Welcome to the Open Access System!
Marmara University Open Access System serves scientific and artistic products such as books, articles, papers, theses, encyclopedias and artistic works produced by our faculty members and students in accordance with international standards and intellectual property rights. New materials and products have recently been added to the system.
Communities in DSpace
Select a community to browse its collections.
Recent Submissions
Hüseyin Vassâf ve tasavvuf tarihindeki yeri
(2024) Taşdelen, Azime Merve; Arpaguş, Safi; Marmara Üniversitesi; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı; Tasavvuf Bilim Dalı
Osmanlı’dan Cumhûriyet’e geçiş dönemi Türk tarihinin dönüm noktalarından birini oluşturmakla berâber Cumhûriyet’in ilânının üzerinden bir asır geçmiş olmasına rağmen bu dönemin hâlâ tam mânâsıyla netleşmeyen hususları bulunmaktadır. Bu yıllarda yaşamış tasavvuf tarihçisi, mutasavvıf Hüseyin Vassâf (1872-1929), ardında bıraktığı birçok eserle dönemin sûfîlerine ve tasavvuf merkezli meselelerine ışık tutmaktadır. Vassâf’ın hayatını, eserlerini ve yaşadığı çağda tasavvuf etrafında meydana gelen gelişmeleri değişim ve dönüşüm ekseninde ele almayı amaçlayan bu çalışmada müellifin en kapsamlı eseri olan Sefîne-i Evliyâ’yı merkeze alan bir araştırma yapılmıştır. Bu tezde müellifin ilmî biyografisi ve XX. yüzyıl sûfî biyografi yazıcılığının mühim bir örneği olan Sefîne-i Evliyâ’nın analitik tahlîlinin yanında Vassâf’ın yaşadığı dönemde tasavvuf sahasında gerçekleşen değişimler ile tasavvufun tartışılan ve eleştirilere konu olan meseleleri Vassâf’ın değerlendirmeleri dikkate alınarak incelenmiştir.
Görme yetersizliği olan üniversite öğrencilerinin yabancı dil öğreniminde karşılaştıkları zorluklar
(2021) Kara, Özge; Taş, Yaprak Türkan Yücelsin; Marmara Üniversitesi; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Yabancı Diller Eğitimi Anabilim Dalı; Fransız Dili Eğitimi Bilim Dalı
Görme duyusunun ön plana çıkarıldığı yabancı dil öğretim yöntem ve stratejilerinin uygulanmasına yönelik eğitim alan yabancı dil öğretmenleri, görme yetersizliği olan öğrencilere yapılması gereken uyarlamalar konusunda çoğunlukla eksik kalmaktadır çünkü öğretmenin uzmanlığı ile görme yetersizliği olan öğrencilerin ihtiyaçları uyuşmamaktadır. Bu durum, görme yetersizliği olan öğrencinin yabancı dil öğrenme sürecini olumsuz etkilemekte ve zorluklar ile karşılaşmasına neden olmaktadır. Bu araştırma, görme yetersizliği olan üniversite öğrencilerinin yabancı dil öğrenirken karşılaştıkları zorlukları saptamayı amaçlamaktadır. Nitel bir araştırma olan bu çalışmada, nitel araştırma desenlerinden olan fenomenolojik araştırma deseni uygulanmıştır. Araştırmanın evrenini görme yetersizliği olan öğrenciler oluştururken, örneklemini 2020-2021 akademik yılında Türkiye’de lisans ve lisansüstü eğitimlerine devam eden görme engelli üniversite öğrencileri oluşturmaktadır. Bu doğrultuda, çalışmaya 30 üniversite öğrencisi katılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak görüşme yapılmıştır. Araştırmacı tarafından oluşturulan yarı yapılandırılmış görüşme formu aracılığıyla yapılan görüşmelerin analizinde, betimsel analiz uygulanmış ve bilgisayar destekli nitel veri analiz programı olan MAXQDA programı kullanılmıştır. Yapılan görüşmeler sonucu görme yetersizliği olan öğrencilerin yabancı dil öğrenirken çeşitli zorluklar ile karşılaştıkları saptanmıştır. Bu zorluklar içerisinde; kaynaklar, dil becerileri ve öğretmen ile ilgili zorluklar katılımcıların en sık ifade ettiği durumlar olmuştur. Kaynaklar ile karşılaşılan zorlukların erişilebilir kaynak eksikliğinden, dil becerilerindeki zorlukların uyarlama yapılmamasından, öğretmen ile ilgili zorlukların ise öğretmenin görme engelli öğrencilerin eğitimindeki bilgi ve deneyim eksikliğinden kaynaklandığı saptanmıştır. Bu temel zorluklara ek olarak olarak, katılımcıların ifade etmiş olduğu diğer zorluklar ise yine bu üç temel konu ile ilintili olarak ortaya çıkmaktadır. Katılımcılar ile yapılan görüşmelerde, yapılan uygulamaların saptanması ile görme yetersizliği olan öğrencilere yabancı dil öğretiminde sunulan imkanlar belirlenmeye çalışılmıştır. Yapılan uygulamaların çoğunlukla öğretmen tarafından yapıldığı saptanmıştır. Öğretmen tarafından yapılan uygulamalar; kaynakların dijitalleştirilmesi, öğrenciyle ek çalışmalar yapılması, manevi destek olunması, iş birliği yapılmasını kapsamaktadır. Ancak katılımcıların yarısına yakını, ihtiyaç duyulmasına rağmen herhangi bir uygulama yapılmadığını belirtmiştir. Üniversiteler tarafından yapılan uygulamalar ise kısıtlı kalmış olup asistan öğrenci görevlendirilmesi en sık yapılan uygulama olmuştur. Katılımcıların beklentilerinde, karşılaşılan zorluklara paralel veriler elde edilmiştir. Öğretmen, materyal ve kurumlardan olan beklentiler, eğitimin en temel ögelerine işaret etmektedir. Elde edilen bu veriler, görme yetersizliği olan öğrencilere yabancı dil eğitiminin yetersiz kaldığını göstermektedir. Başarılı bir yabancı dil eğitimi için kurumların desteği ile profesyonel ve kalıcı uygulamalar gerekmektedir.
Farklı unilateral squat egzersizlerin biyomekanik açıdan karşılaştırılması
(2024) Barış, Türker; Tatar, Yaşar; Marmara Üniversitesi; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Anabilim Dalı; Spor Sağlık Bilimleri Bilim Dalı
Amaç: Bu çalışmanın amacı, unilateral squat egzersizleri sırasında ayak bileği, diz ve kalça eklemlerinde oluşan moment, açı, hareket aralığı ve reaksiyon kuvvetlerini araştırmaktır. Ayrıca çalışmamızda unilateral squat egzersizleri sırasında ayak tabanında oluşan plantar basınç değerleri ve dikey yer reaksiyon kuvvetleri de değerlendirilmiştir.Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Spor Bilimleri Fakültesinde eğitim gören 18-25 yaş aralığındaki 15 erkek gönüllü katılmıştır. Katılımcılardan altı farklı unilateral squat egzersizini (1-Makas adım çömelme [MAÇ], 2-Arka ayak yükseltilmiş çömelme [AAYÇ], 3-Askıda tek bacak çömelme [ATBÇ], 4-Tek bacak çömelme [TBÇ], 5-Tek bacak yana çömelme [TBYÇ], 6-Kutudan tek bacak geriye inerek çömelme [KTBGİÇ]) baskın ekstremiteleri basınç haritalama platformu üzerinde olacak şekilde yapmaları istenilmiştir. Katılımcılar egzersizler sırasında kendi vücut ağırlıklarının yaklaşık %11-12,5’una denk gelen halter ekipmanı taşımıştır. Egzersizler sırasında baskın bacakta oluşan kinematik veriler kamera görüntüleriyle, kinetik veriler ise basınç haritalama platformu aracılığıyla elde edilmiştir. Araştırmamızda her bir katılımcı altı farklı unilateral squat egzersizini 3 tekrarlı olarak yapmış ve her bir egzersize ait kinetik ve kinematik veriler bu üç tekrarın ortalaması alınarak hesaplanmıştır.Bulgular: TBÇ ve KTBGİÇ egzersizleri sırasında diğer egzersizlerden anlamlı olarak daha büyük zirve dikey yer reaksiyon kuvvetleri oluşmuştur (p<0,05). TBYÇ egzersizi sırasında diğer egzersizlerden anlamlı olarak daha düşük zirve plantar basınç değerleri görülmüştür (p<0,05). Ayak bileği zirve plantar fleksör moment değerleri anlamlı olarak en büyük KTBGİÇ egzersizinde, diz ekstansör moment değerleri anlamlı olarak en büyük TBÇ egzersizinde ölçülmüştür (p<0,05). MAÇ egzersizi sırasında AAYÇ, ATBÇ, TBÇ, TBYÇ egzersizlerinden anlamlı olarak daha büyük zirve kalça ekstansör moment değerleri saptanmıştır (p<0,05).Sonuç: Araştırmanın sonuçlarına göre, ayak bileği plantar fleksör kasları için etkinliği en fazla olan egzersizin KTBGİÇ, etkinliği en az olan egzersizin ise MAÇ egzersizi olduğu belirlenmiştir. Diz ekstansör kasları için en etkin egzersizin TBÇ egzersizi olduğu bulunmuştur. Kalça ekstansör kasları için MAÇ egzersizinin AAYÇ, ATBÇ, TBÇ ve TBYÇ egzersizlerine göre daha etkin bir egzersiz olduğu ve TBÇ egzersizinin diğer egzersizlere göre etkinliğinin daha az olduğu saptanmıştır. Bu bilgiler kuvvet artırımı veya rehabilitasyon hedeflerine uygun unilateral squat egzersizlerinin seçiminde klinisyen ve antrenörlere rehberlik edecektir.
Assessment of biological hydrazine production using anammox bacteria
(2024) Sarı, Tuğba; Akgül, Deniz; Marmara Üniversitesi; Fen Bilimleri Enstitüsü; Biyomühendislik Anabilim Dalı; Biyomühendislik Bilim Dalı
Hidrazin (N2H4), çeşitli uygulamalara sahip değerli bir endüstriyel bileşiktir. N2H4’e yönelik küresel talep artmakta olup, 2030 yılına kadar yaklaşık 806 milyon dolara ulaşması beklenmektedir. Şu anda, N2H4'ün endüstriyel ölçekte üretimi, çeşitli dezavantajlarla birlikte yalnızca kimyasal işlemlere dayanmaktadır. Anammox bakterileri, metabolizmalarında N2H4 sentezleme konusunda eşsiz bir yeteneğe sahiptir. N2H4’ün anammox üzerindeki arttırıcı etkisi farklı amaçlar için kapsamlı olarak incelenmiştir. Fakat, N2H4’nin uzun vadeli inhibe edici etkileri halâ tartışmalıdır ve anammox bakterilerinin yüksek N2H4 seviyelerine kısa vadeli tepkisi halâ belirsizdir. Bu tez kapsamında, zenginleştirilmiş anammox kültürünün harici N2H4’e hem kısa hem de uzun vadeli tepkileri kapsamlı bir şekilde incelenmiştir. Ayrıca, bu çalışmada anammox sistemleri kullanılarak uzun vadede biyolojik N2H4 üretiminin arttırılması değerlendirilmiştir. Son olarak, mevcut N2H4 üretim ve ayırma yöntemlerinin detaylı bir incelemesi yapılmıştır.Genel sonuçlar, anammox bakterilerinin mevcut ve yaygın uygulamalarının yanı sıra, N2H4 içeren atık suların arıtımı için potansiyel adaylar olduğunu göstermiştir. Fakat, yüksek seviyelerdeki N2H4 stresine akut maruziyet, zenginleştirilmiş anammox kültürünün ifade profillerini önemli ölçüde azaltmıştır, bu da anammox bakterilerinin yüksek konsantrasyonlardaki şok N2H4 yüklerine karşı hassas olduğunu ortaya koymuştur. Buna ek olarak, optimize edilmiş koşullar altında, anammox biyoreaktöründe literatürde raporlanandan 2,5 kat daha yüksek N2H4 biyobirikimine ulaşılmıştır. Biyoreaktör çalışma koşullarının manipülasyonu başlangıçta N2H4 biyobirikiminde önemli bir artışa neden olsa da akabinde anammox aktivitesinde ciddi bir bozulmaya neden olmuştur. Ancak bu durum, anammox sistemlerinin işletim koşullarının düzenlenmesiyle önlenebilir. Sonuç olarak, N2H4 içeren atık suların arıtılması ve N2H4 üretilmesi için anammox bakterilerinin kullanılması klasik yöntemlere umut verici bir alternatiftir. Anammox bakterilerine yönelik bu yeni yaklaşımların henüz başlangıç aşamasında olduğunu vurgulamak gerekir. Bu nedenle, temel zorlukların üstesinden gelmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.