Person: POLAT, MİNE GÜLDEN
Loading...
Email Address
Birth Date
Research Projects
Organizational Units
Job Title
Last Name
POLAT
First Name
MİNE GÜLDEN
Name
4 results
Search Results
Now showing 1 - 4 of 4
Publication Metadata only Geri̇atri̇k bi̇reylerde ki̇nezyofobi̇ ile denge, düşme korkusu ve mobi̇li̇teni̇n ili̇şki̇si̇(2022-10-27) OĞUZ, SEMRA; DUMAN ÖZKAN, TUĞÇE; YILDIZ ÖZER, AYSEL; POLAT, MİNE GÜLDEN; Oğuz S., Duman Özkan T., Aksoy F., Yıldız Özer A., Polat M. G.Giriş: Bu çalışmanın amacı geriatrik bireylerde kinezyofobi ile denge, düşme korkusu ve mobilite arasındaki ilişkiyi incelemektir. Gereç-Yöntem: Çalışmaya 65-88 yaş arası 41 geriatrik birey dahil edildi. Bireylerin sosyo-demografik bilgileri ve mini mental test skorları kaydedildikten sonra kinezyofobi, denge, düşme korkusu ve mobilite düzeyleri anketler ile değerlendirildi. Kinezyofobi, Tampa Kinezyofobi Ölçeği (TKÖ); denge, Berg Denge Ölçeği (BDÖ); düşme korkusu, Tinetti Düşme Etkinlik Ölçeği (TDEÖ) ve mobilite düzeyleri Zamanlı Kalk Yürü Testi (ZKYT) ile belirlendi. Bulgular: Katılımcıların 33’ünde (%70.5) kinezyofobi varlığı tespit edildi. Değerlendirme sonucunda kinezyofobi ile düşme korkusu (p=0.001, r=0.514) ve mobilite (p=0.002, r=0.468) arasında istatistiksel olarak anlamlı, pozitif yönlü orta şiddette; kinezyofobi ile denge arasında istatistiksel olarak anlamlı, negatif yönlü yüksek şiddette ilişki saptanmıştır (p<0.001, r=-0.603). Kinezyofobisi olan bireylerde denge (p=0.03) ve mobilite (p=0.001) parametrelerinin daha fazla etkilendiği saptandı. Sonuç: Geriatrik bireylerde kinezyofobi varlığı ile denge, düşme korkusu ve mobilite arasında ilişki mevcuttur. Kinezyofobi denge ve mobiliteyi olumsuz etkilemektedir. Klinik değerlendirme ve rehabilitasyon programlarının planlanmasında kinezyofobinin sorgulanması göz ardı edilmemelidir. Introduction: The aim of this study is to examine the relationship between kinesiophobia and balance, fear of falling and mobility in geriatric individuals. Material-Method: Fourty one geriatric individuals aged 65-88 years were included in the study. After recording the socio-demographic information and mini-mental test scores of the individuals, kinesiophobia, balance, fear of falling and mobility levels were evaluated with questionnaires. Kinesiophobia, Tampa Kinesiophobia Scale (TKS); balance, Berg Balance Scale (BBC); Fear of falling, Tinetti Fall Efficiency Scale (FES) and mobility levels were determined by Timed Up and Go Test (TUG). Results: The presence of kinesiophobia was detected in 33 (70.5%) of the participants. As a result of the evaluation, there was a statistically significant positive correlation between kinesiophobia and fear of falling (p=0.001, r=0.514) and mobility (p=0.002, r=0.468); Statistically significant negative correlation was found between kinesiophobia and balance (p<0.001, r=-0.603). Balance (p=0.03) and mobility (p=0.001) parameters were found to be more affected in individuals with kinesiophobia. 43 Conclusion: There is a relationship between the presence of kinesiophobia and balance, fear of falling and mobility in geriatric individuals. Kinesiophobia negatively affects balance and mobility. The questioning of kinesiophobia should not be ignored in the planning of clinical evaluation and rehabilitation programsPublication Metadata only The application of matrix rhythm therapy as a new clinical modality in burn physiotherapy programmes(ELSEVIER SCI LTD, 2014) ÖZGÜL, BAHAR; Sari, Zubeyir; Polat, Mine Gulden; Ozgul, Bahar; Aydogdu, Onur; Camcioglu, Burcu; Acar, Ahmet Hakan; Yurdalan, Saadet UfukPurpose: The aim of the present study was to investigate the use of matrix rhythm therapy (MRT) as one of the electrotherapeutic modalities in clinics. Methods: This study was carried out in the Burn and Wound Treatment Department of Dr. Lutfi Kirdar Kartal Education and Research Hospital in Istanbul between October 2010 and August 2011. A treatment protocol including whirlpool, MRT and exercise was applied to a group of patients who had burn injury of upper extremity. The evaluation of each patient included assessment of pain, range of motion, muscle strength, skin flexibility and sensory function at pre- and post-treatment. Results: There was no significant difference in values of pain, muscle strength and flexibility between pre- and post-treatment assessments (p > 0.05). A significant increase was found in the range of motion and sensory function at pre-treatment according to post-treatment (p < 0.01). Conclusion: The usage of MRT in order to maintain and improve the range of motion and to minimise the development of scar tissue was investigated in this study. We suggest conducting randomised controlled studies that carry out a comparison of the MRT with other treatment modalities with more cases and investigate the long-term effects of MRT. (C) 2013 Elsevier Ltd and ISBI. All rights reserved.Publication Metadata only Ayak postürüne göre ayak bileği çevresi kas yapısının incelenmesi(2022-12-09) ÖZGÜL, BAHAR; DEMİRBÜKEN, İLKŞAN; POLAT, MİNE GÜLDEN; Özgül B., Aygün N. B., Demirbüken İ., Polat M. G.Amaç: Internal ve eksternal yumuşak doku yapıları, kuvvet ve dinamik destek uygulayarak ayak postürü üzerinde etkilere sahiptir. Bu çalışma kapsamında farklı ayak postürüne sahip bireylerde muskuloskeletal ultrasonik değerlendirmesiyle ile seçilen kasların yapısal karakterizasyonun gerçekleştirilmesi ve ayak bileği çevresinde yer alan majör kas gruplarının yapısal özelliklerinin karşılaştırılması amaçlandı. Yöntem: Otuz üç kadın olgunun (ortalama yaş: 21,45±1,60 yıl) dominant ayağı Ayak Postür İndeksi (APİ) uygulanarak değerlendirildi ve pron ayak postürüne sahip 15 olgu (APİ skoru = 6-10) ve normal ayak postürüne sahip 18 olgu (APİ skoru = 0-5) tespit edildi. Olguların tibialis anterior, gastrocnemius medialis ve peroneal kasların kalınlığı ve ek olarak peroneal kasların kesit alanı görüntüleri 5-13 MHz’lik bir prob ve Venue 40 ultrasonografik görüntüleme sistemi aracılığıyla toplandı. ImageJ programı kullanılarak üç farklı görüntünün ilgili yapısal özellikler analiz edildi ve ortalaması alındı. Ultrasonografik görüntüleme, uluslararası sertifikası olan ve beş yıldır muskuloskeletal ultrasonik görüntülemede tecrübesi olan fizyoterapist tarafından gerçekleştirildi. Bulgular: Her iki grupta yer alan olgular demografik özellikler açısından benzerdi (p>0,05). Pron ayak postürüne sahip bireylerin tibialis anterior (p=0,025, z=2,242), peroneus brevis (p=0,013, z=-2,459) ve total peroneus kas kalınlığının (p=0,007, z=2,639) normal ayak postürü grubundan daha fazla olduğu tespit edildi. Gastrocnemius medialis, peroneus longus kalınlığı ve peroneal kasların kesit alanı açısından gruplar arasında fark yoktu (p>0,05). Sonuç: Mevcut çalışmanın bulgularına göre, ayak postürüne göre ayak bileği hareketlerini kontrol eden tibialis anterior ve peroneal kasların kalınlığı farklılık gözlenmektedir. Daha fazla olgunun yer aldığı, ayak postürüne göre tendona aktarılan kuvvet hakkında daha detaylı bilgi verebilen penasyon açısının da değerlendirildiği ileri çalışmaların yapılması planlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Ayak, Ayak Bileği, Ultrasonografik Görüntüleme, KasPublication Metadata only Measurement of cervical proprioception in patients with axial spondyloarthritis(2018-06-12) ÖZEN BERKOL, TUĞÇE; TONGA, EDA; POLAT, MİNE GÜLDEN; Özen T., Tonga E., Polat M. G., Akar S.