Person:
YEGEN, ŞEVKET CUMHUR

Loading...
Profile Picture

Email Address

Birth Date

Research Projects

Organizational Units

Organizational Unit

Job Title

Last Name

YEGEN

First Name

ŞEVKET CUMHUR

Name

Search Results

Now showing 1 - 3 of 3
  • Publication
    Low anterior resection syndrome (LARS) after sphincter-sparing rectal cancer surgery. Incidence and risk factors
    (2022-07-01) DALKILIÇ, MUHAMMED SAİD; AKIN, MUHAMMED İKBAL; YEGEN, ŞEVKET CUMHUR; Yazici H., DALKILIÇ M. S. , AKIN M. İ. , YEGEN Ş. C. , Attaallah W.
    © 2022, Edizioni Luigi Pozzi. All rights reserved.BACKGROUNDS: Low anterior resection syndrome (LARS) was defined with symptoms such as frequency, incontinence, urgency, and constipation in patients who underwent Sphincter-Sparing Rectum Surgery (SSRC). In this study, LARS rates and risk factors of the patients who underwent SSRC were Investigated. MATERIAL METHOD:The medical records of patients with SSRC at general surgery department were examined retrospectively. Clinical characteristics, neo/adjuvant chemo-radiotherapies, distal resection levels, open/laparoscopic procedures, postoperative complications, and pathological outcomes were recorded. LARS scoring system defined by Emmertsen and Laurberg was used to calculate LARS scores. RESULTS: The number of eligible patients was 129. The rectal resection was performed by either low anterior resection (LAR) or very low anterior resection (VLAR). VLAR was used to specify that had anastomosis <5cm to the anal verge. The median follow-up time was 12 (1-30) months. LARS were detected in 60 (%47) patients. LARS rates were significantly higher in the patients underwent VLAR (n: 35 9% vs. 48%<0,001). In univariate analysis, the level of distal resection, open surgeries, neoadjuvant RT, and diversion with temporary stoma were significantly different in LARS group. However, in multivariate analysis, distal resection level was the only significant risk factor for LARS. CONCLUSION: Low anterior resection syndrome (LARS) was frequently seen in patients who underwent sphincter-sparing rectum surgery (SSRS). It was detected that distal resection levels were the most important risk factor for the development of LARS. This result showed that LARS should not be disregarded in patients underwent SSRS. Y.
  • Publication
    Investigation of the possible protective effect of phoenixin-14 on small intestine and lung damage due to mesenteric ischemia in rats
    (2023-01-01) KAHRAMAN, MERVE MERİÇ; YÜKSEL, MERAL; ERCAN, FERİHA; YEGEN, BERRAK; YEGEN, ŞEVKET CUMHUR; Sen L. S., Kahraman M. M., Mermer K. S., Akgun T., YÜKSEL M., ERCAN F., YEGEN B., Yegen C.
  • Publication
    Pankreas cerrahisi yapılan hastalarda eras uygulamasının etkisi
    (2021-06-14) ERGENÇ, MUHAMMER; KARPUZ, ŞAKİR; YEGEN, ŞEVKET CUMHUR; Ergenç M., Karpuz Ş., Ergenç E. M., Yegen Ş. C.
    Amaç:Cerrahi sonrası hızlandırılmış iyileşme (ERAS: Enhanced Recovery After Surgery) hastaya detaylı eğitim verilerek ve hasta güvenliği gözetilerek uygulanan, perioperatif dönemde intravenöz hidrasyonun kısıtlanması, postoperatif erken oral rejim başlanarak sıvı ihtiyacını bu yolla giderilmesi, daha etkin analjezi sağlanması, yerleştirilen drenlerin daha erken çekilmesi ve hastanın erken mobilize edilmesi esasına dayanan bir protokoldür. Son dekadda tanımlanan bu protokol ile elektif cerrahiler sonrası hastanede yatış sürelerinin kısaltılması ve ilişkili komplikasyonların azaltılması hedeflenmiştir. Bu çalışmada ERAS protokolünün pankreas cerrahisi hastalarında postoperatif komplikasyonlar, yatış süresi, tekrarlayan hastane yatışı ve reoperasyon oranlarına etkisinin araştırılması hedeflenmiştir.Gereç ve Yöntem:Çalışma Ocak 2016 ile Kasım 2018 tarihleri arasında Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği’nde laparotomi ile elektif pankreas kanseri cerrahisi geçiren hastalar üzerinde prospektif olarak yapılmış olup hastalar standart bakım ve ERAS protokolü esasına göre iki gruba randomize edildi. Hastaların demografik verileri, laboratuvar tetkik sonuçları ile birlikte perioperatif verilen sıvı miktarı, kanama ve transfüzyon durumu kaydedildi. Postoperatif sonda çekilme günleri, ağrı ve gelişen komplikasyonlar ve taburculuk günleri takip edilerek kaydedildi.İstatistiksel analizde sayısal değerler için nonparametrik t testi, kategorik değerler için ki kare kullanıldı.Bulgular:On sekizi ERAS protokolü, 20’si standar t bakım protokolü olmak üzere toplam 38 hastanın verileri istatiksel analize dahil edildi. Gruplar yaş cinsiyet, laboratuvar değerleri, cerrahi tipi ve ASA skorları açısından benzer dağılmaktaydı. Ameliyat süresi, ameliyatta verilen iv sıvı ve transfüzyon açısından fark saptanmadı. Kanama miktarı ERAS grubunda median değer 300 ml (100-550) iken, kontrol grubunda 500 ml (200-750) bulundu. Postoperatif takipte; günlük verilen iv sıvı ortalaması, nazogastrik çekilme günü, postoperatif vizüel analog skala skoru değerleri, mobilizasyon, postop gaz çıkışı ve defekasyon yönünden ERAS ve kontrol grubu arasında fark yoktu. ERAS gurunda tüm hastalara epidural analjezi uygulanırken kontrol grubunda uygulanmadı. ERAS grubunda 17 (%94) hastaya erken beslenme uygulanırken bu oran kontrol grubunda 11 (%55) idi. En sık gelişen komplikasyonlar olan gecikmiş mide boşalması ve pankreatik fistül dahil olmak üzere postoperatif komplikasyon açısından iki grup arasında fark izlenmedi. Çalışmanın primer çıkarımı olan hastanede kalma süresi ve yeniden yatış açısından ERAS ve kontrol grubu arasında anlamlı fark izlenmedi.Sonuç:Sunulan çalışmada ERAS uygulamalarının total komplikasyon oranını azalttığı, özellikle abdominal enfeksiyon, hastane yatış süresi, mide boşalma güçlüğü gibi hafif olanları etkilerken, pankreas fistülü, reoperasyon, tekrar yatış ve mortalite gibi ağır olanlar üzerine etkisi olmadığı ortaya konulmuştur. Bu uygulamaların başlatılması pankreas cerrahisi için güvenlik tehdidi oluşturmamaktadır.Anahtar kelimeler:Pankreas cerrahisi, Cerrahi sonrası hızlandırılmış iyileşme, ERAS