Person: LÜLECİ, NİMET EMEL
Loading...
Email Address
Birth Date
Research Projects
Organizational Units
Job Title
Last Name
LÜLECİ
First Name
NİMET EMEL
Name
18 results
Search Results
Now showing 1 - 10 of 18
Publication Open Access Autism Awareness Scale for Security Officers Working in Hospitals: A Study of Validity and Reliability(MARMARA UNIV, INST HEALTH SCIENCES, 2020-10-26) SARISALTIK, ALİCAN; Karavus, Melda; Hidiroglu, Seyhan; Sarisaltik, Alican; Ilgin, Can; Yuksel, Gulsum Hatice; Seker, Abdullah Omer; Kumru, Pinar; Save, Dilsad; Luleci, Nimet EmelObjective: The purpose of this study was to evaluate the knowledge and awareness toward autism among security officers working in hospitals and to explore the validity and reliability of the Autism Awareness Scale for Security Officers (AASSO) developed by the researchers. Methods: This methodological study was conducted at two Government Training and Research Hospitals in Istanbul, Turkey. A total of 135 security officers were included in the study and the data were obtained between February and April 2019. The AASSO is a 4-point Likert type scale and consists of 20 items. The factor structure of the scale was extracted by performing exploratory factor analysis. Results: Most of the participants were male (n=79; 58.5%) and high school graduates (n=86; 67.7%). Participants considered autism mostly as a kind of mental retardation (n=69; 51.9%), followed by social interaction problem (n=24; 18.0%). The AASSO reduces autism awareness into 3 factors ('Coming across', 'Communication' and `Interaction with the environment'), with eigenvalues ranging from 9.417 to 1.201 and explained 65.45% of all variance. Cronbach's alpha values for the AASSO was 0.936 and ranged from 0.921 to 0.809 for the subscales. Conclusion: According to these results AASSO is a valid and reliable scale. The consequence of further studies especially conducted on non-healthcare professionals of hospitals should be establishing autism-friendly hospitals.Publication Metadata only Oti̇zmde spor etki̇nli̇kleri̇ni̇n davranış ve sosyalleşme üzeri̇ndeki̇ olasi etki̇leri̇ni̇ değerlendi̇ren ni̇teli̇ksel bi̇r çalışma(2022-12-01) LÜLECİ, NİMET EMEL; KARAVUŞ, MELDA; SAVE, DİLŞAD; HIDIROĞLU, SEYHAN; Peker Ş., Hıdıroğlu S., Karavuş M., Tepe P., Akçabey S., Kaya A. Ö., Öztürkçü H., Lüleci N. E., Save D.Publication Metadata only Evaluation of vaccine knowledge of sixth-year medical students during the pandemic: A qualitative study(2023-06-01) LÜLECİ, NİMET EMEL; HIDIROĞLU, SEYHAN; KARAVUŞ, MELDA; Bakır Keser N., Lüleci N. E., Hıdıroğlu S., Açlıl C., Aksoy E., Öztürk R. A., Az Z., Karavuş M.Publication Open Access Common Mistakes Made in Clinical Research Ethics Committee Applications: Experience of a Training and Research Hospital(2022-01-01) LÜLECİ, NİMET EMEL; HIDIROĞLU, SEYHAN; MERCANOĞLU H. G., NUHOĞLU Ç., VURAL F., AKSARAY S., LÜLECİ N. E., KAYATAŞ K., GÜNGÖR B., UZUN M. A., HIDIROĞLU S., SARĞIN M., et al.Introduction: It is the responsibility of the ethical committees to ensure that the studies carried out on volunteers are carried out in accordance with ethical rules. In this study, it is aimed to analyze the deficiencies in the 2018-2021 application forms of the Istanbul Haydarpaşa Numune Training and Research Hospital Clinical Research Ethics Committee. Methods: The number of applications and revisions, the quality and type of research, area of application and acceptance rate were analyzed retrospectively in the archives of the ethics committee, in 598 files that were finalized between January 2018 and December 2020. Results: In the examined period, the total number of applications has doubled as of the end of 2020 compared to January 2018 (131, 194 and 273 for the years 2018, 2019 and 2020, respectively), and almost all of the applications are non-pharmacologic clinical trials. Among these studies, the highest number of applications are individual research projects, and more than half of them are prospective (63.06%, 66.46% and 58.30%, respectively). The number of applications for which corrections were requested is 77 (58.77%), 107 (55.15%) and 107 (39.19%) according to years. Most of the corrections requested are method related. The highest increase in the number of revisions was in the misidentification of the research type (0.78%, 6.02% and 6.94% for 2018-2020, respectively). Discussion and Conclusion: It was determined that the researchers had difficulties in the study methodology, informed consent and preparation of the scientific basis. Planning periodical Good Clinical Practices (GCP) trainings on an institutional basis under the leadership of ethics committees and that the specialty students have completed their current GCP training before starting their specialty thesis studies will ensure that the research projects to be carried out will be of higher quality in terms of ethics and sciencePublication Open Access A study exploring the autism awareness of students attending the department of pre-school teacher education of a public University in Istanbul, Turkey(MARMARA UNIV, FAC MEDICINE, 2020-05-31) KARAVUŞ, MELDA; Hidiroglu, Seyhan; Luleci, Nimet Emel; Karavus, Melda; Gorcin Karaketir, Seyma; Karavus, AhmetObjectives: Early detection of autism might largely depend on pre-school teachers' awareness and their prompt referral of these children to health authorities for accurate diagnosis. The purpose of our study was to assess the awareness about childhood autism among students attending the Department of Pre-school Teacher Education of a public university. Materials and Methods: This descriptive study was carried out on 181 out of 218 students. Results: The best known characteristic of a child having autism was having a hard time in social relations (90.1%). The majority (85.6%) of the study group believed that autism was curable and thought that a child having autism could pursue a family life in the future with his/her spouse (51.3%). Around 60.7% of all participants were of the opinion that a child with autism cannot participate in conversations. Conclusion: The idea of a child with autism disturbing the teaching environment (50.8%) exists which might be a very important obstacle for his/her education; thus interfering with his/her treatment. Autism awareness of respondents could be considered to be relatively good among the senior students.Publication Metadata only Çevrimiçi bilgisayar oyun bağımlılığının 18-25 yaş arası bireylere etkilerinin niteliksel olarak değerlendirilmesi(2023-09-20) HIDIROĞLU, SEYHAN; LÜLECİ, NİMET EMEL; Yurtcanlı C. H. K., Gemici E., Yolsal E. C., Bozkurt G., Oruç H., Kapıkıran T., Hıdıroğlu S., Lüleci N. E.Publication Metadata only Hemodiyaliz hastalarında sağlık okuryazarlığı düzeyinin belirlenmesi diyet ve sıvı alım tavsiyelerine uyum üzerine etkisinin değerlendirilmesi(2021-12-18) LÜLECİ, NİMET EMEL; Peker Ş., Lüleci N. E., Ataoğlu ., Oka Ö. F., Memişoğlu N., Reyhanlı Ş., Yalman U., Lokmanoğlu A.S-289 HEMODIYALIZ HASTALARINDA SAĞLIK OKURYAZARLIĞI DÜZEYININ BELIRLENMESI DIYET VE SIVI ALIM TAVSIYELERINE UYUM ÜZERINE ETKISININ DEĞERLENDIRILMESI Şükran Peker1, Nimet Emel Lüleci1, Beyza Nur Ataoğlu1, Ömer Faruk Oka2, Nur Memişoğlu2, Şebnem Reyhanlı2, Umut Yalman2, Arya Lokmanoğlu2 1 Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana bilim Dalı, İstanbul 2 Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Giriş-Amaç: Kronik böbrek hastalığı dünya çapında önemli halk sağlığı sorunlarından biridir. Dünya çapında prevalansı yaklaşık %8-16 civarındadır ve büyük bir ekonomik yüke sebep olur. Hastalar, sağlık sistemi içinde karmaşık bilgi ve tedavi süreçleriyle karşı karşıya kalmaktadırlar. Sağlık okuryazarlığı (SOY) düzeyinin sınırlı olması, tanı ve tedavileri olumsuz etkilemekte, hastane yatışlarının artmasına ve yatış süresinin uzamasına neden olmaktadır. Bu araştırmada 15 yaş ve üzeri hemodiyaliz tedavisi görmekte olan hastaların sağlık okuryazarlığı düzeyi ile diyet ve sıvı alımı önerilerine uyumu arasındaki ilişkiyi değerlendirmek amaçlanmıştır. Gereç-Yöntem: Tanımlayıcı tipteki araştırmamız, İstanbul Anadolu yakasında bulunan bir ilçe-deki 3 özel diyaliz merkezinde Ekim 2021 tarihinde yüz-yüze anket yöntemi kullanılarak gerçekleş-tirildi. Araştırmanın evrenini İstanbul Anadolu yakasında bulunan bir ilçedeki özel diyaliz merkez-leri oluşturmaktadır. Toplamda 6 özel diyaliz merkezindeki yaklaşık 600 hasta oluşturmakta olup çalışmanın yapılacağı diyaliz merkezleri randomizasyon yöntemiyle belirlendi. Seçilen üç diyaliz merkezinde toplam 300 hasta bulunuyordu. Katılımcı sayısı için; SOY sıklığı %15,hata payı %5,tasarım etkisi 1,0 olduğunda; %95 güven aralığı hesaplanarak 169 hastaya ulaşılması hedeflendi. Araştırma %78.6 katılım oranıyla 133 hasta ile yürütüldü. Araştırmaya 15 yaş ve üzeri okuryazar hemodiyaliz hastaları dahil edildi, bunun dışında bir dışlama koşulu belirlenmedi. Anket soruların ile Hastalarda SOY düzeyleri ile sıvı alımı ve diyet uyumu değerlendirildi. Anketin ilk kısmında literatüre dayalı olarak oluşturulan sosyodemografik sorular, diyet uyumu ve sıvı alımına uyum sorgulanırken anketin ikinci kısmında ise SOY düzeyini değerlendirmek için kullanılan ‘Avrupa Sağlık Okuryazarlığı Araştırması Anketi-Türkçe Versiyonu’ ölçeği uygulandı. Bağımsız değişkenler yaş, cinsiyet, eğitim durumu, sağlıkokuryazarlık düzeyi; bağımlı değişkenler sıvı alımına ve diyete uyumdur. Verilerin istatistiksel analizinde sayı, yüzdeler, Ki-Kare ve Fisher’s kesin olasılık testi ile lojistik regresyon analizi (enter yöntemi) kullanıldı. Hastalar SOY ölçeği skorlarına göre 4 kategoride değerlendirildi; yetersiz/ sorunlu-sınırlı/ yeterli/mükemmel SOY. Analizlerde istatistiksel anlamlılık düzeyi p<0,05 olarak kabul edildi. 08.10.2021 tarihli 09.2021.1093 protokol numarası ile Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan onay alındı. Bulgular: Araştırmaya katılanların %48,1’i kadın olup araştırmaya katılanların yaş ortalaması 53,9 ± 15,9’dur. Katılımcıların %55,6’sı ilkokul, %34,6’i lise, %9,8’i üniversite ve üzeri eğitim düzeyine sahipti. Katılımcıların %27,1’sinin SOY düzeyi yetersiz; %25,6’inin sorunlu-sınırlı; %37,6’sının yeterli; %9,8’sinin mükemmel olarak bulundu. Hastaların %50,4’ü diyetini haftada bir veya daha sık oranda diyetini bozduğunu ifade ederken %41,4’ü sıvı alım tavsiyelerine uymadığını belirtti. SOY düzeyi yaş arttıkça azalmaktayken (p<0,001), eğitim düzeyi arttıkça (p<0,001) artmaktadır. Sağlık okuryazarlığı sıvı alımına uyum gösteren hastalarda göstermeyenlere göre sağlık okuryazarlık düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptandı (p<0,001). Yapılan çok değişkenli analizde de bu anlamlılık korundu. Ayrıca kadınların erkeklere göre diyetlerine daha fazla uyum gösterdiği görüldü (p<0,05). Hastaların diyet bozma sıklıkları ile sıvı alımı uyumları arasında anlamlı ilişki bulunmadı (p<0,05). SOY düzeyini etkileyen bağımsız değişkenlerin birlikte değerlendirildiği lojistik regresyon modelinde; yetişkin hastalar yaşlı hastalara göre 12,2 kat (p<0,001), eğitim düzeyi üniversite ve üzeri olan hastalar ilkokul mezunu hastalara göre 16,4 kat (p<0,05) ve sıvı alımına uyum gösteren hastalar uyum göstermeyenlere göre 8 kat ( p<0,001) daha fazla oranda yeterli-mükemmel SOY düzeyine sahipti. Sonuç: Araştırmamızda yaşlı popülasyonun ve düşük eğitim seviyesine sahip hastaların daha düşük sağlık okuryazarlığı düzeyine sahip olduğu saptanmıştır. Kronik böbrek yetmezliği hastalarının henüz tanı döne- 940 minde sağlık okuryazarlığı konusunda bilinçlendirilmesi hastaların tedaviye uyumu arttırılabilir. Ayrıca hastalar erken yaşlarda yeterli- mükemmel seviyede sağlık okuryazarlığına sahip olarak olumlu sağlık alışkanlıkları kazanabilirler. Bu şekilde kronik böbrek yetmezliğinin morbiditesinin azalması olasıdır. Anahtar Kelimeler: KBY, Diyaliz, Sağlık Okuryazarlığı, Diyet uyumuPublication Open Access Changes in the etiology of chronic liver disease by referral to a fibroscan center: rising prevalence of the non-alcoholic fatty liver disease” hepatology(2022-12-01) ÖZEL, FURKAN; LÜLECİ, NİMET EMEL; Eris T., Hassan M., Hikal Y., Sawah E., Daneshgar F., TEKER SAYIN A. G., ÖZEL F., LÜLECİ N. E., Kaya E., YILMAZ Y.Background and Aim: Chronic liver disease (CLD) is a leading cause of morbidity and mortality worldwide with wide etiological spectrum. FibroScan® is used for follow-up of fibrosis and steatosis. This single center study aims to review the distribution of indications by referral to FibroScan®. Materials and Methods: Demographic characteristics, CLD etiologies, and FibroScan® parameters of the patients, who were referred to our tertiary care center between 2013 and 2021 were retrospectively evaluated. Results: Out of 9,345 patients, 4,946 (52.9%) were male, and median age was 48 [18-88]. Nonalcoholic fatty liver disease (NAFLD) was the most common indication (N= 4,768, 51.02%) followed by hepatitis B (N=3,194, 34.18%) and hepatitis C (N=707, 7.57%). Adjusting for age, sex, CLD etiology, the results revealed that patients with older age (Odds ratio (OR) =2.908, confidence interval (CI): 2.597-3.256, P<0.001), and patients with hepatitis C (OR= 2.582; CI=2.168-3.075; P<0.001), alcoholic liver disease (OR=2.019; CI=1.524-2.674, P<0.001), autoimmune hepatitis (OR=2.138; CI=1.360-3.660, P<0.001) had increased odds of advanced liver fibrosis compared to NAFLD. Conclusion: NAFLD was the most common indication for referral to FibroScan®.Publication Open Access A qualitative analysis evaluating how medical students perceive COVID-19 pandemic and its impact on their lives: Life in the Pandemic(2023-06-01) AYVAZ, İLKNUR; GİRGİN, ŞEVKET; LÜLECİ, NİMET EMEL; HIDIROĞLU, SEYHAN; TOPUZOĞLU, AHMET; SAVE, DİLŞAD; KARAVUŞ, MELDA; Ataoğlu B. N., Kesen Yurtcanlı C. H., Doğanç F. B., Çekici D., Peker Ş., Bakır Keser N., Ayvaz İ., Girgin Ş., Sandal Kılıç A., Doğan Jamil S., et al.One of the groups experiencing the pandemic’s effects were students. This study was aimed to evaluate the effects of the COVID-19 pandemic on the lives of medical students and also to see their perspectives about the pandemic. This study is designed as a qualitative study. In-depth interviews were conducted with 30 medical students on an online platform in February 2022, at the end of the third peak period. A semi-structured question guide used as a data collection tool. First, questions about individual characteristics then open-ended questions about their COVID-19 pandemic perception and its impact on their lives were asked. The thematic analysis method was used and \"Life in the pandemic\" were grouped into two main themes: 1.Perception of the Pandemic and Consequent Impact on Life and 2. Pandemic Period and Its Impact on Life. The median age was 22. Half of the participants have been diagnosed with COVID-19. All of the participants were vaccinated. In this study it has been observed that the majority of the medical students have perceived the COVID-19 pandemic as a difficult period and also as a new, uncertain and adverse situation. Another adverse effect perceived by the majority was restriction of social life. Fear and anxiety were most commonly used to express their mood during the pandemic. During the pandemic students individual, mental and social lives are highly affected. While negative effects are generally seen during the social isolation process, this situation has eased with the normalisation of the process.Publication Metadata only Bir halk sağlığı müdürlüğü’nde çalışanların organik gıda tüketimi ve sağlık algıları ilişkisinin incelenmesi(2022-11-17) LÜLECİ, NİMET EMEL; Özgül Atasagun A., Lüleci N. E.BİR HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ’NDE ÇALIŞANLARIN ORGANİK GIDA TÜKETİMİ VE SAĞLIK ALGILARI İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİAmaç: Organik tarım, sağlığa olumlu katkı sunması, çevre sağlığı ve hayvan refahını gözetmesi ve gelecek nesiller için güven uyandırması nedeniyle tüketiciler için önem arz etmektedir. Bu çalışma, bireylerin organik gıda tüketimlerini ve organik gıda hakkındaki bilgi, tutum ve davranışları ile sağlık algıları ilişkisini belirlemeyi amaçlamaktadır. Gereç ve Yöntem: Isparta ili Halk Sağlığı Müdürlüğü’nde yürütülen araştırma kesitsel tipte planlanmıştır ve tüm çalışanlar (n=290) araştırma kapsamına alınmıştır. Veriler yüzyüze anket yoluyla toplanmıştır. Araştırmada 27 sorudan oluşan anket formu, 18 maddeden oluşan organik Gıda Tüketim Ölçeği ile 15 maddeden oluşan Sağlık Algısı Ölçeği kullanılmıştır. Kategorik değişkenler; Ki-kare, Fisher, ölçümsel değişkenler; Student’s T, One-way ANOVA, Pearson Correlation testleri ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Araştırmaya katılım oranı %95.17 olarak tespit edilmiştir (n=276). Araştırmaya katılanların %68,8’i kadındır (n=190). Araştırmaya katılanların yaş ortalaması 43,24±7,95 yıldır. Katılımcıların Sağlık Algısı Ölçeği puan ortalaması 41,88±6,8, Organik Gıda Tüketim Ölçeği puan ortalaması ise 58,71±14,89 olarak tespit edilmiştir. Katılımcıların sağlık algısı ile organik gıda tüketimi arasında pozitif yönde orta düzeyde anlamlı bir ilişki saptanmıştır (r =.273, p<.000). Sonuç: Sağlık algısı ile organik gıda tüketimi arasında anlamlı bir ilişkinin olması sağlığını önemseyen bireylerin güvenilir ve sağlıklı gıda arayışlarının bir sonucu olabilir. Üreticileri teşvik etmek ve tüketicileri bilinçlendirme çalışmaları toplumun sağlık algısı düzeyini artıracaktır bu da daha sağlıklı bir toplumu oluşturacak olup toplumun sağlık harcamalarını azaltacak ve ekonomiye katkı sağlayacaktır.Anahtar Kelimeler:Organik gıda, organik tarım, sağlık algısı, sağlık, gıda