Person:
CAN GÜRKAN, ÖZLEM

Loading...
Profile Picture

Email Address

Birth Date

Research Projects

Organizational Units

Job Title

Last Name

CAN GÜRKAN

First Name

ÖZLEM

Name

Search Results

Now showing 1 - 10 of 15
  • PublicationOpen Access
    The effect of covid-19 fear on healthy lifestyle behaviors in menoposal women: case of southeastern anatolia
    (2022-01-01) CAN GÜRKAN, ÖZLEM; Demirel O. B. , Oz T., CAN GÜRKAN Ö.
    Background. The study was conducted to evaluate the effect of Covid-19 fear on healthy lifestyle behaviors in menopausal women living in the Southeastern Anatolia region.Material and methods. As of April and June 2021, a descriptive, cross-sectional and relationship-seeking design study was completed with 203 participants who were in the menopausal period and who were between the ages of 40 and 65 and were living in the provinces of Gaziantep, Diyarbakir, ,Sanliurfa, Batman, Adiyaman, Siirt, Mardin, Kilis,,Sirnak in the Southeastern Anatolia region of Turkey. The data were collected using the descriptive information form prepared by the researchers, the Fear of Covid-19 Scale, the Menopause Symptoms Evaluation Scale and the Healthy Lifestyle Behaviors Scale-II. Descriptive statistical analyses, Mann Whitney U test, Kruskall Wallis H test and Spearman Correlation Analysis were used to analyze the data.Results. The mean age of the participants was 55.7 +/- 5.6 years (min: 40, max: 69), the highest scores in the Healthy Lifestyle Behaviors Scale-II were found in the sub-dimensions of \"spiritual development\" (23.4 +/- 3.2) and \"interpersonal relations\" (23.1 +/- 3.3). In the Menopause Symptoms Evaluation Scale total and sub-dimension scores, it was determined that the \"somatic complaints\" (10.4 +/- 2.6) and \"psychological complaints\" sub -dimensions (10.7 +/- 3.1) had the highest scores.Conclusions. A statistically significant positive correlation was found between the participants\" Fear of Covid-19 Scale scores and Menopause Symptoms Evaluation Scale total and sub-dimension scores. There was a statistically significant positive correlation between the Menopause Symptoms Evaluation Scale and the Healthy Lifestyle Behaviors Scale-II and certain sub-dimensions.
  • PublicationOpen Access
    Women's health nursing in traditional and complementary medicine practices
    (2022-12-01) CAN GÜRKAN, ÖZLEM; KARADENİZ H., CAN GÜRKAN Ö.
    Women’s health is the state of complete physical, psychological, social, and cultural wellbeing. Specific nursing practices for women’s health require dynamic and highly autonomous roles that require expert knowledge in order to evaluate, diagnose, and treat actual and potential health problems of individuals, families, and societies. Today, traditional and complementary medicine is practiced in this field by various methods such as acupuncture, homeopathy, ayurveda, massage, reflexology, hypnosis, aromatherapy, yoga, meditation, reiki, therapeutic touch therapy, music therapy, and dance therapy. It is seen that women’s health nurses play an active role in a wide range of these practices. In this review, the role of women’s health nurses in traditional and complementary medicine practices at the international level is discussed with legal frameworks.
  • PublicationOpen Access
    Preconception Risk Factors and Preconception Care Practices in a Hospital Based Turkish Sample
    (MARMARA UNIV, INST HEALTH SCIENCES, 2021-07-09) CAN GÜRKAN, ÖZLEM; Gurkan, Ozlem Can; Abbasoglu, Done
    Objective: The aim of the study was to evaluate the preconception risk factors that may adversely affect pregnancy outcomes, and preconception care practices. Methods: A descriptive study was completed with 359 women. The data were collected with a questionnaire that was drawn up by the researchers. Results: Findings demonstrated that preconception risk factors were advanced age (20.6%), smoking (23.1%), existence of a chronic illness (23.6%) and being overweight (26.7%). Applied to a health institution to receive preconception care was 12.3 %. The most common preconception care practices were the use of folic acid (45.4%) and applying to the doctor for reorganization of the treatment for chronic illness (41.2%). Conclusion: The data showed that women had preconceptional risk factors and did not receive adequate preconceptional care. Women need to be provided with awareness on preconception risk factors. Policies should be developed to increase the frequency of women receiving preconception care.
  • PublicationOpen Access
    Knowing emergency contraceptive methods and usage rules of university students
    (2022-06-01) CAN GÜRKAN, ÖZLEM; CAN GÜRKAN Ö., ŞİMŞEK ŞAHİN E., Bozkurt F.
    Acil kontraseptif yöntemler (AKY) istenmeyen gebeliklerin oluşumunun önlenmesi için bireylere “ikinci bir şans” sunması bakımından oldukça önemlidir. Bu araştırma üniversite öğrencilerinin AKY kullanım kurallarıyla ilgili bilgi düzeylerini değerlendirmek amacıyla gerçekleştirildi. Tanımlayıcı ve kesitsel türdeki araştırmanın evrenini Şubat 2015- Nisan 2015 tarihleri arasında Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde öğrenim gören öğrenciler (N=1480) oluşturdu. Araştırmanın örneklem hesabı %80 güven aralığı, α=0,05 hata payı ile hesaplandı ve araştırmaya dahil edilme kriterlerini karşılayan 648 katılımcı ile gerçekleştirildi. Veriler öz bildirime dayalı soru formuyla toplandı. Araştırmaya katılan katılımcıların yaş ortalaması 20,4±1,4’tü ve yarısından fazlası hemşirelik bölümü öğrencisiydi. Cinsel ilişki yaşayan katılımcıların (%8,5), %47,3’ünün modern aile planlaması yöntemi kullanmakta olduğu bulundu. Korumasız cinsel ilişki sonrasında katılımcıların %20’sinin AKY kullandığı belirlendi. AKY’yi duyan ve bilgisi olan katılımcı oranı %42,3’tü. Katılımcıların AKY hakkında en önemli bilgi kaynağı sağlık çalışanları olduğu ancak buna rağmen katılımcıların önemli bir kısmının AKY’lere ilişkin eksik ve hatalı bilgiye sahip olduğu bulundu. AKY’yi bilme ve duyma durumu ile yaş, bölüm, öğrenim yılı ve cinsel ilişki yaşama durumu arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark olduğu belirlendi (p<0,05). Katılımcıların tamamının sağlık alanında eğitim görüyor olmasına karşın hem hormonal AKY’ler hem de postkoital RİA uygulamasıyla ilgili yeterli bilgiye sahip olmadıkları belirlendi. AKY’ye ilişkin bilgi düzeylerinin artırılmasına yönelik, üniversitelerde Aile Planlaması, Cinsel Sağlık gibi derslerin yaygınlaştırılması, cinsel sağlık danışmanlığı birimlerinin oluşturulması ve konu ile ilgili bilgilendirmelerin yapılması önerilir
  • PublicationOpen Access
    Cinsel işlev bozukluklarında kanıta dayalı geleneksel ve tamamlayıcı tedavi uygulamaları
    (2021-01-01) GÜNDÜZ, CEYDA SU; CAN GÜRKAN, ÖZLEM; GÜNDÜZ C. S., CAN GÜRKAN Ö.
    Dünya Sağlık Örgütü cinsel sağlığı: “Sadece hastalık, işlev bozukluğu veya sakatlığın olmaması değil, fiziksel, duygusal, zihinsel ve sosyal yönden cinsellikle ilgili iyilik hali” olarak tanımlamaktadır. Bireylerin, çiftlerin ve ailelerin genel sağlığı ve refahında önemli bir yere sahip olan cinsel sağlığı etkileyen faktörler arasında cinsel işlev bozuklukları yer almaktadır. Dünyada ve Türkiye’de birçok birey cinsel işlev bozukluklarını yaşamaktadır. Erkeklerde erken boşalma, sertleşme bozukluğu; kadınlarda ise orgazm bozukluğu, cinsel ilgi/uyarılma bozukluğu gibi cinsel işlev bozuklukları bulunmaktadır. Cinsel işlev bozuklukları, çiftlerin ilişki kalitesini olumsuz etkilemekte hem kadın hem de erkekte anksiyete ve depresyona neden olabilmektedir. Günümüzde, cinsel işlev bozuklukları tedavisinde, medikal tedavinin yanı sıra geleneksel ve tamamlayıcı tedavi uygulamalarının kullanım sıklığı da tıp hekiminden veya batı tıbbından memnun olmama, tıbbi ilaçların yan etkilerinden kaçınma, doğal yöntemleri tercih etme gibi nedenlerden dolayı giderek artmaktadır. Ulusal Tamamlayıcı ve İntegratif Sağlık Merkezi bu yöntemleri doğal ürünler, zihin ve beden uygulamaları ve bu grupların hiçbirine tam olarak uymayan diğer tamamlayıcı sağlık yaklaşımları olarak ayırmıştır. Cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde bu geleneksel ve tamamlayıcı tedavi uygulamalarından yararlanılmasına rağmen çok azının etkinliği kanıt düzeyi yüksek çalışmalarda gösterilmiştir. Bu derlemede kadın ve erkeklerde görülen cinsel işlev bozukluklarında yararlanılan geleneksel ve tamamlayıcı tedavi uygulamalarıyla ilgili yapılan çalışmaların kanıt düzeyleri incelenmiştir.
  • PublicationOpen Access
    Menopoz semptomlarının yönetiminde fitoterapi kanıt temelli uygulamalar ne söylüyor
    (2022-08-01) CAN GÜRKAN, ÖZLEM; BAKAN DEMİREL Ö., ÖZ T., CAN GÜRKAN Ö.
    Kadın yaşamında önemli bir yere sahip olan menopoz dönemi, kadınların yaşam kalitesini bozarak tedavi olmalarını gerektiren semptomlara neden olmaktadır. Bazı kadınlar, semptomların yönetiminde medikal tedavileri yan etkileri nedeniyle kullanmak istememektedir. Medikal tedavilerden daha güvenilir ve doğal gördükleri için fitoterapi (bitkisel tedaviler) gibi geleneksel ve tamamlayıcı tedavi uygulamalarını seçmekte ve son yıllarda bu yöntemlere ilgi giderek artmaktadır. Menopoz semptomlarının yönetiminde fitoterapi kullanımıyla ilgili hemşirelerin bilgi sahibi olmaları ve kadınlara doğru bir şekilde danışmanlık vermeleri sağlık açısından oldukça önemlidir. Derlemede, kadınların menopoz semptomlarının yönetiminde sıklıkla başvurdukları fitoterapi yöntemleriyle ilgili çalışmaların kanıt düzeylerinin incelenmesi amaçlanmıştır.
  • PublicationOpen Access
    Gebelerin, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamalarını Bilme ve Gastrointestinal Sistem Semptomlarında Kullanma Durumları
    (2021) CAN GÜRKAN, ÖZLEM; Özlem CAN GÜRKAN;Eda ŞİMŞEK ŞAHİN;Ayşe GÖÇER;Aslı ÇUHADAR;Bahar ÇITLAK;Gülsüm ÇELİK
    Amaç: Çalışma, gebelerin, geleneksel ve tamamlayıcı tıp (GETAT) uygulamalarını bilme ve gastrointestinal sistem (GİS) semptomlarını azaltmak için kullanma durumlarını değerlendirmek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Gereç ve Yöntemler: Tanımlayıcı ve kesitsel tip teki araştırmanın evrenini, 1 Ocak 2017-30 Nisan 2017 tarihleri arasında Sağlık Bilimleri Üniversitesi Zeynep Kâmil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Gebe İzlem polikliniğine başvuran tüm gebeler, örneklemini ise 37. ve üzeri gebelik haftasında, tekiz ge beliği olan ve gebeliği sürecinde en az 1 GİS şikâyeti yaşayan 297 gebe kadın oluşturmuştur. Veriler, anket formu kullanılarak elde edilmiş, veri toplamada öz bildirim tekniği kullanılmıştır. Veriler; t-testi, ki-kare testi, Bonferroni testi, yüzde ve aritmetik ortalama kullanılarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Araştırmaya katılan gebelerin yaş ortalaması 29±5,8 yıl, ortalama gebelik haftaları 38±1,2 hafta belirlenmiştir. Araştırmada, gebelik öncesi en az bir GETAT yöntemi kullananların oranı %50,8, kullanılan yöntemlerin ise masaj (%33,3), bitkisel ürünler (%27,3) ve müzik terapi (%24,6) olduğu belirlendi. Gebelerin, en sık yaşadıkları GİS şikâyetinin %80,1 oranında mide yanması, %68 bulantı-kusma, %55,6 ağız kuruluğu ve %52,2 diş eti kanaması olduğu belirlendi. Katılımcıların, mide yanması şikâyeti için süt tercih ettiği (%17,2); bulantı-kusmayla nane limon (%3,5) ve dikkati başka yöne çekerek baş etmeye çalıştığı (%3); ağız kuruluğu için su içtiği (%43,3); diş eti kanaması için tuz/karbonatla gargara yaptığı (%7,1) bulunmuştur. Sonuç: Gebelerin yarıya yakınının, gebelik öncesi GETAT kullandıkları, gebelikte büyük oranda GİS semptomları yaşadıkları, ancak GİS semptomlarını yönetmek için kanıt temelli GETAT kullanımının sınırlı olduğu belirlenmiştir. GETAT kullanımı hakkında toplumda farkındalık oluşturmak için kitle iletişim araçlarının kullanılması, gebelik semptomlarının yönetiminde kullanılabilecek kanıt temelli GETAT uygulamaları hakkında gebelere danışmanlık verilmesi önerilmektedir.
  • PublicationOpen Access
    Covid-19 pandemisinin hemşirelerin mesleki imaj algısına etkisi
    (2022-01-01) GÜNDÜZ, CEYDA SU; CAN GÜRKAN, ÖZLEM; KARADENİZ H., DURMUŞ A., GÜNDÜZ C. S., Bilgiç G., CAN GÜRKAN Ö.
    Amaç: Çalışma, COVID-19 pandemisinin hemşirelerin mesleki imaj algısına etkisini belirlemek ve etkileyen faktörleri saptamak amacıyla yapıldı. Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı, kesitsel ve ilişki arayıcı tipteki araştırmaya 717 hemşire katıldı. Araştırmanın verileri “Tanımlayıcı Bilgi Formu” ve “Hemşirelik Mesleğine Yönelik İmaj Ölçeği” kullanılarak toplandı. Veriler tanımlayıcı istatistikler ve %95 güven aralığında Kruskal Wallis-H testi ve lojistik regresyon analizi kullanılarak değerlendirildi. Bulgular: Hemşirelerin yaş ortalaması 29.29±6.78’dir. Hemşirelerin %38.8’i bu dönemde çalışmaktan memnun olmadıklarını, %37.5’i bu dönemde hemşire olduğu için kendisini özel hissetmediğini, %56.6’sı ise toplumun manevi desteğini yanında hissetmediğini ve %32.4’ü istifa etmek istediğini belirtmiştir. Hemşirelerin %35.3’ü bu dönemde mesleki imaj algısının olumlu yönde ve %33.9’u ise olumsuz yönde değiştiğini ifade etmiştir. Hemşirelerin, Hemşirelik Mesleğine Yönelik İmaj Ölçeği’nden aldıkları puan ortalaması 142.24±8.77 olarak saptanmış olup imaj algılarının birçok faktörden etkilendiği belirlenmiştir. Sonuç: Araştırma COVID-19 pandemisinin hemşirelerin mesleki imaj algısını orta düzeyde olumlu yönde etkilediğini ve bu dönemde hemşirelerin mesleki imaj algısının bazı faktörlerden etkilendiğini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda, politika yapıcılar tarafından kurumsal ve hukuksal girişimlerin planlanması ve geliştirilmesi önerilmektedir.
  • PublicationOpen Access
    Evaluation of Perinatology Nursing Certificate Program
    (ELSEVIER SCIENCE BV, 2012) POTUR, DİLEK; Komurcu, Nuran; Demirci, Nurdan; Yildiz, Hatice; Eksi, Zubeyde; Gurkan, Ozlem Can; Potur, Dilek Coskuner; Sayin, Sena Dilek; Cosar, Fatma; Durmaz, Aysegul; Gun, Cigdem; Uzunboylu, H
    Due to reasons connected with pregnancy and labour, each year approximately 600,000 women (lie in the world without having any other health problems. Reducing the number of mother and baby deaths is among the objectives of the Ministry of Health in Turkey. To achieve the desired goals, it is necessary to maintain perinatal services without any problems, to standardize care and to provide patient satisfaction. In this issue, health professionals, especially nurses and midwives play an important role. For this reason, thanks to the cooperation of Istanbul Provincial Directorate of Health with Marmara University Faculty of Medical Sciences Nursing School Department of Obstetrics and Gynecology Nursing, training was planned to educate nurses and midwives working in the field of Perinatology, who have an important role in woman health. Objective: The training aims to educate the nurses and midwives who work in the perinatal field, in the importance of women's health in order to make them more competent in the service they provide. Material and Method: A prospective intervention was planned and implemented as a study. A total of 129 midwives and nurses who work in the perinatology units of hospitals in Istanbul that are affiliated to the Ministry of Health, and who completed the Perfriatology Nursing Certificate Program, including 80 hours theoretical and 80 hours clinical practice, constituted the sample of this study. The study was implemented six times between April 2009 and November 2010, and in each program, 20-25 midwives/nurses received training. Data was collected via a questionnaire, a theoretical and practical evaluation form, a post-education three months evaluation form, and preliminary testing before and final testing after the training.Findings: It was determined that the average age of the participants was 32.10 +/- 5.92 and their average work duration was 11.23 +/- 7.31. While the theoretical training average preliminary test score was 62.16 +/- 11.60, the final test score average was 89.35 +/- 5.26. In the third month following the training, 43% and 28.8% of the midwives/nurses stated that they observed a development in their level of knowledge and skills respectively. Also, 92.2% of them indicated that the care they provide improved and 84.6% stated that patient satisfaction was affected in a positive way. Result: It was confirmed that training programs devoted to the field of expertise after graduation have a positive effect on the knowledge and skills of employees and on the service they provide.
  • PublicationOpen Access
    Gebelikte yoga
    (2021-12-01) CAN GÜRKAN, ÖZLEM; ŞİMŞEK ŞAHİN E., CAN GÜRKAN Ö.
    Gebelik, maternal alanda büyük değişimlerin yaşandığı, kadın için biyopsikososyal açıdan dinamik ve uyum gerektiren bir süreçtir. Gebelik süresince, kadınlar birçok fizyolojik değişiklik yaşamakta ve gebelikte yaşanan fizyolojik değişiklikler kadınlarda birtakım şikâyetlere ve uyum problemlerine yol açmaktadır. Kadınlar bu süreçte gebeliğe uyum sağlamada ve gebelik şikâyetleri ile baş etmede bütüncül ve zararsız olduklarını düşündükleri geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarını (GETAT) farmakoterapiye alternatif olarak görmektedir. GETAT’nın kullanımını bebeğe zarar vermeyeceği düşüncesi, gebelerin gebelikte görülen problemlerin çözümünde GETAT en uygun seçenek hâline getirmektedir. Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları içinde yer alan ve zihin ve beden temelli tamamlayıcı terapilerden biri olan yoga prekonsepsiyonel dönem, prenatal dönem, doğum ve postpartum dönem gibi kadın sağlığı alanları için önemli uygulamalardan biridir. Yoga bedeni, duyguları ve zihni bir araya getiren içsel ve dinamik bir deneyim ve etik öğretileri de bünyesinde barındıran bütüncül bir yaklaşımdır. Yoga sunduğu bütüncül bakış açısıyla, gebelik alanında gün geçtikçe popüler olmaya başlamıştır. Gebelikte yapılan yoganın depresyon, stres, anksiyete, anne bebek bağlanması, kas ağrısı, uyku problemleri, kan şekerinin kontrolü, sempatik sinir sistemi, sırt ve bel ağrısı gibi fiziksel ve psikolojik birçok parametre üzerinde olumlu etkisinin olduğu bildirilmektedir. Bu derleme, gebelik yogası hakkında bilgi sağlamak ve yoganın gebelikteki fizyolojik ve psikolojik etkilerini incelemek amacıyla hazırlanmıştır.