Person:
GÜLHAN, REZZAN

Loading...
Profile Picture

Email Address

Birth Date

Research Projects

Organizational Units

Organizational Unit

Job Title

Last Name

GÜLHAN

First Name

REZZAN

Name

Search Results

Now showing 1 - 10 of 23
  • Publication
    6-Hidroksidopamin Uygulanan Wistar Ve Genetik Absans Epilepsili SıçanlarınRotasyonlarının Karşılaştırılması
    (2020-11-06) GÜLHAN, REZZAN; GÜLÇEBİ İDRİZ OĞLU, MEDİNE; TOPLU A., YAVUZ M., ÇULPAN Y., TURGAN AŞIK Z. N., GÜLHAN R., GÜLÇEBİ İDRİZ OĞLU M., ONAT F.
    GİRİŞ VE AMAÇ: 6-Hidroksidopamin (6-OHDA); nigro-striatal dopaminerjik nöronlar için toksik bir ajandır ve Parkinson hastalığının modellenmesinde kullanılır (1). Çalışmamızda, Strasbourg orijinli genetik absans epilepsili sıçanlarda (GAERS) ve Wistar sıçanlarda 6-OHDA toksisitesinin dopaminerjik hasar oluşturmasının göstergelerinden biri olan ve subkutan apomorfinle indüklenen rotasyon davranışını, 2 grup arasında kıyaslamak hedeflendi. YÖNTEM:Bu çalışmada, 30 günlük Wistar ve GAERS hayvanlar kendi içlerinde iki gruba ayrıldı. 6-OHDA (8 µg doz ve 4 µL/4dk hızında); GAERS-MFB (n=8) grubuna medial ön beyin demetine (MFB) (AP:-1,4; ML:1,6; V:7,1 mm) tek enjeksiyon, GAERS-Striatum (n=5) grubuna striatuma iki enjeksiyon (AP:-0,5/+0,5; ML:3,0; V:5,0 mm), Wistar-MFB (n=4) grubuna (AP:-1,4; ML:1,6; V:7,1 mm) tek enjeksiyon, Wistar-Striatum (n=2) grubuna da striatuma iki enjeksiyon (AP:-0,5/+0,5; ML:3,0; V:5,0 mm) olacak şekilde stereotaksik cerrahi yöntemle uygulandı.6-OHDA uygulamasından 21 gün sonra tüm hayvanlara apomorfin enjeksiyonu (0,05 mg/kg, subkutan) uygulandı. Apomorfin uygulanmasından sonra 30 dakika boyunca hayvanların 3600 sağa ve sola rotasyonları kaydedildi. Veriler ortalama±standart hata olarak ifade edildi. Tek yönlü ANOVA ve Tukey’in post-hoc testi kullanıldı (p<0,05 anlamlı olarak kabul edildi). BULGULAR:GAERS-MFB rotasyon sayısı dakikada ortalama 6,56±0,05 iken, GAERS-Striatum dakikada ortalama 6,19±1,72 oldu. Wistar-MFB rotasyon sayısı dakikada ortalama 4,74±2,33 iken, Wistar-Striatum rotasyon sayısı dakikada ortalama 3,27±1,40 olarak bulundu. Gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı. TARTIŞMA VE SONUÇ:Bulgular; gruplar arasında bir fark olmadığını göstermekle beraber, çalışmamızda grup sayılarının sınırlı olması nedeniyle, sayı arttırılarak çalışmanın devamı hedeflenmektedir. Çalışma TÜBİTAK (218S653) tarafından desteklenmektedir.
  • Publication
    Effect of U-92032, T-Type Ca(2+)Channel Blocker, on Rats with Genetic Absence Epilepsy
    (KARGER, 2020) YANANLI, HASAN RACİ; Yananli, Hasan Raci; Demirkapu, Mahluga Jafarova; Sakalli, Halil Eren; Gulhan, Rezzan; Onat, Filiz Yilmaz
    Introduction:Absence epilepsy is associated with diffuse spike-and-wave discharges (SWD) on the electroencephalogram (EEG). Recent studies have demonstrated that the primary somatosensory cortex is also implicated in the generation of the SWDs.Objective:This study investigated the effects of systemic and local administrations of U-92032 into the brain of Genetic Absence Epilepsy Rats from Strasbourg (GAERS).Methods:GAERS animals underwent stereotaxic surgery for the placement of EEG recording electrodes and guide cannulas for U-92032 administration into the lateral ventricle (intracerebroventricular [i.c.v.]), upper lips area (S1Ulp) or barrel field area (S1B) of primary somatosensory cortex. Following 7 days of recovery, electrical activity was recorded continuously for 1 h before and 6 h after intraperitoneal (0.25; 1; 5 mg/kg i.p.) or local U-92032 or dimethyl sulfoxide (DMSO) injections.Results:No changes were detected in the cumulative duration, mean duration, and number of SWDs following i.p. U-92032 injections. Local i.c.v. injections of U-92032 caused a significant decrease in the cumulative duration (i.c.v., 50 and 100 nmol/L), mean duration (i.c.v., 50, 100, and 250 nmol/L), and the number (i.c.v., 250 nmol/L) of SWDs compared to DMSO groups. Intra-cortical (S1Ulp and S1B) U-92032 injections caused a significant decrease in all 3 parameters compared to DMSO groups, as well.Conclusion:Intra-cortical injection of U-92032 caused almost complete removal of SWDs in GAERS and i.c.v. administration resulted in a significant reduction. However, systemic i.p. administration did not cause a significant change with the applied -doses.
  • Publication
    Sıçanlarda parkinson hastalığına bağlı oluşan bellek disfonksiyonuna farklı egzersiz uygulamalarının etkileri
    (2022-05-12) KOYUNCUOĞLU, TÜRKAN; ÖZKAN YENAL, NAZİYE; KASIMAY ÇAKIR, ÖZGÜR; GÜLHAN, REZZAN; YÜKSEL, MERAL; Koyuncuoğlu T., Erol G., Çulpan Y., Gülhan R., Yüksel M., Özkan Yenal N., Kasımay Çakır Ö.
    Giriş: Parkinson hastalığı (PH) Alzheimer hastalığından sonra en yaygın görülennörodejeneratif hastalıktır.1 PH’da motor semptomların yanı sıra bellek disfonksiyonugörülmektedir. Yüksek anksiyete seviyeleri bellek fonksiyonlarını olumsuz etkilemektedir.2Amaç: İstemli tekerlek çevirme egzersizi, direnç egzersizi ve kombine egzersizuygulamalarının anksiyete düzeyleri ile bellek üzerindeki etkilerinin araştırılması ve alttayatan mekanizmaların ortaya konulması amaçlanmıştır.Yöntem: Çalışmada Wistar Albino erkek sıçanlarda (n=50) taklit cerrahi ve Parkinsongrupları oluşturulduktan sonra sedanter ve 3 farklı egzersiz protokolünün uygulandığı istemli(İE), rezistans (RE) ve kombine (KE: İE+RE) grupları oluşturuldu. Egzersizler 6 haftaboyunca (3 gün/hafta) uygulandı. PH modeli oluşturmak için sıçanlarda sağ mediyal önbeyine 6-OHDA (0.5 μl/dk) enjeksiyonu yapıldı. Taklit cerrahili gruplara 6-OHDA’nınçözücüsü verildi. Apomorfin uygulamaları sonrası rotasyon hareketi ile Parkinson modelideğerlendirildi. Obje tanıma testi ve delikli levha testleri sıçanlarda bellek fonksiyonlarını veanksiyete düzeylerini değerlendirmek için yaptırıldı. Beyin dokusunda antioksidan glutatyon(GSH) ve lipid peroksidasyonu belirteci malondialdehit (MDA) ve nötrofil infiltrasyonugöstergeci miyeloperoksidaz (MPO) aktivitesi, oksidan radikallerin belirteci luminol velusigenin ölçüldü. Verilerin analizinde tek yönlü ANOVA ardından Tukey-Kramer testi ilestudent’s t testi kullanıldı. Bulgular: Her 3 egzersiz ile Parkinsona bağlı gerileyen bellek fonksiyonu düzelmiştir(p<0.05-0.01). Sedantere kıyasla PH oluşturulmuş KE grubunda rotasyon hareketi azalırken,İE grubunda arttı (p<0.05-0.01). PH oluşturulmasıyla luminol ve lusigenin düzeyleri artarken,İE ile luminol azalmıştır (p<0.05-0.001). MPO aktivitesinin PH oluşturulmasıyla sedantergrubunda yükseldiği, ancak İE ve RE gruplarında baskılandığı gözlenmiştir (p<0.01-0.001).Her 3 egzersiz ile GSH düzeylerinin arttığı (p<0.05-0.01), KE ile MDA düzeylerinin düştüğübulundu (p<0.05). PH oluşturulmasıyla sedanter grupta azalmış bulunan bakılan delik sayısıve şahlanma sayısı (p<0.01-0.001), RE ve KE gruplarında artmıştır (p<0.05-0.01). Sedanterve İE gruplarında artan donma süresi, KE ile azalmıştır (p<0.05-0.001).Tartışma ve Sonuç: KE lipid peroksidasyonunu baskılamış, İE ve RE nötrofilinfiltrasyonunu azaltmıştır. RE ve KE anksiyeteyi hafifletmiştir. PH’da oluşan bellekdisfonksiyonunda farklı egzersiz uygulamalarının koruyucu etki gösterdikleri ortayakonmuştur.Anahtar Sözcükler: Egzersiz, Parkinson, Anksiyete, Bellek, Antioksidan
  • Publication
    Wistar ve genetik absans epilepsili (GAERS) sıçanlarda dendrit morfolojisinin incelenmesi
    (2021-11-21) YAZI, SEVDENUR; ŞEHİRLİ, ÜMİT SÜLEYMAN; GÜLHAN, REZZAN; KİRAZLI, ÖZLEM; Yazı S., Şehirli Ü. S., Gülhan R., Onat F., Kirazlı Ö.
  • PublicationOpen Access
    THE EFFECTS OF TOPIRAMATE APPLIED TO THE NUCLEUS ACCUMBENS_x000D_ REGION ON MORPHINE WITHDRAWAL SYNDROME
    (2020-08-28) YANANLI, HASAN RACİ; Songül ÖZKULA;Hasan Raci YANANLI;Rezzan GÜLHAN;Oya Helin DUNDAR;Selçuk EROL;Ramazan BAKAR;Heja GECİT;N. Eymen TURAN;M. Fırat BALIK;Mahluga JAFAROVA DEMİRKAPU
    Aim: Nucleus accumbens, one of the nuclei of the basal ganglia, and dopamine, the neurotransmitter play a critical role in opioiddependence and withdrawal. In opioid withdrawal, the importance of neurotransmitters such as glutamate and gamma aminobutyric acid(GABA), as well as dopamine, is known. In this study, we aimed to investigate the effects of local injections of topiramate, anantiepileptic agent affecting GABAergic and glutamatergic pathways, into the nucleus accumbens on withdrawal signs and locomotoractivity during naloxone-induced withdrawal in morphine-dependent rats.Materials and Methods: Twenty male Sprague-Dawley rats were divided in topiramate treatment and control groups. All animalsreceived morphine pellets and guide cannulas were placed bilaterally in the nucleus accumbens regions by stereotaxic surgery. On thelast day of the experiment, following the bilateral topiramate or saline (control group) microinjections, morphine withdrawal was triggeredby naloxone.Results: Topiramate microinjections into the nucleus accumbens region significantly suppressed the signs of naloxone-inducedmorphine withdrawal such as number of jumpings and weight loss. No significant difference was observed in wet dog shakes, one of thewithdrawal signs, after local topiramate treatment. Although topiramate microinjections increased stereotypical activity it did not changelocomotor activity behavior such as vertical and ambulatory activity, and total covered distance.Conclusion: These findings show that local microinjection of topiramate into the nucleus accumbens is effective in preventing opioiddeprivation symptoms without significant effect on locomotor activity.
  • Publication
    Evaluation of dendrite morphology in wistar and genetic absence epileptic (GAERS) rats
    (2022-07-09) ŞEHİRLİ, ÜMİT SÜLEYMAN; KİRAZLI, ÖZLEM; GÜLHAN, REZZAN; YAZI S., ŞEHİRLİ Ü. S., GÜLHAN R., ONAT F., KİRAZLI Ö.
    Aims The aim of the study is to examine the morphological features of dendrites and dendritic spines of pyramidal neurons in somatosensory cortex and hippocampus of Wistar and GAERS (Genetic Absence Epilepsy Rat from Strasbourg) rats. Methods GAERS (n=5) and Wistar (n=5) rats were sacrificed by transcardial perfusion method. Brain tissues were stained using the FD Rapid GolgiStain Kit. Coronal sections of 200 µm thickness were obtained with cryostat. Pyramidal neurons in deep layers of the somatosensory cortex and CA1 region of the hippocampus were examined using light microscope and Neurolucida 360 software. Branching and length of apical dendrite and basal dendrites, and types and densities of dendritic spines were analyzed. Results Statistically the total number of dendrite nodes (p=0.0053, p=0,0047), the total number of dendrite segments (dendritic arborization) (p=0.0036, p=0,0036), the total number of dendrite terminations (p=0.0033, p=0,0029), the total dendrite length (µm) (p=0.0002, p=0,0007) and the dendritic spine density (1/µm) (p=0.0168, p=0,0120) of the somatosensory cortex and the hippocampus were significantly higher in GAERS rats, respectively. When dendritic spine types were evaluated separately, stubby type dendritic spines in the hippocampus were found to be significantly higher in GAERS rats compared to Wistar rats (p=0.0204). Conclusions It was concluded that intense synaptic activation seen in postsynaptic cells in the somatosensory cortex and hippocampus in GAERS causes changes in the dendrite morphology of pyramidal neurons. This study was supported by Marmara University Scientifical Research Projects Commission (TYL-2021-10244).
  • Publication
    Lakozamid ile birlikte karbamazepin, fenobarbital veya valproik asit kullanımının hepatik metabolizma üzerindeki in vitro etkileri
    (2021-11-06) YILMAZ GÖLER, AYŞE MİNE; GÜLHAN, REZZAN; GÜLÇEBİ İDRİZ OĞLU, MEDİNE; YILMAZ GÖLER A. M., ALTINOLUK T., ÇULPAN Y., Selalmaz Y., ONAT F., GÜLHAN R., GÜLÇEBİ İDRİZ OĞLU M.
    Amaç: Karbamazepin ve fenobarbital hepatik sitokromP450 (CYP) metabolizma enzimlerini indükleyerek, valproik asit ise inhibe ederek ilaçilaç etkileşimlerine yol açabilmektedir. Yeni jenerasyon anti-nöbet ilaçlardan (ASD) biri olan lakozamid (LCM), CYP2C19, CYP2C9 ve CYP3A4 enzimleri ile metabolizma olmaktadır. Çalışmamızda lakozamid ile birlikte kullanılan ASD’lerin CYP enzimleri üzerindeki etkilerini in vitro yöntemlerle mRNA düzeyinde araştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: İnsan hepatoselüler karsinom hücrelerine (HepaRG veya HepG2) terapötik konsantrasyonlarda karbamazepin, fenobarbital veya valproik asit uygulanmasının ardından, kuyucuklara kanda minimum veya maksimum terapötik konsantrasyonlara (Cmin veya Cmaks) karşılık gelecek şekilde LCM eklendi. Hücre örneklerinde CYP2C19, CYP2C9 ve CYP3A4 genlerinin mRNA ekspresyon düzeyleri gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu ile ölçüldü ve değişiklikler kat değişimi (FC) değerleri olarak hesaplandı. FC değerleri 0,5’in altında kalan gen ekspresyonları inhibisyon, 2’nin üzerinde olanlar ise indüksiyon olarak değerlendirildi ve GraphPad Prism 8 ile analiz edildi. Bulgular: HepaRG hücrelerinde en yüksek mRNA ekspresyonu CYP2C19 ve CYP3A4 genlerinde karbamazepin ve LCMCmin'nin birlikte uygulandığı gruplarda (sırasıyla, FC:5,2; FC:1009,9) saptanırken, CYP2C9 gen ekspresyonu, fenobarbital ile LCMCmin uygulanan grupta anlamlı derecede yüksek bulundu (FC:795,16). HepaRG hücrelerinde valproik asit ile LCMCmaks uygulanan grupta en düşük CYP gen ekspresyonu CYP3A4 olarak tespit edildi (FC:2,3). HepG2 hücrelerinde ise CYP genlerinin ekspresyonları anlamlı değişiklik göstermedi. Sonuç: CYP enzim ekspresyonunun daha yüksek oranda gerçekleştiği HepaRG hücre hattı deneylerinden elde ettiğimiz sonuçlar özellikle karbamazepin ve fenobarbitalin CYP genlerinin ekspresyonlarını değiştirerek (sırasıyla CYP2C19-CYP3A4 ve CYP2C9) LCM ile etkileşmeye girebileceğine işaret etmektedir. Sonuçlarımızın doğrulanması için LCM konsantrasyonunun eş zamanlı olarak ölçülmesi ve deney sayılarının arttırılması planlanmaktadır. Çalışmamız Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) (119R041) tarafından desteklenmektedir.
  • Publication
    Pentilentetrazol ile oluşturulan deneysel epilepsi modelinde farklı egzersiz tiplerinin kognitif fonksiyona etkileri
    (2022-05-12) KOYUNCUOĞLU, TÜRKAN; ÖZKAN YENAL, NAZİYE; KASIMAY ÇAKIR, ÖZGÜR; GÜLHAN, REZZAN; Erol G., Koyuncuoğlu T., Çulpan Y., Gülhan R., Yüksel M., Özkan Yenal N., Kasımay Çakır Ö.
    Giriş: Epilepsi, nöbetlerle seyreden bozukluktur. Egzersizin beyin sağlığına olumlu etkileribilinmekteyken, farklı egzersiz tiplerinin nöroprotektif etkileri merak konusudur.Amaç: Çalışmada pentilentetrazol (PTZ) ile oluşturulan kindling epilepsi modelinde; farklıegzersiz türlerinin kognitif fonksiyon üzerine etkileri ve altta yatan mekanizmalarınaraştırılması amaçlanmıştır.Yöntem: Erkek Wistar-Albino sıçanlar (n=48) kontrol ve epilepsi olarak iki ana gruba veardından sedanter, istemli egzersiz (İE: günlük ritim ölçer tekerleği), rezistans egzersiz (RE:ağırlıklı merdiven çıkma) ve kombine egzersiz (KE: tekerlek+ağırlıklı merdiven çıkma)olmak üzere alt gruplara ayrıldı. Egzersiz gruplarına 6 hafta boyunca haftada 3 gün egzersizyaptırılırken, sedanter gruplar kafeslerinde tutuldular. PTZ’nin (30 mg/kg; intraperitoneal)kronik enjeksiyonu ile deneysel kindling epilepsi modeli oluşturuldu. Epileptik nöbetlerindeğerlendirilmesinde Racine’nin skorlaması kullanıldı. Kognisyonu değerlendirmek için objetanıma testi, anksiyete düzeylerini değerlendirmek için delikli levha ve artı labirent testlerikullanıldı. Beyin dokularında biyokimyasal ve histolojik değerlendirmeler yapıldı.Bulgular: Epileptik nöbetlerde İE’e kıyasla RE ile grade 3’e ulaşmak için gereken toplamenjeksiyon sayısı azalmıştır (p<0.05). Epilepsi ile artan lusigenin ve luminol düzeylerini (p<0.001), egzersiz uygulamaları baskılamıştır (p<0.05-p< 0.001). Epilepsi oluşturulmasıylahipokampusta nöron hücrelerinde büzülmeler ve piknotik nükleuslar ile karakterize belirgindejenerasyonlar görülmüş, İE ise CA3 bölgesinde bu nöron dejenerasyonu baskılamıştır.Epilepsi oluşturulmasıyla artan MPO aktivitesini İE ve RE baskılamıştır (p<0.01-0.001).MDA düzeyleri epileptik hayvanlarda kontrole göre artmış (p<0.05-0.001), RE ile azalmıştır(p<0.05). Kognitif fonksiyon epilepsi ile azalmış, RE ve KE gruplarında artmıştır (p<0.05-0.01). Kontrole kıyasla epileptik hayvanlarda artan anksiyete düzeyini İE ve KE uygulamaları nöbetleriyle artan inflamatuvar süreç İE ve RE ile baskılanmıştır. Tüm egzersiz uygulamalarıoksidan hasar radikallerini azaltmış ve antioksidan kapasiteyi arttırmıştır. Sonuçlarımız farklıegzersiz tiplerinin epilepsi oluşturulmuş sıçanlarda bozulan kognitif fonksiyonu inflamatuvarve oksidan süreci baskılayarak, anksiyete düzeylerini hafifleterek iyileştirdiğinidüşündürmektedir.Anahtar Sözcükler: Epilepsi, İstemli, Rezistans, Egzersiz, Kognisyon
  • PublicationOpen Access
    Duration of ciprofloxacin use is important in the development of abdominal aortic aneurysm in a rat model
    (2022-11-01) ÖZYILMAZ YAY, NAGEHAN; ERGELEN, RABİA; AKAKIN, DİLEK; GÜLHAN, REZZAN; Çulpan Y., Keçeci İ., Sandıkçı İ., Gökçe Ş., Göker H., ÖZYILMAZ YAY N., ERGELEN R., AKAKIN D., GÜLHAN R.
    BACKGROUND: Recent findings suggest that fluoroquinolones, most prescribed antibiotic to treat various infections, have increased abdominal aortic aneurysm formation. We aimed to investigate the relation of the development of abdominal aortic aneurysm and the duration of ciprofloxacin use. METHODS: Male Sprague-Dawley rats were divided into 2 groups to administer saline to the control groups and CaCl2 to the aneurysm groups. These groups were then divided into 3 subgroups: intraperitoneal saline, ciprofloxacin for 2 weeks, and ciprofloxacin for 4 weeks. At the end of 4 weeks, the diameter of abdominal aorta was determined by ultrasonography and animals were sacrificed to obtain abdominal aorta specimens. Elastic fiber fracture, tunica media layer thickness, and aortic tissue damage were evaluated histologically. RESULTS: Aortic diameter of control-saline (2.15 mm ± 0.06), control-2 weeks (2.25 mm ± 0.06), and control-4 weeks (3.31 mm ± 0.09) ciprofloxacin groups was significantly different (P .05). CONCLUSION: The study showed that ciprofloxacin caused injury in the aortic wall but not a significant change in the thickness of the aortic tunica media layer. The duration of ciprofloxacin use was important in the development of aneurysm and aneurysm severity.