Person:
YILDIZ ÖZER, AYSEL

Loading...
Profile Picture

Email Address

Birth Date

Research Projects

Organizational Units

Job Title

Last Name

YILDIZ ÖZER

First Name

AYSEL

Name

Search Results

Now showing 1 - 10 of 17
  • Publication
    Geri̇atri̇k bi̇reylerde ki̇nezyofobi̇ ile denge, düşme korkusu ve mobi̇li̇teni̇n ili̇şki̇si̇
    (2022-10-27) OĞUZ, SEMRA; DUMAN ÖZKAN, TUĞÇE; YILDIZ ÖZER, AYSEL; POLAT, MİNE GÜLDEN; Oğuz S., Duman Özkan T., Aksoy F., Yıldız Özer A., Polat M. G.
    Giriş: Bu çalışmanın amacı geriatrik bireylerde kinezyofobi ile denge, düşme korkusu ve mobilite arasındaki ilişkiyi incelemektir. Gereç-Yöntem: Çalışmaya 65-88 yaş arası 41 geriatrik birey dahil edildi. Bireylerin sosyo-demografik bilgileri ve mini mental test skorları kaydedildikten sonra kinezyofobi, denge, düşme korkusu ve mobilite düzeyleri anketler ile değerlendirildi. Kinezyofobi, Tampa Kinezyofobi Ölçeği (TKÖ); denge, Berg Denge Ölçeği (BDÖ); düşme korkusu, Tinetti Düşme Etkinlik Ölçeği (TDEÖ) ve mobilite düzeyleri Zamanlı Kalk Yürü Testi (ZKYT) ile belirlendi. Bulgular: Katılımcıların 33’ünde (%70.5) kinezyofobi varlığı tespit edildi. Değerlendirme sonucunda kinezyofobi ile düşme korkusu (p=0.001, r=0.514) ve mobilite (p=0.002, r=0.468) arasında istatistiksel olarak anlamlı, pozitif yönlü orta şiddette; kinezyofobi ile denge arasında istatistiksel olarak anlamlı, negatif yönlü yüksek şiddette ilişki saptanmıştır (p<0.001, r=-0.603). Kinezyofobisi olan bireylerde denge (p=0.03) ve mobilite (p=0.001) parametrelerinin daha fazla etkilendiği saptandı. Sonuç: Geriatrik bireylerde kinezyofobi varlığı ile denge, düşme korkusu ve mobilite arasında ilişki mevcuttur. Kinezyofobi denge ve mobiliteyi olumsuz etkilemektedir. Klinik değerlendirme ve rehabilitasyon programlarının planlanmasında kinezyofobinin sorgulanması göz ardı edilmemelidir. Introduction: The aim of this study is to examine the relationship between kinesiophobia and balance, fear of falling and mobility in geriatric individuals. Material-Method: Fourty one geriatric individuals aged 65-88 years were included in the study. After recording the socio-demographic information and mini-mental test scores of the individuals, kinesiophobia, balance, fear of falling and mobility levels were evaluated with questionnaires. Kinesiophobia, Tampa Kinesiophobia Scale (TKS); balance, Berg Balance Scale (BBC); Fear of falling, Tinetti Fall Efficiency Scale (FES) and mobility levels were determined by Timed Up and Go Test (TUG). Results: The presence of kinesiophobia was detected in 33 (70.5%) of the participants. As a result of the evaluation, there was a statistically significant positive correlation between kinesiophobia and fear of falling (p=0.001, r=0.514) and mobility (p=0.002, r=0.468); Statistically significant negative correlation was found between kinesiophobia and balance (p<0.001, r=-0.603). Balance (p=0.03) and mobility (p=0.001) parameters were found to be more affected in individuals with kinesiophobia. 43 Conclusion: There is a relationship between the presence of kinesiophobia and balance, fear of falling and mobility in geriatric individuals. Kinesiophobia negatively affects balance and mobility. The questioning of kinesiophobia should not be ignored in the planning of clinical evaluation and rehabilitation programs
  • Publication
    Analysis of the relationship between physical function and quality of life in healties
    (2022-10-27) ERDOĞAN, RAFET UMUT; ÜNLÜ, BEGÜM; TİMURTAŞ, EREN; YILDIZ ÖZER, AYSEL; POLAT, MİNE GÜLDEN; ERDOĞAN R. U. , ÜNLÜ B., TİMURTAŞ E., ÜNER Ö. E. , GÖZKAN YILMAZ R., YILDIZ ÖZER A., SERTBAŞ Y., POLAT M. G.
  • PublicationOpen Access
    Does kinesiophobia limit physical activity and quality of life in asthmatic patients
    (2022-09-01) KARACA, SEDA; POLAT, MİNE GÜLDEN; YILDIZ ÖZER, AYSEL; OĞUZ, SEMRA; Yıldız Özer A., Karaca S., Şenocak E., Oğuz S., Polat M. G.
    Kinesiophobia has been studied in musculoskeletal and neurological diseases. The aim of this descriptive study was to assess the level of kinesiophobia in stable asthmatic patients, and to determine whether it is an obstacle to physical activity and quality of life. A total of 62 asthmatic patients and 50 healthy control subjects were assessed using the tampa kinesiophobia scale (TSK) for kinesiophobia, International Physical Activity Questionnaire-Short Form (IPAQ-SF) for physical activity levels, and Asthma Quality of Life Questionnaire (AQLQ) for quality of life. A high degree of kinesiophobia was determined in 54.8% of the asthmatic patients. The TSK scores were significantly higher (P < 0.001), and the AQLQ scores were lower in the asthma group than in the control group (P < 0.001). The IPAQ-SF level and AQLQ score were lower (P < 0.001 for both) in the asthmatic group with a high kinesiophobia score. The TSK score was significantly associated with IPAQ-SF score (r = -0.889; P < 0.001) and AQLQ score (r = -0.820; P < 0.001) in asthmatic patients. According to linear regression analysis, kinesiophobia explained 84.40% of QoL and physical activity. Patients with a stable asthma were observed to have a high level of kinesiophobia compared with healthy subjects. High kinesiophobia levels may increase the disease burden by negatively affecting participation in physical activity and quality of life. While developing asthma education programs for asthma patients, it should be remembered that even in the stable period, kinesiophobia can develop. Preventive and therapeutic programs should include precautions to improve quality of life and physical activity against the effects of kinesiophobia.
  • PublicationOpen Access
    The effects of the hybrid telerehabilitation exercise program in inactive university students during COVID-19 pandemic - A randomized controlled study
    (2023-02-01) POLAT, MİNE GÜLDEN; YILDIZ ÖZER, AYSEL; Ozer A. Y., ŞENOCAK E., Aybey B. N., Tolmaci L., Surmeli S., Ozmen I., POLAT M. G.
    Background/Aim The need for alternative methods to prevent physical inactivity and related problems is increasing day by day due to the prevalence of physical inactivity among university students, especially in the pandemic. This study aimed to investigate the effects of a hybrid telerehabilitation exercise program on the physical inactivity, poor sleep quality and physio-mental negativities caused by the pandemic in university students. Materials and Methods The study was completed with sixty-three physically inactive students with poor sleep quality, divided into two groups. The physiotherapist made all assessments at baseline and after the 6-week for both groups. Assessments consisted of Pittsburgh Sleep Quality Index (PSQI), Beck Depression Inventory (BDI), Short Form-12 (SF-12), and International Physical Activity Questionnaire-Short Form (IPAQ-SF). While no exercise program was applied to the control group, one session synchronous exercise training and one session control education were given to the exercise group. After two synchronous training sessions, the exercise group asynchronously continued the exercise program including indoor walking, flexibility and strengthening exercises for 6 weeks. Results According to inter-groups analysis, PSQI (p=0.026), BDI (p=0.037), SF-12 Mental (p=0.007), and IPAQ-sitting (p=0.003) of the exercise group had significant differences compared to the control. Also, the exercise group\"s PSQI, BDI, SF-12, and IPAQ-sitting time were p0.05). Conclusion Hybrid telerehabilitation exercise programs are a valuable, simple, and practical tool to improve sleep quality, prevent inactivity, develop and protect mental health among university students. Encouraging physically inactive people to engage in such methods may be one of the primary preventive approach to prevent the future negative consequences.
  • Publication
    Okul çağı dönemindeki Serebral Palsi’li çocuklarda görsel-motor algı etkilenimi
    (2021-12-17) OĞUZ, SEMRA; DUMAN ÖZKAN, TUĞÇE; YILDIZ ÖZER, AYSEL; POLAT, MİNE GÜLDEN; OĞUZ S., DUMAN ÖZKAN T., CİVELEK M., YILDIZ ÖZER A., POLAT M. G.
  • PublicationOpen Access
    Pandemi sürecinde bilgisayar kullanımının ofis çalışanlarının postür, boyun disabilite ve fiziksel aktivite seviyesine etkisi
    (2022-06-01) KARACA, SEDA; YILDIZ ÖZER, AYSEL; POLAT, MİNE GÜLDEN; TANHAN A., KARACA S., Hacıoğlu A., Kılınç E., YILDIZ ÖZER A., POLAT M. G.
    Amaç: Pandemi sürecinde sosyal hareketliliğin azalmasının yanı sıra ofis çalışanlarında bilgisayarla çalışmanın artması, uzun çalışma sürelerinin ve buna bağlı sağlık sorunlarının zeminini hazırlamıştır. Bu çalışmanın birincil amacı, ofis çalışanlarında bilgisayar kullanımının postür, boyun disabilite ve fiziksel aktivite üzerine etkisini araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: 67 katılımcı 42 (%63) erkek ve 25 (%37) kadın gönüllü araştırmaya katıldı. Katılımcıların sosyo-demografik bilgileri ve günlük çalışma süreleri kaydedildi. Servikal disabilitesi için Boyun Disabilite İndeksi (BDİ) ve aktivite durumları için de Uluslararası Fiziksel Aktivite Anketi Kısa Form (UFAA-KF) kullanıldı. Katılımcıların bilgisayar kullanım sırasında postürleri direk gözlem yoluyla değerlendirilerek forma işaretlendi. Katılımcıların bilgisayar ile çalışma süreleri 6 saatin altı ve üstü olarak iki gruba ayırıldı. Veri analizi için Bağımsız Örneklem T testi uygulandı. Bulgular: Katılımcıların 44’ü (%66) bilgisayar ile 6 saatten daha fazla çalışıyordu. İki grup arasında yaş, kilo, boy ve boyun disabiliteleri arasında anlamlı bir fark yok iken, daha uzun süre çalışan grubun fiziksel aktivite seviyesi anlamlı olarak daha düşüktü (p=0,034). Bilgisayar ile 6 saatten daha fazla çalışan grupta ise yaş ile BDİ skoru arasında pozitif yönde zayıf şiddette bir korelasyon vardı (r=0,363, p<0,05). Sonuç: Pandemi sürecinde ofis çalışanlarında fiziksel aktivite seviyeleri azalmıştır. Ofis çalışanlarında günlük çalışma süresi, fiziksel aktivite düzeyi ile negatif yönde ilişkili olmasına karşın boyun disabilitesi üzerine etkisi bulunmamıştır. Ayrıca fiziksel aktivite düzeyinin, boyun ağrısı üzerine; baş-boyun fleksiyon postürünün, boyun disfonksiyonuna etkisi olmadığı saptanmıştır.
  • Publication
    Development of Turkish mobile application for six minute walk and shuttle walktests and İnvestigation of usability
    (2018-05-09) TİMURTAŞ, EREN; YILDIZ ÖZER, AYSEL; DEMİRBÜKEN, İLKŞAN; ÖZGÜL, BAHAR; POLAT, MİNE GÜLDEN; KARABACAK N., TİMURTAŞ E., YILDIZ ÖZER A., DEMİRBÜKEN İ., ÖZGÜL B., POLAT M. G.
  • PublicationOpen Access
    Okul çağı dönemindeki serebral palsi’li çocuklarda görsel-motor algı etkilenimi
    (2022-03-01) OĞUZ, SEMRA; DUMAN ÖZKAN, TUĞÇE; YILDIZ ÖZER, AYSEL; POLAT, MİNE GÜLDEN; Oğuz S., Duman Özkan T., Civelek M., Yıldız Özer A., Polat M. G.
    Serebral Palsi’li (SP) çocuklarda görsel bellek ve görsel algıdaki bozuklukların seviyesi beyindeki fonksiyonel bozuklukların seviyesine bağlıdır. Bu çocuklarda herhangi bir görme bozukluğu olsun ya da olmasın beyindeki fonksiyon bozuklukları görsel algılamada da bozulmaya neden olmaktadır. Çalışmamızın amacı, SP’li çocuklarda görsel-motor algı etkilenimini Bender Gestalt Görsel Motor Algılama Testi (BGGMAT) ile değerlendirmekti. Çalışmaya 5-11 yaş arası 30 sağlıklı, 30 SP’li çocuk dahil edildi. Değerlendirme BGGMAT ile yapıldı. İstatiksel analiz için IBM SPSS programı kullanıldı. Tanımlayıcı analizler nominal değişkenler için frekans tabloları; normal dağılmayan ve ordinal değişkenler için ortanca ve minimum- maksimum değerler kullanılarak verildi. Gruplar arası farklılığın belirlenmesinde nominal değişkenler için Ki-kare Testi, normal dağılmayan değişkenlerde MannWhitney U testi, grup içi değişkenler arası farklılığın belirlenmesinde ise Wilcoxon Testi kullanıldı. Yapılan değerlendirme sonucunda iki grup arasında persantil oranları bakımından anlamlı ölçüde fark saptanırken (p<0,05); hata puanı ve zekâ yaşları arasında istatiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p>0,05). SP’li bireylerde BGGMAT hata puanları, persantil oranları ve zekâ yaşları yaşa, cinsiyete ve alınan fizyoterapi süresine göre incelendiğinde, yaşa ve fizyoterapi süresine göre anlamlı fark olduğu gözlemlenirken (p<0,05); cinsiyetler arasında bir fark gözlenmedi (p>0,05). BGGMAT’e göre SP’li çocuklarda görsel-motor algının etkilendiği saptandı. Bu problemin rehabilitasyon sürecine olumsuz etkileri olabileceğinden SP’li çocuklarda rutin uygulamalara görselmotor algı değerlendirmesinin de eklenmesi gerektiğini düşünmekteyiz.
  • Publication
    P 142 – Plantar pressure distributions in patients with chronic obstructive pulmonary disease
    (Elsevier B.V., 2018) YILDIZ ÖZER, AYSEL; Yildiz A., Yildirim E., Ozturk O., Demirbuken I., Ozturk M., Polat M.G.
    [No abstract available]
  • Publication
    The Effect of Balance Exercises On Functional Capacity in Children with Cerebral Palsy
    (2022-10-27) ÜNLÜ, BEGÜM; YILDIZ ÖZER, AYSEL; POLAT, MİNE GÜLDEN; AKSOY G., ÜNLÜ B., YILDIZ ÖZER A., POLAT M. G.
    Giriş: Serebral Palsi (SP), aktivite kısıtlılıkları, duyu, algı, kognisyon, iletişim ve davranışları etkileyen bir gelişim bozukluğudur. Ayrıca kas iskelet sistemindeki bozukluklar ve günlük yaşam aktivitelerindeki kısıtlamalar çocukların fonksiyonel kapasitelerin etkilemektedir. Erişkin dönemde yetersiz ambulasyon düzeyi de çocukların fonksiyonel kapasitelerini olumsuz etkileyerek kardiyopulmoner hastalık gelişme riskini arttırabilmektedir. Bu çalışmanın amacı SP’li çocukların rehabilitasyon programlarına ek olarak uygulanan denge egzersizlerinin fonksiyonel kapasite üzerindeki etkisini araştırmaktır. Gereç-Yöntem: Çalışma kapsamında dahil edilme kriterlerine uyan ve çalışmaya katılmaya aileleri tarafından onay verilen 6-12 yaş arasında 44 SP’li çocuk değerlendirildi. Çocukların demografik bilgileri, klinik durumları, özgeçmiş ve soygeçmiş bilgileri kaydedildi. Denge değerlendirmesi Berg Denge Ölçeği (BDÖ); fonksiyonel kapasite değerlendirmesi On Metre Yürüme Testi ile yapıldı. Çocuklar denge egzersizlerinin dahil edildiği rehabilitasyon programına alındı. Altı hafta sonra değerlendirmeler tekrarlandı. Veri analizinde SPSS 16.0 paket istatistik programı kullanıldı. Analizler %95 güven aralığında, p<0.05 anlamlılık düzeyinde değerlendirildi. Bulgular: Değerlendirilen çocukların 17’si kız 27’si erkekti (yaş ortalaması: 9,56±1,74 yıl). Rehabilitasyon öncesi sonrası BDÖ skorları karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu (p<0,05). Ayrıca rehabilitasyon sonrası on metre yürüme test sonuçları rehabilitasyon öncesi sonuçlarla karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı artış saptandı (p<0,05). Rehabilitasyon sonrası BDÖ ve yürüme hızlarının artış yüzdeleri arasında pozitif yönlü, orta şiddette, istatistiksel olarak anlamlı korelasyon bulundu (r: 0,425; p<0,05). Sonuç: Çalışmamızın sonuçlarına göre rehabilitasyon programı sonrasında SP’li çocukların BDÖ skorlarının ve on metre yürüme testine göre yürüme hızlarının arttığı görüldü. Ayrıca program sonrası dengedeki iyileşme ve fonksiyonel kapasitedeki gelişme yüzdelerin birbiri ile ilişkili olduğu saptandı. SP’li çocuklarda uygulanan rehabilitasyon programlarına eklenen denge egzersizleri, ambulasyona olan olumlu etkileri ile fonksiyonel kapasitelerinin gelişmesine yardımcı olabilir. Bu nedenle programlara denge egzersizlerinin eklenmesi ve tedavide çocukların fonksiyonel kapasitelerinin gelişimine yönelik uygulamalara yer verilmesi pediatrik ve erişkin dönem kardiyopulmoner hastalık riskinin azaltılması açısından önem taşımaktadır.