Dartma, BahattinAlazami, Mohammed O M2023-01-262023-01-262022https://katalog.marmara.edu.tr/veriler/cokluortam/cokluortam/A/D/E/B/D/637df7265bef1.pdfhttps://hdl.handle.net/11424/285864Allah Teâlâ Hz. Peygamber’e en büyük mu‘cizesi olan Kur’ân-ı Kerîm’i göndermek suretiyle bu ümmeti şereflendirmiştir. Bu münasebetle Müslümanlar, Kur’ân-ı Kerim’i anlamak, yorumlamak ve ihtiva ettiği konuları ortaya koymak için üzerinde epey gayret sarfetmişlerdir. Bu konulardan biri de şüphesiz ki kırâattır. Tefsir alanında yazılan özgün ve önemli eserlerden sayılabilecek bir çalışma da Abdullah b. Fûdî’nin (v. 1245/1829) kaleme aldığı Ziyâʾü’t-Teʾvîl fî Meʿâni’t-Tenzîl’dir. Zira bu tefsirde, gerek mutevâtir ve gerekse şâzz kıraatler yoğun bir şekilde ele alınmıştır. Fakat söz konusu tefsir üzerinde, daha önce kıraate ilişkin akademik bir çalışma yoktur. Bu nedenle bu müfessir ilim dünyasında gereği gibi tanınmamaktadır. Bundan dolayı, bu çalışmayı bir doktora tezi olarak seçtik. Çalışmamızda İbn Fûdî’nin Ziyâʾü’t-Teʾvîl fî Meʿâni’t-Tenzîl adlı eserindeki kıraat ilmine ilişkin metodu konu edilmektedir. Başka bir ifadeyle bu çalışma, söz konusu tefsirde geçen farklı kıraatlerin ve icra ettikleri fonksiyonların ortaya çıkarılmasını hedeflemektedir. Ayrıca İbn Fûdî’nin, kıraat vecihlerini zikretmesi, bunlar arasında tercih yapması ve delil göstermesinde izlediği yöntem incelenecektir. Çalışma, önsöz, giriş ile birlikte üç bölümden oluşmaktadır. Girişte araştırmanın önemi, hedefi ve yöntemi ele alınmıştır. Kavramsal kısmında el-Ahrufü’s-Seb‘a ve tespiti ile ilgili deliller, kıraat ve çeşitleri, Kıraat-ı Aşere âlimleri (kâriler) ve sahih kıraatin şartları üzerinde kısaca incelenmiştir.Birinci bölümde, İbn Fûdî’nin hayatı ve yaşadığı dönem ele alınmıştır. Burada çok kısa olarak belirtmek gerekirse, Ebu’l-Hasan Abdullah b. Muhammed b. Fûdî, 1180/1766 yılında, Dagel’de dünyaya gelmiştir. İlim ehli olan ailesinin içinde yetişmiş ve 1245/1829 yılında başta tefsiri olmak üzere çok eser bırakarak vefat etmiştir. İbn Fûdî, ağabeyi Osman b. Fûdî ile birlikte yaşadıkları muhiti siyasi, ictimai, ekonomik ve dinî açıdan ıslah etmeyi başarmışlardır. Onların verdikleri vaazlar, Batı Afrika’da İslâm ilkelerinin doğru olarak yayılmasında büyük rol oynamıştır.İkinci bölümde ise önemli tefsirlerden olmasına rağmen ilim dünyasının yeterince tanımadığı Ziyâʾü’t-Teʾvîl fî Meʿâni’t-Tenzîl, kısaca ele alınıp hakkında genel bilgiler verilmiştir. İbn Fûdî, eserinin mukaddimesinde tefsirinin ismi, telife sevk eden sebepleri ve kullandığı metodu kısaca belirtmiştir. Aynı zamanda tefsir ilmi, müfessirde bulunması gereken şartlar, tefsir ve te’vîl arasındaki farklar ve benzeri konular hakkında bilgi vermiştir. Ayrıca bu tefsir, müellifinin izlediği yöntemin yanı sıra verdiği önemli ve zengin malumat açısında da dikkat çekicidir. Bununla beraber İbn Fûdî’nin kıraat ile ilgili farklı bir metot kullandığı görülmektedir. Müfessir tefsirinde farklı kıraatleri zikretmiş ve kıraat âlimlerinin isimlerini belirtmiştir. Ayrıca âyetleri izah ederken kıraatlere farklı bir yöntem kullanarak yer vermiştir. Arap diline ilişkin bir konuyu açıklar ve tefsir vecihleri arasında tercih yaparken kıraatlere başvurmuştur. Yine bu bölümde İbn Fûdî’nin kıraatleri zikrederken istifade ettiği kaynakları inceledik. Seâlibî’nin el-Cevâhirü’l-ḥisân ve Beyzâvî’nin Envârü’t-tenzîl adlı eserler, onun faydalandığı kaynaklar arasında yer almaktadır. İbn Fûdî daha çok mutevâtir kıraatlere değinmekle beraber, zaman zaman şâzz kıraatlere de işaret etmiştir.Ayrıca ikinci bölümde İbn Fûdî’nin kıraatler arasındaki anlam farklılıklarını açıklarken başvurduğu metoduna yer verdik. İbn Fûdî, kıraat sahiplerinin isimlerini zikrettiği gibi bazen isimleri belirtmeksizin ruviye/رُوِيَ gibi meçhul sığayla kıraatlere işaret etmiştir. Bununla beraber çoğu zaman kıraatler arasındaki anlam farklılıklarına temas etmiş ve bunu yaparken de farklı bir yöntem kullanmıştır. Tefsirin bu yönü özgün olarak görülmektedir. Kıraat vecihleri arasındaki anlam farklılıklarını, Kur’ân âyetleri ve hadislerle açıkladığı gibi, bazen esbâb-ı nüzul ve âyetin siyakıyla, bazen de Arap dili, nahiv ve sarf vecihleriyle izah etmiştir.Üçüncü ve son bölümde ise İbn Fûdî’nin kıraatler arasında bulunan ihtilaf vecihleri ile ilgili yaklaşımını değerlendirdik. Bilindiği üzere, anlam zenginliğini sağlamak ve birden fazla anlama işaret etmek için Kur’ân âyetleri, farklı kıraat vecihleriyle nâzil olmuştur. İrab vecihleri, takdim-tehir, ziyadalik-noksanlık, med-kasr ve tahfif-teşdid gibi ihtilaflar, kıraat vecihleri arasında yer almaktadır. Bu bölümde İbn Fûdî’nin nahiv konularında kıraat vecihlerini kullanırken izlediği metoduna da temas ettik. Bu bağlamda İbn Fûdî, mübteda ve haberi, temyiz cümleleri, tam ve nakıs edatları, atıf ve istinaf cümlesi, malum ve meçhul fiili ve cezim gibi konuların açıklamasında kıraat vecihlerinden istifade etmiştir.Netice itibariyle söz konusu çalışma, kıraat vecihlerinin yanı sıra kıraatin tefsirdeki yerini -uygulamalı olarak- bütün boyutlarıyla ortaya çıkarmaktadır.The research dealt with the definition of the personality of Imam Ibn Fodi, his scientific status، his struggle to combat religious, social and political corruption and the spread of true Islam in West Africa.The research dealt with the statement and definition of Quran readings (KİRAAT), their divisions، and ways to prove them.The researcher explained the approach taken by Imam Ibn Fodi in his interpretation of Diya’ al-Ta’wil، especially with regard to mentioning the Qur’an readings, their companions, and his method of guiding the Qur’an readingو and his comments that had a great impact in the service of the Qur’an readings.Between the impact of the different Qur’an readings in terms of the meaning that the Qur’an reading benefits, as well as the grammatical aspects، and others in order to provide a qualitative addition to the service of the science of Qur’an readings.259 s.arainfo:eu-repo/semantics/openAccessTefsirkıraatİbin FudiZiyau't-Te'vilistidlal TafseerQiraatİbin FudiDiya’ al-Ta’wilGrammarAbdullah B. Fudio'nun Ziyau't-Te'vilin'de kıraat olgusudoctoralThesis