EROL, BÜLENTAKGÜLLE, AHMET HAMDİ2023-05-172023-05-172018-03-18EROL B., AKGÜLLE A. H., BAYKAN S. E., ONAY T., BAYSAL Ö., \"Ekstremite Yerleşimli Kemik Sarkomlarında Biyolojik Rekonstrüksiyonun OrtaDönem Radyolojik ve Fonksiyonel Sonuçları\", 2. Ulusal Çocuk Ortopedi Kongresi, İzmir, Türkiye, 16 - 18 Mart 2018https://www.cod.org.tr/upload/BildiriKitab%C4%B1.pdfhttps://hdl.handle.net/11424/289421Amaç: Biyolojik rekonstrüksiyon çocuklarda kemik sarkomu rezeksiyonu sonrası kullanılabilir bir seçenektir. Bu çalışmada, çocuklarda kemik rezeksiyonu sonrası biyolojik rekonstrüksiyonun orta-dönem radyolojik ve fonksiyonel sonuçları sunulmuştur. Yöntem: Uzun kemik ve pelviste primer sarkomu olan kırk sekiz hastaya [ortalama yaş 12,5 (4-22 yaş)] geniş cerrahi rezeksiyon ve biyolojik rekonstrüksiyon uygulandı. Kemik defektleri; damarlı fibula grefti (DFG) ile interkalar (32), osteoartiküler (12) rekonstrüksiyonlar ve artrodez(4) şeklinde tedavi edildi. DFG, 19 alt ekstremite rekonstrüksiyonunda yapısal allogreft veya geri kazanılmış kemik ile kombine edildi. Hastalar ortalama 43 ay (25-105 ay) süre ile takip edildiler. Bulgular: 12 ay sonunda hastaların 45’inde (%93,7) greft kaynaması ve greft hipertrofisi gözlendi. 24 ay sonunda DFM ile allogreft/geri kazanılmış otogreft osteointegrasyonu %100 olarak gözlendi. Proksimal humeral osteoartiküler rekonstrüksiyon yapılmış olan 7 çocukta, fibula başı ve gleonid arasındaki morfoloji ve çap uyumsuzluğu devam etti. Proksimal femoral rekonstrüksiyon yapılan 3 hastada fibula başının giderek remodele olduğu gözlendi. Distal radial osteoartiküler rekonstrüksiyon yapılan 2 hastada başlangıçtan itibaren karpal kemiklerle anatomik uyumu olan fibular epifiz eklem yüzünün giderek daha konkavlaştığı görüldü. Boy eşitsizliği osteoartiküler rekonstrüksiyon yapılan hiçbir hastada klinik fonksiyon bozukluğu oluşturmadı. Son takipte ortalama MSTS skorları üst ekstremite rekonstrüksiyonlarında %78 (%66,6-90), alt ekstremite rekonstrüksiyonlarında %82 (%56,6-100) olarak değerlendirildi [Şekil 1B]. Dokuz (%18,75) hastada yeniden cerrahi gerektiren, gecikmiş kaynama (3), implant yetmezliği (2), enfeksiyon (1) ve yara problemi (3) komplikasyonları görüldü. Büyüme plağı/epifiz bölgesinden interkalar rezeksiyon yapılmış olan üç hastada (%6,25) ileride uzatma cerrahisi gerektirebilecek bacak boyu eşitsizliği oluştu. Donör saha komplikasyonları [6 (%12,5); geçici sinir hasarı (3), enfeksiyon (1), yara problemi (2)] konservatif olarak tedavi edildi. 14 (%29) hastada uzak metastaz ve/veya lokal nüks şeklinde hastalığın tekrarladığı görüldü. Defekt büyüklüğü ve DFG uzunluğu ile MSTS skorları ve radyolojik parametreler arasında korelasyon saptanmadı (p>0,05). Çıkarımlar: DFG transferinin başarısı; mikrovasküler tecrübenin yanında, stabil internal fiksasyon, maksimum kemik-kemik birleşimi gibi temel ortopedik prensiplere bağlılık, eklem mobilizasyonu ve ağırlık vermeye ilişkin uygun yaklaşımları gerektirir. Bu seride, büyük kemik defektleri DFG’nin çeşitli şekillerde uygulanması ile tedavi edilmiş ve kalıcı stabilite ile aşamalı olarak iyileşen radyolojik ve fonksiyonel sonuçlar elde edilmiştir. Bu sonuçlar, kemik sarkomlarının tedavisinde biyolojik rekonstrüksiyonun etkinliğini gösteren önceki serileri kuvvetle desteklemektedir.turinfo:eu-repo/semantics/restrictedAccesskemik sarkomubiyolojik rekonstrüksiyonekstremiteEkstremite yerleşimli kemik sarkomlarında biyolojik rekonstrüksiyonun orta dönem radyolojik ve fonksiyonel sonuçlarıconferenceObject19