Person: SAÇAK, BÜLENT
Loading...
Email Address
Birth Date
Research Projects
Organizational Units
Job Title
Last Name
SAÇAK
First Name
BÜLENT
Name
9 results
Search Results
Now showing 1 - 9 of 9
Publication Metadata only Repair of critical size defects using bioactive glass seeded with adipose-derived mesenchymal stem cells(2016-05-25) AKDENİZ DOĞAN, ZEYNEP DENİZ; SAÇAK, BÜLENT; YILMAZ, BETÜL; ERCAN, FERİHA; AKDENİZ DOĞAN Z. D., SAÇAK B., YILMAZ B., ERCAN F., ÇELEBİLER Ö. B.Publication Metadata only Repair of critical size defects using bioactive glass seeded with adipose-derived mesenchymal stem cells(WILEY, 2017) YILMAZ, BETÜL; Sacak, Bulent; Certel, Furkan; Akdeniz, Zeynep D.; Karademir, Betul; Ercan, Feriha; Ozkan, Naziye; Akpinar, Ihsan Nuri; Celebiler, OzhanBioactive glass has been demonstrated as a biocompatible bone substitute. However bone healing process can be prolonged due to late resorption of the material. Adipose derived stem cells (ASC) have osteogenic differentiation potential and hence can be a cell source for bone regeneration. The aim of this study was to test whether combination of bioactive glass with ASCs would enhance bone regeneration. Following creation of critical sized defects on the calvaria of 32 Wistar rats, the animals were randomly divided into four groups: Group C (control): Defects were left untreated; Group G: Defects were covered with autologous bone graft; Group BG: Defects were filled with bioactive glass; Group BG/ASC: Defects were filled with bioactive glass seeded with ASCs. The defect size was significantly greater in Group compared to all other groups. Bone density was significantly lower in Group C compared to Group G and Group BG/ASC. Bone regeneration score of Group C was significantly lower than other groups. Group BG/ASC demonstrated lamellar bone and havers canal formation. The results of this study demonstrated that bioactive glass implanted with ASC is a biocompatible construct stimulating radiologically and histologically evident bone regeneration similar to autologous bone grafting. (C) 2016 Wiley Periodicals, Inc.Publication Metadata only Use of abdominal negative pressure wound therapy in different indications: a case series(MA HEALTHCARE LTD, 2019) EROL, BÜLENT; Kocaaslan, Fatma Nihal Durmus; Ozkan, Melekber Cavus; Akdeniz, Zeynep; Sacak, Bulent; Erol, Bulent; Yuksel, Mustafa; Celebiler, OzhanNegative pressure wound therapy (NPWT) is a widely used wound management system. Several articles have been published on the advantages and complications of this system. Abdominal dressing negative pressure system (abdominal NPWT) is a newer technology, developed and used in open abdomen cases. The adherence of the sponge to the intra-abdominal organs is prevented by a polyurethane foam. This study presents a number of case series where an abdominal NPWT (ABThera, KCl, US) has been used to treat other vital organs, helping to prevent complications such as organ rupture and fatal bleeding.Publication Metadata only Assessment of tissue perfusion and effect of liposuction on abdominally based perforator flaps(2014-04-03) SAÇAK, BÜLENT; AKDENİZ DOĞAN, ZEYNEP DENİZ; SAÇAK B., AKDENİZ DOĞAN Z. D., Yalçın D., PİLANCI Ö., NUMANOĞLU A.Publication Metadata only İnce flep gereksinimi için ALT ve SCIP fleplerinde suprafasyal plan kullanımı(2018-10-21) ÇAVUŞ ÖZKAN, MELEKBER; SAÇAK, BÜLENT; AKDENİZ DOĞAN, ZEYNEP DENİZ; ÇAVUŞ ÖZKAN M., OLUKLU M. T., SAÇAK B., AKDENİZ DOĞAN Z. D., ÇELEBİLER Ö. B.Giriş: Rekonstrüktif mikrocerrahide perforatör flepler standart olarak kabul edilmeye başlanmıştır. Günümüzde perforatör flepler için amaç sağ kalım değil, en az ameliyatla daha iyi fonksiyonel ve estetik sonuçlar elde etmektir. Özellikli vücut bölgelerinin rekonstrüksiyonu gerektiğinde fleplerin suprafasyal diseksiyon tekniği ile ince olarak kaldırılmasının pek çok avantajı vardır. Bu çalışma ile kliniğimizde suprafasyal teknikle kullandığımız anterolateral uyluk (ALT) ve süperfisyel sirkumfleks iliak arter perforatorü (SCIP) fleplerinin sonuçları paylaşılmaktadır. Hastalar ve Metod: Çalışmaya Nisan 2016 ile Temmuz 2018 tarihleri arasında kliniğimizde suprafasyal teknik kullanılarak ameliyat edilen ardışık 31 hasta dahil edildi. Bu hastaların 23’ü erkek 8’i kadın ve ortalama yaşları 39,2 (5 - 76) idi. 20 hastaya SCIP flebi,11 hastaya Suprafasyal ALT flebi ile rekonstrüksiyon yapıldı. Bu hastaların defekt yerleşimleri değerlendirildiğinde; defektler hastaların 20’sinde alt ekstremitede, 9’unda üst ektremitede, 2’sinde ise başboyun bölgesindeydi. Hastaların hepsinde perforatörler el doppleri yardımı ile işaretlenerek flepler suprafasyal plandan eleve edildi. SCIP fleplerinin tamamında donör alan primer olarak, 11 ALT flebinin 7’si primer, 4’ü ise ince kalınlıklı deri grefti kullanılarak kapatıldı. Bu çalışmada ameliyat ve hasta kayıtları üzerinden flep sağ kalımı, operasyon süresi, pedikül uzunluğu, flep boyutları, flep kalınlığı, alıcı ve donör alan ile ilişkili komplikasyonlar, alıcı alan enfeksiyonları ve taburculuk süreleri değerlendirildi. Sonuçlar: Çalışmamıza dahil edilen serbest SCIP flebi ile rekonstrüksiyon yapılan 20 hastanın 5’inde, serbest suprafasyal ALT flebi ile rekonstrüksiyon yapılan 11 hastanın 2’sinde total flep kaybı görüldü. SCIP flebi sağ kalımı %75 iken, suprafasyal ALT flebi sağ kalımı %81,8 oranında hesaplandı. Sadece 1 adep serbest SCIP flebi ile onarım yapılan hastada parsiyel flep kaybı görüldü. Total flep kaybı görülen hastaların tümünde donör sahada enfeksiyon tespit edildi. Hastaların operasyon süreleri ortalama 280 dakika olarak saptandı. Flep boyutları ortalama 11,8 cm(5-24),* 6,5 cm(3-11) olarak hesaplandı. SCIP fleplerinin ortalama pedikül uzunluğu 3,6 cm(2-5), ALT fleplerinin ortalama pedikül uzunluğu 8,5 cm(4,5-14) idi. Suprafasyal ALT flep kalınlıkları ortalama 7,6 mm(6-12) idi. SCIP flep kalınlıkları ortalama 6,5 mm(4-10) idi. Hiçbir hastada donör alan komplikasyonu görülmedi. 7 hastada erken dönemde alıcı alanda enfeksiyon görüldü ve bu hastalarda total flep kaybı görüldü. 6 hastada ise medikal tedaviye yanıt veren alıcı alan enfeksiyon görüldü. Diğer hastalarda defekt alanı ile ilgili herhangi bir komplikasyon ile karşılaşılmadı. Flep kaybı yaşanan hastalarda yatış süresi ortalama 14,2 gün(2- 31) olarak saptanırken, flep kaybı yaşanmayan hastalarda ortalama yatış süresi 5,4 gün(2-7) olarak bulunmuştur. Tartışma: Bu olgu serisinde ince flep gereksinimi olan üst ekstremite, alt ekstremite ve baş-boyun bölgesinde SCİP ve suprafasyal ALT fleplerinin kliniğimizdeki kullanımının sonuçları ortaya konmaktadır. Her iki flebin ince örtüm gereken yerlerde kullanımının uygun olması avantaj olarak değerlendirilebilir. SCİP flep pedikülünün kısa olması ve süpermikrocerrahi gereksinimi temel zorlukları olarak değerlendirilirken Suprafasyal ALT flebinin uzun olması ve göreceli büyük damar çapı avantaj olarak görülebilir. SCIP flebi için donör alan skarı ideale yakınken, ALT flebinin dönör alan skarlarının kabul edilebilir olduğu kanaatindeyiz. Her iki flep pedikül diseksiyonunun öğrenme eğrisi olup deneyim gerektirmektedir. Sonuç olarak her iki flep ince doku örtümü gereken yerler için uygun ve güvenli birer seçenek olarak değerlendirilebilir. Küçük ve orta büyüklükte defektler için SCIP flebi, defekt boyutunun orta-büyük olduğu ve uzun pediküle ihtiyacın öne çıktığı durumlarda ALT flebi tercih edilebilir.Publication Metadata only Cryosurgery combined with free fibular flap in the treatment of local agressive tumors: Preliminary results(2017-06-17) SAÇAK, BÜLENT; AKDENİZ DOĞAN, ZEYNEP DENİZ; KAYA, ZAFER; ŞENDUR, SAMET; DURMUŞ KOCAASLAN, FATMA NİHAL; ÇELEBİLER, ÖZHAN BEKİR; SAÇAK B., AKDENİZ DOĞAN Z. D., KAYA Z., ŞENDUR S., DURMUŞ KOCAASLAN F. N., ÇELEBİLER Ö. B.Publication Metadata only Medial sural arter perforatör (MSAP) ve anterolateral thigh (ALT) fasyokutan flep kalınlıklarının karşılaştırılması: Klinik bir çalışma(2016-10-27) AKDENİZ DOĞAN, ZEYNEP DENİZ; ÇAVUŞ ÖZKAN, MELEKBER; SAÇAK, BÜLENT; AKDENİZ DOĞAN Z. D., Tuncer B., ŞENDUR S., ÇAVUŞ ÖZKAN M., SAÇAK B., ÇELEBİLER Ö. B.Baş boyun bölgesi kanserlerinin rezeksiyonu sonrası mikrocerrahi ile serbest doku aktarımı, fonksiyonel ve estetik sonuçların üstünlüğü açısından oldukça sık yapılmaktadır. Baş ve boyun bölgesinin rekonstrüksiyonunda tercih edilebilecek bir çok flep seçeneği vardır. Flep tercihi, defektin büyüklüğüne,derinliğine, doku içeriğine, cerrahın tercihine ve donör alan morbiditesine göre yapılır(1). Baş-boyun bölgesi rekonstrüksiyonunda, özellikle de ağız içinde, fasyokutan flepler olan ALT, radial ön kol ve son yıllarda artan sayısıyla MSAP flebi en sık kullanılan flepler arasındadır.Publication Open Access Assessment of Tissue Perfusion Following Conventional Liposuction of Perforator-Based Abdominal Flaps(KOREAN SOC PLASTIC & RECONSTRUCTIVE SURGERY, 2017-03-15) SAÇAK, BÜLENT; Dogan, Zeynep Deniz Akdeniz; Sacak, Bulent; Yalcin, Dogus; Pilanci, Ozgur; Tuncer, Fatma Betul; Celebiler, OzhanBackground The effect of liposuction on the perforators of the lower abdominal wall has been investigated in several studies. There are controversial results in the literature that have primarily demonstrated the number and patency of the perforators. The aim of this study was to determine the effect of liposuction on the perfusion of perforator-based abdominal flaps using a combined laser-Doppler spectrophotometer (O2C, Oxygen to See, LEA Medizintechnik). Methods Nine female patients undergoing classical abdominoplasty were included in the study. Perforators and the perfusion zones of the deep inferior epigastric artery flap were marked on the patient's abdominal wall. Flap perfusion was quantitatively assessed by measuring blood flow, velocity, capillary oxygen saturation, and relative amount of hemoglobin for each zone preoperatively, after tumescent solution infiltration, following elevation of the flap on a single perforator, and after deep and superficial liposuction, respectively. Results The measurements taken after elevation of the flap were not significantly different than measurements taken after the liposuction procedures. Conclusions The liposuction procedure does not significantly alter the perfusion of perforator-based abdominal flaps in the early period. The abdominal tissue discarded in a classic abdominoplasty operation can be raised as a perforator flap and has been demonstrated to be a unique model for clinical research.Publication Metadata only Abdominal fleplerde doku perfüzyonunun ve liposuction etkisinin değerlendirilmesi(2014-04-24) SAÇAK, BÜLENT; AKDENİZ DOĞAN, ZEYNEP DENİZ; SAÇAK B., AKDENİZ DOĞAN Z. D., Yalçın D., Tuncer B., PİLANCI Ö., NUMANOĞLU A.