Person:
TOPUZOĞLU, AHMET

Loading...
Profile Picture

Email Address

Birth Date

Research Projects

Organizational Units

Organizational Unit

Job Title

Last Name

TOPUZOĞLU

First Name

AHMET

Name

Search Results

Now showing 1 - 7 of 7
  • PublicationOpen Access
    Assessment of adjustment disorder in people with COVID-19 infection
    (2023-01-01) PEKER, MEHMET SERTAÇ; TOPUZOĞLU, AHMET; PEKER M. S., TOPUZOĞLU A.
    Objective: This study aimed to evaluate the development of adjustment disorder according to the ADNM-20 (Adjustment Disorder New Module-20) scale in participants who were followed up for Covid-19 infection. Methods: A cross-sectional survey was conducted from September to November 2020. After sample size calculation, we aimed to reach minimum 170 people out of 1290 people who applied to the hospital for Covid-19 disease treatment. Participants were selected from the patients admitted to the hospital using a simple stratified random sampling method. We reached 182 people after treating the patients who were followed up with Covid-19 infection in a University Hospital in Istanbul, Turkey. A questionnaire and the Adjustment Disorder New Module-20 scale were applied via phone / mail at the end of the 6th month after Covid-19 related hospital admission by researchers. Results: Adjustment disorder was found in 28.8 % (n=42) of the participants disorder according to the ADNM-20 scale. While the rate of development of adjustment disorder due to Covid-19-related stress was 26.7 % (n=39); the rate of development of adjustment disorder due to non-Covid-19 stress was found to be 2.1 % (n=3). With the increase in stress load, the development of adjustment disorder increased significantly. The frequency of developing Covid-19-related stress-related adjustment disorder was statistically significantly increased with the duration of exposure to stress. Conclusion: We have found out that one out of every four people who apply to the hospital for healthcare services due to Covid-19 infection may develop an adjustment disorder. Assessment of the adjustment disorder more frequently and making early interventions may contribute to the prevention of progressive mental disorders.
  • Publication
    Üniversite öğrencilerinde yaygın gözlenen ruhsal bozuklukların ve etkileyen faktörlerin değerlendirilmesi
    (2022-11-01) ERDEN CENGİZ, CANSU; TOPUZOĞLU, AHMET; Erden Cengiz C., Topuzoğlu A.
  • Publication
    Covid-19 Nedeniyle Hastanede Yatmakta Olan Aşısız Kişilerin Aşı Tereddütlerinin Değerlendirilmesi
    (2022-12-01) AYVAZ, İLKNUR; TOPUZOĞLU, AHMET; Ayvaz İ., Örtlek A., Korkmaz S., Karaca Z., Güllü E. C., Topuzoğlu A.
    Giriş ve Amaç: Covid-19 salgını Mart 2020’de pandemi durumuna ulaşmış olup fiziksel, ruhsal ve sosyal olarak insanlığı tehdit etmektedir. Salgının kısa bir süre içinde tüm dünyayı etkisi altına alması, hastalığın kontrolü için yeni tedaviler ve aşıların salgın başladığı anda elde olmaması, insanlarda hastalık ile ilgili belirsizlik duygusuna neden olmaktadır. Covid -19 hastalığından korunmak adına maske kullanımı, ellerin sık sık yıkanması, sosyal mesafe ve aşılama gibi korunma önlemlerine uyulması önerilmektedir. Halk sağlığının korunması için bu önlemlerin en önemlisi ise aşı uygulamasıdır. Aşılama, enfeksiyon hastalıklarına bağlı gerçekleşebilecek ölüm, sakatlık ve hastalıkları önleyen oldukça güvenli, etkili ve ucuz bir yöntemdir. Aşıların bilinen tüm faydalarına karşın, birçok neden aşı tereddütüne yol açabilmektedir. Aşı tereddütü; aşıyı kabullenmekte gecikme veya aşıya ulaşılmış olmasına rağmen reddetme durumudur. Aşı tereddütü nedenleri arasında; dini nedenler, kişisel inançlar, güvenlik endişeleri ve aşı hakkında daha fazla bilgi alma isteği vardır. Türkiye’de aşılar ile ilgili benzer bir eğilim görülmekte ve aşı tereddütü hem hizmet sunumunda hem de kamuoyunda karşılaşılan bir konu haline gelmektedir. Covid-19 aşılarına karşı yaşanan tereddüt toplum bağışıklığının sağlanmasının önündeki en büyük engellerden birisidir. Bu niteliksel çalışmadaki amacımız Covid-19 sebebiyle hastanede yatmakta olan Covid -19’a karşı aşılanmamış kişilerin aşı tereddütlerini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Niteliksel tipte tasarlanan araştırmamız, Ocak-Şubat 2022 tarihinde İstanbul’da kamuya ait bir üniversite hastanesinin Covid servisinde yatmakta olan Covid PCR pozitif olan ve Covid aşısı olmamış 18 yaş üstü 12 hasta ile yapılmıştır. Araştırmamızda veri toplama aracı olarak literatür taraması sonucu oluşturulan sosyodemografik özelliklere yönelik sorular ve açık uçlu soruları içeren yarı yapılandırılmış soru formu kullanılmıştır. Veriler gerekli koruyucu önlemler alınarak katılımcılarla yüz yüze yapılan derinlemesine görüşmelerle toplanmıştır. Katılımcıların oksijen ihtiyaçları nedeniyle efor sarf etmekte zorlanabileceği göz önünde bulundurularak oksijen tedavisini tamamlayıp oda havasında takip edilen hastalar veya düşük düzeyden oksijen alan hastalar ile görüşülmeye öncelik verilmiştir. Görüşmeler 30-40 dk arasında sürmüş olup katılımcıların izni ile kayıt altına alınmıştır. Katılımcılara ait kişisel bilgiler ya da ses kayıtları üçüncü kişi veya kurumlarla paylaşılmamış, veriler anonim olarak değerlendirilmiştir. Verilerin analizinde tematik analiz yöntemi kullanılmıştır. Yapılan görüşmelerin yazıya dökülmesinin ardından her bir transkript; görüşmeleri yapan birbirinden bağımsız iki araştırmacı tarafından ayrı ayrı değerlendirilip elle kodlanmıştır. Tüm kodlamalar tamamlandıktan sonra araştırmadan elde edilen kodlara göre temalar ve alt temalar oluşturulmuştur. Araştırmamızın etik kurul onayı ilgili üniversitenin Tıp Fakültesi Etik Kurulu’ndan 07.01.2022 tarihinde 09.2022.74 protokol numarası ile alınmıştır. Gerekli Sağlık Bakanlığı ve kurum izinleri de alınmıştır. Bu çalışmada herhangi bir finansal destek alınmamış olup bir çıkar çatışması bulunmamaktadır. Bulgular: Araştırma kapsamında görüşülen 12 hastanın 9’u erkek, 3’ü kadın olup yaşları 24 ile 86 arasında değişmektedir. Katılımcılar genel olarak lise altı eğitim düzeyine sahiptir. Katılımcılar Covid-19 pandemisinin başlaması ile yaşantılarının değiştiğinden, koruyucu önlemlerin hayatlarında büyük önem arz ettiğinden bahsetmişlerdir. Katılımcıların çoğu Covid-19 pandemisinde koruyucu önlemlerin hastalıktan korunmada önemli olduğunu düşünmektedir. Katılımcıların genel aşı bilgisi incelendiğinde çoğu, aşının vücudu mikroplardan koruduğunu ya da vücut direncini arttırdığını belirterek kendilerinin ya da çocuklarının çocukluk çağı aşılarını yaptırdıklarını ifade etmiştir. Covid-19’a karşı aşılanmama sebepleri incelendiğinde yabancı aşılara ve aşı etkinliğine karşı güvensizlik ön plandadır. Katılımcılar özellikle yerli olmayan aşılar konusunda tereddüt yaşamaktadır. Katılımcıların bazıları ise aşı olanların da hasta olmaları ve vefat etmeleri dolayısıyla aşının etkinliğine güvenmediklerini ya da aşının yan etkilerinden çekindiklerini belirtmiştir. Bazı katılımcılar ise Covid-19 pandemisinin varlığına inanmakta tereddüt ettiklerini bu nedenle de aşı olmadıklarını belirtmiştir. Bu inanmayışın sebepleri olarak salgının başka ülkelerde başlamış olmasını, bazı ülkelerin diğer bazı ülkelere zarar vermek için bunu ortaya çıkarmış olabileceklerini ve Covid-19’un genel olarak bilinen nezle/gripten farklı olmadığını düşündüklerini belirtmişlerdir. Katılımcılardan bazıları aşı olmak için yeterli bilgisi olmadığını ya da mevcut bilgi kirliliği nedeniyle karar veremediğini belirtmiştir. Bunların yanında eş, çocuk gibi diğer aile bireyleri aşı yaptırmasını istemediği için aşı yaptırmamış olan katılımcılar da mevcuttur. Bu durum ataerkil toplum yapısının aşı yaptırma kararını vermede de etkili olduğunu göstermektedir. Katılımcılara sağlık ile ilgili bilgi kaynakları sorulduğunda daha çok sağlık çalışanlarından edindiklerini belirtmişlerdir. Bunun dışında televizyon, internet, yakın çevre (komşu, arkadaş ve aile üyeleri) diğer bilgi kaynakları arasındadır. Katılımcılara aşı olmak ile ilgili güncel düşünceleri sorulduğunda katılımcılardan bazıları daha önce aşı olmadığı için pişman olduğunu belirterek uygun olan zamanda aşı olmak istediğini belirtmiştir. Aşı olmaya karar veren katılımcıların çoğu hastalığı atlattıktan sonra yerli aşıyı olmak istemektedir. Bazı katılımcılar ise yukarıda belirtilen sebepleri öne sürmeye devam ederek, hastane yatışı sonrasında bile aşı olmayacaklarını belirtmiştir. Sonuç: Aşı, Covid-19 salgınında en etkili korunma yöntemi olup, buna rağmen birçok insan çeşitli sebeplerle aşı tereddütü yaşamaktadır. Çalışmamızda aşı tereddüt sebeplerinin güvensizlik, aşı milliyetçiliği, düşük eğitim seviyesi veya bilgi kirliliği olduğu gözlemlenmiştir. Yerli aşının aşılama takvimine girmesi, aşıların yabancı ülkelerde üretilmesinden dolayı güvensizlik duyan kişilerin aşılanmaya karar verme sürecinde etkili olmaktadır. Aşı tereddütünün azaltılması noktasında toplumda var olan bilgi kirliliğinin giderilmesi ve eğitim düzeyi düşük olan kişilerin de kolaylıkla anlayabilmesini sağlayacak bilgilendirilmelerin yapılması gerekmektedir. Katılımcıların çoğunun sağlık ile ilgili bilgi kaynaklarının başta doktorlar olduğu göz önünde bulundurulursa; yeterli ve kişiye özgü bilgilendirme çalışmalarında sağlık çalışanlarına da büyük rol düşmektedir. Anahtar kelimeler: Covid -19, aşı tereddütü, aşı milliyetçiliği, pandemi, infodemi
  • PublicationOpen Access
    A qualitative analysis evaluating how medical students perceive COVID-19 pandemic and its impact on their lives: Life in the Pandemic
    (2023-06-01) AYVAZ, İLKNUR; GİRGİN, ŞEVKET; LÜLECİ, NİMET EMEL; HIDIROĞLU, SEYHAN; TOPUZOĞLU, AHMET; SAVE, DİLŞAD; KARAVUŞ, MELDA; Ataoğlu B. N., Kesen Yurtcanlı C. H., Doğanç F. B., Çekici D., Peker Ş., Bakır Keser N., Ayvaz İ., Girgin Ş., Sandal Kılıç A., Doğan Jamil S., et al.
    One of the groups experiencing the pandemic’s effects were students. This study was aimed to evaluate the effects of the COVID-19 pandemic on the lives of medical students and also to see their perspectives about the pandemic. This study is designed as a qualitative study. In-depth interviews were conducted with 30 medical students on an online platform in February 2022, at the end of the third peak period. A semi-structured question guide used as a data collection tool. First, questions about individual characteristics then open-ended questions about their COVID-19 pandemic perception and its impact on their lives were asked. The thematic analysis method was used and \"Life in the pandemic\" were grouped into two main themes: 1.Perception of the Pandemic and Consequent Impact on Life and 2. Pandemic Period and Its Impact on Life. The median age was 22. Half of the participants have been diagnosed with COVID-19. All of the participants were vaccinated. In this study it has been observed that the majority of the medical students have perceived the COVID-19 pandemic as a difficult period and also as a new, uncertain and adverse situation. Another adverse effect perceived by the majority was restriction of social life. Fear and anxiety were most commonly used to express their mood during the pandemic. During the pandemic students individual, mental and social lives are highly affected. While negative effects are generally seen during the social isolation process, this situation has eased with the normalisation of the process.
  • PublicationOpen Access
    Asemptomatik covıd-19 olgularında bulaştırıcılığın ve ilişkili faktörlerin değerlendirilmesi
    (2022-01-01) GİRGİN, ŞEVKET; TOPUZOĞLU, AHMET; SAVE, DİLŞAD; Peker Ş., Kurnaz Ay M., Girgin Ş., Topuzoğlu A., Save D.
    COVID-19 (SARS-CoV-2) pandemisi; prevalansı, ciddi klinik sonuçları ve kolay bulaşan bir enfeksiyon olması nedeniyle günümüzün en öncelikli halk sağlığı sorunları arasında bulunmaktadır. Enfeksiyonun kliniği asemptomatik düzeyden çoklu organ yetmezliğine değişiklik göstermektedir. Araştırmalara göre COVID-19 enfeksiyonu geçirenlerin %17,9-%80,0’inin asemptomatik olgular olduğu bildirilmiştir. Asemptomatik olguların önlem alınmaması halinde COVID-19’u geniş kitlelere bulaştırma potansiyeli üzerine tartışmalar sürmektedir. Ayrıca asemptomatik olgularda hastaların viral yükü, viral bulaşma modelleri ve potansiyel enfektivitesi ile ilgili belirsizlikler mevcuttur. Serolojik testlerle hastalığın immün sistem üzerindeki etkileri izlenebilmektedir fakat enfeksiyonu geçiren bireylerde bağışıklık süresine ilişkin net bir uzlaşma sağlanamamıştır. Bu belirsizliklerin açığa kavuşturulması salgınla mücadele açısından önemli bir yere sahiptir.Bu makalede; COVID-19 enfeksiyonunu asemptomatik olarak geçiren olgularla ilgili yapılmış olan araştırmalarderlenerek olguların tespiti, hastalığı bulaştırma düzeyleri, viral yükleri, bulaştırıcılık süreleri ve potansiyel enfektiviteleriile ilgili konular tartışılmıştır.
  • PublicationOpen Access
    Corpus callosum volume in patients with first-episode psychosis
    (2022-06-01) TOPUZOĞLU, AHMET; Agdanlil O., TOPUZOĞLU A., KARABAY N., Alptekin K.
    Objective In first-episode psychosis, a relationship may exist between disruption communication between two brain hemispheres and psychosis symptomatology. We aimed to investigate the relationship between corpus callosum (CC) volume and psychosis symptomatology in patients with first-episode psychosis. Methods This is a retrospective case-control study wherein first-episode psychosis cases and healthy controls were included from inpatient unit archives of the Department of Psychiatry and Department of Radiology, Dokuz Eylül University School of Medicine. Psychosis symptoms were assessed using the positive and negative syndrome scale (PANSS). The CC, the chief connection between two brain hemispheres, was examined using magnetic resonance imaging (MRI); 27 patients with first-episode psychosis and 29 healthy volunteers were evaluated via 1.5-T MR. MRI findings of CC volumes of the two groups were compared. Correlations between PANSS scores and CC volume were also evaluated. Results The CC volume was lower in patients with first-episode psychosis than in healthy controls. Moreover, we observed a significant negative correlation between the CC volume and emotional withdrawal scores, and a significant positive correlation between the CC volume and hallucinations. Conclusions The CC is a vital structure that connects two frontal lobes of the brain. There may be CC abnormalities in first-episode psychosis. Emotional withdrawal is associated with decreased CC volume, whereas hallucinations are associated with increased CC volume. The development of these symptoms may be associated with changes in CC connections.
  • Publication
    Üniversite öğrencilerinde akademik erteleme ve yordayıcıların değerlendirilmesi
    (2022-11-01) TOPUZOĞLU, AHMET; ÖZEL, FURKAN; Topuzoğlu A., Özel F., Meral Z., Inci I., Ülgen M. A. , Aslan S. Ö.
    Amaç: Erteleme davranışı, olumsuz sonuçları olabileceğinin bilinmesine rağmen bir eyleme başlamayı ya da eylemi bitirmeyi geciktirmektir. Erteleme davranışı bireylerde kaygı ve rahatsızlıklara sebep olarak günlük yaşam kalitesini bozabilmektedir. Ertelemenin bir alt türü olarak akademik erteleme, özellikle öğrenciler arasında yaygındır. Bu çalışmanın amacı Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri arasında erteleme davranışı gösterenlerin ortalama erteleme skorunu ve öğrencilerin genel ağırlıklı not ortalamasına (GANO) etkisini araştırmak ve bireylerin kişilik özellikleri ile erteleme davranışının ilişkisini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda, katılımcılara 12 adet sosyodemografik soru, Tuckman akademik erteleme ölçeği (TAEÖ), Rosenberg Öz Saygı ölçeği ve Hewitt ve Flett çok boyutlu mükemmeliyetçilik ölçeğini (HFMÖ) içeren sorular çevrimiçi olarak sorulmuştur. Bulgular: Araştırmaya, 1’den 6’ya kadar tüm sınıflardan 227 öğrenci katılmıştır. Katılımcıların %62,1’i kadınlardan oluşmaktadır. Fiziksel aktivite alışkanlığı olanların akademik erteleme davranışı daha az görülmüştür (p=0,012). Geliri yetersiz olanların sosyal odaklı mükemmeliyetçiliği daha fazla görülmüştür (p=0,033). Psikiyatrik hastalık tanısı almış katılımcıların, TAEÖ ve HFMÖ arasında da istatiksel olarak anlamlı ilişki bulunmuştur (p<0,05). Sonuç: Sosyal odaklı mükemmeliyetçiliği yüksek olan katılımcıların daha fazla akademik erteleme davranışı sergiledikleri ortaya konmuştur. Öz saygı seviyesi düşük olan öğrencilerin daha çok akademik erteleme davranışı gösterdikleri ve sosyal odaklı mükemmeliyetçilik düzeylerinin yüksek olduğu gözlenmiştir. Psikiyatrik hastalık tanısı almış katılımcıların mükemmeliyetçiliğin sosyal alt boyutu ve akademik ertelemeyle ilişkisi istatistiksel olarak anlamlıdır. Katılımcıların GANO değerleri ile akademik erteleme davranışı, öz saygı ve sosyal odaklı mükemmeliyetçilik arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.