Person:
LÜLECİ, NİMET EMEL

Loading...
Profile Picture

Email Address

Birth Date

Research Projects

Organizational Units

Job Title

Last Name

LÜLECİ

First Name

NİMET EMEL

Name

Search Results

Now showing 1 - 10 of 13
  • Publication
    Oti̇zmde spor etki̇nli̇kleri̇ni̇n davranış ve sosyalleşme üzeri̇ndeki̇ olasi etki̇leri̇ni̇ değerlendi̇ren ni̇teli̇ksel bi̇r çalışma
    (2022-12-01) LÜLECİ, NİMET EMEL; KARAVUŞ, MELDA; SAVE, DİLŞAD; HIDIROĞLU, SEYHAN; Peker Ş., Hıdıroğlu S., Karavuş M., Tepe P., Akçabey S., Kaya A. Ö., Öztürkçü H., Lüleci N. E., Save D.
  • Publication
    Evaluation of vaccine knowledge of sixth-year medical students during the pandemic: A qualitative study
    (2023-06-01) LÜLECİ, NİMET EMEL; HIDIROĞLU, SEYHAN; KARAVUŞ, MELDA; Bakır Keser N., Lüleci N. E., Hıdıroğlu S., Açlıl C., Aksoy E., Öztürk R. A., Az Z., Karavuş M.
  • Publication
    Çevrimiçi bilgisayar oyun bağımlılığının 18-25 yaş arası bireylere etkilerinin niteliksel olarak değerlendirilmesi
    (2023-09-20) HIDIROĞLU, SEYHAN; LÜLECİ, NİMET EMEL; Yurtcanlı C. H. K., Gemici E., Yolsal E. C., Bozkurt G., Oruç H., Kapıkıran T., Hıdıroğlu S., Lüleci N. E.
  • Publication
    Hemodiyaliz hastalarında sağlık okuryazarlığı düzeyinin belirlenmesi diyet ve sıvı alım tavsiyelerine uyum üzerine etkisinin değerlendirilmesi
    (2021-12-18) LÜLECİ, NİMET EMEL; Peker Ş., Lüleci N. E., Ataoğlu ., Oka Ö. F., Memişoğlu N., Reyhanlı Ş., Yalman U., Lokmanoğlu A.
    S-289 HEMODIYALIZ HASTALARINDA SAĞLIK OKURYAZARLIĞI DÜZEYININ BELIRLENMESI DIYET VE SIVI ALIM TAVSIYELERINE UYUM ÜZERINE ETKISININ DEĞERLENDIRILMESI Şükran Peker1, Nimet Emel Lüleci1, Beyza Nur Ataoğlu1, Ömer Faruk Oka2, Nur Memişoğlu2, Şebnem Reyhanlı2, Umut Yalman2, Arya Lokmanoğlu2 1 Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana bilim Dalı, İstanbul 2 Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Giriş-Amaç: Kronik böbrek hastalığı dünya çapında önemli halk sağlığı sorunlarından biridir. Dünya çapında prevalansı yaklaşık %8-16 civarındadır ve büyük bir ekonomik yüke sebep olur. Hastalar, sağlık sistemi içinde karmaşık bilgi ve tedavi süreçleriyle karşı karşıya kalmaktadırlar. Sağlık okuryazarlığı (SOY) düzeyinin sınırlı olması, tanı ve tedavileri olumsuz etkilemekte, hastane yatışlarının artmasına ve yatış süresinin uzamasına neden olmaktadır. Bu araştırmada 15 yaş ve üzeri hemodiyaliz tedavisi görmekte olan hastaların sağlık okuryazarlığı düzeyi ile diyet ve sıvı alımı önerilerine uyumu arasındaki ilişkiyi değerlendirmek amaçlanmıştır. Gereç-Yöntem: Tanımlayıcı tipteki araştırmamız, İstanbul Anadolu yakasında bulunan bir ilçe-deki 3 özel diyaliz merkezinde Ekim 2021 tarihinde yüz-yüze anket yöntemi kullanılarak gerçekleş-tirildi. Araştırmanın evrenini İstanbul Anadolu yakasında bulunan bir ilçedeki özel diyaliz merkez-leri oluşturmaktadır. Toplamda 6 özel diyaliz merkezindeki yaklaşık 600 hasta oluşturmakta olup çalışmanın yapılacağı diyaliz merkezleri randomizasyon yöntemiyle belirlendi. Seçilen üç diyaliz merkezinde toplam 300 hasta bulunuyordu. Katılımcı sayısı için; SOY sıklığı %15,hata payı %5,tasarım etkisi 1,0 olduğunda; %95 güven aralığı hesaplanarak 169 hastaya ulaşılması hedeflendi. Araştırma %78.6 katılım oranıyla 133 hasta ile yürütüldü. Araştırmaya 15 yaş ve üzeri okuryazar hemodiyaliz hastaları dahil edildi, bunun dışında bir dışlama koşulu belirlenmedi. Anket soruların ile Hastalarda SOY düzeyleri ile sıvı alımı ve diyet uyumu değerlendirildi. Anketin ilk kısmında literatüre dayalı olarak oluşturulan sosyodemografik sorular, diyet uyumu ve sıvı alımına uyum sorgulanırken anketin ikinci kısmında ise SOY düzeyini değerlendirmek için kullanılan ‘Avrupa Sağlık Okuryazarlığı Araştırması Anketi-Türkçe Versiyonu’ ölçeği uygulandı. Bağımsız değişkenler yaş, cinsiyet, eğitim durumu, sağlıkokuryazarlık düzeyi; bağımlı değişkenler sıvı alımına ve diyete uyumdur. Verilerin istatistiksel analizinde sayı, yüzdeler, Ki-Kare ve Fisher’s kesin olasılık testi ile lojistik regresyon analizi (enter yöntemi) kullanıldı. Hastalar SOY ölçeği skorlarına göre 4 kategoride değerlendirildi; yetersiz/ sorunlu-sınırlı/ yeterli/mükemmel SOY. Analizlerde istatistiksel anlamlılık düzeyi p<0,05 olarak kabul edildi. 08.10.2021 tarihli 09.2021.1093 protokol numarası ile Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan onay alındı. Bulgular: Araştırmaya katılanların %48,1’i kadın olup araştırmaya katılanların yaş ortalaması 53,9 ± 15,9’dur. Katılımcıların %55,6’sı ilkokul, %34,6’i lise, %9,8’i üniversite ve üzeri eğitim düzeyine sahipti. Katılımcıların %27,1’sinin SOY düzeyi yetersiz; %25,6’inin sorunlu-sınırlı; %37,6’sının yeterli; %9,8’sinin mükemmel olarak bulundu. Hastaların %50,4’ü diyetini haftada bir veya daha sık oranda diyetini bozduğunu ifade ederken %41,4’ü sıvı alım tavsiyelerine uymadığını belirtti. SOY düzeyi yaş arttıkça azalmaktayken (p<0,001), eğitim düzeyi arttıkça (p<0,001) artmaktadır. Sağlık okuryazarlığı sıvı alımına uyum gösteren hastalarda göstermeyenlere göre sağlık okuryazarlık düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptandı (p<0,001). Yapılan çok değişkenli analizde de bu anlamlılık korundu. Ayrıca kadınların erkeklere göre diyetlerine daha fazla uyum gösterdiği görüldü (p<0,05). Hastaların diyet bozma sıklıkları ile sıvı alımı uyumları arasında anlamlı ilişki bulunmadı (p<0,05). SOY düzeyini etkileyen bağımsız değişkenlerin birlikte değerlendirildiği lojistik regresyon modelinde; yetişkin hastalar yaşlı hastalara göre 12,2 kat (p<0,001), eğitim düzeyi üniversite ve üzeri olan hastalar ilkokul mezunu hastalara göre 16,4 kat (p<0,05) ve sıvı alımına uyum gösteren hastalar uyum göstermeyenlere göre 8 kat ( p<0,001) daha fazla oranda yeterli-mükemmel SOY düzeyine sahipti. Sonuç: Araştırmamızda yaşlı popülasyonun ve düşük eğitim seviyesine sahip hastaların daha düşük sağlık okuryazarlığı düzeyine sahip olduğu saptanmıştır. Kronik böbrek yetmezliği hastalarının henüz tanı döne- 940 minde sağlık okuryazarlığı konusunda bilinçlendirilmesi hastaların tedaviye uyumu arttırılabilir. Ayrıca hastalar erken yaşlarda yeterli- mükemmel seviyede sağlık okuryazarlığına sahip olarak olumlu sağlık alışkanlıkları kazanabilirler. Bu şekilde kronik böbrek yetmezliğinin morbiditesinin azalması olasıdır. Anahtar Kelimeler: KBY, Diyaliz, Sağlık Okuryazarlığı, Diyet uyumu
  • PublicationOpen Access
    A qualitative analysis evaluating how medical students perceive COVID-19 pandemic and its impact on their lives: Life in the Pandemic
    (2023-06-01) AYVAZ, İLKNUR; GİRGİN, ŞEVKET; LÜLECİ, NİMET EMEL; HIDIROĞLU, SEYHAN; TOPUZOĞLU, AHMET; SAVE, DİLŞAD; KARAVUŞ, MELDA; Ataoğlu B. N., Kesen Yurtcanlı C. H., Doğanç F. B., Çekici D., Peker Ş., Bakır Keser N., Ayvaz İ., Girgin Ş., Sandal Kılıç A., Doğan Jamil S., et al.
    One of the groups experiencing the pandemic’s effects were students. This study was aimed to evaluate the effects of the COVID-19 pandemic on the lives of medical students and also to see their perspectives about the pandemic. This study is designed as a qualitative study. In-depth interviews were conducted with 30 medical students on an online platform in February 2022, at the end of the third peak period. A semi-structured question guide used as a data collection tool. First, questions about individual characteristics then open-ended questions about their COVID-19 pandemic perception and its impact on their lives were asked. The thematic analysis method was used and \"Life in the pandemic\" were grouped into two main themes: 1.Perception of the Pandemic and Consequent Impact on Life and 2. Pandemic Period and Its Impact on Life. The median age was 22. Half of the participants have been diagnosed with COVID-19. All of the participants were vaccinated. In this study it has been observed that the majority of the medical students have perceived the COVID-19 pandemic as a difficult period and also as a new, uncertain and adverse situation. Another adverse effect perceived by the majority was restriction of social life. Fear and anxiety were most commonly used to express their mood during the pandemic. During the pandemic students individual, mental and social lives are highly affected. While negative effects are generally seen during the social isolation process, this situation has eased with the normalisation of the process.
  • Publication
    Bir halk sağlığı müdürlüğü’nde çalışanların organik gıda tüketimi ve sağlık algıları ilişkisinin incelenmesi
    (2022-11-17) LÜLECİ, NİMET EMEL; Özgül Atasagun A., Lüleci N. E.
    BİR HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ’NDE ÇALIŞANLARIN ORGANİK GIDA TÜKETİMİ VE SAĞLIK ALGILARI İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİAmaç: Organik tarım, sağlığa olumlu katkı sunması, çevre sağlığı ve hayvan refahını gözetmesi ve gelecek nesiller için güven uyandırması nedeniyle tüketiciler için önem arz etmektedir. Bu çalışma, bireylerin organik gıda tüketimlerini ve organik gıda hakkındaki bilgi, tutum ve davranışları ile sağlık algıları ilişkisini belirlemeyi amaçlamaktadır. Gereç ve Yöntem: Isparta ili Halk Sağlığı Müdürlüğü’nde yürütülen araştırma kesitsel tipte planlanmıştır ve tüm çalışanlar (n=290) araştırma kapsamına alınmıştır. Veriler yüzyüze anket yoluyla toplanmıştır. Araştırmada 27 sorudan oluşan anket formu, 18 maddeden oluşan organik Gıda Tüketim Ölçeği ile 15 maddeden oluşan Sağlık Algısı Ölçeği kullanılmıştır. Kategorik değişkenler; Ki-kare, Fisher, ölçümsel değişkenler; Student’s T, One-way ANOVA, Pearson Correlation testleri ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Araştırmaya katılım oranı %95.17 olarak tespit edilmiştir (n=276). Araştırmaya katılanların %68,8’i kadındır (n=190). Araştırmaya katılanların yaş ortalaması 43,24±7,95 yıldır. Katılımcıların Sağlık Algısı Ölçeği puan ortalaması 41,88±6,8, Organik Gıda Tüketim Ölçeği puan ortalaması ise 58,71±14,89 olarak tespit edilmiştir. Katılımcıların sağlık algısı ile organik gıda tüketimi arasında pozitif yönde orta düzeyde anlamlı bir ilişki saptanmıştır (r =.273, p<.000). Sonuç: Sağlık algısı ile organik gıda tüketimi arasında anlamlı bir ilişkinin olması sağlığını önemseyen bireylerin güvenilir ve sağlıklı gıda arayışlarının bir sonucu olabilir. Üreticileri teşvik etmek ve tüketicileri bilinçlendirme çalışmaları toplumun sağlık algısı düzeyini artıracaktır bu da daha sağlıklı bir toplumu oluşturacak olup toplumun sağlık harcamalarını azaltacak ve ekonomiye katkı sağlayacaktır.Anahtar Kelimeler:Organik gıda, organik tarım, sağlık algısı, sağlık, gıda
  • PublicationOpen Access
    Untitled Reply
    (2022-01-01) KARAVUŞ, MELDA; ILGIN, CAN; AY, NADİYE PINAR; LÜLECİ, NİMET EMEL; SAVE, DİLŞAD; HIDIROĞLU, SEYHAN; Ozdemir M., Ilgin C., KARAVUŞ M., HIDIROĞLU S., LÜLECİ N. E., AY N. P., Sarioz A., SAVE D.
  • Publication
    Rutin radyolojik tetkikler sırasında maruz kalınan radyasyon dozu hakkında asistan hekimlerin bilgi düzeylerinin değerlendirilmesi
    (2023-12-12) LÜLECİ, NİMET EMEL; Doğan Jamıl S., Asl A. T., Hosseınpour B., Lüleci N. E.
  • PublicationOpen Access
    Overweight and obesity in preschool children in Turkey: A multilevel analysis
    (2022-01-01) LÜLECİ, NİMET EMEL; HIDIROĞLU, SEYHAN; Karaketir S. G., LÜLECİ N. E., ERYURT M. A., Emecen A. N., Haklidir M., HIDIROĞLU S.
    Childhood obesity/overweight is a worldwide concern and its prevalence is increasing in many countries. The first aim of this study is to analyse the trends in overweight and obesity among children under the age of five in Turkey based on the new World Health Organization (WHO) standards, using data from the \"five-round of the Turkey Demographic and Health Surveys\" (TDHSs). The second aim is to examine whether or not the maternal/household and individual-level factors are associated with overweight/obesity using TDHS 2003, 2008, and 2013 datasets. A total sample of 14,231 children under the age of five were extracted from the TDHS in 1993, 1998, 2003, 2008, and 2013 to determine the prevalence of the trend. Pooled data from 8,812 children were included in the analysis to examine factors associated with overweight/obesity. Taking into account the clustered data structure, multilevel logistic regression models were utilised. In 1993, 1998, 2003, 2008, and 2013 the prevalence of overweight children was 5.3%, 4.9%, 10.0%, 11% and 11.6%, respectively. The factors that were independently associated with overweight/obesity were as follows: living in single-parent households (adjusted odds ratio (aOR) = 2.27, 95%CI = 1.21-4.26), compared to living in dual-parent households; having an obese mother (aOR = 4.25, 95%CI = 1.73-10.44), overweight mother (aOR = 3.15, 95%CI = 1.29-7.69), and a normal-weight mother (aOR = 2.70, 95%CI = 1.11-6.59) compared to having an underweight mother; being aged between 13-24 months (aOR = 1.72, 95%CI = 1.30 to 2.27), compared to being aged 0-12 months; male gender (aOR = 1.30, 95%CI = 1.11 to 1.53); being stunted (aOR = 2.18, 95%CI = 1.74 to 2.73); high birth weight (aOR = 1.55, 95%CI = 1.08 to 2.23) compared to low birth weight. In addition, overweight was higher in children of mothers who had completed primary school (aOR = 1.21, 95%CI = 1.01 to 1.59) than children of mothers who had not completed primary school. These findings reveal that, over the years, there has been a substantial increase in obesity/overweight among children which demonstrates the importance of evaluating the overweight indicators at the maternal/household level.
  • PublicationOpen Access
    Evaluation of physical activity level and related factors in pregnancy during the covid-19 period
    (2023-05-01) ALTAŞ, ZEYNEP MEVA; LÜLECİ, NİMET EMEL; HIDIROĞLU, SEYHAN; ALTAŞ Z. M., LÜLECİ N. E., HIDIROĞLU S.
    Objectives: It was aimed to determine the level of physical activity and related factors in pregnant women.Methods: The study is a mixed methods study. The participants are women applied to the pregnancy outpatient clinic of a hospital. The level of physical activity was assessed with the Pregnancy Physical Activity Questionnaire. Sociodemographic questions and seven questions of the International Physical Activity Environment Module were asked. Besides, in-depth interviews were conducted with 14 women.Results: The study was conducted with 304 women. The median age was 29.0 (18.0-40.0) years. The mean total activity and sedentary activity scores were 195.8 +/- 107.9 and 37.22 +/- 31.08 MET-hours/week, respectively. Pregnant women were mostly involved in light-intensity and housework/caregiving activities. Most of the participants mentioned that they were less active than pre-pregnancy period. The most common reasons for being less active were weakness, fatigue, lack of time and complaints such as low back pain and nausea.Conclusion: More than half of the pregnant women mentioned that they were less active during pregnancy. Thus, interventions should be planned to increase physical activity level of pregnant women.