Person:
AKDENİZ DOĞAN, ZEYNEP DENİZ

Loading...
Profile Picture

Email Address

Birth Date

Research Projects

Organizational Units

Organizational Unit

Job Title

Last Name

AKDENİZ DOĞAN

First Name

ZEYNEP DENİZ

Name

Search Results

Now showing 1 - 10 of 44
  • Publication
    Repair of critical size defects using bioactive glass seeded with adipose-derived mesenchymal stem cells
    (2016-05-25) AKDENİZ DOĞAN, ZEYNEP DENİZ; SAÇAK, BÜLENT; YILMAZ, BETÜL; ERCAN, FERİHA; AKDENİZ DOĞAN Z. D., SAÇAK B., YILMAZ B., ERCAN F., ÇELEBİLER Ö. B.
  • Publication
    Repair of critical size defects using bioactive glass seeded with adipose-derived mesenchymal stem cells
    (WILEY, 2017) YILMAZ, BETÜL; Sacak, Bulent; Certel, Furkan; Akdeniz, Zeynep D.; Karademir, Betul; Ercan, Feriha; Ozkan, Naziye; Akpinar, Ihsan Nuri; Celebiler, Ozhan
    Bioactive glass has been demonstrated as a biocompatible bone substitute. However bone healing process can be prolonged due to late resorption of the material. Adipose derived stem cells (ASC) have osteogenic differentiation potential and hence can be a cell source for bone regeneration. The aim of this study was to test whether combination of bioactive glass with ASCs would enhance bone regeneration. Following creation of critical sized defects on the calvaria of 32 Wistar rats, the animals were randomly divided into four groups: Group C (control): Defects were left untreated; Group G: Defects were covered with autologous bone graft; Group BG: Defects were filled with bioactive glass; Group BG/ASC: Defects were filled with bioactive glass seeded with ASCs. The defect size was significantly greater in Group compared to all other groups. Bone density was significantly lower in Group C compared to Group G and Group BG/ASC. Bone regeneration score of Group C was significantly lower than other groups. Group BG/ASC demonstrated lamellar bone and havers canal formation. The results of this study demonstrated that bioactive glass implanted with ASC is a biocompatible construct stimulating radiologically and histologically evident bone regeneration similar to autologous bone grafting. (C) 2016 Wiley Periodicals, Inc.
  • Publication
    Use of abdominal negative pressure wound therapy in different indications: a case series
    (MA HEALTHCARE LTD, 2019) EROL, BÜLENT; Kocaaslan, Fatma Nihal Durmus; Ozkan, Melekber Cavus; Akdeniz, Zeynep; Sacak, Bulent; Erol, Bulent; Yuksel, Mustafa; Celebiler, Ozhan
    Negative pressure wound therapy (NPWT) is a widely used wound management system. Several articles have been published on the advantages and complications of this system. Abdominal dressing negative pressure system (abdominal NPWT) is a newer technology, developed and used in open abdomen cases. The adherence of the sponge to the intra-abdominal organs is prevented by a polyurethane foam. This study presents a number of case series where an abdominal NPWT (ABThera, KCl, US) has been used to treat other vital organs, helping to prevent complications such as organ rupture and fatal bleeding.
  • Publication
    Assessment of tissue perfusion and effect of liposuction on abdominally based perforator flaps
    (2014-04-03) SAÇAK, BÜLENT; AKDENİZ DOĞAN, ZEYNEP DENİZ; SAÇAK B., AKDENİZ DOĞAN Z. D., Yalçın D., PİLANCI Ö., NUMANOĞLU A.
  • Publication
    İnce flep gereksinimi için ALT ve SCIP fleplerinde suprafasyal plan kullanımı
    (2018-10-21) ÇAVUŞ ÖZKAN, MELEKBER; SAÇAK, BÜLENT; AKDENİZ DOĞAN, ZEYNEP DENİZ; ÇAVUŞ ÖZKAN M., OLUKLU M. T., SAÇAK B., AKDENİZ DOĞAN Z. D., ÇELEBİLER Ö. B.
    Giriş: Rekonstrüktif mikrocerrahide perforatör flepler standart olarak kabul edilmeye başlanmıştır. Günümüzde perforatör flepler için amaç sağ kalım değil, en az ameliyatla daha iyi fonksiyonel ve estetik sonuçlar elde etmektir. Özellikli vücut bölgelerinin rekonstrüksiyonu gerektiğinde fleplerin suprafasyal diseksiyon tekniği ile ince olarak kaldırılmasının pek çok avantajı vardır. Bu çalışma ile kliniğimizde suprafasyal teknikle kullandığımız anterolateral uyluk (ALT) ve süperfisyel sirkumfleks iliak arter perforatorü (SCIP) fleplerinin sonuçları paylaşılmaktadır. Hastalar ve Metod: Çalışmaya Nisan 2016 ile Temmuz 2018 tarihleri arasında kliniğimizde suprafasyal teknik kullanılarak ameliyat edilen ardışık 31 hasta dahil edildi. Bu hastaların 23’ü erkek 8’i kadın ve ortalama yaşları 39,2 (5 - 76) idi. 20 hastaya SCIP flebi,11 hastaya Suprafasyal ALT flebi ile rekonstrüksiyon yapıldı. Bu hastaların defekt yerleşimleri değerlendirildiğinde; defektler hastaların 20’sinde alt ekstremitede, 9’unda üst ektremitede, 2’sinde ise başboyun bölgesindeydi. Hastaların hepsinde perforatörler el doppleri yardımı ile işaretlenerek flepler suprafasyal plandan eleve edildi. SCIP fleplerinin tamamında donör alan primer olarak, 11 ALT flebinin 7’si primer, 4’ü ise ince kalınlıklı deri grefti kullanılarak kapatıldı. Bu çalışmada ameliyat ve hasta kayıtları üzerinden flep sağ kalımı, operasyon süresi, pedikül uzunluğu, flep boyutları, flep kalınlığı, alıcı ve donör alan ile ilişkili komplikasyonlar, alıcı alan enfeksiyonları ve taburculuk süreleri değerlendirildi. Sonuçlar: Çalışmamıza dahil edilen serbest SCIP flebi ile rekonstrüksiyon yapılan 20 hastanın 5’inde, serbest suprafasyal ALT flebi ile rekonstrüksiyon yapılan 11 hastanın 2’sinde total flep kaybı görüldü. SCIP flebi sağ kalımı %75 iken, suprafasyal ALT flebi sağ kalımı %81,8 oranında hesaplandı. Sadece 1 adep serbest SCIP flebi ile onarım yapılan hastada parsiyel flep kaybı görüldü. Total flep kaybı görülen hastaların tümünde donör sahada enfeksiyon tespit edildi. Hastaların operasyon süreleri ortalama 280 dakika olarak saptandı. Flep boyutları ortalama 11,8 cm(5-24),* 6,5 cm(3-11) olarak hesaplandı. SCIP fleplerinin ortalama pedikül uzunluğu 3,6 cm(2-5), ALT fleplerinin ortalama pedikül uzunluğu 8,5 cm(4,5-14) idi. Suprafasyal ALT flep kalınlıkları ortalama 7,6 mm(6-12) idi. SCIP flep kalınlıkları ortalama 6,5 mm(4-10) idi. Hiçbir hastada donör alan komplikasyonu görülmedi. 7 hastada erken dönemde alıcı alanda enfeksiyon görüldü ve bu hastalarda total flep kaybı görüldü. 6 hastada ise medikal tedaviye yanıt veren alıcı alan enfeksiyon görüldü. Diğer hastalarda defekt alanı ile ilgili herhangi bir komplikasyon ile karşılaşılmadı. Flep kaybı yaşanan hastalarda yatış süresi ortalama 14,2 gün(2- 31) olarak saptanırken, flep kaybı yaşanmayan hastalarda ortalama yatış süresi 5,4 gün(2-7) olarak bulunmuştur. Tartışma: Bu olgu serisinde ince flep gereksinimi olan üst ekstremite, alt ekstremite ve baş-boyun bölgesinde SCİP ve suprafasyal ALT fleplerinin kliniğimizdeki kullanımının sonuçları ortaya konmaktadır. Her iki flebin ince örtüm gereken yerlerde kullanımının uygun olması avantaj olarak değerlendirilebilir. SCİP flep pedikülünün kısa olması ve süpermikrocerrahi gereksinimi temel zorlukları olarak değerlendirilirken Suprafasyal ALT flebinin uzun olması ve göreceli büyük damar çapı avantaj olarak görülebilir. SCIP flebi için donör alan skarı ideale yakınken, ALT flebinin dönör alan skarlarının kabul edilebilir olduğu kanaatindeyiz. Her iki flep pedikül diseksiyonunun öğrenme eğrisi olup deneyim gerektirmektedir. Sonuç olarak her iki flep ince doku örtümü gereken yerler için uygun ve güvenli birer seçenek olarak değerlendirilebilir. Küçük ve orta büyüklükte defektler için SCIP flebi, defekt boyutunun orta-büyük olduğu ve uzun pediküle ihtiyacın öne çıktığı durumlarda ALT flebi tercih edilebilir.
  • Publication
    Elde skuamöz hücreli karsinom ile birlikte aksiller lenf nodlarında foliküler lenfoma
    (2010-09-19) AKDENİZ DOĞAN, ZEYNEP DENİZ; DURMUŞ KOCAASLAN, FATMA NİHAL; BAYRAMİÇLİ, MEHMET NURİ ÜMİT; AKDENİZ DOĞAN Z. D., DURMUŞ KOCAASLAN F. N., ERSOY B., DEMİRKESEN C., BAYRAMİÇLİ M. N. Ü.
  • Publication
    Meme kanserinde neoadjuvan kemoterapi sonrası es-zamani: Rekonstrüksiyon güvenli midir? 5 yıllık tek merkez onkolojik sonuçlar
    (2022-09-18) UĞURLU, MUSTAFA ÜMİT; AKMERCAN, AHMET; SAÇAK, BÜLENT; AKDENİZ DOĞAN, ZEYNEP DENİZ; KAYA, HANDAN; BUĞDAYCI, ONUR; GÜLLÜOĞLU, MAHMUT BAHADIR; UĞURLU M. Ü., AKMERCAN A., SAÇAK B., AKDENİZ DOĞAN Z. D., HAYTAOĞLU A. A., KAYA H., BUĞDAYCI O., AKIN TELLİ T., ÖZGEN Z., GÜLLÜOĞLU M. B.
  • Publication
    Cryosurgery combined with free fibular flap in the treatment of local agressive tumors: Preliminary results
    (2017-06-17) SAÇAK, BÜLENT; AKDENİZ DOĞAN, ZEYNEP DENİZ; KAYA, ZAFER; ŞENDUR, SAMET; DURMUŞ KOCAASLAN, FATMA NİHAL; ÇELEBİLER, ÖZHAN BEKİR; SAÇAK B., AKDENİZ DOĞAN Z. D., KAYA Z., ŞENDUR S., DURMUŞ KOCAASLAN F. N., ÇELEBİLER Ö. B.
  • Publication
    Long-term BTX-A effects on bi-articular muscle: Higher passive force, limited length range of active force production and unchanged intermuscular interactions
    (ELSEVIER SCI LTD, 2021) AKDENİZ DOĞAN, ZEYNEP DENİZ; Yilmaz, Evrim O.; Kaya, Cemre S.; Akdeniz-Dogan, Zeynep D.; Yucesoy, Can A.
    Botulinum toxin type-A (BTX-A) is commonly used for spasticity management aiming at reducing joint stiffness and increasing joint range of motion in CP patients. However, previous animal studies showed acutely increased passive forces and a narrower length range of active force exertion (lrange) for muscles exposed. BTX-A can spread affecting mechanics of several muscles in a compartment, but it was shown acutely to diminish epimuscular myofascial force transmission (EMFT). Yet, our understanding of these effects in the long-term is limited and they need to be tested in a bi-articular muscle. The goal was to test the following hypotheses in a long-term rat model: exposure to BTX-A (i) has no effects on lrange and passive forces of bi-articular extensor digitorum longus (EDL) muscle and (ii) diminishes EMFT. Male Wistar rats were divided into two groups: BTX-A and control (0.1 units of BTX-A or only saline was injected into the tibialis anterior). Isometric proximal and distal EDL forces were measured simultaneously, one-month post-injection. Proximally and distally lengthening the muscle showed that BTX-A causes a significantly narrower lrange (by 14.7% distally and 32.2% proximally) and significantly increased passive muscle forces (over 2-fold both distally and proximally). Altering muscle position at constant length showed that BTX-A does not change EMFT. The findings reject both hypotheses showing that long-term exposure to BTX-A compromises bi-articular muscle's contribution to motion for both joints and the muscle's mechanical interaction with the surroundings remains unaffected. These effects which may compromise long-term spasticity management should be studied in CP patients.
  • Publication
    Medial sural arter perforatör (MSAP) ve anterolateral thigh (ALT) fasyokutan flep kalınlıklarının karşılaştırılması: Klinik bir çalışma
    (2016-10-27) AKDENİZ DOĞAN, ZEYNEP DENİZ; ÇAVUŞ ÖZKAN, MELEKBER; SAÇAK, BÜLENT; AKDENİZ DOĞAN Z. D., Tuncer B., ŞENDUR S., ÇAVUŞ ÖZKAN M., SAÇAK B., ÇELEBİLER Ö. B.
    Baş boyun bölgesi kanserlerinin rezeksiyonu sonrası mikrocerrahi ile serbest doku aktarımı, fonksiyonel ve estetik sonuçların üstünlüğü açısından oldukça sık yapılmaktadır. Baş ve boyun bölgesinin rekonstrüksiyonunda tercih edilebilecek bir çok flep seçeneği vardır. Flep tercihi, defektin büyüklüğüne,derinliğine, doku içeriğine, cerrahın tercihine ve donör alan morbiditesine göre yapılır(1). Baş-boyun bölgesi rekonstrüksiyonunda, özellikle de ağız içinde, fasyokutan flepler olan ALT, radial ön kol ve son yıllarda artan sayısıyla MSAP flebi en sık kullanılan flepler arasındadır.