Person:
KURU, LEYLA

Loading...
Profile Picture

Email Address

Birth Date

Research Projects

Organizational Units

Job Title

Last Name

KURU

First Name

LEYLA

Name

Search Results

Now showing 1 - 8 of 8
  • Publication
    Periodontolojide postoperatif Ağrı
    (Türkiye Klinikleri Yayınevi, 2023-03-01) KURU, LEYLA; YILDIRIM, HATİCE SELİN; Kuru L., Yıldırım H. S.
    ÖZET Periodontal tedavi işlemleri sırasında veya sonrasında hastalarda ağrı, rahatsızlık ve dentin hassasiyetiduyabileceği beklentisi vardır. Periodontal tedavinin en yaygın uygulanan ve ilk basamağı olandiş yüzeyi temizliği ve kök yüzeyi düzleştirmesi prosedüründe, belirli bir süre hafif ağrı duyulabilmektedir.Periodontal cerrahi tedavilerde ise daha şiddetli ağrı ve rahatsızlık hissi oluşabilmektedir. Ağrıtüm periodontal cerrahi uygulamalarının kaçınılmaz doğal bir sonucudur. Yapılan tüm periodontal tedaviişlemlerinde, hasta konforu ve memnuniyetini artırmak, hastanın tedaviye uyumunu ve iş birliğini sağlamakiçin işlemler sırasında ve sonrasında duyulan ağrıyı azaltmak büyük önem taşımaktadır. Periodontaltedavinin başarısı sadece uygun cerrahi tekniğin seçilmesi ve uygulanmasına değil aynı zamandaağrı başta olmak üzere postoperatif komplikasyonların önlenmesi ve kontrolüne de bağlıdır.Anah tar Ke li me ler: Periodontal hastalıklar; oral cerrahi işlemler; postoperatif ağrıABS TRACT During and following several periodontal procedures, it is normal for patients to experiencediscomfort, postoperative pain, and dentin hypersensitivity. The scaling and root planing procedure,which is the most frequently used treatment and first step of periodontal therapy, may causediscomfort lasting for a short time. Periodontal surgical therapy results in more severe pain and discomfort.Pain is an inevitable outcome of all periodontal surgical procedures. Therefore, it is crucial tolessen the postoperative pain of the patient in order to improve overall level of comfort and satisfaction,promote collaboration and treatment compliance. In addition to application of the proper surgical technique,the effectiveness of periodontal surgery depends on prevention and management of pain and otherpostoperative complications.Keywords: Periodontal diseases; oral surgical procedures; postoperative pain
  • Publication
    Biyolojik yaşlanma ile ağız içi ve periodontal dokularda meydana gelen değişiklikler
    (Ortadoğu reklam tanıtım Yayıncılık turizm eğitim İnşaat Sanayi ve ticaret A.Ş., 2022-01-01) YILDIRIM, HATİCE SELİN; KÖSE, KEMAL NACİ; KURU, LEYLA; YILDIRIM H. S., KÖSE K. N., KURU L.
  • Publication
    Peri-implant Tissues and Diseases
    (MARMARA UNIV, INST HEALTH SCIENCES, 2017) YILDIRIM, HATİCE SELİN; Elemek, Eser; Agrali, Omer Birkan; Yildirim, Hatice Selin; Kuru, Leyla
    Peri-implant diseases occur due to imbalance between host response and biofilm after successful osseointegration of an implant with the bone. Among peri-implant diseases, peri-implant mucositis is used to describe the presence of inflammation only within the mucosa, whereas peri-implantitis is characterized by loss of supporting bone in addition to the inflammation within the mucosa. For the diagnosis of peri-implant diseases, probing depth, bleeding on probing, and suppuration are clinically assessed. Additionally, supporting bone levels are radiographically evaluated. Smoking, lack of oral hygiene, history of periodontal disease, diabetes mellitus, cardiovascular diseases, and implant surface characteristics are the known risk factors for the development of peri-implant diseases. For the treatment of peri-implant mucositis, antimicrobial treatment is performed together with mechanical debridement. However, these treatment approaches are not sufficient for peri-implantitis cases. For the treatment of peri-implantitis, resective and/or regenerative surgical interventions are used in addition to mechanical debridement. It is crucial to improve the knowledge among dentists about the prevention and progression of peri-implant diseases. On the other hand, patients should be advised regular dental visits and to maintain the highest level of oral hygiene.
  • Publication
    Covid-19 pandemisi döneminde bireylerin diş ve dişeti sağlığı konusundaki bilinç düzeylerinin değerlendirilmesi: Bir anket çalışması
    (2022-10-19) ÖZEN, BENSU; YILDIRIM, HATİCE SELİN; KURU, LEYLA; ÖZEN B., GÜNGÖRMEK H. S., KURU L.
    AMAÇ: 2019 yılının Aralık ayında Çin’in Hubei eyaletine bağlı Vuhan kentinde daha önce insanlarda saptanmamış bir Coronavirus (CoV) tespit edilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) insanlarda nedeni belirlenemeyen pnömoniye yol açan bu virusu yeni koronavirus (2019-nCoV) olarak isimlendirmiş ve hastalığı COVID-19 olarak tanımlamış ve 11 Mart 2020 tarihinde pandemi olarak ilan etmiştir. Bu çalışmanın amacı, COVID-19 pandemisi döneminde bireylerdeki diş ve dişeti sağlığı konusundaki bilinç düzeylerinin değerlendirilmesidir. GEREÇ VE YÖNTEM: Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dalı’na Ekim 2020-Temmuz 2021 tarihleri arasında başvuran bireylere 24 soruluk bir anket uygulandı ve 200 birey bu anket formuna eksiksiz yanıt verdi. BULGULAR: Çalışmaya 18-64 yaş aralığında 95 erkek (%48), 105 kadın (%52) olmak üzere toplam 200 kişi katıldı. Katılımcıların 55’inin (%27.5) ilköğretim, 66’sının (%33) lise, 79’unun (%39.5) ise yüksek okul/üniversite mezunu olduğu tespit edildi. Bireylerin 156’sı (%78) dişeti kanamasının bir hastalık belirtisi olduğunu bildirdi. Dişeti kanamasının göstergeleri, iltihaplı dişeti (%49.5), dişeti çekilmesi (%36.5), sağlıklı dişeti (%1) şeklinde sıralandı; %23’lük bir kısım ise bu soruda bilmiyorum seçeneğini işaretledi. Katılımcılardan 112’si (%56) daha önceden kendilerine periodontal tedavi uygulandığını bildirdi. COVID-19 pandemisine sürecinde periodontal tedavi bulaş riski açısından, bireylerin %33.5’i tarafından güvenli, %27.5’i tarafından riskli, %24.5’i tarafından ne riskli ne güvenli, %10’u tarafından çok güvenli, %3.5’i tarafından ise çok riskli bulundu. Katılımcıların yarısından fazlası (%59.5) şiddetli periodontal hastalıkların, COVID tablosunu olumsuz etkilemeyeceğini bildirdi. SONUÇ: Bireylerin hem kendi diş ve dişeti sağlığı konusundaki bilinç düzeylerinin hem de COVID’in diş ve dişeti sağlığı üzerine etkilerinin değerlendirilmesinde yetersiz bilgi düzeyinde oldukları sonucuna varıldı.
  • Publication
    The gingival crevicular fluid levels of growth factors in patients with amlodipine-induced gingival overgrowth: A pilot study
    (WOLTERS KLUWER MEDKNOW PUBLICATIONS, 2020) YILDIRIM, HATİCE SELİN; Kose, K. N.; Yilmaz, S.; Noyan, U.; Kuru, B.; Yildirim, H. S.; Agrali, O. B.; Ozener, H. O.; Kuru, L.
    Background: Amlodipine, calcium channel blocker (CCB), is used in the management of cardiovascular diseases which causes gingival overgrowth (GO). The growth factors may have a role in the pathogenesis of amlodipine-induced GO. Objectives: This pilot study aimed to investigate the growth factors including transforming growth factor-b1 (TGF-b1), platelet-derived growth factor-BB (PDGF-BB), and basic fibroblast growth factor (bFGF) in gingival crevicular fluid (GCF) of patients with amlodipine-induced GO and compare with of healthy subjects. Methods: GCF samples were collected from 56 sites presenting GO (GO + group) and from 38 sites not presenting GO (GO- group) of 5 patients using amlodipine for more than one year, and from 45 sites (control group) of 5 healthy subjects. The levels of TGF-b1, PDGF-BB, and bFGF were determined by using ELISA kits. Results: The mean concentration of TGF-b1 in GCF samples of GO + group (9.50 +/- 7.30 ng/ml) was higher than both GO- group (2.07 +/- 0.50 ng/ml) and control group (2.74 +/- 1.01 ng/ml) (P = 0.014). No significant difference was found among the groups in the GCF levels of PDGF-BB (P = 0.767). bFGF was detected in only 33% of the sites from patients. Conclusion: These preliminary results suggest that TGF-b1 may play a crucial role in the pathogenesis of amlodipine-induced GO.
  • Publication
    Sağlıklı ve diyabetli sıçanlarda hyalüronik asidin palatinal yara iyileşmesine etkisinin immünohistokimyasal değerlendirilmesi
    (2022-11-06) KURU, LEYLA; YILDIRIM, HATİCE SELİN; AKÇE E., DEMİRCİ DELİPINAR S., KURU L., GÜNGÖRMEK H. S.
    Amaç: Bu çalışmada, sağlıklı ve deneysel olarak diyabet oluşturulmuş sıçanlarda, hyalüronik asitin (HA) gargara formunun topikal olarak uygulamasının palatinal yara iyileşmesinde apoptoza etkisini değerlendirmek için immünohistokimyasal olarak incelenmesi amaçlandı. Gereç-Yöntem: Çalışmamızda 60 adet erkek Wistar albino sıçan kullanıldı. Sıçanlar rastgele sağlıklı ve deneysel diyabet oluşturulan 2 ana gruba ayrıldı. 30 sıçana intraperitoneal olarak 110 mg/kg nikotinamid uygulanmasından 15 dakika sonra distile su içinde çözdürülen streptozotosin 65 mg/kg olacak şekilde tek doz intraperitonal olarak enjekte edilerek diyabet oluşturuldu. Her iki gruptaki sıçanların palatinal bölgelerinin ortasında 5 mm çapında kemiğe kadar mukozal defekt oluşturuldu. Takiben her iki gruptan 6’şar sıçan 0. günde sakrifiye edildi. Ardından sağlıklı ve diyabetik gruplar kendi içlerinde HA ve salin uygulanan 2 alt gruba ayrıldı. Yara bölgesine günde iki kez 1 ml HA veya salin uygulandı. Defektler oluşturulduktan 0, 7 ve 14 gün sonra, apoptozu değerlendirmek için rutin histolojik doku takibi uygulanmasının ardından örneklerden 5 µm kalınlığında alınan kesitlere, Kaspaz-3 primer antikoru kullanılarak, streptavidin peroksidaz yöntemiyle immünohistokimyasal boyama işlemi yapıldı. Bulgular: Kaspaz-3, sağlıklı HA grubu hariç tüm gruplarda başlangıca kıyasla 7.gün artış gösterirken 7 ile 14 gün arasında tüm gruplarda istatistiksel olarak anlamlı azalma gösterdi (p<0.05). Sağlıklı ve diyabetik HA grupları, sağlıklı ve diyabetik salin grupları ile karşılaştırıldığında 7. ve 14. günlerde HA gruplarında Kaspaz-3 seviyesinin istatistiksel olarak daha düşük olduğu tespit edildi (p<0.05). Sonuç: Sıçanların palatinal bölgelerinde oluşturulan yaralara HA’nın topikal uygulamasının, sağlıklı ve diyabetik sıçanlarda apoptozu azalttığı görüldü.
  • Publication
    Rat kalvaryal defektlerinde D3 vitamininin yönlendirilmiş kemik rejenerasyonu üzerine etkisinin değerlendirilmesi
    (2022-11-06) AĞRALI, ÖMER BİRKAN; YILDIRIM, HATİCE SELİN; KURU, LEYLA; ÖZTÜRK ÖZENER, HAFİZE; HANCILAR G. N., AĞRALI Ö. B., GÜNGÖRMEK H. S., DEMİRCİ DELİPINAR S., KURU L., ÖZTÜRK ÖZENER H.
    Amaç: Bu çalışmada oral yolla verilen D3 vitamininin ratlarda yönlendirilmiş kemik rejenerasyonuna etkisinin histolojik olarak değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç-Yöntem: Çalışma 12 adet erişkin erkek SpragueDawley cinsi rat üzerinde gerçekleştirildi. Tüm ratların kalvaryal kemiklerinde 5 mm çapında oluşturulan defektlere sığır kaynaklı kemik grefti (BioOss®) ile birlikte kolajen esaslı rezorbe olabilen membran (BioGide®) uygulandı. Cerrahi sonrası ratlar rastgele iki gruba ayrıldı; birinci gruba (Kontrol Grubu) distile su, ikinci gruba (Test Grubu) ise 2 µg /kg D3 vitamini günde 1 kez olmak üzere gavajla 8 hafta boyunca verildi. 8 haftanın sonunda ratlar sakrifiye edildi. Hematoksilen-Eozin ile boyanan örnekler histolojik olarak incelendi. ImageJ yazılım programı kullanılarak yeni kemik, rezidüel greft ve fibröz doku alanları hesaplandı. Verilerin istatistiksel analizleri GraphPad Prism programında değerlendirildi. İstatistiksel anlamlılık p<0,05 olarak kabul edildi. Bulgular: Yeni kemik alan yüzdesinin test grubunda (%43,75) kontrol grubundan (%28,35) istatistiksel olarak anlamlı yüksek olduğu tespit edildi (p<0,05). Rezidüel greft alanı, test grubunda 0,56 ±0,21 mm2 iken kontrol grubunda 0,89±0,17 mm2 olarak saptandı (p<0,05). Fibröz doku alanının, test grubu (1,00±0,27 mm2) ile kontrol grubunda (1,10±0,23 mm2) benzer olduğu gözlendi (p>0,05). Sonuç: Bu çalışmanın sonuçları, yönlendirilmiş kemik rejenerasyonunu takiben oral yolla kullanılan D3 vitamininin ratların kritik boyuttaki kalvaryal defektlerinde yeni kemik dokusu oluşumunu artırdığını göstermiştir.
  • Publication
    İmplant tedavisi öncesi yumuşak doku düzenlenmesi: Vaka raporu
    (2019-10-27) KURU, LEYLA; YILDIRIM, HATİCE SELİN; KIRMACI S., KURU L., GÜNGÖRMEK H. S.