Person:
GÜLÇEBİ İDRİZ OĞLU, MEDİNE

Loading...
Profile Picture

Email Address

Birth Date

Research Projects

Organizational Units

Organizational Unit

Job Title

Last Name

GÜLÇEBİ İDRİZ OĞLU

First Name

MEDİNE

Name

Search Results

Now showing 1 - 10 of 16
  • PublicationOpen Access
    The pathways connecting the hippocampal formation, the thalamic reuniens nucleus and the thalamic reticular nucleus in the rat
    (WILEY, 2008-03) ONAT, FİLİZ; Cavdar, Safiye; Onat, Filiz Y.; Cakmak, Yusuf Oezguer; Yananli, Hasan R.; Gulcebi, Medine; Aker, Rezzan
    Most dorsal thalamic nuclei send axons to specific areas of the neocortex and to specific sectors of the thalamic reticular nucleus; the neocortex then sends reciprocal connections back to the same thalamic nucleus, directly as well indirectly through a relay in the thalamic reticular nucleus. This can be regarded as a 'canonical' circuit of the sensory thalamus. For the pathways that link the thalamus and the hippocampal formation, only a few comparable connections have been described. The reuniens nucleus of the thalamus sends some of its major cortical efferents to the hippocampal formation. The present study shows that cells of the hippocampal formation as well as cells in the reuniens nucleus are retrogradely labelled following injections of horseradish peroxidase or fluoro-gold into the rostral part of the thalamic reticular nucleus in the rat. Within the hippocampal formation, labelled neurons were localized in the subiculum, predominantly on the ipsilateral side, with fewer neurons labelled contralaterally. Labelled neurons were seen in the hippocampal formation and nucleus reuniens only after injections made in the rostral thalamic reticular nucleus (1.6-1.8 mm caudal to bregma). In addition, the present study confirmed the presence of afferent connections to the rostral thalamic reticular nucleus from cortical (cingulate, orbital and infralimbic, retrosplenial and frontal), midline thalamic (paraventricular, anteromedial, centromedial and mediodorsal thalamic nuclei) and brainstem structures (substantia nigra pars reticularis, ventral tegmental area, periaqueductal grey, superior vestibular and pontine reticular nuclei). These results demonstrate a potential for the thalamo-hippocampal circuitry to influence the functional roles of the thalamic reticular nucleus, and show that thalamo-hippocampal connections resemble the circuitry that links the sensory thalamus and neocortex.
  • Publication
    6-Hidroksidopamin Uygulanan Wistar Ve Genetik Absans Epilepsili SıçanlarınRotasyonlarının Karşılaştırılması
    (2020-11-06) GÜLHAN, REZZAN; GÜLÇEBİ İDRİZ OĞLU, MEDİNE; TOPLU A., YAVUZ M., ÇULPAN Y., TURGAN AŞIK Z. N., GÜLHAN R., GÜLÇEBİ İDRİZ OĞLU M., ONAT F.
    GİRİŞ VE AMAÇ: 6-Hidroksidopamin (6-OHDA); nigro-striatal dopaminerjik nöronlar için toksik bir ajandır ve Parkinson hastalığının modellenmesinde kullanılır (1). Çalışmamızda, Strasbourg orijinli genetik absans epilepsili sıçanlarda (GAERS) ve Wistar sıçanlarda 6-OHDA toksisitesinin dopaminerjik hasar oluşturmasının göstergelerinden biri olan ve subkutan apomorfinle indüklenen rotasyon davranışını, 2 grup arasında kıyaslamak hedeflendi. YÖNTEM:Bu çalışmada, 30 günlük Wistar ve GAERS hayvanlar kendi içlerinde iki gruba ayrıldı. 6-OHDA (8 µg doz ve 4 µL/4dk hızında); GAERS-MFB (n=8) grubuna medial ön beyin demetine (MFB) (AP:-1,4; ML:1,6; V:7,1 mm) tek enjeksiyon, GAERS-Striatum (n=5) grubuna striatuma iki enjeksiyon (AP:-0,5/+0,5; ML:3,0; V:5,0 mm), Wistar-MFB (n=4) grubuna (AP:-1,4; ML:1,6; V:7,1 mm) tek enjeksiyon, Wistar-Striatum (n=2) grubuna da striatuma iki enjeksiyon (AP:-0,5/+0,5; ML:3,0; V:5,0 mm) olacak şekilde stereotaksik cerrahi yöntemle uygulandı.6-OHDA uygulamasından 21 gün sonra tüm hayvanlara apomorfin enjeksiyonu (0,05 mg/kg, subkutan) uygulandı. Apomorfin uygulanmasından sonra 30 dakika boyunca hayvanların 3600 sağa ve sola rotasyonları kaydedildi. Veriler ortalama±standart hata olarak ifade edildi. Tek yönlü ANOVA ve Tukey’in post-hoc testi kullanıldı (p<0,05 anlamlı olarak kabul edildi). BULGULAR:GAERS-MFB rotasyon sayısı dakikada ortalama 6,56±0,05 iken, GAERS-Striatum dakikada ortalama 6,19±1,72 oldu. Wistar-MFB rotasyon sayısı dakikada ortalama 4,74±2,33 iken, Wistar-Striatum rotasyon sayısı dakikada ortalama 3,27±1,40 olarak bulundu. Gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı. TARTIŞMA VE SONUÇ:Bulgular; gruplar arasında bir fark olmadığını göstermekle beraber, çalışmamızda grup sayılarının sınırlı olması nedeniyle, sayı arttırılarak çalışmanın devamı hedeflenmektedir. Çalışma TÜBİTAK (218S653) tarafından desteklenmektedir.
  • Publication
    Plasma lamotrigine levels of patients with polymorphic UGT1A4 enzymes
    (2010-06-27) GÜLÇEBİ İDRİZ OĞLU, MEDİNE; GÖREN, MEHMET ZAFER; GÜLHAN, REZZAN; ONAT, FİLİZ; GÜLÇEBİ İDRİZ OĞLU M., ÖZKAYNAKÇI A., GÖREN M. Z. , ÖZKARA Ç., GÜLHAN R., ONAT F.
  • Publication
    The relationship between UGT1A4 polymorphism and serum concentration of lamotrigine in patients with epilepsy
    (ELSEVIER, 2011) ONAT, FİLİZ; Gulcebi, Medine Idrizoglu; Ozkaynakci, Aydan; Goren, Mehmet Zafer; Aker, Rezzan Gulhan; Ozkara, Cigdem; Onat, Filiz Yilmaz
    Lamotrigine (LTG) which has a widespread use in epilepsy treatment as an antiepileptic agent is metabolized by UDP-glucuronosyl transferase (UGT) enzymes. In this study, single nucleotide polymorphisms, P24T and L48V, of the UGT1A4 enzyme have been investigated in a Turkish population of patients with epilepsy (n=131) by comparing serum levels of LTG of wild type and polymorphic subjects. High performance liquid chromatography (HPLC) was used to measure serum concentrations of LTG. The P24T and L48V polymorphisms of the UGT1A4 enzyme were analyzed with a matrix assisted laser desorption-time of flight (MALDI-TOF) mass spectrometry method. The frequencies of the heterozygous alleles for L48V or P24T polymorphisms were 22.4% and 3.8%, respectively. L48V polymorphism was found to decrease the serum concentration of LTG in patients on monotherapy or polytherapy. The LTG levels of non smoking monotherapy patients were 52% lower for the L48V polymorphism than for wild type alleles. Also the LTG levels were significantly lower for non smoking or smoking polymorphic alleles than for normal. The high frequency of the L48V polymorphism detected in the Turkish population indicates that LTG dose adjustments in patients with the UGT1A4 L48V polymorphic enzyme should be taken into account. (c) 2011 Elsevier B.V. All rights reserved.
  • Publication
    Lakozamid ile birlikte karbamazepin, fenobarbital veya valproik asit kullanımının hepatik metabolizma üzerindeki in vitro etkileri
    (2021-11-06) YILMAZ GÖLER, AYŞE MİNE; GÜLHAN, REZZAN; GÜLÇEBİ İDRİZ OĞLU, MEDİNE; YILMAZ GÖLER A. M., ALTINOLUK T., ÇULPAN Y., Selalmaz Y., ONAT F., GÜLHAN R., GÜLÇEBİ İDRİZ OĞLU M.
    Amaç: Karbamazepin ve fenobarbital hepatik sitokromP450 (CYP) metabolizma enzimlerini indükleyerek, valproik asit ise inhibe ederek ilaçilaç etkileşimlerine yol açabilmektedir. Yeni jenerasyon anti-nöbet ilaçlardan (ASD) biri olan lakozamid (LCM), CYP2C19, CYP2C9 ve CYP3A4 enzimleri ile metabolizma olmaktadır. Çalışmamızda lakozamid ile birlikte kullanılan ASD’lerin CYP enzimleri üzerindeki etkilerini in vitro yöntemlerle mRNA düzeyinde araştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: İnsan hepatoselüler karsinom hücrelerine (HepaRG veya HepG2) terapötik konsantrasyonlarda karbamazepin, fenobarbital veya valproik asit uygulanmasının ardından, kuyucuklara kanda minimum veya maksimum terapötik konsantrasyonlara (Cmin veya Cmaks) karşılık gelecek şekilde LCM eklendi. Hücre örneklerinde CYP2C19, CYP2C9 ve CYP3A4 genlerinin mRNA ekspresyon düzeyleri gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu ile ölçüldü ve değişiklikler kat değişimi (FC) değerleri olarak hesaplandı. FC değerleri 0,5’in altında kalan gen ekspresyonları inhibisyon, 2’nin üzerinde olanlar ise indüksiyon olarak değerlendirildi ve GraphPad Prism 8 ile analiz edildi. Bulgular: HepaRG hücrelerinde en yüksek mRNA ekspresyonu CYP2C19 ve CYP3A4 genlerinde karbamazepin ve LCMCmin'nin birlikte uygulandığı gruplarda (sırasıyla, FC:5,2; FC:1009,9) saptanırken, CYP2C9 gen ekspresyonu, fenobarbital ile LCMCmin uygulanan grupta anlamlı derecede yüksek bulundu (FC:795,16). HepaRG hücrelerinde valproik asit ile LCMCmaks uygulanan grupta en düşük CYP gen ekspresyonu CYP3A4 olarak tespit edildi (FC:2,3). HepG2 hücrelerinde ise CYP genlerinin ekspresyonları anlamlı değişiklik göstermedi. Sonuç: CYP enzim ekspresyonunun daha yüksek oranda gerçekleştiği HepaRG hücre hattı deneylerinden elde ettiğimiz sonuçlar özellikle karbamazepin ve fenobarbitalin CYP genlerinin ekspresyonlarını değiştirerek (sırasıyla CYP2C19-CYP3A4 ve CYP2C9) LCM ile etkileşmeye girebileceğine işaret etmektedir. Sonuçlarımızın doğrulanması için LCM konsantrasyonunun eş zamanlı olarak ölçülmesi ve deney sayılarının arttırılması planlanmaktadır. Çalışmamız Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) (119R041) tarafından desteklenmektedir.
  • Publication
    Vücut ağırlığı değişimi genetik absans epilepsili sıçan yavrularında 6-hidroksidopamin kaynaklı nörodejenerasyon derecesini gösterebilir mi
    (2021-05-27) KARAMAHMUTOĞLU, TUĞBA; GÜLÇEBİ İDRİZ OĞLU, MEDİNE; GÜLHAN, REZZAN; ÇULPAN Y., KARAMAHMUTOĞLU T., TURGAN AŞIK Z. N., YAVUZ M., TOPLU A., GÜLÇEBİ İDRİZ OĞLU M., GÜLHAN R., ONAT F.
  • Publication
    Antinöbet ilaçların lakozamid konsantrasyonu üzerindeki etkilerinin HepaRG hücre hattında araştırılması
    (2021-11-04) GÜLHAN, REZZAN; YILMAZ GÖLER, AYŞE MİNE; GÜLÇEBİ İDRİZ OĞLU, MEDİNE; GÜLHAN R., YILMAZ GÖLER A. M., ALTINOK T., ÇULPAN Y., SELALMAZ Y., ONAT F., GÜLÇEBİ İDRİZ OĞLU M.
    Amaç: Epilepsi hastalığının farmakolojik tedavisinde kullanılan antinöbet ilaçlar (ASD) çoğu hastada beklenen etkiyi sağlarken, bazı hastalarda etkisiz kalmaktadır. İlaç yanıtında bireysel değişkenliğin nedenleri arasında, ilaç-ilaç etkileşimleri önemli bir yere sahiptir. Epilepsi tedavisinde kullanılan karbamazepin ve fenobarbital hepatik sitokrom P450 (CYP) metabolizma enzimlerini indükleyerek, valproik asit ise inhibe ederek ilaç-ilaç etkileşimlerine yol açabilmektedir. Yeni jenerasyon ASD’lerden biri olan lakozamid, CYP2C19, CYP2C9 ve CYP3A4 enzimleri ile metabolize olmaktadır. Hem hepatosit benzeri hem de safra benzeri hücrelerin bir karışımından oluşan insan hepatoselüler karsinom hücre hattı olan HepaRG hücreleri, in vitro ilaç metabolizmasının takibi, ilaç-ilaç etkileşimi ve toksikoloji çalışmalarında kullanılmak üzere geliştirilmiştir (Gripon ve ark. 2002; Lambert ve ark. 2009). HepaRG hücrelerinin karaciğer fonksiyonlarının ve karaciğere özgü genlerin ekspresyonunun primer hepatositler ile aynı seviyede olduğu gösterilmiştir (Anthérieu ve ark. 2010). Çalışmamızda ASD’lerin lakozamid konsantrasyonu üzerindeki etkilerini HepaRG hücre hattını kullanarak in vitro yöntemlerle araştırmayı amaçladık. Gereç-Yöntem: HepaRG hücre kültürlerine terapötik konsantrasyonlarda karbamazepin, fenobarbital veya valproik asit uygulanmasının ardından, kuyucuklara kanda minimum ya da maksimum terapötik konsantrasyonlara (Cmin veya Cmaks) veya toksik konsantrasyona (Ctoks) karşılık gelecek şekilde lakozamid eklendi. Kuyucuklardan alınan hücre örneklerinde CYP2C19, CYP2C9 ve CYP3A4 genlerinin mRNA ekspresyon düzeyleri gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu ile ölçüldü. Hücrelerdeki CYP enzim miktarları ELISA yöntemi ile değerlendirilirken, hücre besi yerlerinden alınan örneklerdeki lakozamid ve O-desmetil lakozamid miktarları LC-MS/MS ile tespit edildi. Sonuçlar hesaplanarak GraphPad Prism 8 ile analiz edildi. Bulgular: HepaRG hücrelerindeki CYP2C19 geninde en yüksek mRNA ifadesi karbamazepin ve lakozamid Cmin'in uygulandığı grupta (FC:13,52) saptandı. Fenobarbital ile lakozamid Cmin uygulanan grupta saptanan CYP2C9 gen ekspresyonu (FC:339,78), lakozamid Cmaks grubu ile karşılaştırıldığında anlamlı derecede yüksekti (p=0,015). CYP3A4 gen ekspresyonu en yüksek karbamazepin ile lakozamid Cmaks’ın birlikte uygulandığı grupta tespit edildi (FC:1180,00). Karbamazepin ile lakozamid Cmaks grubunda mRNA ekspresyon değeri lakozamid Cmaks grubu ile karşılaştırıldığında anlamlı derecede yüksekti (p=0,007). ELISA yöntemiyle ölçülen enzim miktarları değerlendirildiğinde, CYP2C9 enzimi açısından gruplar arasında anlamlı bir farka rastlanmadı. CYP2C19 protein miktarları incelenen gruplarda en düşük CYP2C19 enzim miktarı tek başına karbamazepin uygulanan grupta bulundu (7,42±0,4 ng/ml). En düşük CYP2C19 enzim miktarı ise fenobarbital ile lakozamid Cmin grubunda tespit edildi (2,81±2,3 ng/ml). Her iki grupta da CYP2C19 enzimi açısından anlamlı bir farka rastlanmadı. En yüksek CYP3A4 enzim miktarına lakozamid Cmin grubunda rastlanırken (1015,96±2,14 pg/ml), kontrol grubu ile karşılaştırıldığında anlamlı bir farka rastlanmadı. En düşük CYP3A4 enzim miktarı ise fenobarbital ile lakozamid Cmin grubunda gözlendi (532,39±20,0 pg/ml) ve yalnızca lakozamid Cmin içeren gruptan anlamlı derecede düşüktü. En yüksek lakozamid/O-desmetil-lakozamid konsantrasyon oranı valproik asit ile lakozamid Cmin uygulanan grupta (176.9) tespit edilirken, bu oran en düşük fenobarbital ile lakozamid Cmaks uygulanan grupta (43.1) bulundu. Sonuç: CYP enzim ekspresyonunun indüklendiği HepaRG hücre hattı deneylerinden elde ettiğimiz sonuçlar özellikle karbamazepin ve fenobarbitalin CYP enzim genlerinin ekspresyonlarını değiştirerek (sırasıyla CYP3A4 ve CYP2C9) lakozamid ile etkileşmeye girebileceğine işaret etmektedir. Bu çalışma Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) (119R041) tarafından desteklenmektedir.
  • Publication
    Genetik absans epilepsili ve epileptik olmayan sıçanlarda nigrostriatal yolak dejenerasyonunun kalretinin immunoreaktivitesi üzerine etkisi
    (2022-11-10) KİRAZLI, ÖZLEM; GÜLÇEBİ İDRİZ OĞLU, MEDİNE; ŞEHİRLİ, ÜMİT SÜLEYMAN; GÜLHAN, REZZAN; KİRAZLI Ö., Turgan Aşık Z. N., Çulpan Y., GÜLÇEBİ İDRİZ OĞLU M., ŞEHİRLİ Ü. S., GÜLHAN R., ONAT F.
    Amaç: Kalsiyum bağlayıcı proteinler, nöronal işlev ve nörogenezde önemli rol oynamaktadır. Kalretinin, dikensiz GABAerjik internöronlarda eksprese edilmekte ve gelen dopaminerjik afferentlerle ve glutamaterjik kortikostriatal afferentlerle sinaptik bağlantı kurmaktadır. Yaşla birlikte azalabilen kalretinin, ileri yaşlardaki motor fonksiyonda oluşacak kayıplardan sorumlu tutulabilmektedir. Parkinson modeli sıçanlarda nigro -striatal yolaktaki dopaminerjik nöron kaybı sonrasında striatumda bulunan kalretinin pozitif internöronlarda azalma meydana geldiği gösterilmiştir. Bu azalışa glutamat reseptörlerindeki aşırı aktivite ve dopaminin eksikliğinin neden olduğu iddia edilmiştir. Kalretinin pozitif internöronların temporal epilepsiye karşı hassas olduğu gösterilmiştir. Epileptogenez sürecinde kimyasal lezyon ile nigro-striatal yolağın devre dışı bırakılmasının kalretinin sentezleyen nöronlar üzerine etkisi incelenmiştir. Gereç ve Yöntem: Striatum, Substantia Nigra pars compacta ve pars reticulata da bulunan kalretinin içeren nöronların tespiti için medial ön beyin demetine 6-OHDA uygulanan Wistar (n=5) GAERS (n=5) Wistar kontrol (n=5) ve GAERS kontrol (n=5) 40µm’lik sıçan beyin kesitlerine immohistokimya yöntemi uygulanmıştır. Nöronların sayım işlemleri floresans boyanmış kesitler üzerinden yapılmıştır. İstatistiksel değerlendirme için GraphPad Prism Tek yönlü ANOVA ve gruplar arasındaki karşılaştırma kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmamızda (6 –OHDA) enjekte edilen Wistar ve GAERS sıçanlarda kontrol gruplarına göre kalretinin pozitif hücre sayısında azalma gözlenmiştir. Bu azalma Striatum için istatistiksel olarak anlamlı bulunmazken, Substantia Nigra pars compacta (p<0,05) ve pars reticulata (p<0,05) için anlamlıdır. Sonuç: Literatürde (6 –OHDA) enjekte edilen sıçanlarda nigrostriatal yolakta sağlam kalan dopaminerjik nöronların kalretinin eksprese ettiği gözlemlenmiştir. Bu sonuçlar sonrasında, kalretininin nöroprotektif etkisinden dolayı dopaminerjik nöronları koruyabildiği ileri sürülebilir.
  • Publication
    p353 Evalution of antiepileptic drug use in the pregnant patients with epilepsy in a university hospital in Istanbul
    (2014-07-03) GÜLÇEBİ İDRİZ OĞLU, MEDİNE; GÜLHAN, REZZAN; KARAALP, ATİLA; GÖREN, MEHMET ZAFER; ONAT, FİLİZ; GÜLÇEBİ İDRİZ OĞLU M., Küçükibrahimoğlu E., JAFAROVA DEMİRKAPU M., GÜLHAN R., KARAALP A., GÖREN M. Z., ONAT F.
  • Publication
    Changes in intracellular protein expression in cortex., thalamus and hippocampus in a genetic rat model of absence epilepsy
    (PERGAMON-ELSEVIER SCIENCE LTD, 2011) OGAN, AYŞE; Danis, Ozkan; Demir, Serap; Gunel, Aslihan; Aker, Rezzan Gulhan; Gulcebi, Medine; Onat, Filiz; Ogan, Ayse
    Epilepsy is a chronic disorder characterized by repeated seizures resulting from abnormal activation of neurons in the brain. Although mutations in genes related to Na+, K+, Ca2+ channels have been defined, few studies show intracellular protein changes. We have used proteomics to investigate the expression of soluble proteins in a genetic rat model of absence epilepsy Genetic Absence Epilepsy Rats from Strasbourg (GAERS). The advantage of this technique is its high throughput quantitative and qualitative detection of all proteins with their post-translational modifications at a given time. The parietal cortex and thalamus, which are the regions responsible for the generation of absence seizures, and the hippocampus, which is not involved in this activity, were dissected from GAERS and from non-epileptic control rat brains. Proteins from each tissue sample were isolated and separated by two-dimensional gel electrophoresis. Spots that showed significantly different levels of expression between controls and GAERS were identified by nano LC-ESI-MS/MS. Identified proteins were: ATP synthase subunit delta and the 14-3-3 zeta isoform in parietal cortex; myelin basic protein and macrophage migration inhibitory factor in thalamus; and macrophage migration inhibitory factor and 0-beta 2 globulin in hippocampus. All protein expressions were up-regulated in GAERS except 0-beta globulin. These soluble proteins are related to energy generation, signal transduction, inflammatory processes and membrane conductance. These results indicate that not only membrane proteins but also cytoplasmic proteins may take place in the pathophysiology and can be therapeutic targets in absence epilepsy. (C) 2011 Elsevier Inc. All rights reserved.