anabilim DalıÖzetBertolt Brecht ve Nazım Hikmet’in eserlerine yansıyan memleket hasretiBertolt Brecht ve Nazım Hikmet, kendi istekleri dışında memleketlerini terk etmek zorunda kalan hemen hemen tüm şairler gibi sürgün dönemlerindeki duygularını eserlerine yansıtmıştır. Sadece sürgün hayatları da değil, birçok yönden benzer çizgilere sahip olan bu iki şairin sürgün dönemlerindeki çalışmaları karşılaştırma için güzel bir zemin oluşturmaktadır. Şairlerin karşılaştırılacak çok sayıda yönü olsa da, çalışmamda sadece “memleket hasreti” motifini üzerinde duracağım ve şairlerin sürgün dönemleri boyunca yazdıkları şiirlerinde bu motiflere işaret edip, karşılaştırmalı olarak sunacağım. Brecht’in Über die Bezeichnung Emigranten, Gedanken über die Dauer des Exils ve Die Rückkehr şiirleri, Nazım’ın ise Doktor Faust’un evi, Tuna üstüne söylenmiştir ve Mavi Liman şiirleri üzerinde yoğunlaşacağım. “Hasret” duygusunun oluşabilmesi için öncelikle “sevgi” duygusunun var olması gerektiğinden, şairlerin memleketlerine duydukları sevgi de ayrı bir konu olacak ve çeşitli örneklerle sunulacaktır. Bunun için yine şiirlerden ve günlüklerden örnekler verilecektir. Fakat öncelikle şairlerin duygularını farklı şekilde dile getirmelerinin olası sebeplerini sunabilmek için, kısa da olsa biyografik olarak benzer ve farklı noktalara işaret edilecektir. ZusammenfassungHeimat-Sehnsucht in den Werken von Bertolt Brecht und Nazım HikmetWie fast alle Dichter, die ihre Heimat ungewollt verlassen mußten, brachten auch Bertolt Brecht und Nazım Hikmet ihre Gefühle in der Exil-Zeit in ihren Werken zur Wort. Doch ist es nicht nur ihre Zeit in der Exil, die die beiden Dichter verbindet, es bestehen darüber hinaus viele Gemeinsamkeiten. Und vor allem ihre Werke, die sie während ihrer Exil-Zeit verfaßten, eignen sich perfekt für einen Vergleich. Auch wenn es vieles gibt, die man an beiden Dichtern vergleichen kann, werde ich mich bei meinen Vortrag auf den Motiv „Heimat-Sehnsucht“ beschränken und in den Werken, die die Dichter in ihrer Zeit in der Exil geschrieben haben, auf dieses Motiv deuten und beidseitig vergleichen. Ich werde dafür die Gedichte Über die Bezeichnung Emigranten, Gedanken über die Dauer des Exils und Die Rückkehr von Bertolt Brecht, sowie die Gedichte Doktor Faust’un evi, Tuna üstüne söylenmiştir und Mavi Liman von Nazım Hikmet thematisieren. Dabei wird beachtet, dass zuerst das Gefühl “Liebe” vorhanden sein muss, damit überhaupt “Sehnsucht” entstehen kann. Deswegen wird auch dieses Gefühl wieder anhand von Gedichten und Tagebucheinträgen aufgegezeigt. Um einen möglichen Grund für die unterschiedliche Art und Weise, wie die beiden Dichter ihre Gefühle zur Sprache gebracht haben, zu zeigen, werde ich zuerst kurz auf biografische Gemeinsamkeiten und Unterschiede eingehen.Item Metadata only Beurteilung der handhabung der F&E aufwendungen aus der sicht der IFRS, US-GAAP und Türkischen rechnungslegungsvorschriften(Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009) Aksoy, Çağrı; Kutlan, Serhat; İşletme Anabilim Dalı Üretim Yönetimi ve Pazarlama (Alm.)Bilim DalıAnahtar Kelimeler: IFRS / IAS, US – GAAP, Türkiye muhasebe sistemi uygulamaları, AR – GE giderleri, Vergisel TeşviklerÖZETAR – GE GİDERLERİNİN MUHASEBELEŞTİRİLME UYGULAMALARININ IFRS, US – GAAP VE TÜRKİYE’DEKİ MUHASEBE HÜKÜMLERİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİBu çalışmada araştırma ve geliştirme giderlerinin (AR – GE) muhasebeleştirilmesi uluslar arası finansal raporlama standartları, amerikan genel kabul görmüş muhasebe prensipleri ve Türkiye’deki muhasebe hükümleri açılarından incelenmiş, birbirleri ile karşılaştırılmıştır. AR – GE giderlerinin muhasebeleştirilmesi uluslar arası ve ulusal açıdan incelenmiş, bu giderlerin muhasebeleştirilmesinde işletmelerin farklı alternatiflere sahip oldukları ortaya konulmuş ve bu değerleme esaslarının yanı sıra Türkiye’de AR – GE faaliyetlerinin teşvik edilmesi için düzenlenmiş olan teşvik uygulamaları da vergi kanunları ile birlikte ele alınmıştır. Çalışmanın sonucunda ise AR – GE giderlerinin muhasebeleştirilmesinin farklı muhasebe sistemleri ve hükümleri kullanılarak, yatırımcı kararlarını etkileyebilecek bilgilerin doğru ve güvenilir bir biçimde karşılaştırılabilmesini engellediği ortaya konmuştur.Schlüsselwörter:IFRS/IAS, US-GAAP, türkische Rechnungslegungsvorschriften, F&E Aufwendungen und Fördermaßnahmen.ZUSAMMENFASSUNGBEURTEILUNG DER HANDHABUNG DER BILANZIERUNG DER F&E AUFWENDUNGEN AUS DER SICHT DER IFRS, US – GAAP UND TÜRKISCHEN RECHNUNGSLEGUNGSVORSCHRIFTENDie vorliegende Arbeit versucht, die Bilanzierungskonzeptionen der F&E Aufwendungen aus der Sicht der IFRS, US – GAAP und türkischen Rechnungslegungsvorschriften zu analysieren und miteinander zu vergleichen. Die Bilanzierungsdilemma der F&E Aufwendungen wird sowohl international als auch national dargestellt und es ist festzustellen, dass der Bilanzierende bei der Bilanzierung der F&E Aufwendungen viele Alternative hat. Neben diesen Behandlungen werden die steuerrechtlichen Fördermaßnahmen über die F&E Aufwendungen detailliert erläutert. Letztlich ist es klar zu verdeutlichen, dass verschiedenartige Anwendungen der Rechnungslegungssysteme Verletzung der Homogenität der Bilanzierungskonzeptionen der F&E Aufwendungen sowie der verlässlichen Vergleichbarkeit der entscheidungsrelevanten Informationen über die tatsächliche und künftige Lage der Unternehmen verursachen. VORWORTDie folgende Arbeit hat sich mich im Laufe des Masterstudiums und meiner Tätigkeit als wissenschaftliche Mitarbeiterin an der deutschsprachigen Abteilung für Betriebswirtschaftslehre an der Marmara Universität entwickelt Mein besonderer Dank gilt meinem Betreuer Prof. Dr. Serhat Kutlan für die besondere Anregung und Unterstützung bei der Erstellung meiner Masterarbeit sowie meiner Tätigkeit an der Marmara Universität. Herrn Prof. Dr. Haluk Sumer danke ich sehr herzlich, der sich immer auf mir bei der Durchführung meiner Arbeit vertraut und mit seiner Wünschen unterstützt hat. Ich möchte mich auch bei meinen Kolleginnen und Kollegen; Dr. Mert Erer, Dipl. – Kffr. İlke Kardeş und Dipl. Kfm. Deniz Herand für ihre jederzeitige, freundliche Unterstützung bedanken. Mein besonderer Dank gilt meinen Eltern, die mir während meines Studiums und meiner Tätigkeit als eine wissenschaftliche Mitarbeiterin an der deutschsprachigen Abteilung unterstützten und durch Zuschriften, in Telefonaten oder in persönlichen Gesprächen mit Anregungen und Wünschen oder durch ihre Hilfe zum Gelingen dieses Werkes beitrugen. Letztlich möchte ich mich auch meinem Freund Ozan Hazır für ihre Geduld, Vertrauen und Hilfe bedanken und ich bin in der Hoffnung mein weiteres Leben mit ihm zusammenzuführen.Item Metadata only Bewertung von distributionssystemen am beispiel der vertriebssysteme bei SIMKO A.S. TÜRKEI(Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1997) Dumlu, Yusuf Murat; Reiter, Gerhard; Almanca İşletme Anabilim DalıItem Metadata only Bilanzansatz und bewertung immaterieller vermögenswerte des anlagevermögens und googwill nach IAS/IFRS und US-GAAP(Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006) Yolsal, Murat; Sümer Gögüş, E. Handan; İşletme Ana Bilim Dalı Muhasebe Finansman (ALM) Bilim DalıÖZETMADDİ OLMAYAN DURAN VARLIKLAR VE ŞEREFİYENİN ULUSLAR ARASI MUHASEBE/FİNANSAL RAPORLAMA STANDARTLARINA VE AMERİKAN GENEL KABUL GÖREN MUHASEBE PRENSİPLERİNE GÖRE MUHASEBELEŞTİRİLMESİ VE DEĞERLEMESİBu çalışmanın amacı, maddi olmayan duran varlıkların mali tablolara alınması ve değerlemesinin hem uluslar arası hem de amerikan muhasebe prensiplerine göre karşılaştırmalı olarak incelenmesi ve sonuç olarak aradaki farkların ortaya konmasıdır.Çalışmanın giriş bölümünde şirketlerin uluslar arası veya amerikan muhasebe sistemlerinden birini kullanmalarının gerekliliği belirtilip, maddi olmayan duran varlıkların şirketler için artan önemine değinilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde, uluslar arası muhasebe sistemlerinin genel işlevlerine kısaca değinilmiş ve bu bağlamda hem Uluslar arası Muhasebe/Finansal Raporlama Standartlarının hem de Amerikan Genel Kabul Gören Muhasebe Prensiplerinin gelişimi ve yapısı incelenmiştir.Çalışmanın üçüncü bölümünde, ilk olarak şerefiye hariç diğer maddi olmayan duran varlıklar tanımlanmış, ardından maddi olmayan duran varlıkların mali tablolara alınması ve değerlemesi; önce Uluslar arası Muhasebe/Finansal Raporlama Standartlarına sonra da Amerikan Genel Kabul Gören Muhasebe Prensiplerine göre; incelenmiş, son olarak ta iki sistem arasındaki farklara değinilmiştir.Şerefiye; hem yapı itibarı ile hem de mali tablolara alınıp değerlenirken; diğer maddi olmayan duran varlıklardan önemli farklılıklar arz ettiği için, dördüncü bölüm şerefiyeye ayrılmıştır. Bu bölümde ilk önce şerefiyeyi daha iyi kavrayabilmek için, çeşitli tanımlara yer verilmiştir. Ardından şerefiyenin hesaplanması, mali tablolara alınması ve sonraki dönemlerdeki değerlemesi önce Uluslar arası Muhasebe/Finansal Raporlama Standartlarına sonra da Amerikan Genel Kabul Gören Muhasebe Prensiplerine göre irdelenmiştir. Son olarak iki sistem arasındaki farklar – şerefiye bağlamında – belirtilmiştir. Sonuç bölümünde ise; bu çalışmada değinilen; maddi olmayan duran varlıkların ve şerefiyenin muhasebeleştirilmesi ve değerlemesi kapsamındaki uygulama farklılıklarının asgariye indirilmesinin şirketlere ve yatırımcılara sağlayacağı avantajlara kısaca değinilmiştir. Das Ziel dieser Arbeit ist es, Bilanzansatz und Bewertung immaterieller Vermögenswerte nach IAS/IFRS und nach den amerikanischen Vorschriften gemäβ US – GAAP zu analysieren und deren Unterschiede aufzuzeigen.In der Einleitung, wurde sowohl die steigende Erforderlichkeit der (multinationalen) Unternehmen zu einer Bilanzierung gemäβ internationalen Regeln (IAS/IFRS oder US – GAAP) als auch die zunehmende Wichtigkeit immaterieller Vermögenswerte für Unternehmen erwähnt.Im zweiten Kapitel wurden Hauptfunktionen internationaler Rechnungslegungssysteme kurz erklärt und in diesem Umfang wurden Entwicklung und Aufbau von IAS/IFRS und US – GAAP beobachtet.Im dritten Kapitel wurden in erster Linie immaterielle Vermögenswerte ausschlieβlich Goodwill definiert und abgegrenzt. In zweiter Linie wurden Bilanzansatz und Bewertung immaterieller Vermögenswerte zunächst gemäβ IAS/IFRS dann nach US – GAAP dargelegt. Schlieβlich wurden Unterschiede zwischen IAS/IFRS und US – GAAP hinsichtlich immaterieller Vermögenswerte ohne Goodwill ausgewiesen.Goodwill ist ein spezieller immaterieller Vermögenswert und weicht seine Bilanzierung sowie Bewertung von den anderen immateriellen Vermögenswerten ab. Wegen dieser Ursache wurde das vierte Kapitel für den Goodwill reserviert. Um den Goodwill vollständig wahrzunehmen, wurden im ersten Teil vielfältige Goodwilldefinitionen gegeben. Dann wurde die Ermittlung, Bilanzierung und Bewertung des Goodwill, erstens nach IAS/IFRS zweitens gemäβ US –GAAP, erläutert. Im letzten Teil dieses Kapitels wurden Unterschiede im Rahmen der Goodwillbilanzierung nach IAS/IFRS und US – GAAP ausgeführt.In der Schlussfolgerung wurden wesentliche Vorteile der Minimierung der in diesem Arbeit erwähnten Abweichungen hinsichtlich der Bilanzierung und Bewertung immaterieller Vermögenswerte und des Goodwill sowohl für Unternehmen als auch für Investoren und Anteilseigner übersichtlich erklärt.Item Metadata only Bilanzansatz und bewertung von sachanlagen nach ifrs im vergleich zu Turkischen gesetzen und vorschriften mit dem schwerpunkt von leasingvertagen(Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006) Demir, Deniz Arzu; Sümer Gögüş, E. Handan; İşletme Anabilim Dalı Muhasebe Finansman (Alm.) Bilim DalıTezin Adı: MADDİ DURAN VARLIKLARIN VE FİNANSAL KİRALAMA SÖZLEŞMELERİNİN ULUSLARARASI FİNANSAL RAPORLAMA STANDARTLARINA GÖRE MALİ TABLOLARA ALINMASININ VE SONRAKİ DÖNEMDE DEĞERLEMESİNİN TÜRK KANUNLARI VE YÖNETMELİKLERİYLE KARŞILAŞTIRILMASI Maddi duran varlık kalemlerinin ve finansal kiralama sözleşmelerinin uluslararası finansal raporlama standartlarına (UFRS) göre mali tablolara alınması ve sonraki dönemde değerlemesi bu tezin ana temasıdır. Mali tablolara alınma ve değerlemeyle ilgili özellik arz eden durumlar detaylı bir biçimde açıklandıktan sonra ikinci ve üçüncü ana bölümlerde uluslararası muhasebe standartları (UMS) ve Türkiye’deki ilgili kanun ve yönetmelikler (Vergi Usul Kanunu) (VUK), (Türkiye Muhasebe Standartları) (TMS) ve (Sermaye Piyasası Kanunu) (SPK) çerçevesinde maddi duran varlıklar ve finansal kiralama sözleşmeleriyle ilgili bir karşılaştırmaya yer verilmiştir. Maddi duran varlık kalemleri işletme içinde bir dönemden fazla kullanımı öngörülen fiziki kalemlerdir. Arsalar, binalar, yeraltı ve yer üstü düzenleri, taşıtlar bazı maddi duran varlık kalemlerine örnek olarak gösterilebilir. Maddi duran varlık kalemlerinin uluslararası muhasebe standartları kapsamında mali tablolara alınma esasları ve sonraki dönemde değerlemesi belli kurallar doğrultusunda gerçekleşmekte ve bu kurallar uluslararası muhasebe standardı (UMS) 16 çerçevesinde düzenlenmektedir. Maddi duran varlık kalemleriyle ilgili bu düzenlemelerin bu çalışmada incelenmesi finansal kiralama sözleşmelerinin detaylı bir şekilde incelenmesi açısından yol gösterici olmuştur. Finansal kiralama sözleşmeleri, normal kiralama işlemlerinden farklı olarak sözleşmeden doğan tüm risk ve yararların kiraya veren tarafından kiracıya devredildiği sözleşmelerdir. UMS 17’de yer alan düzenlemeler finansal kiralama sözleşmelerini düzenlemekte ve ilgili düzenlemeler kiracı ve kiraya veren açısından bu çalışmada detaylı bir şekilde açıklanmaktadır. Ana bölümlerin sonlarında yer alan kıyaslarda ise maddi duran varlık kalemleri ve finansal kiralama sözleşmeleriyle ilgili UMS, TMS ve SPK düzenlemelerinin küçük farklar dışında birbirleriyle paralellik gösterdiği VUK’taki düzenlemelerde ise farklılıklar olduğu saptanmıştır. Name der Masterarbeit: BILANZANSATZ UND BEWERTUNG VON SACHANLAGEN NACH IFRS IM VERGLEICH ZU TURKISCHEN GESETZEN UND VORSCHRIFTEN MIT DEM SCHWERPUNKT VON LEASINGVERTRÄGEN Der Schwerpunkt dieser Arbeit ist die detallierte Erklärung der Bilanzierung von Leasingverträgen und Sachanlagen nach IFRS und ein Vergleich zwischen IFRS und türkischen Gesetzten und Vorschriften. (türkischen Steuerverfahrensgesetz (Vergi Usul Kanunu) (VUK), türkischen Rechnungslegungsstandards (Türkiye Muhasebe Standartları) (TMS), Gesetz vom Kapitalmarktausschuβ (Sermaye Piyasası Kanunu) (SPK).Das erste Hauptkapitel enthält Sachanlagen, die umfassen materielle Vermögenswerte, die für Zwecke der Herstellung oder der Lieferung von Gütern und Dienstleistungen, zur Vermietung an Dritte oder für Verwaltungszwecke gehalten werden und erwartungsgemäβ länger als eine Periode genutzt werden. Einige Gruppen von Sachanlagen sind: Grundstücke, Gebäude, Maschinen und technische Anlagen, usw. International Accounting Standard 16 regelt Bilanzansatz und Bewertung von Sachanlagen. Die Ansatzkriterien, Erst- und Folgebewertung von Sachanlagen werden in dieser Arbeit detailliert erklärt. Nach der Erklärung dieser Regelungen werden die Ähnlichkeiten und Unterschiede zwischen IFRS und oben genannten türkischen Gesetzen und Vorschriften festgestellt. Das zweite Hauptkapitel enthält Leasingverträge, die spezielle Formen der Vermietung von Vermögensgegenständen. International Accounting Standard 17 regelt Klassifizierung, Ansatz und Bewertung von Leasingverträgen. Die Erst- und Folgebewertung von Leasingverträgen aus Sicht des Leasingnehmerrs und Leasinggebers ausführlich erklärt. Nach der Erklärung dieser Klassifizierung und Bewertungsmethoden, werden die Ähnlichkeiten und Unterschiede zwischen IFRS und türkischen Gesetzen und Vorschriften (wie im zweiten Kapitel) festgestellt. Die Regelungen von IFRS, TMS und SPK beim Bilanzansatz und Bewertung von Sachanlagen und Leasingvertägen sind; auβer kleiner Unterschiede; ähnlich. Es gibt auffallende Unterschiede beim Bilanzansatz und Bewertung von Sachanlagen und Leasingverträgen zwischen IFRS, TMS, SPK gegenüber VUK.Item Metadata only Bilingualismus problem eine diskussion über verschiedene begriffsdefinitionen(Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1997) Yalçın, Kubilay; Çil, Hakan; Alman Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı