Person:
ŞİRİN, EVRİM

Loading...
Profile Picture

Email Address

Birth Date

Research Projects

Organizational Units

Organizational Unit

Job Title

Last Name

ŞİRİN

First Name

EVRİM

Name

Search Results

Now showing 1 - 10 of 20
  • Publication
    Çocuklarda patolojik kırıklar
    (2019-12-07) ŞİRİN, EVRİM; ŞİRİN E.
  • Publication
    Mid-term results of osteoarticular reconstructions of paediatric periarticular bone sarcomas with free fibula head flap
    (2018-10-13) EROL, BÜLENT; ŞİRİN, EVRİM; AKGÜLLE, AHMET HAMDİ; EROL B., ŞİRİN E., AKGÜLLE A. H., İĞREK S., BAYKAN S. E., TETİK C.
  • Publication
    Pediatrik radius diafiz kırıklarının intramedüller tel ile fiksasyonunda, dorsal veya lateral giriş yeri fonksiyonel sonuçları ve komplikasyon oranını değiştirir mi
    (2019-11-22) AKGÜLLE, AHMET HAMDİ; TOPKAR, OSMAN MERT; ŞİRİN, EVRİM; AKGÜLLE A. H., ONAY T., İĞREK S., KESİMER M. D., TOPKAR O. M., ŞİRİN E.
    Amaç: Çocuk radius diafiz kırıkları cerrahi tedavisinde intrameduller tel ile fiksasyon en sık kullanılan yöntemdir. Tel girişi dorsal ve lateralden yapılabilmektedir. Çalışmanın amacı, pediatrik radius diafiz kırıklarında dorsal giriş ya da lateral girişli intrameduller fiksasyon yapılmış olguları fonksiyonel sonuç ve komplikasyon oranları açısından karşılaştırmaktı. Yöntem: 2014-2018 yılları arasında tek bir merkezde pediatrik radius diafiz kırığı nedeniyle cerrahi uygulanmış olan hastalar retrospektif olarak incelendi. İntramedüller yöntemle tedavi edilmemiş, dosya ve takipleri yetersiz ve patolojik kırığı olan hastalar çalışmadan çıkarıldı. Dorsal giriş yapılan 19 (Grup A), lateral giriş yapılan (Grup B) 18, toplam 37 hasta çalışmaya alındı. Hastaların; yaş, kırıktan ameliyata kadar geçen süre, kaynama (pin çıkarma) süreleri, açık veya kapalı cerrahi uygulanması, perop ve geç postop komplikasyonları ile fonksiyonel skorları kaydedildi. Radius alt uçta kırık gelişmesi major komplikasyon, el bilekte hafif ağrı ve hareket kısıtlılığı minör komplikasyon olarak kabul edildi. Fonksiyonel değerlendirmede Childrens Hospital of Philadelphia Önkol Kırık Fonksiyon Sınıflaması kullanıldı. Veriler istatistiksel olarak analiz edildi. Bulgular: Hastaların ortalama yaşı 10,5 yıl ve ortalama takip süresi 37 ay olarak bulundu. Tüm kırıklar ortalama 47 günde kaynadı. Grup A’da 2, Grup B’de 1 hastada giriş sırasında radius alt uçta kırık oluştu. Grup A’da 1 hastada, Grup B’de 3 hastada minör komplikasyon tespit edildi. 30 hastada (%81,1) mükemmel, 4 hastada (%10,8) orta ve 3 hastada (%8,1) kötü sonuç elde edildi. İki grup arasında, komplikasyon gelişimi ve fonksiyonel skor açısından istatistiksel anlamlı fark saptanmadı (p>0.05). Çıkarımlar: Pediatrik radius diafiz kırıklarının intramedüller fiksasyonunda, tel giriş yeri ile komplikasyonlar ve fonksiyonel sonuç arasında bir ilişki bulunamamıştır. Her iki giriş noktasında benzer sonuçlar elde edilebilmektedir. Geniş serilerle prospektif olarak yapılacak çalışmalar daha yol gösterici olacaktır.
  • Publication
    Çocuklarda travmatik psödoartrozlar
    (2019-10-25) ŞİRİN, EVRİM; ŞİRİN E.
  • PublicationOpen Access
    Do Plates Used for Internal Fixation During Fracture Healing Maintain Their Metal Structure and Function?
    (2019-01-01) ŞİRİN, EVRİM; Yılmaz B., KÖMÜR B., ŞİRİN E., AKTAŞ E., YILMAZ C., HEYBELİ N.
    Amaç: Ekstremite kırık fiksasyonu için kullanıldıktan sonra çıkarılan düz Dinamik Kompresyon Plaklar (DCP), üst (Grup 1) - alt (Grup 2) ekstremitede kullanımlarına göre 2 gruba ayrıldılar. Kullanımları sürece metalik yapı ve özellikleri radyografik, penetrant ve kimyasal analizleri yapılarak değerlendirildiler. Yöntem: Gruplara göre olguların cinsiyet, yaş ortalamaları, taraf dağılımları ve çıkarılma süreleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05). Bulgular: Tüm plakların radyolojik ve penetrant değerlendirmelerinde hiçbir mikrokırığa rastlanmadı. Aynı zamanda plakların kimyasal metal analizlerinde hiçbir metal kaybı ya da metal oran değişikliği gözlenmedi. Sonuçta plakların işlev gördükleri süreç içinde zarar görmemiş olması, yapılan tedavilerde metal bileşiminde dayanıklılık açısından ek bir kazanç sağlamadığını göstermiştir. Sonuç: Yüke maruz kalan bölgede zarar görmeyen plakların aynı dayanıklılıkta yüke maruz kalmayan bölgede de kullanılıyor olması bu bölgeler için dayanıklılık özelliklerini kaybetmeden daha az metalik içerikli, ince profilli ve daha ucuza mal edilebilir plaklar üretilmesi yönünde çalışmalar yapılabilir
  • PublicationOpen Access
    Lateral Antebrachial Cutaneous Nerve as a Donor Source for Digital Nerve Grafting: A Concept Revisited
    (2017) CANSÜ, CENGİZ EREN; Unal, Mehmet Bekir; Gokkus, Kemal; Sirin, Evrim; Cansü, Eren
    Objective: The main objective of this study is to evaluate the availability of lateral antebrachial cutaneous nerve (LACN) autograft for acute or delayed repair of segmented digital nerve injuries. Patients and Methods: 13 digital nerve defects of 11 patients; treated with interposition of LACN graft that harvested from ipsilateral extremity were included in the study. Mean follow up period was 35, 7 months. The mean time from injury to grafting is 53, 3 days. The results of the mean 2PDT and SWMT values of injured /uninjured finger at the end of follow up period were evaluated with Paired T test. The correlation between the defect length and the difference of 2PDT, SWMT values between the uninjured and injured finger at the end of follow up period; were evaluated with Pearson - correlation analysis. Results: The mean value of our 2PDT and SWMT results are ~5,923, ~3, 52, respectively in which can be interpreted between the normal and diminished light touch. The defect length and difference percentage of SWMT values is positively and significantly correlated statistically. Mean length of interposed nerve grafts was 18.5 mm. The age of the patient and the mean values of 2PDT and SWMT with the difference % of 2PDT and % of SWMT are not statistically correlated. Conclusion: Based on results regarding sensory regaining at recipient side and negligible sensory deficit at harvesting side, we suggest that lateral antebrachial cutaneous nerve might be a valuable graft option for digital nerve defects.
  • Publication
    Diz bölgesi intraartiküler ve periartiküler kitlelere retrospektif bakış; güncel bir algoritma oluşturma
    (2019-10-27) AKGÜLLE, AHMET HAMDİ; EROL, BÜLENT; ŞİRİN, EVRİM; ŞİRİN E., İĞREK S., KÜTÜK E., SAĞLAM F., AKGÜLLE A. H., SOFULU Ö., EROL B.
    Amaç: Az rastlandıklarından dolayı tıbbi literatürde diz eklem içi ve Hoffa yastığındaki kitleler genellikle vaka takdimi şeklinde ortaya çıkmıştır. Bu çalışmanın amacı diz bölgesinde kitle ile kliniğimize başvurmuş ve opere edilmesi kararlaştırılmış hastaları retrospektif olarak değerlendirerek patoloji sonuçlarını ortaya koymak ve bu hastalara güncel bir yaklaşım algoritması oluşturmaktır. Yöntem: Çalışmaya 2014-2019 yılları arasında kliniğimize diz eklem içi veya Hoffa yastığında kitle ile başvurmuş ve opere edilmiş, yaş ortalaması 34 olan 28 hasta dahil edilmiştir. Cerrahi tedavi uygulanmayan hastalar çalışma dışı bırakılmıştır. Hastaların klinik ve fizik muayene bulguları, radyolojik olarak X-ray ve MR görüntülemeleri ve uygulanan cerrahi sonrası patoloji sonuçları retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Buna göre kitlenin boyutu, semptomatik olması ve MR da kontrast madde tutulum miktarı parametre olarak kullanılarak hastalara bir yaklaşım algoritması kurulmuştur. Bu algoritmaya göre tamamen iyi görünüşlü semptomatik kitleler intraartiküler yaklaşımla çıkarılabilir ama habis kitlelere ekstraartiküler rezeksiyon yapılmalıdır. Radyolojik görünümü şüpheli lezyonlara ise eklem kontaminasyonundan kaçınmak için kapalı biopsi işlemi yapılmaz, mümkünse kitle üzerinde bir bir miktar sinoviyal doku bırakarak intraartiküler olarak çıkartılırlar. Asemptomatik tamamen selim görünüşlü lezyonlar ise klinik ve radyolojik olarak konservatif olarak takip edilebilirler. Bulgular: Patoloji sonucu 28 hastadan 15’inde sinoviyal dev hücreli tümör, 5 çocuk hastada sinoviyal hemanjiyom, yine 2 çocuk hastada kapiller hemanjiyom, 2 hastada sinoviyal kondromatozis, 1 hastada intraartiküler osteokondrom,1 hastada intraartiküler ganglion kisti ve dikkat çekici olarak bir tanesi başka bir merkezden refere edilmiş olan 2 hastada sinoviyal sarkom olarak gelmiştir. Bu 2 hastaya medikal onkoloji ve radyasyon onkolojisi ile yapılan konsey sonrası ekstraartiküler rezeksiyon ve endoprotez uygulaması yapılmıştır. Çıkarımlar: Diz bölgesi kitlelerinde nadir de olsa başta sinoviyal sarkom olmak üzere habis lezyonların da ayırıcı tanıda olabileceği akılda tutulmalıdır. Bu lezyonların karakteristik radyolojik ve klinik bulgularının olmayabileceği ihtimali de göz önüne alınırsa hastalara çok dikkatli yaklaşılması gerekir. Özellikle habis olan intraartiküler bir kitleye preoperatif yapılacak biopsi işleminin tüm eklemi kontamine edebileceği ve tüm tedavinin kaderini değiştirebileceği gerçeği dikkatten kaçırılmamalıdır.
  • PublicationOpen Access
    Reconstruction of Advanced Periacetabular Metastatic Lesions with Modified Harrington Procedure
    (2017-05-01) TOPKAR, OSMAN MERT; ŞİRİN, EVRİM; EROL, BÜLENT; AYDEMİR A. N. , TOPKAR O. M. , TOKYAY A., ŞİRİN E., EROL B.
    Objective: The purpose of this study was to assess the outcomes of patients who had been treated by a modified Harrington procedure for advanced periacetabular metastases. Methods: Between 2006 and 2013, 16 patients with a mean age of 57 years (range: 28–73 years) were treated using a modified Harrington technique. Extensive (class II/III) periacetabular defects were due to metastatic carcinoma or multiple myeloma. Surgical procedure included total hip replacement and acetabular reconstruction using threaded pins, cemented acetabular reinforcement ring, and/or polyethylene cup. Results: All patients improved in regard to pain and walking ability. Mean preoperative and postoperative Musculoskeletal Tumour Society (MSTS) functional scores were 52.8% (range: 33.3–73.3%) and 72% (range: 56.6–90%), respectively (p<0.05). There were 5 (31%) early or late complications requiring additional surgery. Implant survival was 75% and 37.5% at 12 and 18 months, respectively. Mean survival of the patients was 21 months (range: <1–6 years). Six remained alive, with a mean survival of 27 months (range: 18 months to 5 years). Conclusion: This modified Harrington procedure can be used for reconstruction of advanced periacetabular metastatic lesions. Keywords: Harrington procedure; periacetabular metastasis; surgical treatment. Level of Evidence: Level IV - Case series, Therapeutic study.
  • Publication
    Cerrahi tedavi komplikasyonları
    (TOTBİD, 2018-01-01) EROL, BÜLENT; ŞİRİN, EVRİM; EROL B., ŞİRİN E.
  • Publication
    Comparison of analgesic methods by using ropivacaine after arthroscopic shoulder surgery
    (Springer Verlag, 2014) ŞİRİN, EVRİM; Saygi B., Karaman O., Konakci M., Sirin E., Ketenci I.E., Bezer M.
    Background: There is no clinical study which has evaluated real effectiveness of ropivacaine when it is used in a subacromial pump in addition to its bolus injection in a mixture of agents. The aim of the study is to evaluate pain relieving effect of ropivacaine infusion by a pain pump after arthroscopic shoulder surgery. Method: Thirty-six patients were randomly divided into three groups. Arthroscopic subacromial surgery was performed under general anesthesia. A subacromial catheter was placed in groups 1 and 2 patients. At the end of the operation, 15 ml of 0.5 % ropivacaine, 15 mg of ketolorac, and 4 mg morphine sulfate mixture was applied to all patients into the subacromial space. In addition to that, group 1 patients were applied with 0.5 % ropivacaine running through a pain pump at 4 cm3/h. Group 2 patients only received 100 cm3 saline (placebo) through the same pain pump, which was also running at 4 cm3/h. No additional intervention except subacromial mixture application was performed in group 3. Pain levels were evaluated by using the visual analogue scale. Results: Twelve male and 19 female patients were included in this study. During the first postoperative hour, there was no difference between the groups in terms of pain scores. During the ongoing 24-h period, group 2 patients suffered less pain and had less analgesic need compared with the other two groups (p < 0.05). However, in the same day, there was no significant difference in pain scores and analgesic consumption between groups 1 and 3 (p > 0.05). Conclusion: In terms of pain relief, the mixture of morphine, ropivacaine, and ketolorac was found to be as effective as the 24-h pump infusion of ropivacaine following arthroscopic rotator cuff repair. It was observed that placebo-given patients suffered less pain because saline increased the long-term effect of ropivacaine. So if an appropriate analgesic agent is applied to the subacromial space, there is no need for a pump infusion postoperatively. © 2013 EFORT.