Person: GÜR, KAMER
Loading...
Email Address
Birth Date
Research Projects
Organizational Units
Job Title
Last Name
GÜR
First Name
KAMER
Name
40 results
Search Results
Now showing 1 - 10 of 40
Publication Metadata only Hemşirelik girişimleri ile engellilerin yaşamları kolaylaşabilir mi?(2023-01-11) GÜR, KAMER; NİRGİZ C., Doğan B., GÜR K.Publication Open Access Okul Yaralanmalarını Önlemede Sağlık İnanç Modeli Temelli Girişimlerin Etkisi(2018-10-10) GÜR, KAMER; EDA KILINÇ;Kamer GÜROkul çağı çocukları, dış etkenlerle oluşabilecek zararlara karşı kendini korumada savunmasız gruplardandır.Bu nedenle yaralanmalara sıklıkla maruz kalmaktadırlar. Kaza sonucu meydana gelen yaralanmalar çoğunlukla bugruplarda, özellikle çocuk ve adölesanlarda görülmektedir. Ancak bu konuda alınan önlemlerin çoğu zaman yetersizolduğu ve göz ardı edildiği bilinmektedir. Ülkemizde özellikle öğrencilere sunulan okul sağlığı hizmetlerininoldukça sınırlı olduğu bir gerçektir; oysaki okul kazalarına yönelik basit kişisel ve çevresel tedbirlerle istenmeyenyaralanmaların önlenebileceği bildirilmektedir. Okullarda geliştirilecek programların çevre değişimi, davranışdeğişimi, denetim ve politikaların geliştirilmesi konularını kapsaması, ders müfredatına entegre edilmesiönerilmektedir. Programların etkililiğini artırmada modeller her zaman yol gösterici olmuştur. Sağlığı geliştirmemodellerinden biri olan Sağlık İnanç Modeli (SİM), kişilerin sağlığını; bireysel özellikler (sosyo-demografiközellikler), algılar (duyarlılık, durumun ciddiyeti, yarar, engeller, öz-etkililiği) ve eyleme geçiriciler (hazır oluşluk)ile etkilendiğini belirtmektedir. Bu derleme makalede amaç, okul sağlığı hemşireleri olarak; yaralanma riski yüksekolan öğrenci toplumunda okul yaralanmalarını önlemede bir rehber olan Sağlık İnanç Modelini tanıtmak; modelinokul yaralanmalarını önlemedeki etkisini yapılmış araştırmalarla ortaya koymak ve bu model ile yapılacakçalışmalara yol göstermek amaçlanmıştır.Publication Metadata only İşitme kaybı olan ve olmayan adölesanların sağlıklı yaşam biçimi davranışları ve stresle baş etme biçimleri: Karşılaştırmalı bir çalışma(2021-12-22) GÜR, KAMER; GÜR K., KILINÇ E., Yayıkçı E., Değer K., Tekin E.Giriş-Amaç: Sağlıklı yaşam biçimi, insanların sağlık ve iyilik halini koruma ve geliştirmeye yardımcı olan davranış kalıpları olarak tanımlanır. Adölesanların yaşam biçimi profillerini etkileyen sağlık sorunları, işitme kaybı olan adölesanlarda daha sık görülmektedir. İşitme kaybı olan adölesanlar, sağlık hizmetlerine erişimde azalma, sosyal geri çekilme ve başkalarıyla iletişimdeki zorluklar nedeniyle düşük benlik saygısı riski altındadır. Ayrıca işitme kaybı olan adölesanlar günlük yaşamlarında birçok stresle karşı karşıya kalmaktadır. Bu stresin nedeni sosyal etkileşim (akranlarla), sınıf ortamı ve akademik zorluklar olarak belirlenmiştir. Adölesanların sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını açıklayan birçok çalışma olmasına rağmen işitme kaybı olan adölesanların sağlıklı yaşam biçimi davranış profili belirsizdir. Bu çalışmanın amacı, işitme kaybı olan ve olmayan adölesanların sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını ve stresle baş etme biçimlerini belirlemek, karşılaştırmak ve yaşam biçimi profillerini etkileyen yordayıcıları belirlemektir. Gereç-Yöntem: Bu çalışma karşılaştırmalı kesitsel bir araştırmadır. Araştırma 2018-2019 eğitim-öğretim yılında İstanbul’da işitme kaybı olan ve olmayan öğrencilerin olduğu dört lisede (N=644) gerçekleşmiştir. Bu dört okul aynı bölgede bulunmakla birlikte benzer sosyoekonomik düzeye sahiptir. Araştırmanın örneklem seçiminde “kolayda örnekleme” yöntemi kullanılmıştır. Çalışmaya tüm adölesanların katılımının sağlanması, işitme kaybı olan ve olmayan adölesan sayısının eşit olması hedeflenmiştir. Katılımcıların yarısı işitme kaybı olan (n= 272) yarısı işitme kaybı olmayan lise öğrencilerinden (n= 272) oluşmaktadır. Çalışmanın yanıt oranı %84,47’dir. İşitme kaybı olan adolesanların dahil edilme kriterleri, zihinsel engeli olmama, ebeveyn onayı ve işaret dili bilmedir. İşitme kaybı olmayan ergenlerin dahil edilme kriterleri, zihinsel engelli olmaması ve ebeveyn onayı olmasıdır. Araştırmada veri toplama aracı olarak stresle baş etme soru formu ve Adölesan Yaşam Biçimi Profili Ölçeği 2 (ALP-R2) kullanılmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, ki-kare testi, t-testi ve multiple linear regresyon analizi yapılmıştır. Çalışmanın etik kurul onayı T.C. Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Etik Kurulu (Tarih: 19/11/2018 Sayı: 219) tarafından onaylanmıştır. Bulgular: İşitme kaybı olan adölesanların %55,9’u erkek, işitme kaybı olmayanların %53,3’ü kadındır. İşitme kaybı olan adölesanlar için ALP-R2 ölçeği puan ortalaması 113,68±16,12 iken işitme kaybı olmayan ergenlerin 116.46±16.89 idi (p<.000). İşitme kaybı olan adölesanların alt ölçek puan ortalamaları en yüksekten en düşüğe, beslenme (20,28±3,28), pozitif yaşam algısı (16,0±3,52), kişiler arası ilişkiler (15,53±3,22), stres yönetimi (15,53±2,81), spiritual sağlık (16,20±3,37), fiziksel aktivite (15,25±3,61) ve sağlık sorumluluğu (14.89±3.69)’dur. İşitme kaybı olmayan adölesanların alt ölçek puan ortalamaları en yüksekten en düşüğe, beslenme (19,54±3,53), stres yönetimi (17,84±2,70), kişiler arası ilişkiler (17,77±4,02), pozitif yaşam algısı (17,0±3,4), ruhsal sağlık (15,32±3,07), fiziksel aktivite (14,54±3,7) ve sağlık sorumluluğu (14,45±3,45)’dur. İşitme kaybı olan adölesanlar, spiritual sağlık dışında diğer alt ölçeklerde daha düşük puanlara sahiptir. İki grup arasında stresle baş etmede kullandıkları yöntemler (dua, hobi ve egzersiz vb.) açısından istatistiksel olarak anlamlı fark vardı (p<.000). Katılımcıların baş etme ile yaşam biçimi profilleri ve alt boyutları arasındaki fark incelenmiştir. Buna göre işitme kaybı olan adölesanların baş etme yöntemi olarak dua edenlerin ALP-R2 puanı, dua etmeyenlere göre anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (p<.05). İşitme kaybı olmayan adölesanlarda baş etme biçimi olarak egzersiz yapanların ALP-R2 puanları yapmayanlara göre anlamlı derecede yüksekti (p<.05). Çoklu lineer regresyon analizine göre BKİ, ekonomik durum ve anne eğitim düzeyinin işitme kaybı olan adölesanlarda yaşam biçimi profilini etkileyen önemli yordayıcılar olduğu belirlenmiştir (t=-4.865, p<.001; t= 2.561, p<.05; t=-7.793, p<.001). Sonuç: İşitme kaybı olan adölesanların yaşam biçimi profili, işitme kaybı olmayanlara göre daha düşüktür. Bu nedenle, genel bir perspektiften bakıldığında, işitme kaybı olan adölesanların sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını geliştirmeye çok daha fazla ihtiyacı vardır. Pozitif yaşam bakış açısı, kişilerarası ilişkiler ve stres yönetimi puanları işitme kaybı olan adölesanlarda daha düşük bulunmuştur. İşitme kaybı olan adölesanlarda, baş etme biçimi olarak dua edenler, dua etmeyenlere göre daha yüksek yaşam biçimi profillerine sahipti. BKİ, anne eğitim düzeyi ve ekonomik durum işitme kaybı olan adölesanların yaşam biçimi profillerini etkilerken, işitme kaybı olmayanları sadece BKİ ve ekonomik durum etkilemiştir.Publication Open Access Sağlık İnanç Modeli Temelli Yaralanma Ölçeği’nin Türkçe Geçerlilik ve Güvenirliliği(2019) GÜR, KAMER; EDA KILINÇ;KAMER GÜRAmaç: Ergenlik dönemi, ergenlerin riskli sağlık davranışları denemeye ve bunların olumsuzsonuçlarına maruz kalmaya daha açık oldukları bir dönemdedir. Davranış değişikliği teorileri, yaralanma önleme girişimlerinin nasıl etkili olabileceğini anlamamıza yardımcı olabilmektedir. Yaralanmanın önlenmesi için en yaygın olarak uygulanan davranış teorilerinden biri de Sağlık İnançModeli’dir. Bu model ve modele dayalı bir ölçüm aracının kullanımı yaralanmalara yönelik bilgitoplamamız için iyi bir fırsat sağlayacaktır. Bu çalışmada Sağlık İnanç Modeli (SİM) Temelli Yaralanma Ölçeği'ni Türkçe'ye uyarlamak ve geçerlilik-güvenirliliğini analiz etmek amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntemler: Metodolojik tipte olan bu araştırma, 2017-2018 eğitim-öğretim yılında İstanbul’da iki devlet lisesinin 9-12. sınıf öğrencileri ile yürütülmüştür (n=481). Veriler, sosyodemografik veri formu ve SİM Temelli Yaralanma Ölçeği kullanarak kâğıt-kalem yöntemi ile toplanmıştır.Ölçek, beşli likert tipi 22 madde ve beş faktörden oluşmaktadır. Ölçeğin, geçerliliğinde kapsam geçerliliği indeksi, yapı geçerliğinde açıklayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi, güvenirliliğinde iç tutarlılık katsayısı ve test-retest analizleri kullanılmıştır. Bulgular: Ölçeğin Türkçe uyarlaması 22 maddeve beş faktörden (duyarlılık, ciddiyet, yarar, engeller ve eyleme geçiriciler) oluşmuş olup, Cronbach’s alfa katsayısı 0,92, alt boyutların Cronbach’s alfa katsayısı ise sırasıyla 0,89; 0,84; 0,77; 0,83ve 0,77’dir. Doğrulayıcı faktör analizi sonucunda X2/sd: 2,67, AGFI: 0,87, GFI: 0,90, CFI: 0,91, IFI:0,91, RMSEA: 0,06 değerinde ve kabul edilebilir düzeydedir. Test-tekrar test korelasyon değeri tümölçek için 0,48’dir (p<0,05). Sonuç: Türkçe SİM Temelli Yaralanma Ölçeği 22 maddeden ve beş altboyuttan oluşan, yeterli geçerlilik ve güvenirlilik göstergeleri olan bir ölçüm aracıdır.Publication Metadata only The effectiveness of a nail-biting prevention program among primary school students(WILEY, 2018) GÜR, KAMER; Guer, Kamer; Erol, Saime; Incir, NursultanPurpose: This study aimed to demonstrate the effect of a program called Do Not Bite Your Nails, Cut Your Nails, which is based on a health promotion model to change the nail-biting habit among primary school students. Design and methods: This quasi-experimental study was conducted using the pre- and post-test and interrupted time series design. The study sample included 299 students. Nurse observation form and nail follow-up chart were used to evaluate behavioral outcomes. This program was conducted under the guidance of school nurses and lasted 6 weeks. The data were analyzed using McNemar and Cochran Q tests. Results: The number of those who selected yes for I cut my nails this weekend and I didn't bite my nails today increased. However, the number of the students that selected yes for I pulled out my nails, I pulled out and ate, I pulled out my nail skin, My cuticle bled today, and My nails hurt today decreased significantly and statistically compared with pretest, first and second observation, and post-test (P < 0.001). The rate of the students with minimum one abnormal finger was 83.9% according to observations, and 6% following the intervention (P < 0.001). New insights were provided into the program to diminish nail-biting habit. Practice implications: The program significantly reduced the nail-biting rate among primary school students. The nurse that implement this program will be able to do a comprehensive evaluation of students' nail-biting habits, perform solution-focused interventions, and prevent advanced complications that might develop in connection to nail-biting. Thus, the effectiveness of nursing implementations will improve in the prevention of nail-biting habit, early diagnosis, and changing students' habits. Do Not Bite Your Nails, Cut Your Nails program can be applied again in different schools.Publication Open Access Females' Attitudes Toward Mental Illness: A Sample From Rural Istanbul, Turkey(KOWSAR PUBL, 2016-02-17) GÜR, KAMER; Gur, Kamer; Kucuk, LeylaBackground: The beliefs, attitudes and behaviors of the society toward mentally ill patients may prevent these people from seeking help and accessing a successful treatment. Objectives: The current study aimed to investigate mental illness among Turkish females residing in rural areas and their attitudes toward mental illness. Patients and Methods: The current study was inferential cross-sectional. The population of this study consisted of 1000 households registered at the primary healthcare centre in Ademyavuz area who met the study inclusion criteria. The sample size was 387 females. Using the simple random sample selection method, certain females living in these households were included in the study. The socioeconomic status of the population in this region is low and middle-class. The adult population of the region is 10,960. Females comprise 39.8% of Ademyavuz population. The prevalence of mental illness in the district is unknown. Data were collected by face-to-face interviews using a researcher made questionnaire and the opinions about mental illness scale (OMI) in autumn 2008. The interviews were conducted at the participants' houses and lasted for 20 - 30 minutes. The females gave their informed consent and were assured that their information would be treated as strictly confidential. Results: The females in the rural research area had negative attitudes and stigmas about mental illness. The subject of the current study exhibited a total mean score of 155.6 +/- 24.5 in terms of their attitudes toward mental illness. Mean scores in the unsophisticated benevolence sub-scale were 42.5 +/- 8.2, 34.2 +/- 7.9 in the authoritarianism sub-scale, 25.5 +/- 6.3 in the mental illness ideology sub-scale, 34.0 +/- 7.4 in the social restrictiveness sub-scale, and 20.0 +/- 6.0 for the interpersonal etiology sub-scale. The current study found that individuals exhibited more positive attitudes towards mental illnesses as they got older ((Kvx2) = 19.42; P < 0.0001), married people exhibited a more positive attitude towards mental illnesses than singles did (Kvx(2) = 19.42; P < 0.0001), those who considered themselves to have a good economic status exhibited a more negative attitude towards mental illnesses compared to the ones who thought their economic status as poor or average (Kvx(2) = 5.11; P = 0.024). Conclusions: Nurses have an important role in creating and maintaining a mentally healthy society. It is advisable to provide the public with training and consultancy services within the context of primary healthcare services, especially during home visits to change the negative attitudes of individuals against the mentally ill and prevent approaches that promote social isolation and denouncement.Publication Open Access The Frequency of and Contributing Factors to the Psychological Abuse of Older People in Nursing Homes in Turkey(MARMARA UNIV, INST HEALTH SCIENCES, 2020-05-02) GÜR, KAMER; Erol, Saime; Gur, Kamer; Hellac, Feyza; Canbay, TugbaObjective: This study investigated the frequency of the psychological abuse of older people in nursing homes and contributing factors. Methods: The population for this methodological and descriptive study was 161 elderly individuals living in two nursing homes in Istanbul. The data were collected using Barthel's Index, the Standardized Mini Mental Test (SMMT) and the Elders' Psychological Abuse Scale (EPAS). The scale's reliability was tested using the Kuder-Richardson Formula 20 (KR-20) and test-retest analysis. Its validity was tested using the Content Validity Index (CVI) and concurrent validity. The frequency of abuse is presented using numbers, percentages, and means. The relationship between the independent variables and abuse was evaluated using the t-test and Kruskal-Wallis variance analysis. Results: The participants' mean age was 73.5 years (42.2% were older than 80 years); 44.7% were female. The mean scores were 5.57 +/- 4.12 on the EPAS and 89.13 +/- 17.13 on Barthel's Index. The KR-20 reliability coefficient for the scale was 0.80. The test-retest reliability was 0.97; p=0.000, and the content validity index was 90%. Of the participants, 14.3% were exposed to psychological abuse. Individuals with high dependency and low levels of income, education and mental capacity were exposed to psychological abuse more frequently (p <0.05). Conclusion: The Turkish version of the originally English EPAS is reliable and valid.Publication Metadata only Achieving consensus on the undergraduate curriculum of public health nursing in Turkey(WILEY, 2019) ERGÜN, AYŞE; Kadioglu, Hasibe; Albayrak, Sevil; Ergun, Ayse; Yurt, Seher; Gur, Kamer; Mert, Kader; Erol, Saime; Esin, Melek NihalObjectiveThe aim of this study was to construct a consensus on the undergraduate learning objectives and topics for public health nursing (PHN) in Turkey. DesignA three-round e-mail-based Delphi study was conducted between May and July 2015 with a national sample. SampleNinety-one academics from 54 universities were invited as experts to participate by e-mail. Fifty-nine academics from 43 universities participated in the study. MeasurementsData were analyzed by computing the median, quartiles one and three, and the interquartile range for each learning outcome and topic. Consensus was considered as less than the interquartile range of 1.2. ResultsExperts who participated in the study added 70 learning outcomes, eight main topics, and 278 sub-topics during the first round. Round I generated 170 learning outcomes, 28 main topics, and 385 sub-topics. At the end of Round II, consensus was reached on 126 learning outcomes, 22 main topics and 168 sub-topics. At the end of Round III, consensus was achieved for 126 learning outcomes, 22 main topics, and 169 sub-topics. ConclusionThe learning outcomes and topics that were decided upon through a consensus process will contribute to the standardization and development of PHN education.Publication Metadata only The Family Management of Childhood Chronic Conditions: Measurement in a Turkish Sample(ELSEVIER SCIENCE INC, 2019) ERGÜN, AYŞE; Ergun, Ayse; Sisman, Fatma Nevin; Erol, Saime; Gur, Kamer; Kolac, Nurcan; Kadioglu, HasibePurpose: The principal aim of this study was to adapt the FaMM into the Turkish language and test its validity and reliability. Design and methods: Data were collected from a total of 395 parents of children with chronic disease. The FaMM was translated using the translation and back-translation method. The reliability analysis of the FaMM was performed using Cronbach alpha coefficients, item-total correlations and test-retest correlations. Construct validity for the scale was assessed with confirmatory factor analysis (CFA) and exploratory factor analysis (EFA). Results: The overall content validity index was 95%, signifying that the FaMM has good content validity. The CFA of the Turkish version of the FaMM did not confirm the original factorial structure. The model of three subscales for the Turkish FaMM was validated using EFA. The values of >= 0.70 for the Cronbach alpha coefficient, >0.25 for the item-total correlations and >0.40 for the test-retest application correlations for 2 weeks were found to be acceptable levels for the instruments and its subscales. Conclusions: The FaMM was found to be valid, reliable and appropriate for Turkish culture and psychometric characteristics were satisfactory. Practice implications: The FaMM can be used in evaluating the management of illness in families with children with chronic disease. (C) 2019 Elsevier Inc. All rights reserved.Publication Metadata only Bir eğitim araştırma hastanesinde çalışan hemşirelerin iklim değişikliğine yönelik farkındalıkları(2023-01-11) GÜR, KAMER; KOLAÇ, NURCAN; GÜR K., KOLAÇ N., KIRÖMEROĞLU S.