Person: ÖZGEN, ZERRİN
Loading...
Email Address
Birth Date
Research Projects
Organizational Units
Job Title
Last Name
ÖZGEN
First Name
ZERRİN
Name
18 results
Search Results
Now showing 1 - 10 of 18
Publication Metadata only Quali̇ty of li̇fe evaluation wi̇th turki̇sh version of eortc c30 and br 23 questionnaires in breast cancer patients following radiotherapy(2014-09-30) ÖZGEN, ZERRİN; ATASOY, BESTE MELEK; KUŞCU, MEHMET KEMAL; Özgen Z., Atasoy B. M., Karaüç G., Kuşcu M. K.Publication Metadata only Primer radyoterapi uygulanan ewing sarkomalı hastalarda tedavi sonuçları(2021-11-27) ÖZGEN, ZERRİN; Özgen Z., Özden G., Karaçam K. A.PS-141 PRİMER RADYOTERAPİ UYGULANAN EWİNG SARKOMALI HASTALARDA TEDAVİ SONUÇLARI Zerrin Özgen1 , Gülşah Özden1 , Kadriye Ayşenur Karaçam 2 1 Marmara Üniversitesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı 2 M.ü. Pendik Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Kliniği Amaç: Primer radyoterapi uygulanan Ewing Sarkomu (ES) hastalarında lokal kontrol ve genel sağkalım sonuçlarını incelemek. Materyal ve Metod: Hastanemizde Ewing sarkoma tanılı tamamı pelvik yerleşimli ve neoadjuvan kemoterapi (VAC-IE) sonrası morbidite nedeniyle inoperatif olarak değerlendirilip primer radyoterapi uyguladığımız 13 hastanın verileri retrospektif değerlendirildi. Bulgular: İzlem süresi ortalama 3 yıl (0-6) olan 13 hastanın Kadın/Erkek oranı 7/6; tanı anındaki medyan yaş 17 (6-44) idi. Hasta-ların tamamında tümör hacmi 400 ml’den fazlaydı. Altı (6) hastada (%49) uzak metastaz ve bu hastalardan bir tanesinde aynı zamanda lokal nüks (%7,6) gelişti. Lokal nüks gelişen hastada tümör çapı 18 cm idi ve çevre organlara infiltrasyonu vardı. Radyoterapi dozu 56 Gy(54-60 Gy) ve tedavi planlamada vMAT yöntemi uygulandı. Ortalama progresyonsuz sağkalım ve genel sağkalım oranları sırasıyla 3,14 yıl (%95 CI 1,72-4,5) ve 4,16 yıl (%95CI 2,92-5,40) idi.5 yıllık PFS %39, OS %49 idi. Sonuç: Primer radyoterapi ile Ewing sarkomlarında iyi bir lokal kontrol edilebilmesine rağmen genel sağkalıma ve progresyonsuz sağkalıma bu sonuçlar yansımamaktadır. Radyoterapiye gelen hastaların tümör yüklerinin fazla olması, kemoterapi yanıtının zayıf olması, radyoterapiye yönlendirilen hastalardaki bias nedenler olarak sıralanabilir. Ewing sarkomunda etkili sonuçlar için multidisipliner bir yaklaşımla ve yoğun olarak tedavi edilmelidir. Bizim sermizde de lokal kontrol oranları yüksek ve sağkalım oranları da literatür ile benzerdir. Anahtar kelimeler: Ewing Sarkoma, radyoterapiPublication Metadata only Hodgkin lenfomali olgularımızın değerlendi̇ri̇lmesi̇(2015-04-21) TOKUÇ, AYŞE GÜLNUR; ÖZGEN, ZERRİN; Tokuç A. G., Şenay R. E., Yılmaz B., Özgen Z.Publication Metadata only Meme kanserinde neoadjuvan tedavi yanıt oranları ve hipofraksiyone radyoterapi akut toksisitesi (TROD 06-015)(2023-12-07) ÖZGEN, ZERRİN; Tepetam H., Karabulut Gül Ş., Altınok A., Özgen Z., Kandemir Gürsel Ö., Yüksel İ., Özsaran Z.Amaç: Pandemi şartlarında hastaneye ziyaretler, hastalarda ve yakınlarında endişe ve anksiyetede artışa neden olmaktadır. Hastaneye gelişleri en az sayıya indirmek ve onkoloji merkezlerindeki hasta yükünü azaltmak için hipofraksiyone radyoterapi (HFRT) seçeneklerine yönelim olmuştur. Neoadjuvan sistemik tedavi (NST) uygulanmış meme kanserli hastalarda hipofraksiyone radyoterapi uygulaması ile ilgili veri, literatürde sınırlı sayıda yer almaktadır. Birkaç çalışmada istatistiki sonuçları verilmeyen küçük bir grup olarak göze çarpmaktadır. Çalışmamızda pandemi şartlarında NST uygulanan meme kanserli hastalarımızda yanıt oranlarını ve adjuvant HFRT tedavisinin akut toksisitelerini değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmamız çok merkezli olarak verilerin toplandığı TROD 06-015 çalışmasıdır. Çalışmaya katılan merkezlerin verileri ortak veri havuzunda toplandı ve değerlendirme yapıldı. Toplam 160 hasta çalışmaya dahil edildi. Kemoterapi öncesi hastalarda tümör boyutu ortalama 29,3 mm (10- 110), lenf nodu radyolojik olarak 137 hastada (%85,6) pozitif olarak görüldü. Biyopsi ile değerlendirilen 83 hastanın (%51,9) 76'sında (%91,5) aksillada patolojik pozitif lenf nodu saptandı. Operasyon, 75 hastada (%46,9) mastektomi, 68 hastada (%42,6) aksiller lenf nodu diseksiyonu (ALND) şeklindeydi. Çıkartılan lenf nod sayısı ALND yapılanlarda medyan 9,5 (5-16), sentinel lenf nodu diseke edilenlerde medyan 3 (1-8) olarak bulundu. Bölgesel lenf nodu radyoterapisi uygulanan 137 hastanın (%85,6), 69 tanesi (%43,1) göğüs duvarına, 68 hasta (%42,5) memeye yönelik radyoterapi aldı. Sadece 23 (%14,4) hastaya lenfatik radyoterapi uygulanmadı. Boost tedavisi de alan 86 (%53.8) hastada total radyoterapi dozu ortalama 51,2 Gy (48-58,6), göğüs duvarına yönelik RT alan olgularda total doz ortalama 41,74 (40-42,6) Gy’di. Hastaların HFRT tedavisi bitimi ve en az 3 ay sonrası akut yan etkileri değerlendirildi ve kayıt altına alındı. Verilerin analizi SPSS 25 paket programı kullanılarak yapıldı. Bulgular: Medyan yaş 52 (aralık:28-91) olup, 93 olgu postmenapozal ve 93 olguda (%58,1) tümör sol taraf yerleşimliydi. Histopatolojik değerlendirmede 152 olgu (%95) invaziv duktal, 8 olgu (%5) invaziv lobüler karsinomdu. Reseptör durumuna göre, 56 olgu (%35) HER2+ hastalık, 30 olgu (%18,9) üçlü negatif olarak tespit edildi. NST sonrası ypT0 (pCRT) 60 olgu (%37,5), ypN0 (pCRN) 89 olgu (%55,6) ve tam yanıt (pCR) 54 olgu (%33,8) olarak saptandı. HER2+ ve üçlü negatif hastalarda tam yanıt oranları luminal hastalığa göre daha yüksek olup sırasıyla %63,2 ve %53,3 olarak bulundu. Gruplar arasında pCR oranları açısından fark istatistik olarak anlamlı idi (p=0,000055). Bu anlamlılık ypT0 ve ypN0 olanlarda da devam etmekteydi (sırasıyla p=0,001 ve p=0,000002). Radyoterapi sonrası MKC yapılan hastalarda cilt için; grade1, 2 ve 3 toksisite sırasıyla %37,6, %18,8 ve %5,9 oranında saptanırken, MRM yapılanlarda %33,3, %8,6 ve %1,4 idi. Desquamasyon sadece 9 hastada (%5,7) görüldü. Disfaji; bölgesel lenfatik radyoterapi uygulanan hastaların %34,3’ ünde grade1, %8,9’unda grade 2 düzeyinde idi. Sonuç: NST uygulanan meme kanserli hastalarda tedavi yanıtı özellikle HER (+) ve üçlü negatif olgularda yüksek bulunmuş olup, hipofraksiyone radyoterapinin akut toksisiteleri literatürdeki adjuvan radyoterapi sonuçlarıyla benzer ve tolere edilebilir olarak saptanmıştır.Publication Metadata only Farkli radyoterapi̇ tekni̇kleri̇n üst batın yerleşmli̇ tümörleri̇n tedavi̇si̇nde dozi̇metri̇k açıdan karşılaştırılması(2014-04-23) ÖZGEN, ZERRİN; ADLI, MUSTAFA; ATASOY, BESTE MELEK; Dağlı A., Özgen Z., Güneyli O., Adlı M., Karaüç G., Atasoy B. M.Publication Metadata only Neoadjuvan KT sonrası operasyonda slnb yapılan hastalarda radyoterapinin etkisi: çok merkezli TROD 06-010 çalışması(2021-11-21) ÖZGEN, ZERRİN; Ay Eren A., Tepetam H., Özgen Z., Alço G., Altınok A., Güzelöz Z.SS-05 NEOADJUVAN KT SONRASI OPERASYONDA SLNB YAPILAN HASTALARDA RADYOTERAPİNİN ETKİSİ: ÇOK MERKEZLİ TROD 06-010 ÇALIŞMASI Ayfer Ay Eren1 , Hüseyin Tepetam1 , Zerrin Özgen2 , Gül Alço3 , Ayşe Altınok4 , Zeliha Güzelöz5 , Mehmet Fuat Eren2 , Pelin Altınok6 , Senem Alanyalı7 , Şule Karabulut Gül1 , Eda Erdiş8 , Bilge Gürsel9 , Nuran Beşe4 1 Kartal Dr. Lütfü Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Kliniği 2 Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Kliniği 3 Demiroğlu Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyasyon Onkolojisi Bölümü 4 Acıbadem Senoloji Enstitüsü, Radyasyon Onkolojisi Bölümü 5 Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Kliniği 6 Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Kliniği 7 Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyasyon Onkolojisi Ana Bilim Dalı 8 Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyasyon Onkolojisi Ana Bilim Dalı 9 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyasyon Onkolojisi Ana Bilim Dalı Amaç: Meme kanserinde neoadjuvan kemoterapi (NAK) sonrası sentinel nodu negatif olgularda aksiller diseksiyondan (AD) vazgeçilmesi tartışmalıdır. NAK sonrası sadece sentinel lenf nodu biyopsisi (SLNB) uygulanan AD yapılmamış radyoterapi (RT) alan hastalarda aksiller nüksü etkileyen faktörler incelendi. Gereç ve Yöntem: Dokuz merkezde 2011-2019 yılları arasında tedavi edilen 231 hasta retrospektif olarak incelendi. Olguların %60’ına meme koruyucu cerrahi (MKC), %40’ına mastektomi uygulandı. Hasta karakteristikleri ve tedavi detayları Tablo 1’de özetlendi. Bulgular: Medyan yaş 52 (31-77) idi. Medyan takip süresi 39 ay (3-113) dı. NAK öncesi klinik T, N evrelerinin ve PET-BT’deki hem tümör, hem de aksilla için SUV değerlerinin, NAK sonrası düşüşü istatistiksel olarak anlamlıydı (p<0,001, p<0,001, p<0,001). NAK sonrası operasyonda 96 hastada (%42) tam cevap, 120 hastada kısmı cevap (%60) görülürken, 13 hasta cevapsız (%5,6), 2 hasta (%1) ise progrese idi. NAK cevap oranları ile subtipler, operasyon tipi, SLNB tutulu nod sayısı, RT alan seçimleri, NAK öncesi klinik T ve N evreleri arası ilişki istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p>0.05). 5 yıllık hastalıksız sağ kalım (HSK) ve progresyonsuz sağ kalım oranları sırasıyla %93.5, ve %94 idi. Çoklu değişken analizinde NAK cevap oranları, NAK öncesi T evresi, ve RT alan seçimi ile HSK sürelerinin etkilenmediği (p>0.05) görüldü. Buna karşılık, NAK öncesi N evresinin HSK’da etkili olduğu ve N1 evresinde ortalama HSK süresinin N3 evresinde olanlara göre anlamlı olarak daha yüksek olduğu görüldü (p=0.016*).Takiplerde 1 hasta triple negatif, 5 hasta Her-2 (+), NAK sonrası 2 hasta tam cevaplı, 4 hasta kısmi cevaplı iken, hepsi MKC’li ve meme + supra RT uygulanmış 6 hastada lokal nüks geliştiği görüldü. Nüks, 3 hastada aksillada, 3 hasta da ise memede görüldü. Sonuç: Çalışmamızda hasta sayımız az, medyan takip süresi kısa olsa da NAK sonrası SLNB yapılan hastalarda RT, aksillada yeterli lokal kontrolü sağlamaktadır. Fakat RT alan seçimi ile lokal nüks arası ilişki gösterilememiştir. Bu konuda devam eden Faz 3 çalışmaların sonuçları yol gösterici olacaktır. Anahtar kelimeler: NeoadjuvanPublication Metadata only Kanser tanisi alan hastalarda poli̇kli̇ni̇k şartlarinda üç farkli test İle nütri̇syonel durum değerlendi̇rmesi̇(2012-04-19) ATASOY, BESTE MELEK; ÖZGEN, ZERRİN; DANE, FAYSAL; YUMUK, PERRAN FULDEN; Atasoy B. M., Aygör H. A., Günaydın D., Özlen T., İbrahimov R., Özgen Z., Dane F., Yumuk P. F.Publication Metadata only Treatment outcomes of breast cancer patients older than 65 years old received local radiotherapy(2014-09-30) ATASOY, BESTE MELEK; ÖZGEN, ZERRİN; YUMUK, PERRAN FULDEN; UĞURLU, MUSTAFA ÜMİT; KAYA, HANDAN; GÜLLÜOĞLU, MAHMUT BAHADIR; Atasoy B. M., Kefeli A., Özgen Z., Rzayev R., Yumuk P. F., Uğurlu M. Ü., Kaya H., Arıbal M. E., Güllüoğlu M. B.Publication Metadata only Kemik tümörlerin tedavisinde rezeksiyon ve ekstrakorporeal radyoterapi sonrası reimplantasyon sonuçları(2023-12-07) ÖZGEN, ZERRİN; EROL, BÜLENT; Kornienko A., Özgen Z., Erol B.PS-143 - Kemik-Yumuşak Doku Tümörleri Kemik Tümörlerin Tedavisinde Rezeksiyon Ve Ekstrakorporeal Radyoterapi Sonrası Reimplantasyon Sonuçları Aleksei Kornienko, 1 Zerrin Özgen,1 Bülent Erol2 1 Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye 2 Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye Amaç: Ekstrakorporeal ışınlama; kemik tümörlerinde rezeksiyon sonrası kemiğin ekstrakorporeal olarak yüksek doz radyoterapi ile sterilize edilerek biyolojik rekonstrüksiyon amaçlı kullanımı olarak tanımlamaktadır. Bu çalışmada kliniğimizde ekstrakorporeal ışınlama ile tedavi edilen hastalarımızın onkolojik sonuçlarını paylaşmayı ve kullandığımız yöntem hakkında bilgi vermeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: 2015-2022 yıllar arasında kliniğimize başvuran ve malign kemik tümörü tanısı almış, indüksiyon kemoterapisi sonrası lokal tedavi yöntemi olarak ekstremite koruyucu cerrahi için uygun görülmüş 38 hasta değerlendirilmiştir. Cerrahi sırasında tümörlü dokular geniş sınırlarla rezeke edilmiş ve sonrasında ekstraosseöz ve intramedüller kemik dokusu çıkarılmıştır. Tendon ve bağ insersioları rekonstrüksiyon amacıyla kullanılmak üzere kemik doku üzerinde bırakılmıştır. Sonrasında çıkarılan kemik steril bir şekilde sarılıp paketlenmiş ve Radyasyon Onkolojisi Kliniğine gönderilmiştir. Homojenite sağlanması için fiberglastan hazırlanmış kutu pirinç ile doldurulmuştur. İrradyasyon işlemi iki farklı Lineer Akseleratörde tek fraksiyonda 6MV foton enerjisi ile sterizasyon dozunda 50 Gy uygulanmıştır. Tedavi planında kemikte tüm alanların en az 50 Gy alması sağlanmıştır ve primer tümör yerinde doz artışına izin verilmiştir. Sonrasında ışınlanan kemik ameliyathaneye ulaştırılarak cerrahi ekip tarafından anatomik olarak reimplante edilmiştir. Cerrahi sonrası takibe alınan hastaların nüks ve progresyon zamanları, akut ve uzun dönem yan etki profilleri ve sağkalım süreleri kaydedilmiştir. Bulgular: Hasta özellikleri ve Tedavi sonuçlarımız aşağıdaki tabloda özetlenmiştir (Tablo 1). Takipte hastaların 5’inde (%13) yara yeri problemi ilk 6 ay içinde gelişti. Debridman bu hastalardan üçüne uygulandı; diğer hastalarda ek cerrahi girişime gerek duyulmadı. İmplant failure (başarısızlık) 6 hastada (%15), 1hastada flep yetmezliği, 1 hastada subluksasyon, 1 hastada kalça dislokasyonu, 1 hastada distal humerus kırığı, 1 hastada septik artrit gelişti. Lokal nüks ise toplam 3 hastada meydana geldi (10. ay, 15. ve 18. ayda; iki tanesi implant alanı içinde olup 1 tanesi ise operasyon alanın hemen yanında meydana gelmiştir). Tüm hastaların ortalama takip süresi 36 ay, genel sağkalım ise 75,6 ay, 5 yıllık genel sağ kalım %70 idi. Sonuç: Kemik tümörlerinin tedavisinde radyoterapi önemli bir rol oynamaktadır. Kemiğin ekstrokorperal ışınlanması iyi bir sterizasyon yanı sıra biyolojik materyal olması açısından avantaj sağlamaktadır. Ayrıca ekonomik, kolay ve hızlı uygulanması da kullanımını son yıllarda arttırmıştır. Kliniğimizde ki sonuçlar da onkolojik olarak diğer uygulamalardan farklı olmadığını göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Ekstrakorporeal ışınlama, kemik tümörleri TPublication Metadata only Genç yaş meme kanseri tanılı hastalarda hipofraksiyone radyoterapi sonuçları trod meme kanseriçalışma grubu (06-011)(2023-12-07) ÖZGEN, ZERRİN; Kaydıhan N., Tepetam H., Eröz S., Bölükbaşı Y., Bahadır M., Gürsel Ş. B., Bakkal B. H., Erpolat Ö. P., Yıldız F., Özgen Z.