Browsing by Author "Demirci, Mustafa"
Now showing 1 - 5 of 5
Results Per Page
Sort Options
Item Metadata only Abbasilerde toprak sistemi(Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2001) Demirci, Mustafa; Yavuz, Hulusi; İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim DalıÖZETÇalışma hz. Ömer döneminde yapılan fetih şartları içinde müslüman zimmî ayrımı gözetilerek belirlenen toprak ve vergi meselelerinin daha sonra meydana gelen İslamlaşma, ticarileşme, göçler ve merkezi bir devletin kurulması ile yerleşik bir toplumda aldığı şekilleri araştırmaktadır.Birinci kısımda toprak mülkiyet şekillerinin değişim sürecinde hukuki ve tatbiki olarak aldığı şekiller ele alınmıştır. Ümmetin toprağı olan "Fey" arazileri içinde eski sahiplerinin elinde bırakılan "Haraci" topraklar, sahipsiz kalan "Savâfî" topraklar ve işlenmemiş ölü (mevat)toprakların mülkiyetleri incelenmiştir. Özel mülk olarak müslümanların mülkiyetindeki "Öşür" toprakları, sulh yoluyla fethedilen yerlerdeki topraklar ve iktâ ve ihya ile elde edilen topraklar vardır. Amme Arazileri içinde ise cahiliye devrinde yaygın olan "Hima" toprakları ki İslam'dan sonra yok olmuştur. Köy ve şehirlerin etrafındaki ortak kullanım alanları(yol, kanal, Pazar yeri odunluk...) "Harim" ile kıyıları (irfakları) vardır. Ayrıca ilk iki asır boyunca mülkiyeti yoğun bir şekilde tartışılan "Vakfé toprakları ele alınmıştır.İkinci kısımda toprakların devlet tarafından iktâ edilişi, bunda gözetilen hususlar, ikta şekilleri ve geçirdiği evreler incelenmektedir. Ayrıca ölü arazilerin diriltilmesi için hukuki ve tarihi şartlar araştırılmıştır. Bu çerçevede sulama çalışmaları ve sulama sistemleri ele alınmıştır. Bunun yanında toprak sahipleri ve büyük arazilerin ortaya çıkışı ve sosyal tabakalar ile toprak işçiliğinin üretimindeki köleler ücretli işçiler ve ortakçılık usulleri üzerinde durulmuştur. Üçüncü kısımda Abbâsilerin vergi takdir ve toplama siyaseti ve geliştirdikleri usuller ele alınarak arazinin alanına göre(mesaha) ve mahsule göre vergilerin konulması ve toplanma metotları ile bu süreçlerde yaşanan problemler ele alınmıştır. Arazi ölçümü ve vergi toplama takvimi, görevlilerin atanması ve murakabesi ile ikinci Abbâsi döneminde yaygınlaşan iltizam sisteminin kabale, daman ve mukataa usulleri ele alınmıştır. Bu usulleri ortaya çıkaran şartlara ve idare ve sosyal hayattaki yansımalarına dikkat çekilmiştir.Çalışma bütün safhalarında devrin orijinal ıstılahlarına bağlı olarak ve onların ekseninde gelişmiştir. SUMMARYThe name of the thesis: The System of Land in Abbasid PeriodDeals with the questios of land and tax, determined having regard to mulim-zimmî discrimination within the conditions of conquets in Caliph Omer's period and its new form in consequence of Islamization, development of the trade emigrations and intitutianolization of central organization of the stade, and according to the conditions of a settled society.In the fisrt chapter the forms of land tenure are studied in the transformation process as legally and practially. The proprietorsship of taxational lands (haracî), left to their former owners, sawafî lands, i.e. ownerles lands and uncultivated lands (mevat)Are examined. Within the fief (fey) lands of wich absolute proprietorship belongrto ummah. As private proprietorschip the tith ( öşür) lands, belonging to muslims, Kati'a and plantation (day'a) lands, possesed by revival and iqta', and taxational property (Harac-ı Mülk) lands in yhe provinsces, gained by agreement during the conquets are dealt with.As also public lands, Hima lands equivalent to groves, which exist from the former times but vanish at that times dve to tribalism, Harim areas such as woodland to ure in winters, meadows and theshing field, which surrounds yhe villger and cities, and the places such as road, water(canal) the opens and market-placer are dalt with. Wakf(foundation) lands are also scuritinized in the last category. Moreover the discussions about the proprietorship of these lands are mentioned.In the second chapter, the iqta' of the lands by the state its aims and its phases in the historical conditions for the revival of the legal and physical conditions for the revival of the uncultivated lands, within the technical possibilities, as a revival activity, and systems are also mentioned. Meanwhile land proprietors and greatness of the lands are scuritinized as social classe. Production ways are dwelt on by mentioning slaves, waged workers for emplayment in the bis farms, and corporations of rent.In the third chapter, Abbasid 's polcy of impozing and collecting taxes and the ways developed by them are dealt with. In the meatime measuring the lands imposing tax according to the area and product of the land, criteria to fix the tax amounts and yhe problems which emerged in practice are told. Later on the schedule of collecting tax, Appointment and organisation of the officials(Collectors) supervision of them and the problems which emerged in collectingthe taxes are axamined. And use of Kabale , Daman and Mukata'a a systems in the end of iltizam system in collectng tax.In every phases of the study, the original concepts concerning the subject are regarded and the examination of the subject devoloped in the axis of these concepts.Item Metadata only Bestekar Mehmet Rakım Elkutlu’nun günümüze ulaşan eserlerinin analizi(Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013) Demirci, Mustafa; Özcan, Nuri; İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı İslam Tarihi ve Sanatları Bilim DalıÖZETBESTEKÂR MEHMET RÂKIM ELKUTLU’NUN GÜNÜMÜZE ULAŞAN ESERLERİNİN ANALİZİKlâsik Türk Mûsıkîsi’nde bestekârlık ve icrânın ayrı bir önemi bulunmaktadır. Teknik açıdan ne kadar iyi ve başarılı besteler yapılırsa Türk Mûsıkîsi’nin de kültürel, sanatsal ve icrâsal açıdan o derecede gelişeceği ve daha iyi yerlere geleceği muhakkaktır. Oluşturulan bir bestenin yapısal bakımdan ne seviyede olduğunu tespit etmek için ise eser analizi yapılması gerekmektedir. XX. yüzyılın yetiştirdiği ve Klâsik Türk Mûsıkîsi’nin son dönem bestekârlarından olan Râkım Elkutlu’nun bu alandaki yeri ve değeri hiç şüphesiz çok önemlidir.XX. yüzyıl, Klâsik Türk Mûsıkîsi açısından, birtakım sebeplerden dolayı sıkıntılı bir dönemi kapsamaktadır. İşte böyle bir zamanda, tavrı, üslubu ve farklı bestecilik yönüyle ortaya koyduğu eserlerle Klâsik Türk Mûsıkîsi’ne ayrı bir renk katan Râkım Elkutlu, sanatıyla ve kişiliğiyle bu dönemin mihenk taşlarından birisi olmuştur. Bestelediği eserlerle Türk mûsıkîsi’ne ayrı bir dinamizm ve değer katmıştır.Bestekâr Mehmet Râkım Elkutlu’nun günümüze ulaşan eserlerinin analizi için yapılan bu çalışma girişten sonra yedi bölümden oluşmaktadır. Bu çalışma sanatkârı bütüncül bir yaklaşımla objektif olarak, en doğru şekilde anlamayı ve anlatmayı amaçlamaktadır. Hazırlanan bu tez bir analiz çalışmasından oluşmaktadır. Râkım Elkutlu’nun günümüze ulaşan yüz yirmi iki eserinin, makamsal ve usûl yönünden analizi gerçekleştirilmiştir ve aşağıdaki şu sonuçlara ulaşılmıştır.Râkım Elkutlu'nun Türk Mûsıkîsi’ne kattığı eserlerle, gerek tavrı ve üslûbu gerek kişisel özellikleri ile dönemin diğer bestekârlarına nazaran ne kadar farklı bir sanatçı olduğunu görmemek mümkün değildir. Eserlerinde romantizm etkisinin yanında, melodi zenginliği, makamsal geçkiler ve çeşniler, bölüm değişikliklerine sık sık rastlanmaktadır. Bunların yanında eserlerindeki söz ve mûsıkînin uyumu ise prozodiye ne kadar önem veren bir bestekâr olduğunu göstermektedir. Ayrıca Türk Mûsıkîsi’nin her formunda, dinî ve lâdinî eserler vermiştir. Eserleri genel olarak incelediğimizde icrâsal açıdan sağlam bir hançereyi ve mûsıkî nazariyatını gerektiren çalışmalar olduğu görülmektedir.Tüm bu sebeplerden dolayı Râkım Elkutlu’nun sanatı ve kişiliği ile sıra dışı bir bestekâr olduğu aşikârdır. Osmanlı’nın sonu ve Cumhuriyet’in kuruluşunu kapsayan bir dönemde yaşayan Râkım Elkutlu, eserlerinde eskiyi ve yeniyi birleştirerek, klâsik fakat farklı bir üslûbu oluşturmayı başarmıştır. Konumu itibariyle yeri kolay kolay doldurulamayacak bir sanatçıdır.Anahtar Kelimeler: Râkım Elkutlu, Klâsik Türk Mûsıkîsi, Bestekâr, Eser Analizi, İcrâ.ABSTRACT THE ANALYSIS OF THE COMPOSITIONS BELONGING TO THE COMPOSER MEHMET RÂKIM ELKUTLU WHICH HAVE REACHED UP TO THE PRESENT DAYThe composing and performance have various importance in Classical Turkish Music.The better and more successful compositions are made in technical terms, it is certain the more Turkish Music will improve and the better ranks it will be at in artistic and performance terms. In order to determine what level a formed composition is in terms of pattern, composition analysis must be done. Brought up in the twentieth century and being the last composer of Classical Turkish Music, Râkım Elkutlu has a very remarkable part in this art and undoubtedly important value.The twentieth century, in terms of Classical Turkish Music, involves a troublesome period due to several reasons. In such a course of time, has been one of the corner-stones of its period by his art and personality and also he has brought a different colour to Turkish Classical Music by his style, comment and diverse composition of many works he has established.This study done for the analysis of the compositions existing in today's life which belong to the Composer Mehmet Râkım Elkutlu is made up of an introduction and seven parts. This study aims at understanding and mentioning about the Composer in the most correct way with an absolute approach objectively.This thesis prepared consists of an analysis study.The analysis of one hundred twenty-two compositions of Râkım Elkutlu which have reached until today has been realized in terms of tone and rhytim and the conclusions below have arisen.It is not possible not to understand how different Râkım Elkutlu is as a composer with both his style and comment and his personal properties and also the compositions he has contributed to Turkish Music when he is compared to the other composers. In his compositions, as well as romantical effects, melodical richness, tone transmission and tastes, part differences are often noticed. In addition to these, the harmony of lyric and music in his compositions shows us that he is the composer who gives a lot of importance to prosody. Apart from this, he has produced religious and non-religious compositions in general, we see that they are the compositions in which require a sound singing ability and musical knowledge in terms of performance.Thanks to all these reasons, it is clear that Râkım Elkutlu is an extraordinary composer with his art and personality. Râkım Elkutlu, who lived during between the last period of the Ottoman Empire and the foundation period of Turkish Republic, has managed to set up a classical but various comment by combining the old with the new in his compositions. With regards to the position he has in Turkish Classical Music, he is an irreplaceable artist.KEY WORDS: Râkım Elkutlu, Classical Turkish Music, The composer ,The composition analysis, Performance.Publication Metadata only Kanun öğretiminde uzaktan eğitimin uygulanabilirliğinin incelenmesi(2024) Demirci, Mustafa; Otacıoğlu, A. Sena Gürşen; Marmara Üniversitesi; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı; Müzik Eğitimi Bilim DalıBu araştırmada, Geleneksel Türk müziğinin mızraplı çalgılarından kanun öğretiminin uzaktan eğitimde uygulanabilirliği incelenmiştir. Dijital teknolojilerin hızla gelişmesi, eğitim alanında da önemli değişimlere yol açmış ve özellikle COVID-19 pandemisi sürecinde uzaktan eğitim, birçok alanda alternatif bir yöntem haline gelmiştir. Bu bağlamda uygulamaya dayalı ve birebir etkileşimi gerektiren müzik eğitiminin uzaktan eğitimle nasıl yürütülebileceği önemli bir araştırma konusu olmuştur. Literatürde geleneksel sazlarda kanun öğretiminde uzaktan eğitimin uygulanabilirliğine dair bir araştırmaya ulaşılamamıştır. Bununla birlikte, mevcut pandemi şartlarında yüz yüze eğitimin mümkün olmaması ya da kısıtlı olması gibi sebepler de bu araştırmayı yapmanın ne kadar mühim olduğunu ortaya çıkarmış ve mevcut çalışmayı yapma gerekliliği doğmuştur. Bu araştırma, doktora çalışması seviyesinde yarı yapılandırılmış görüşme sorularıyla kanun öğretiminde uzaktan eğitimin uygulanabilirliğinin incelenmesini araştıran nitel, ilk durum çalışmasıdır.Araştırma kapsamında, kanun öğretiminde uzaktan eğitimin uygulanabilirliğinin incelenmesini değerlendirmek amacıyla durum çalışması deseni ile nitel araştırma yöntemleri kullanılmıştır. Türkiye’deki yüksek eğitim kurumlarında mesleki müzik eğitimi veren kanun sazı alanındaki 21 akademisyen ve bu akademisyenlerden kanun dersi öğrenimi alan lisans, yüksek lisans ve mezun 34 öğrenciyle derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Toplanan 2450 dakikalık ses kaydının 1617 sayfa Word dosyasına dökümü yapılmış ve bu veriler, içerik analizi yöntemiyle nitel analiz programında analiz edilmiştir. Katılımcılar COVID-19 pandemi dönemi ve 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli deprem döneminde uzaktan eğitim ile eğitim-öğretime devam eden kişilerdir. Görüşmeler, video konferans yöntemiyle, uygun bir programla gerçekleştirilmiştir. Sesli ve görüntülü en az 30 dakika, en uzun 240 dakikalık şahsi görüşmeler yapılarak kayıt altına alınmıştır. Ayrıca mevcut uzaktan eğitim platformlarının ve araçlarının kanun öğretimi için uygunluğu incelenmiş, bu süreçte kullanılan yöntem ve tekniklerin etkinliği değerlendirilmiştir.Araştırmanın sonuçları, uzaktan eğitimin kanun öğretiminde uygulanabilirliğinin belirli avantajlar sağladığını, ancak bazı temel zorluklar ve sınırlamalar da içerdiğini göstermektedir. Öğrencilerin motivasyonunu yüksek tutma, birebir geri bildirim sağlama, teknik ekipman eksikliği, internet ağ sorunları, uzaktan eğitimde tecrübesiz ve eğitimsiz olunması ve teknik detayları aktarma konularında uzaktan eğitimin bazı sınırlılıkları olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca bazı akademisyenlerin uzaktan eğitime ön yargılı yaklaşımlarının da bu süreci olumsuz etkilediği görülmüştür. Fakat şeffaf, ön yargısız bir bakış açısıyla, özveriyle, eşit teknik şartlarda, uygun teknolojik araçlar ve etkileşimli eğitim materyalleriyle bu zorlukların büyük ölçüde aşılabileceği; özellikle kanun sazında belli bir alt yapısı olan öğrencilerle uzaktan eğitimin çok daha rahat ve verimli bir şekilde uygulanabileceği sonucuna varılmıştır.Item Metadata only Müstakîmzâde’nin mektûbât-ı muhammed ma‘sûm tercümesi(metin ve inceleme)(Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2014) Demirci, Mustafa; Derin, Süleyman; Temel İslam Bilimler Anabilim Dalı Tasavvuf Bilim DalıÖZETMuhammed Ma‘sûm Sirhindî, XI. / XVII. yüzyılın başlarından itibaren Hindistan alt kıtasında Nakşbendiyye’nin bir kolu olarak tarih sahnesine çıkan Müceddidiyye ekolünün önde gelen ikinci büyük ismidir. O, Hindistan’da yaşayan Müslümanların dînî ve tasavvufî hayatına etki etmiş, bu önemli tasavvufî hareketin İslam coğrafyasının farklı bölgelerine taşınmasına öncülük yapmıştır. Ma‘sûm, Müceddidiyye’nin şeriatı önceleyen tasavvufî anlayışını çok sıkı ve tavizsiz olarak devam ettirmiş ve bu yüzden kendisine “Urvetü’l-Vüskâ” (dinde sağlam tutamak) lakabı verilmiştir. Babası İmâm-Rabbânî' nin mektupla irşâd çalışmalarını örnek alarak yazdığı mektuplar, Müceddidiyye’nin ikinci büyük eseri olarak “Mektûbât” adıyla tasavvuf literatüründeki saygın yerini almıştır. Ma‘sûm, mektuplarında, Rabbânî’nin Mektûbât’ındaki bazı muğlâk ifadeler ile bir kısım açıklama gerektiren yerleri, son derece açık ve anlaşılır bir tarzda ifade ederek bu silsileye/ekole büyük bir hizmette bulunmuştur. Bir bakıma Rabbânî’nin düşüncelerinin şerh edicisidir. Muhammed Ma‘sûm’un Mektûbât’ı, Nakşbendîliğin Müceddidiyye kolunun XVII. yüzyıldan itibaren hem silsile/ekol hem de tasavvufî düşünce ve pratiği açısından nasıl konumlandığını gösteren çok orijinal bilgi ve belgelerdir. Muhammed Ma‘sûm, Müceddidiyye öncesi de dahil olmak üzere, Nakşbendîliğin bilinen bütün kavram ve sülûk ilkelerini mektuplarında konu edinmiştir. Kimi zaman bir tasavvuf tarihçisi gibi davranan Ma‘sûm, tasavvuf kavramları içerisinde en çok “Fenâ ve Bekâ” terimleri üzerinde durmuştur. “Aşk”, “Cem ve Fark”, “Kabz ve Bast”, “Ârif ve Marifet”, “Velâyet” ve “Velîlik” de mektuplarında sıklıkla değindiği kavramlardır. Ma‘sûm, varlık (vücûd) ve varlık mertebeleri hakkında İmâm-ı Rabbânî’nin bilinen tezlerini tekrar etmekle yetinmiş, bunu yaparken mevcut sisteme ilave yapmak, bu konularda yeni bir terminoloji oluşturmak yoluna da gitmemiştir. O, Rabbânî’nin ortaya koyduğu tasavvufî düşünce ve uygulamaları savunmayı tercih etmiştir. Anahtar Kelimeler: Mektup, Mektûbât, Muhammed Ma‘sûm, Müceddidiyye, Varlık, Hindistan ABSTRACT Muhammed Ma‘sûm Sirhindî is the second biggest name of Mujaddidi Branch -that has appeared in history as a branch of the Naqshbandiyya- in the beginning of the XI/XVIIth century in the Indian sub-continent. He has influenced the religious and mystical life of those who lived in India and pioneered in spreading this important mystical movement to different parts of the Islamic geography. Ma‘sûm has continued the mystical understanding of Mujaddidi Branch placing priority on Sharia very strictly and in an uncompromising manner and therefore he has been named as “Urvetü’l-Vüskâ” (the strong handle of religion). The letters he has written by taking his father-Imam Rabbani’s works of guidance by letters as a role model has become one of the most respected works of Sufi literature as the second major work of Mujaddidi Branch with the name of “Mektûbât (Letters)”. Ma‘sûm, has provided a great service to this lineage/ecole through expressing in his letters some vague parts and some places in Rabbani's “Mektûbât (Letters)” that require explanation in an extremely clear and comprehensible manner. In a manner, he is the annotator of the thoughts of Rabbani. “Mektûbât (Letters)” of Muhammed Ma‘sûm can be considered as very original pieces of information and documents that reveal the position of Mujaddidi Branch of Naqshbandiyya as from the XVIIth century in terms of both lineage/ecole and sufistic thought and practice. Muhammed Ma‘sûm has mentioned all known concepts and seyri sülûk (spiritual journey) principles of Naqshbandiyya including the period prior to Mujaddidi Branch. Ma‘sûm, acting as a Sufi Historian from time to time, has mostly emphasized terms such as “Fenâ (annihilation) and Bekâ (perpetuity)” among sufistic concepts. “Aşk (Love)”, “Cem (gathering) and Fark(difference)”, “Kabz and Bast(joy and sorrow of heart)”, “Ârif (wise) and Marifet (wisdom)”, “Velâyet (holiness degree)” and “Velîlik (holiness)”” are also the concepts he often has employed in his letters. Ma‘sûm has only repeated the known thesis of Imam Rabbani incident to Vücud (existence) and existence grades and he has not made any additions to the existing system while doing this and not created a new terminology in these issues. He has preferred to defend the sufistic thoughts and practices put forth through Imam Rabbani. Keywords: Letter, Mektûbât (Letters)”, Muhammad Ma'sûm, Mujaddidi Branch, Existence, IndiaItem Metadata only Sem’a risaleleri(Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1996) Demirci, Mustafa; Yılmaz, HKamil; Temel İslam Bilimleri Bölümü Tasavvuf Bilim Dalı