Person: BAYRİ, YAŞAR
Loading...
Email Address
Birth Date
Research Projects
Organizational Units
Job Title
Last Name
BAYRİ
First Name
YAŞAR
Name
3 results
Search Results
Now showing 1 - 3 of 3
Publication Metadata only Prognostic factors in progressive high-grade glial tumors treated with systemic approach: A single center experience(SAGE PUBLICATIONS LTD, 2021) ATASOY, BESTE MELEK; Alan, Ozkan; Telli, Tugba Akin; Tuylu, Tugba Basoglu; Arikan, Rukiye; Demircan, Nazim Can; Ercelep, Ozlem; Kaya, Serap; Babacan, Nalan Akgul; Atasoy, Beste M.; Bozkurt, Suheyla; Bayri, Yasar; Gul, Dilek; Ekinci, Gazanfer; Ziyal, Ibrahim; Dane, Faysal; Yumuk, P. FuldenPurpose Malignant high-grade gliomas are the most common and aggressive type of primary brain tumor, and the prognosis is generally extremely poor. In this retrospective study, we analyzed the outcome of systemic treatment in recurrent high-grade glioma patients and the impact of prognostic factors on survivals. Methods Data from 114 patients with recurrent high-grade glioma who received systemic treatment and followed in our clinic between 2012 and 2018 were retrospectively analyzed. Eastern Cooperative Oncology Group (ECOG) performance status, age, gender, histology, type of surgical resection, side effects after systemic treatment (deep vein thrombosis, hypertension, proteinuria), IDH1 and alpha thalassemia/mental retardation syndrome X-linked (ATRX) mutation status were investigated as prognostic factors for progression-free survival and overall survival. Results At the time of diagnosis, the median age was 48 (17-77) and 68% of the patients were male. Most common pathologic subtype was glioblastoma multiforme (68%). Median follow-up duration was 9.1 months (1-68 months). Median progression-free survival and overall survival were 6.2 months and 8 months, respectively. In multivariate analysis, ECOG PS, deep venous thrombosis and the presence of ATRX and IDH1 mutation were found to be independent prognostic factors for progression-free survival (p < 0.05) and, ECOG PS, the presence of ATRX and IDH1 mutation for overall survival (p < 0.05). Conclusion Our study is real life data and the median progression-free survival and overall survival rates are similar to the literature. We have found ECOG PS, presence of ATRX and IDH1 mutation to be independent prognostic factors for both progression-free survival and overall survival.Publication Open Access Long-term outcomes of gamma-knife radiosurgery for intracanalicular vestibular schwannomas(2022-01-01) PINAR, ERTUĞRUL; BAYRİ, YAŞAR; BAYRAKLI, FATİH; SAKAR, MUSTAFA; ATASOY, BESTE MELEK; Sakar M., Pınar E., Bayri Y., Bayraklı F., Atasoy B. M., Ziyal M. İ.GİRİŞ ve AMAÇ: Kanal içi vestibüler schwannomalar, tüm vestibüler schwannomalar içerisinde küçük bir yüzdeye sahiptir. Kanal içi vestibüler schwannomalarda işitmenin korunması, hasta yönetiminin temel amaçlarındandır. Bu çalışmanın amacı, kanal içi vestibüler schwannomalarda Gamma-Knife radyocerrahinin (GKR) tümör kontrolü ve işitmenin korunması üzerine etkisinin incelenemesidir.YÖNTEM ve GEREÇLER: Bu geriye dönük çalışmada, Gamma-Knife Radyocerrahi Merkezi’mizde Ocak 2010–Ocak 2020 arasında kanal içi vestibüler schwannoma tanısı ile stereotaksik radyocerrahi almış, klinik, odyometrik ve radyolojik takibi bulunan hastalar değerlendirildi. Tümör kontrolü manyetik rezonans görüntüleme yönteminde tümör boyutlarının ölçülmesi ile takip edildi. İşitme seviyeleri Gardner-Robertson (GR) işitme sınıflaması yöntemine göre değerlendirildi.BULGULAR: Ortalama 48.23 aylık takipte, çalışmaya dahil edilen toplam 45 hastadan 44’ünde tümör kontrolü sağlandığı görüldü (%97.7). Tümör büyümesi görülen bir hastada ise, ek bir tedavi uygulanması gerekmedi. Ek tedavi gerekliliğine göre değerlendirildiğinde tüm hastalarda tümör kontrolü sağlandı (%100). Tedavi öncesi fonksiyonel işitmesi olan (GR derece I ve II) toplam 29 hastadan, ortalama 70.42 aylık takip sonrasında, toplam 13 hastada fonksiyonel işitme korundu (%44.8). GR derecesinde kayıp, ameliyat öncesinde yüksek GR derecesine sahip olmak ile korelasyon gösterdi (Rs=0.459, p=0.002). Tedavi dozu işitme kaybı ile korelasyona sahipti ve daha yüksek doz alan hastalar daha kötü sonuçlara sahipti (Rs=0.459, p=0.002).TARTIŞMA ve SONUÇ: Kanal içi vestibüler schwannomalarda GKR uzun dönemli takiplerde mükemmel tümör kontrolü sağlamaktadır. Beş yılın üzerindeki takip sürelerinde fonksiyonel işitmenin korunma oranı azalabilir. Kanal içi vestibüler schwannomalarda GKR sonrası işitmenin seyrini ortaya koyabilmek için uzun takip süreli daha fazla çalışma gerekmektedir.Anahtar Kelimeler:Gamma-knife radyocerrahi, işitmenin korunması; kanal içi; tümör kontrolü; vestibüler schwannoma.Publication Metadata only Tektal plate gli̇omlarında gamma kni̇fe radyocerrahi̇si(2019-04-22) PINAR, ERTUĞRUL; ŞİMŞEK, İSMAİL; BAYRİ, YAŞAR; BAYRAKLI, FATİH; ATASOY, BESTE MELEK; ÜNAL YILDIRIM, SEMRA; Pınar E., Şimşek İ., Bayri Y., Bayraklı F., Ünal Yıldırım S., Atasoy B. M.GİRİŞ: Tektal plate gliomları beyin sapı gliomlarının genellikle daha iyi seyirli bir alt grubudur. Yerleşim yeri nedeniyle biyopsi ve cerrahi eksizyonun güçlüğü stereotaktik radyocerrahi/radyoterapi tedavi seçeneklerinin tedaviler arasında yer almasını sağlamıştır. Bu çalışmada, Gamma Knife radyocerrahisi uygulanan tektal plate yerleşimli tümörlerin sonuçlarının bildirilmesi amaçlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Mart 2010 ve Kasım 2018 tarihleri arasında tedavi yapılmış 15’i kadın toplam 26 hasta geriye dönük olarak incelendi. Ortalama yaş 32 idi. On iki hasta hidrosefali tablosu ile başvurmuştu. Yedi hastaya sadece endoskopik III. ventrikülostomi (ETV), iki hastaya ventriküloperitoneal shunt (V-P shunt) ve üç hastaya ise hem ETV hem de V-P shunt cerrahisi yapılmıştı. Üç hastaya biyopsi, iki hastaya eksizyonel cerrahi yapılmıştı. Bilinen malignite tanıları olmayan hastaların radyolojik görüntülemeleri düşük dereceli glial tümör ile uyumlu idi. Hastaların Leksell stereotaktik çerçeve takılarak yapılan magnetik rezonans (MR) görüntülemeleri Leksell Gamma Knife Model B Plan 8.32’de işlendi. Mevcut lezyon %50’lik izodoz ile sardırılarak medyan 14 Gy (aralık,12-16 Gy) uygulandı. Takipte klinik ve radyolojik veriler dikkate alındı. Lokal kontrol için Kaplan- Meirer eğrisi SPSS v23.0 kullanılarak hesaplandı. BULGULAR: Medyan takip 33 ay (aralık, 3-102 ay) idi. İki hasta takipsiz kaldı. Analiz sırasında diğer tüm hastalar sağ idi. Hastaların %57’sinde tümörde radyolojik regresyon izlenirken iki hastada tam cevap izlendi. Dört (%15) hastada radyolojik progresyon izlenirken bu hastalardan birinde radyolojik yüksek dereceli glial tümör ile uyumlu bulgular nedeniyle eksternal radyoterapi ve temozolamid uygulandı. Geri kalan hastalarda hastalık progresyonu görülmedi. Takipler sırasında altı hastada tümör içi kist gelişimi, dört hastada radyonekroz, bir hastada ise tümör içi hemoraji, iki hastada peritümöral ödem, beş hastada radyolojik olarak pseudoprogresyon izlendi. ETV yapılmış olan bir hastanın GK sonrası kontrollerinde hidrosefalisinde ilerleme saptanması nedeniyle V-P shunt takıldı. Beş yıllık lokal kontrol %79,2 idi. SONUÇ: Tümörün yerleşim yeri nedeniyle doku tanılarının olmayan ancak radyolojik düşük dereceli gliomalarla uyumlu tektal plate gliomlarının tedavisinde Gamma Knife radyocerrahisi etkili bir tedavi seçeneği olarak gözükmektedir. Bununla birlikte çalışmamız daha geniş hasta sayılı çalışmalarla desteklenmelidir. Anahtar Kelimeler: Düşük Dereceli Giiomalar, Gamma Knife, Radyocerrahi, Tektal plate