Person: POLAT, MİNE GÜLDEN
Loading...
Email Address
Birth Date
Research Projects
Organizational Units
Job Title
Last Name
POLAT
First Name
MİNE GÜLDEN
Name
17 results
Search Results
Now showing 1 - 10 of 17
Publication Open Access Investigation of the reasons for the employee turnover of parkinson's patients(2022-01-01) OĞUZ, SEMRA; POLAT, MİNE GÜLDEN; ERTÜRK UZUNOĞLU G., OĞUZ S., POLAT M. G., ERTAN F. S.Purpose: It is known that early retirement has been increasing for patients with Parkinson\"s disease. The data on the factors that cause early retirement in this patient population is limited. The objective of this study is to analyze the effects of Parkinson\"s disease that cause early retirement.Publication Metadata only Geri̇atri̇k bi̇reylerde ki̇nezyofobi̇ ile denge, düşme korkusu ve mobi̇li̇teni̇n ili̇şki̇si̇(2022-10-27) OĞUZ, SEMRA; DUMAN ÖZKAN, TUĞÇE; YILDIZ ÖZER, AYSEL; POLAT, MİNE GÜLDEN; Oğuz S., Duman Özkan T., Aksoy F., Yıldız Özer A., Polat M. G.Giriş: Bu çalışmanın amacı geriatrik bireylerde kinezyofobi ile denge, düşme korkusu ve mobilite arasındaki ilişkiyi incelemektir. Gereç-Yöntem: Çalışmaya 65-88 yaş arası 41 geriatrik birey dahil edildi. Bireylerin sosyo-demografik bilgileri ve mini mental test skorları kaydedildikten sonra kinezyofobi, denge, düşme korkusu ve mobilite düzeyleri anketler ile değerlendirildi. Kinezyofobi, Tampa Kinezyofobi Ölçeği (TKÖ); denge, Berg Denge Ölçeği (BDÖ); düşme korkusu, Tinetti Düşme Etkinlik Ölçeği (TDEÖ) ve mobilite düzeyleri Zamanlı Kalk Yürü Testi (ZKYT) ile belirlendi. Bulgular: Katılımcıların 33’ünde (%70.5) kinezyofobi varlığı tespit edildi. Değerlendirme sonucunda kinezyofobi ile düşme korkusu (p=0.001, r=0.514) ve mobilite (p=0.002, r=0.468) arasında istatistiksel olarak anlamlı, pozitif yönlü orta şiddette; kinezyofobi ile denge arasında istatistiksel olarak anlamlı, negatif yönlü yüksek şiddette ilişki saptanmıştır (p<0.001, r=-0.603). Kinezyofobisi olan bireylerde denge (p=0.03) ve mobilite (p=0.001) parametrelerinin daha fazla etkilendiği saptandı. Sonuç: Geriatrik bireylerde kinezyofobi varlığı ile denge, düşme korkusu ve mobilite arasında ilişki mevcuttur. Kinezyofobi denge ve mobiliteyi olumsuz etkilemektedir. Klinik değerlendirme ve rehabilitasyon programlarının planlanmasında kinezyofobinin sorgulanması göz ardı edilmemelidir. Introduction: The aim of this study is to examine the relationship between kinesiophobia and balance, fear of falling and mobility in geriatric individuals. Material-Method: Fourty one geriatric individuals aged 65-88 years were included in the study. After recording the socio-demographic information and mini-mental test scores of the individuals, kinesiophobia, balance, fear of falling and mobility levels were evaluated with questionnaires. Kinesiophobia, Tampa Kinesiophobia Scale (TKS); balance, Berg Balance Scale (BBC); Fear of falling, Tinetti Fall Efficiency Scale (FES) and mobility levels were determined by Timed Up and Go Test (TUG). Results: The presence of kinesiophobia was detected in 33 (70.5%) of the participants. As a result of the evaluation, there was a statistically significant positive correlation between kinesiophobia and fear of falling (p=0.001, r=0.514) and mobility (p=0.002, r=0.468); Statistically significant negative correlation was found between kinesiophobia and balance (p<0.001, r=-0.603). Balance (p=0.03) and mobility (p=0.001) parameters were found to be more affected in individuals with kinesiophobia. 43 Conclusion: There is a relationship between the presence of kinesiophobia and balance, fear of falling and mobility in geriatric individuals. Kinesiophobia negatively affects balance and mobility. The questioning of kinesiophobia should not be ignored in the planning of clinical evaluation and rehabilitation programsPublication Metadata only Multipl skleroz hastalarında inspiratuar kas eğitiminin denge ve gövde kontrolü üzerine etkisinin incelenmesi(2023-08-26) DUMAN ÖZKAN, TUĞÇE; OĞUZ, SEMRA; POLAT, MİNE GÜLDEN; DUMAN ÖZKAN T., OĞUZ S., ÜNAL E., EMİR C., POLAT M. G.Amaç: Çalışmanın amacı Multiple Skleroz (MS) hastalarında verilen inspiratuar kas eğitiminin denge ve gövde kontrolü üzerindeki etkisinin araştırılmasıdır. Yöntem: Çalışmaya İstanbul Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastanesi nöroloji polikliniğine başvuran, EDSS skoru 1.5-5.5 aralığındaki MS hastaları dahil edildi. Bireylerin demografik verileri alındıktan sonra solunum kas kuvveti ve solunum fonksiyon testi değerlendirildi. Ayrıca denge değerlendirmesi için Mini-BESTest, gövde kontrolü için Gövde Bozukluk Ölçeği, fonksiyonel kapasite için 2 dakika yürüme testi, düşme riski için Aktiviteye Özgü Denge Güven Ölçeği, düşme korkusu için Uluslararası Düşme Etkinlik Ölçeği, yaşam kalitesi içinse MS’e Özgü Yaşam Kalitesi Ölçeği kullanıldı. Hastalar iki gruba ayrılarak her iki gruba da denge egzersizleri verildi; tedavi grubuna ek olarak solunum kas eğitimi verildi. Egzersizler haftada 1 gün gözetimli, 4 gün evde olacak şekilde haftada 5 gün olacak şekilde ayarlandı. Hastaların 8 haftalık eğitimlerinin sonunda testler yeniden yapıldı. Hastaların günlük takibi telefonla gerçekleştirildi. Bulgular: Çalışmaya 26 hasta dahil edildi. Gruplar arasında tedavi öncesi karşılaştırmada istatiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı. Tedavi sonrasındaki değişimlerin karşılaştırılmasında ise denge (p=0,002), gövde kontrolü (p=0,015), düşme riski (p=0,04), düşme korkusu (p=0,02) ve yaşam kalitesi testi mental sağlık alt skoru (p=0,008) tedavi grubunda daha iyi çıkarken, yaşam kalitesi fiziksel sağlık alt skoru ve yürüme mesafesi sonuçlarında iki grup arasında anlamlı fark bulunmadı. Sonuç: İnspiratuar kas eğitimi uygulanan grupta denge ve gövde kontrolü diğer gruba göre daha fazla iyileşti. MS hastalarında verilen denge eğitimine ek olarak solunum kas eğitimi verilmesi hastaların rehabilitasyon etkinliğini artırabilir.Publication Open Access Does kinesiophobia limit physical activity and quality of life in asthmatic patients(2022-09-01) KARACA, SEDA; POLAT, MİNE GÜLDEN; YILDIZ ÖZER, AYSEL; OĞUZ, SEMRA; Yıldız Özer A., Karaca S., Şenocak E., Oğuz S., Polat M. G.Kinesiophobia has been studied in musculoskeletal and neurological diseases. The aim of this descriptive study was to assess the level of kinesiophobia in stable asthmatic patients, and to determine whether it is an obstacle to physical activity and quality of life. A total of 62 asthmatic patients and 50 healthy control subjects were assessed using the tampa kinesiophobia scale (TSK) for kinesiophobia, International Physical Activity Questionnaire-Short Form (IPAQ-SF) for physical activity levels, and Asthma Quality of Life Questionnaire (AQLQ) for quality of life. A high degree of kinesiophobia was determined in 54.8% of the asthmatic patients. The TSK scores were significantly higher (P < 0.001), and the AQLQ scores were lower in the asthma group than in the control group (P < 0.001). The IPAQ-SF level and AQLQ score were lower (P < 0.001 for both) in the asthmatic group with a high kinesiophobia score. The TSK score was significantly associated with IPAQ-SF score (r = -0.889; P < 0.001) and AQLQ score (r = -0.820; P < 0.001) in asthmatic patients. According to linear regression analysis, kinesiophobia explained 84.40% of QoL and physical activity. Patients with a stable asthma were observed to have a high level of kinesiophobia compared with healthy subjects. High kinesiophobia levels may increase the disease burden by negatively affecting participation in physical activity and quality of life. While developing asthma education programs for asthma patients, it should be remembered that even in the stable period, kinesiophobia can develop. Preventive and therapeutic programs should include precautions to improve quality of life and physical activity against the effects of kinesiophobia.Publication Metadata only Okul çağı dönemindeki Serebral Palsi’li çocuklarda görsel-motor algı etkilenimi(2021-12-17) OĞUZ, SEMRA; DUMAN ÖZKAN, TUĞÇE; YILDIZ ÖZER, AYSEL; POLAT, MİNE GÜLDEN; OĞUZ S., DUMAN ÖZKAN T., CİVELEK M., YILDIZ ÖZER A., POLAT M. G.Publication Metadata only The relationship between objective balance, perceived sense of balance, and fear of falling in stroke patients(TAYLOR & FRANCIS LTD, 2017) ACAR, GÖNÜL; Oguz, Semra; Demirbuken, Ilksan; Kavlak, Bahar; Acar, Gonul; Yurdalan, Saadet Ufuk; Polat, Mine GuldenObjective: The objective of our study was to investigate the relationship between objective balance, fear of falling, and perceived sense of balance (PSB) in stroke patients. Methods: Seventy patients aged 18-65 years with chronically developed hemiplegia or hemiparesis were enrolled in the study. Patients' objective balance scores, fear of falling, and PSB were obtained using the berg balance scale (BBS), the falls efficacy scale (FES), and a visual analog scale, respectively. The Standard Mini-Mental Examination was performed to exclude patients with mental disorders from the study. Results: There was a moderate negative correlation between PSB and BBS scores (p = 0.001, rho = -0.588); a strong negative correlation between BBS and FES scores (p = 0.001, rho = -0.808); and a strong positive correlation between PSB and FES scores (p = 0.001, rho = 0.714). We found that BBS scores had negative correlation with PBS scores in left hemiplegic patients while there was no any relationship between BBS and PBS scores in right hemiplegic patients. Conclusion: PSB assessment, besides the BBS, should be considered among the routine assessment methods that enable the rehabilitation team to be aware of patients' balance capacities.Publication Metadata only Comparison of pulmonary functions and quality of life in patients with parkinson's disease and multiple system atrophy(EUROPEAN RESPIRATORY SOC JOURNALS LTD, 2020) KAPŞİGAY, BAYRAM; Oguz, Semra; Kapsigay, Bayram; Unlu, Begum; Timurtas, Eren; Polat, Mine Gulden; Apaydin, HulyaPublication Open Access The effect of 2 different dual-task balance training methods on balance and gait in older adults: a randomized controlled trial(2022-03-01) POLAT, MİNE GÜLDEN; OĞUZ, SEMRA; Yuzlu V., Oguz S., Timurtas E., Aykutoglu E., Polat M. G.Objective The purpose of this study was to compare the effects of integrated and consecutive cognitive dual-task balance training in older adults on balance, fear of falling, and gait performance. Methods Fifty-eight participants (age >65 years) were randomly assigned to an integrated dual-task training group (IDTT) (n = 29) and consecutive dual-task training group (CDTT) (n = 29). Balance exercises and cognitive tasks were performed simultaneously by the IDTT group and consecutively by the CDTT group for 8 weeks. Balance was assessed using the Berg Balance Scale as a primary outcome measure and the Timed \"Up & Go\" Test (TUG) (standard-cognitive), fear of falling was assessed using the Tinetti Falls Efficacy Scale, and gait speed was assessed using the 10-Meter Walk Test (10MWT) (under single-task and dual-task conditions). All tests were performed before and after the training. Results There was no difference in group-time interaction in the Berg Balance Scale, TUG-standard, 10MWT-single task, and 10MWT-dual task tests. Group-time interaction was different in the TUG-cognitive and Tinetti Falls Efficacy Scale scores. Also, the effect of time was significantly different in all scales except for the 10MWT-single task in both groups. Conclusion At the end of the 8-week training period, the impact of integrated and consecutive dual-task balance training on balance and gait performance in older adults was not statistically significantly different. This study suggests that consecutive dual-task balance training can be used as an alternative method to increase balance performance and gait speed in older adults who cannot perform integrated dual-task activities. Impact There were no significant differences between the effects of the 2 dual-task training methods on balance and gait speed, suggesting that the consecutive dual-task balance training method can be used to improve the balance and gait of older adults. CDTT can be performed safely and considered as an alternative method for use in many rehabilitation training programs with older adults who cannot perform simultaneous activities.Publication Open Access Genç Yetişkinlerde Progresif Gevşeme Egzersizlerinin Stres Düzeyi, Uyku Kalitesi ve Egzersiz Kapasitesi Üzerine Etkisi(2020-01-24) POLAT, MİNE GÜLDEN; Semra OĞUZ;Nilüfer KESKİN DİLBAY;Ebru ÇELİKTAŞ;Rumeysa BALCILAR;Mine Gülden POLATÖZAmaç: Bu çalışmada diyafragmatik solunum egzersizleriyle kombine Progresif Gevşeme Egzersizlerinin (PGE) genç yetişkin bireylerin stres, anksiyete, depresyon düzeyleri, uyku kaliteleri ve egzersiz kapasiteleri üzerine etkisini incelemek amaçlanmaktadır.Gereç ve Yöntem: Araştırmaya katılan 18-25 yaş arası genç yetişkin bireyler basit randomizasyonla 2 grupta incelendi. Sosyodemografik bilgileri alınan katılımcıların, fiziksel aktivite düzeyini belirlemek için Uluslararası Fiziksel Aktivite Anketi (IPAQ), uyku kalitesini ölçmek için Pittsburg Uyku Kalitesi İndeksi (PUKI), stres ve depresyon düzeyini belirlemek için Depresyon Anksiyete Stres Skalası (DASS 42) ve egzersiz kapasitesini belirlemek için Mekik Yürüme Testi kullanıldı. Egzersiz Grubuna (EG) 7 gün/hf, 6 hafta süreyle PGE ve Diyafragmatik solunum egzersizleri verildi.Bulgular: Çalışmaya 84 genç yetişkin katıldı (EG; n=43, KG; n=41) ve yaş ortalaması X̄= 22,15±1,42 (19-25)’yıl idi. EG’da PGE egzersiz eğitimini tamamlayan sağlıklı genç yetişkin bireylerde stres, anksiyete ve depresyon düzeyleri (p=0,000) ile uyku kalitesi (p=0,002) Kontrol Grubuna (KG) göre daha anlamlı bir iyileşme gösterdi. PGE sonrası EG’nun uykuya dalma süresinde (p=0,001), uyku bozukluğu (p=0,000) ve gündüz işlev bozukluğunda (p=0,002) azalma görüldü. Egzersiz kapasitesi ve IPAQ’de gruplar arası anlamlı fark bulunmadı (p>0,05).Sonuç: Bu çalışmada PGE eğitiminin, stres, anksiyete ve depresyonla başa çıkmada ve uyku kalitesini arttırmada etkin bir yöntem olduğu sonucuna varıldı. PGE eğitiminin egzersiz kapasitesine ve fiziksel aktivite düzeyine de bir miktar etkisi olduğu sonucuna ulaşıldı. Ancak progresif kas gevşeme egzersizlerinin bu tür iyileşmelerde tek faktör olmadığını da göz önünde bulundurmak gerekir. Çevresel koşullar duygusal durum ya da kişinin sahip olduğu fiziksel aktivite düzeyi de rol oynamıştır.Publication Open Access Okul çağı dönemindeki serebral palsi’li çocuklarda görsel-motor algı etkilenimi(2022-03-01) OĞUZ, SEMRA; DUMAN ÖZKAN, TUĞÇE; YILDIZ ÖZER, AYSEL; POLAT, MİNE GÜLDEN; Oğuz S., Duman Özkan T., Civelek M., Yıldız Özer A., Polat M. G.Serebral Palsi’li (SP) çocuklarda görsel bellek ve görsel algıdaki bozuklukların seviyesi beyindeki fonksiyonel bozuklukların seviyesine bağlıdır. Bu çocuklarda herhangi bir görme bozukluğu olsun ya da olmasın beyindeki fonksiyon bozuklukları görsel algılamada da bozulmaya neden olmaktadır. Çalışmamızın amacı, SP’li çocuklarda görsel-motor algı etkilenimini Bender Gestalt Görsel Motor Algılama Testi (BGGMAT) ile değerlendirmekti. Çalışmaya 5-11 yaş arası 30 sağlıklı, 30 SP’li çocuk dahil edildi. Değerlendirme BGGMAT ile yapıldı. İstatiksel analiz için IBM SPSS programı kullanıldı. Tanımlayıcı analizler nominal değişkenler için frekans tabloları; normal dağılmayan ve ordinal değişkenler için ortanca ve minimum- maksimum değerler kullanılarak verildi. Gruplar arası farklılığın belirlenmesinde nominal değişkenler için Ki-kare Testi, normal dağılmayan değişkenlerde MannWhitney U testi, grup içi değişkenler arası farklılığın belirlenmesinde ise Wilcoxon Testi kullanıldı. Yapılan değerlendirme sonucunda iki grup arasında persantil oranları bakımından anlamlı ölçüde fark saptanırken (p<0,05); hata puanı ve zekâ yaşları arasında istatiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p>0,05). SP’li bireylerde BGGMAT hata puanları, persantil oranları ve zekâ yaşları yaşa, cinsiyete ve alınan fizyoterapi süresine göre incelendiğinde, yaşa ve fizyoterapi süresine göre anlamlı fark olduğu gözlemlenirken (p<0,05); cinsiyetler arasında bir fark gözlenmedi (p>0,05). BGGMAT’e göre SP’li çocuklarda görsel-motor algının etkilendiği saptandı. Bu problemin rehabilitasyon sürecine olumsuz etkileri olabileceğinden SP’li çocuklarda rutin uygulamalara görselmotor algı değerlendirmesinin de eklenmesi gerektiğini düşünmekteyiz.