YAPICI, ÖZGE2022-12-282022-12-282022-11-15AKSOY F., ALMUS E., YAPICI Ö., \"HİPERTROFİK OLİVAR DEJENERASYON: PEDİATRİK OLGUDA NADİR GÖRÜLEN BİR PATOLOJİ\", 43. ULUSAL RADYOLOJİ KONGRESİ, Antalya, Türkiye, 01 Kasım 2022https://www.turkrad2022.org/tr/bildiri-kitabihttps://hdl.handle.net/11424/284480leusun dentato-rubro-olivar yolakta (DROP) herhangi bir hasara yanıt olarak oluşan trans-sinaptik dejenerasyon türüdür. Santral sinir sisteminde bir anatomik bölgenin dejenerasyona sekonder gelişen nöron kaybı ve glial hücrelerinde çoğalmanın aksine DROP yolağında transnöronal dejenerasyon sonucu hipertrofi gelişmektedir. Kanama, iskemi, travma ve kavernoma bağlı gelişebilen nadir rastlanan bir durumdur (1,2). Biz bu yazımızda pontin kavenorma bağlı gelişen hipertrofik olivar dejenerasyon olgusunu tartıştık. Olgu Sunumu: 17 yaşında kız hasta, 2017 yılında baş ağrısı,baş dönmesi,sağ yüz bölgesinde uyuşma şikayeti ile dış merkez acil servise başvurmuş. Manyetik Rezonans görüntülenmede(MRG), pons sol yarımında kavernom saptanan olgu, hastanemiz beyin cerrahisi bölümünde opere edilmiş. Hastanemiz radyoloji anabilim dalında 2020 yılında yapılan kontrastlı beyin MRG’sinde, pons sol yarımından mezensefalon sol yarısına uzanan 15x10 mm boyutlu T2 ağırlıklı serilerde hipointens, SWI serilerde hipointens,kontrastlı serilerde içerisinde lineer milimetrik kontrastlanan alanlar bulunan lezyon izlenmişti. Bu lezyonların MRG bulguları patolojik tanısı da bulunan kavernom ve gelişimsel venöz anomali ile uyumluydu (Resim1-2-3). Ayrıca bulbus sol yarımında inferior olivar nükleus düzeyinde, T2- FLAIR ağırlıklı incelemelerde hiperintens, kontrastlı serilerde belirgin kontrastlanmayan, difüzyon ağırlıklı görüntülemede difüzyon kısıtlanması göstermeyen, ekspansil görünümde bir lezyon daha izlendi (Resim 4-5-6). 2022 yılındaki kontrol MRG’sinde bulbus lezyonunda boyut ve sinyal farkı saptanmadı. Bulbus sol yarımındaki bu lezyonu hipertrofik olivar dejenerasyon ile uyumlu olarak değerlendirdik. Tartışma ve Sonuç: HOD,trans-sinaptik dejenerasyondur. Çocuk ve erişkin yaş grubunu da etkileyebilir. Sıklıkla karşı taraf dentat nükleus veya süperior serebellar pedinkül ve santral tegmental traktın aynı taraf lezyonları nedeni ile oluşur (2,4). Trans-sinaptik hasarlar iskemi, hemoraji,kitle,demiyelinizan süreçlere bağlı oluşabilir. Bizim olgumuzda ise pons sol yarımında kavernoma bağlı geliştiğini düşünmekteyiz. HOD sıklıkla tek taraflı izlenmektedir. Beyin sapında santral tegmental trakta sınırlı lezyon varlığında aynı tarafta görülür. Bizim olgumuzda da pons kavernomu ile bulbus düzeyindeki HOD lezyonu solda, aynı tarafta idi. Lezyon serebellumda (dentat nüklesu ya da süperior serebellar pedinkül) olduğu zaman ise karşı tarafta görülmektedir (3). MRG’de T2 ağırlıklı serilerde hiperintens, kontrastlı serilerde belirgin kontrast tutmayan,ekspansil/hipertrofik görünümde inferior olivar nükleus seçilebilir. Yıllar sonra ise bu alanda atrofi gelişebilir. Sonuç olarak, bulbusun hiperintens lezyonların ayırıcı tanısında iskemi, tümör, demiyelinizan ve inflamatuar süreçler düşünülebilir. Inferior olivar nükleus düzeyini tutan, T2 ağırlıklı serilerde hiperintens, hafif ekspansil görünümlü bulbus lezyonunda, kontrast tutulumu ve difüzyon kısıtlanması olmaması, aynı taraf beyin sapı veya karşı taraf serebellumda eş zamanlı farklı bir lezyon daha olması durumunda ayırıcı tanıda HOD düşünülmelidir. Görüntüleme özellikleri hakkında bilgi sahibi olmak, gereksiz inceleme ve müdahalelerden kaçınmaya yardımcı olacaktır.info:eu-repo/semantics/restrictedAccessHipertrofik olivar dejenerasyonpontin kavernominferior olivar nükleusmanyetik rezonans görüntülemeHipertrofik olivar dejenerasyon: pediatrik olguda nadir görülen bir patolojiconferenceObject802