Person: AYVAZ, İLKNUR
Loading...
Email Address
Birth Date
Research Projects
Organizational Units
Job Title
Last Name
AYVAZ
First Name
İLKNUR
Name
6 results
Search Results
Now showing 1 - 6 of 6
Publication Metadata only Evaluation of caregiver burden, somatization and sleep quality in mothers of children with cystic fibrosis(2022-12-08) KARAVUŞ, MELDA; GÖKDEMİR, YASEMİN; ERDEM ERALP, ELA; ERGENEKON, ALMALA PINAR; KARADAĞ, BÜLENT TANER; AYVAZ, İLKNUR; HIDIROĞLU, SEYHAN; Ayvaz İ., Karavuş M., Hıdıroğlu S., Atasoy A., Karagöz D. C. , Baştuğ R. E. , Ladikli Ş. B. , Gökdemir Y., Erdem Eralp E., Ergenekon A. P. , et al.Publication Metadata only Covid-19 Nedeniyle Hastanede Yatmakta Olan Aşısız Kişilerin Aşı Tereddütlerinin Değerlendirilmesi(2022-12-01) AYVAZ, İLKNUR; TOPUZOĞLU, AHMET; Ayvaz İ., Örtlek A., Korkmaz S., Karaca Z., Güllü E. C., Topuzoğlu A.Giriş ve Amaç: Covid-19 salgını Mart 2020’de pandemi durumuna ulaşmış olup fiziksel, ruhsal ve sosyal olarak insanlığı tehdit etmektedir. Salgının kısa bir süre içinde tüm dünyayı etkisi altına alması, hastalığın kontrolü için yeni tedaviler ve aşıların salgın başladığı anda elde olmaması, insanlarda hastalık ile ilgili belirsizlik duygusuna neden olmaktadır. Covid -19 hastalığından korunmak adına maske kullanımı, ellerin sık sık yıkanması, sosyal mesafe ve aşılama gibi korunma önlemlerine uyulması önerilmektedir. Halk sağlığının korunması için bu önlemlerin en önemlisi ise aşı uygulamasıdır. Aşılama, enfeksiyon hastalıklarına bağlı gerçekleşebilecek ölüm, sakatlık ve hastalıkları önleyen oldukça güvenli, etkili ve ucuz bir yöntemdir. Aşıların bilinen tüm faydalarına karşın, birçok neden aşı tereddütüne yol açabilmektedir. Aşı tereddütü; aşıyı kabullenmekte gecikme veya aşıya ulaşılmış olmasına rağmen reddetme durumudur. Aşı tereddütü nedenleri arasında; dini nedenler, kişisel inançlar, güvenlik endişeleri ve aşı hakkında daha fazla bilgi alma isteği vardır. Türkiye’de aşılar ile ilgili benzer bir eğilim görülmekte ve aşı tereddütü hem hizmet sunumunda hem de kamuoyunda karşılaşılan bir konu haline gelmektedir. Covid-19 aşılarına karşı yaşanan tereddüt toplum bağışıklığının sağlanmasının önündeki en büyük engellerden birisidir. Bu niteliksel çalışmadaki amacımız Covid-19 sebebiyle hastanede yatmakta olan Covid -19’a karşı aşılanmamış kişilerin aşı tereddütlerini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Niteliksel tipte tasarlanan araştırmamız, Ocak-Şubat 2022 tarihinde İstanbul’da kamuya ait bir üniversite hastanesinin Covid servisinde yatmakta olan Covid PCR pozitif olan ve Covid aşısı olmamış 18 yaş üstü 12 hasta ile yapılmıştır. Araştırmamızda veri toplama aracı olarak literatür taraması sonucu oluşturulan sosyodemografik özelliklere yönelik sorular ve açık uçlu soruları içeren yarı yapılandırılmış soru formu kullanılmıştır. Veriler gerekli koruyucu önlemler alınarak katılımcılarla yüz yüze yapılan derinlemesine görüşmelerle toplanmıştır. Katılımcıların oksijen ihtiyaçları nedeniyle efor sarf etmekte zorlanabileceği göz önünde bulundurularak oksijen tedavisini tamamlayıp oda havasında takip edilen hastalar veya düşük düzeyden oksijen alan hastalar ile görüşülmeye öncelik verilmiştir. Görüşmeler 30-40 dk arasında sürmüş olup katılımcıların izni ile kayıt altına alınmıştır. Katılımcılara ait kişisel bilgiler ya da ses kayıtları üçüncü kişi veya kurumlarla paylaşılmamış, veriler anonim olarak değerlendirilmiştir. Verilerin analizinde tematik analiz yöntemi kullanılmıştır. Yapılan görüşmelerin yazıya dökülmesinin ardından her bir transkript; görüşmeleri yapan birbirinden bağımsız iki araştırmacı tarafından ayrı ayrı değerlendirilip elle kodlanmıştır. Tüm kodlamalar tamamlandıktan sonra araştırmadan elde edilen kodlara göre temalar ve alt temalar oluşturulmuştur. Araştırmamızın etik kurul onayı ilgili üniversitenin Tıp Fakültesi Etik Kurulu’ndan 07.01.2022 tarihinde 09.2022.74 protokol numarası ile alınmıştır. Gerekli Sağlık Bakanlığı ve kurum izinleri de alınmıştır. Bu çalışmada herhangi bir finansal destek alınmamış olup bir çıkar çatışması bulunmamaktadır. Bulgular: Araştırma kapsamında görüşülen 12 hastanın 9’u erkek, 3’ü kadın olup yaşları 24 ile 86 arasında değişmektedir. Katılımcılar genel olarak lise altı eğitim düzeyine sahiptir. Katılımcılar Covid-19 pandemisinin başlaması ile yaşantılarının değiştiğinden, koruyucu önlemlerin hayatlarında büyük önem arz ettiğinden bahsetmişlerdir. Katılımcıların çoğu Covid-19 pandemisinde koruyucu önlemlerin hastalıktan korunmada önemli olduğunu düşünmektedir. Katılımcıların genel aşı bilgisi incelendiğinde çoğu, aşının vücudu mikroplardan koruduğunu ya da vücut direncini arttırdığını belirterek kendilerinin ya da çocuklarının çocukluk çağı aşılarını yaptırdıklarını ifade etmiştir. Covid-19’a karşı aşılanmama sebepleri incelendiğinde yabancı aşılara ve aşı etkinliğine karşı güvensizlik ön plandadır. Katılımcılar özellikle yerli olmayan aşılar konusunda tereddüt yaşamaktadır. Katılımcıların bazıları ise aşı olanların da hasta olmaları ve vefat etmeleri dolayısıyla aşının etkinliğine güvenmediklerini ya da aşının yan etkilerinden çekindiklerini belirtmiştir. Bazı katılımcılar ise Covid-19 pandemisinin varlığına inanmakta tereddüt ettiklerini bu nedenle de aşı olmadıklarını belirtmiştir. Bu inanmayışın sebepleri olarak salgının başka ülkelerde başlamış olmasını, bazı ülkelerin diğer bazı ülkelere zarar vermek için bunu ortaya çıkarmış olabileceklerini ve Covid-19’un genel olarak bilinen nezle/gripten farklı olmadığını düşündüklerini belirtmişlerdir. Katılımcılardan bazıları aşı olmak için yeterli bilgisi olmadığını ya da mevcut bilgi kirliliği nedeniyle karar veremediğini belirtmiştir. Bunların yanında eş, çocuk gibi diğer aile bireyleri aşı yaptırmasını istemediği için aşı yaptırmamış olan katılımcılar da mevcuttur. Bu durum ataerkil toplum yapısının aşı yaptırma kararını vermede de etkili olduğunu göstermektedir. Katılımcılara sağlık ile ilgili bilgi kaynakları sorulduğunda daha çok sağlık çalışanlarından edindiklerini belirtmişlerdir. Bunun dışında televizyon, internet, yakın çevre (komşu, arkadaş ve aile üyeleri) diğer bilgi kaynakları arasındadır. Katılımcılara aşı olmak ile ilgili güncel düşünceleri sorulduğunda katılımcılardan bazıları daha önce aşı olmadığı için pişman olduğunu belirterek uygun olan zamanda aşı olmak istediğini belirtmiştir. Aşı olmaya karar veren katılımcıların çoğu hastalığı atlattıktan sonra yerli aşıyı olmak istemektedir. Bazı katılımcılar ise yukarıda belirtilen sebepleri öne sürmeye devam ederek, hastane yatışı sonrasında bile aşı olmayacaklarını belirtmiştir. Sonuç: Aşı, Covid-19 salgınında en etkili korunma yöntemi olup, buna rağmen birçok insan çeşitli sebeplerle aşı tereddütü yaşamaktadır. Çalışmamızda aşı tereddüt sebeplerinin güvensizlik, aşı milliyetçiliği, düşük eğitim seviyesi veya bilgi kirliliği olduğu gözlemlenmiştir. Yerli aşının aşılama takvimine girmesi, aşıların yabancı ülkelerde üretilmesinden dolayı güvensizlik duyan kişilerin aşılanmaya karar verme sürecinde etkili olmaktadır. Aşı tereddütünün azaltılması noktasında toplumda var olan bilgi kirliliğinin giderilmesi ve eğitim düzeyi düşük olan kişilerin de kolaylıkla anlayabilmesini sağlayacak bilgilendirilmelerin yapılması gerekmektedir. Katılımcıların çoğunun sağlık ile ilgili bilgi kaynaklarının başta doktorlar olduğu göz önünde bulundurulursa; yeterli ve kişiye özgü bilgilendirme çalışmalarında sağlık çalışanlarına da büyük rol düşmektedir. Anahtar kelimeler: Covid -19, aşı tereddütü, aşı milliyetçiliği, pandemi, infodemiPublication Metadata only Evaluation of the knowledge and awareness of the faculty members working at the health campus of a public university about climate change and its effects on human health(2022-11-28) AYVAZ, İLKNUR; HIDIROĞLU, SEYHAN; Ayvaz İ., Ak S., Zomorody B., Güneş Ç., Kaya Ö., Güldal S., Hıdıroğlu S.Giriş-AmaçKüresel iklim değişikliği dünya gündemini ciddi olarak meşgul eden bir konudur. İklim değişikliğinin 21. yüzyılda toplum sağlığına yönelik birincil tehdit haline gelebileceği öne sürülmektedir. Küresel iklim değişikliğiyle başa çıkmak üzere sağlık sistemleri geliştirme ve uygulama alanında sağlık çalışanlarına da pay düşmektedir. Bu çalışma ile İstanbul’da kamuya ait bir üniversitenin sağlık kampüsünde görev yapan öğretim üyelerinin iklim değişikliği ve insan sağlığı üzerine etkileri hakkındaki bilgi ve farkındalıklarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır.YöntemTanımlayıcı tipteki çalışmanın evrenini İstanbul’da kamuya ait bir üniversitenin sağlık kampüsünde (Tıp, Diş Hekimliği, Sağlık Bilimleri ve Eczacılık Fakültesi) görev yapan 494 öğretim üyesi oluşturmaktadır. Örneklem belirlenmemiş olup evrenin tamamına ulaşılmaya çalışılmıştır. Aralık 2021-Nisan 2022 tarihleri arasında sosyo-demografik sorular ve araştırmacıların literatür taraması ışığında kendi hazırladıkları anket soruları çevrimiçi olarak uygulanmıştır. 217 kişinin katılımı ile çalışma tamamlanmıştır. Çalışmanın bağımsız değişkenleri; yaş, cinsiyet, akademik ünvan, akademik alanda çalışma yılı, görev yaptıkları fakülte iken bağımlı değişken iklim değişikliği hakkındaki bilgi ve farkındalık idi. Veriler IBM SPSS Statistics 26 programı üzerinden Pearson Ki-Kare Testi ve Fisher’s Exact Test ile analiz edilmiştir. p<0,05 istatistiksel anlamlılık düzeyi olarak belirlenmiştir. Etik kurul onayı ve ilgili fakültelerden kurum izinleri alınmıştır.BulgularAraştırmaya katılan 217 kişinin %69,1’i (n=150) kadın, %30,9’u (n=67) erkektir. Katılımcıların %54,4’ü (n=118) Tıp Fakültesi’nden, %17,5’i (n=38) Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden, %16,1’i (n=35) Diş Hekimliği Fakültesi’nden ve %12’si (n=26) Eczacılık Fakültesi’nden öğretim üyeleridir. Katılımcılara yöneltilen iklim değişikliği tanım sorusuna katılımcıların %62,2’si (n=135) yanlış cevap verirken %37,8’i (n=82) doğru cevaplamıştır. Katılımcıların %88’i (n=191) iklim değişikliğinin kişisel sağlığı etkilediğini düşündüğünü, %89’u (n=193) iklim değişikliğinin kendilerini endişelendirdiğini, %66,8’i (n=145) iklim değişikliğine bağlı tüketim alışkanlıklarını değiştirdiğini belirtmiştir. Öğretim üyelerinin sadece %24,4’ü (n=53) derslerinde iklim değişikliği konusuna yer vermektedir. Yapılan analizler sonucunda katılımcıların görev yaptığı fakülte ile derslerinde iklim değişikliği konusuna yer verme ve fakülte müfredatına girmesini destekleme arasında anlamlı bir fark bulunmuştur (sırasıyla p<0,001; p<0,001). Cinsiyet ile iklim değişikliğinin kişisel sağlığı etkilediğini düşünme, iklim değişikliğine bağlı tüketim alışkanlıklarını değiştirme ve iklim değişikliği konusunun fakülte müfredatına girmesini destekleme arasında anlamlı bir fark bulunmuştur (sırasıyla p<0,001; p=0,012; p<0,001). SonuçAraştırmamızda öğretim üyelerinin iklim değişikliği ve insan sağlığı üzerine etkileri hakkındaki bilgilerinin sınırlı olduğu ve derslerinde bu konuya düşük oranda yer verdikleri dikkat çekmektedir. Erkeklere kıyasla kadınların iklim değişikliği ve insan sağlığı üzerine etkileri hakkındaki farkındalığı daha fazladır. İklim değişikliğine bağlı endişe düzeyi daha yüksek olanlar bu konuya günlük hayatlarında daha fazla yer vermektedir. İklim değişikliğinin kişisel sağlığını etkilediğini düşünenler buna bağlı tüketim alışkanlıklarını değiştirmekte ve iklim değişikliği konusuna müfredatta yer verilmesini desteklemektedir. Çevre sağlığı, halk sağlığının önemli bir alt koludur ve sağlık öğrencilerinin eğitiminde bu konuya yer verilmesi iklim değişikliği ile mücadelede toplumsal bilincin oluşması açısından önemli bir adımdır. Anahtar Kelimeler: İklim Değişikliği, Sağlık Etkileri, Farkındalık, Öğretim ÜyeleriPublication Metadata only Evaluation of the impact of the COVID-19 pandemic on routine care of people with chronic disease: a qualitative study(2023-04-01) AYVAZ, İLKNUR; ALTAŞ, ZEYNEP MEVA; SAVE, DİLŞAD; Ayvaz İ., Altaş Z. M., Ekincikli B. T., İpsalalı H. O., Turan S. İ., Kunt K. S., Save D.Background and Objective: Restrictions in the COVID-19 pandemic have affected access to healthcare and caused delays in the routine care of people with chronic diseases. The aim of our study is to reveal the impact of the COVID-19 pandemic on routine care of people with chronic diseases. Methods: Our qualitative study was carried out with 12 people who came to the Cardiology outpatient clinics of tertiary Training and Research Hospital in June 2022 for a routine care due to their chronic diseases. As a data collection tool, a semi-structured questionnaire was used. The data were collected through face-to-face interviews with the participants by taking the necessary protective measures. Thematic analysis method was used in the analysis of the data. After the interviews were transcribed, each transcript was coded using the ATLAS.ti program. The ethics committee approval of the study was obtained. Results: The ages of participants were between 34-73, and 8 of them were male. Participant experiences were categorised into four themes: General Health Status, Routine Care during the Pandemic, Chronic Disease Management during the Pandemic and Patient Expectations of Healthcare. Most of the patients delayed their routine care during the pandemic and their chronic diseases worsened. Among the reasons for not going to the controls, the fear of contagion came to the fore, while some participants mentioned that they could not find an appointment. In terms of their expectations of healthcare, they stated that health institutions should give priority to those with chronic diseases and home health services and online services will provide convenience for them. Conclusion: Delaying hospital admissions for routine care made the management of chronic diseases difficult and worsened the chronic diseases of patients in the long term. Implementation of online health services such as telemedicine can facilitate chronic disease management.Publication Open Access A qualitative analysis evaluating how medical students perceive COVID-19 pandemic and its impact on their lives: Life in the Pandemic(2023-06-01) AYVAZ, İLKNUR; GİRGİN, ŞEVKET; LÜLECİ, NİMET EMEL; HIDIROĞLU, SEYHAN; TOPUZOĞLU, AHMET; SAVE, DİLŞAD; KARAVUŞ, MELDA; Ataoğlu B. N., Kesen Yurtcanlı C. H., Doğanç F. B., Çekici D., Peker Ş., Bakır Keser N., Ayvaz İ., Girgin Ş., Sandal Kılıç A., Doğan Jamil S., et al.One of the groups experiencing the pandemic’s effects were students. This study was aimed to evaluate the effects of the COVID-19 pandemic on the lives of medical students and also to see their perspectives about the pandemic. This study is designed as a qualitative study. In-depth interviews were conducted with 30 medical students on an online platform in February 2022, at the end of the third peak period. A semi-structured question guide used as a data collection tool. First, questions about individual characteristics then open-ended questions about their COVID-19 pandemic perception and its impact on their lives were asked. The thematic analysis method was used and \"Life in the pandemic\" were grouped into two main themes: 1.Perception of the Pandemic and Consequent Impact on Life and 2. Pandemic Period and Its Impact on Life. The median age was 22. Half of the participants have been diagnosed with COVID-19. All of the participants were vaccinated. In this study it has been observed that the majority of the medical students have perceived the COVID-19 pandemic as a difficult period and also as a new, uncertain and adverse situation. Another adverse effect perceived by the majority was restriction of social life. Fear and anxiety were most commonly used to express their mood during the pandemic. During the pandemic students individual, mental and social lives are highly affected. While negative effects are generally seen during the social isolation process, this situation has eased with the normalisation of the process.Publication Metadata only A qualitative study on awareness, attitudes, behaviors and social adaptation of mothers of children with cystic fibrosis(2023-06-07) AYVAZ, İLKNUR; HIDIROĞLU, SEYHAN; GÖKDEMİR, YASEMİN; ERDEM ERALP, ELA; ERGENEKON, ALMALA PINAR; KARADAĞ, BÜLENT TANER; KARAVUŞ, MELDA; Ayvaz İ., Karavuş M., Hıdıroğlu S., Taşcan D., Atıcı F., Özyıldırım N. Ö., Binatamir R. Y., Gökdemir Y., Erdem Eralp E., Ergenekon A. P., et al.