Person:
GÜR, KAMER

Loading...
Profile Picture

Email Address

Birth Date

Research Projects

Organizational Units

Job Title

Last Name

GÜR

First Name

KAMER

Name

Search Results

Now showing 1 - 10 of 25
  • Publication
    Hemşirelik girişimleri ile engellilerin yaşamları kolaylaşabilir mi?
    (2023-01-11) GÜR, KAMER; NİRGİZ C., Doğan B., GÜR K.
  • Publication
    İşitme kaybı olan ve olmayan adölesanların sağlıklı yaşam biçimi davranışları ve stresle baş etme biçimleri: Karşılaştırmalı bir çalışma
    (2021-12-22) GÜR, KAMER; GÜR K., KILINÇ E., Yayıkçı E., Değer K., Tekin E.
    Giriş-Amaç: Sağlıklı yaşam biçimi, insanların sağlık ve iyilik halini koruma ve geliştirmeye yardımcı olan davranış kalıpları olarak tanımlanır. Adölesanların yaşam biçimi profillerini etkileyen sağlık sorunları, işitme kaybı olan adölesanlarda daha sık görülmektedir. İşitme kaybı olan adölesanlar, sağlık hizmetlerine erişimde azalma, sosyal geri çekilme ve başkalarıyla iletişimdeki zorluklar nedeniyle düşük benlik saygısı riski altındadır. Ayrıca işitme kaybı olan adölesanlar günlük yaşamlarında birçok stresle karşı karşıya kalmaktadır. Bu stresin nedeni sosyal etkileşim (akranlarla), sınıf ortamı ve akademik zorluklar olarak belirlenmiştir. Adölesanların sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını açıklayan birçok çalışma olmasına rağmen işitme kaybı olan adölesanların sağlıklı yaşam biçimi davranış profili belirsizdir. Bu çalışmanın amacı, işitme kaybı olan ve olmayan adölesanların sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını ve stresle baş etme biçimlerini belirlemek, karşılaştırmak ve yaşam biçimi profillerini etkileyen yordayıcıları belirlemektir. Gereç-Yöntem: Bu çalışma karşılaştırmalı kesitsel bir araştırmadır. Araştırma 2018-2019 eğitim-öğretim yılında İstanbul’da işitme kaybı olan ve olmayan öğrencilerin olduğu dört lisede (N=644) gerçekleşmiştir. Bu dört okul aynı bölgede bulunmakla birlikte benzer sosyoekonomik düzeye sahiptir. Araştırmanın örneklem seçiminde “kolayda örnekleme” yöntemi kullanılmıştır. Çalışmaya tüm adölesanların katılımının sağlanması, işitme kaybı olan ve olmayan adölesan sayısının eşit olması hedeflenmiştir. Katılımcıların yarısı işitme kaybı olan (n= 272) yarısı işitme kaybı olmayan lise öğrencilerinden (n= 272) oluşmaktadır. Çalışmanın yanıt oranı %84,47’dir. İşitme kaybı olan adolesanların dahil edilme kriterleri, zihinsel engeli olmama, ebeveyn onayı ve işaret dili bilmedir. İşitme kaybı olmayan ergenlerin dahil edilme kriterleri, zihinsel engelli olmaması ve ebeveyn onayı olmasıdır. Araştırmada veri toplama aracı olarak stresle baş etme soru formu ve Adölesan Yaşam Biçimi Profili Ölçeği 2 (ALP-R2) kullanılmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, ki-kare testi, t-testi ve multiple linear regresyon analizi yapılmıştır. Çalışmanın etik kurul onayı T.C. Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Etik Kurulu (Tarih: 19/11/2018 Sayı: 219) tarafından onaylanmıştır. Bulgular: İşitme kaybı olan adölesanların %55,9’u erkek, işitme kaybı olmayanların %53,3’ü kadındır. İşitme kaybı olan adölesanlar için ALP-R2 ölçeği puan ortalaması 113,68±16,12 iken işitme kaybı olmayan ergenlerin 116.46±16.89 idi (p<.000). İşitme kaybı olan adölesanların alt ölçek puan ortalamaları en yüksekten en düşüğe, beslenme (20,28±3,28), pozitif yaşam algısı (16,0±3,52), kişiler arası ilişkiler (15,53±3,22), stres yönetimi (15,53±2,81), spiritual sağlık (16,20±3,37), fiziksel aktivite (15,25±3,61) ve sağlık sorumluluğu (14.89±3.69)’dur. İşitme kaybı olmayan adölesanların alt ölçek puan ortalamaları en yüksekten en düşüğe, beslenme (19,54±3,53), stres yönetimi (17,84±2,70), kişiler arası ilişkiler (17,77±4,02), pozitif yaşam algısı (17,0±3,4), ruhsal sağlık (15,32±3,07), fiziksel aktivite (14,54±3,7) ve sağlık sorumluluğu (14,45±3,45)’dur. İşitme kaybı olan adölesanlar, spiritual sağlık dışında diğer alt ölçeklerde daha düşük puanlara sahiptir. İki grup arasında stresle baş etmede kullandıkları yöntemler (dua, hobi ve egzersiz vb.) açısından istatistiksel olarak anlamlı fark vardı (p<.000). Katılımcıların baş etme ile yaşam biçimi profilleri ve alt boyutları arasındaki fark incelenmiştir. Buna göre işitme kaybı olan adölesanların baş etme yöntemi olarak dua edenlerin ALP-R2 puanı, dua etmeyenlere göre anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (p<.05). İşitme kaybı olmayan adölesanlarda baş etme biçimi olarak egzersiz yapanların ALP-R2 puanları yapmayanlara göre anlamlı derecede yüksekti (p<.05). Çoklu lineer regresyon analizine göre BKİ, ekonomik durum ve anne eğitim düzeyinin işitme kaybı olan adölesanlarda yaşam biçimi profilini etkileyen önemli yordayıcılar olduğu belirlenmiştir (t=-4.865, p<.001; t= 2.561, p<.05; t=-7.793, p<.001). Sonuç: İşitme kaybı olan adölesanların yaşam biçimi profili, işitme kaybı olmayanlara göre daha düşüktür. Bu nedenle, genel bir perspektiften bakıldığında, işitme kaybı olan adölesanların sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını geliştirmeye çok daha fazla ihtiyacı vardır. Pozitif yaşam bakış açısı, kişilerarası ilişkiler ve stres yönetimi puanları işitme kaybı olan adölesanlarda daha düşük bulunmuştur. İşitme kaybı olan adölesanlarda, baş etme biçimi olarak dua edenler, dua etmeyenlere göre daha yüksek yaşam biçimi profillerine sahipti. BKİ, anne eğitim düzeyi ve ekonomik durum işitme kaybı olan adölesanların yaşam biçimi profillerini etkilerken, işitme kaybı olmayanları sadece BKİ ve ekonomik durum etkilemiştir.
  • PublicationOpen Access
    The Frequency of and Contributing Factors to the Psychological Abuse of Older People in Nursing Homes in Turkey
    (MARMARA UNIV, INST HEALTH SCIENCES, 2020-05-02) GÜR, KAMER; Erol, Saime; Gur, Kamer; Hellac, Feyza; Canbay, Tugba
    Objective: This study investigated the frequency of the psychological abuse of older people in nursing homes and contributing factors. Methods: The population for this methodological and descriptive study was 161 elderly individuals living in two nursing homes in Istanbul. The data were collected using Barthel's Index, the Standardized Mini Mental Test (SMMT) and the Elders' Psychological Abuse Scale (EPAS). The scale's reliability was tested using the Kuder-Richardson Formula 20 (KR-20) and test-retest analysis. Its validity was tested using the Content Validity Index (CVI) and concurrent validity. The frequency of abuse is presented using numbers, percentages, and means. The relationship between the independent variables and abuse was evaluated using the t-test and Kruskal-Wallis variance analysis. Results: The participants' mean age was 73.5 years (42.2% were older than 80 years); 44.7% were female. The mean scores were 5.57 +/- 4.12 on the EPAS and 89.13 +/- 17.13 on Barthel's Index. The KR-20 reliability coefficient for the scale was 0.80. The test-retest reliability was 0.97; p=0.000, and the content validity index was 90%. Of the participants, 14.3% were exposed to psychological abuse. Individuals with high dependency and low levels of income, education and mental capacity were exposed to psychological abuse more frequently (p <0.05). Conclusion: The Turkish version of the originally English EPAS is reliable and valid.
  • Publication
    Bir eğitim araştırma hastanesinde çalışan hemşirelerin iklim değişikliğine yönelik farkındalıkları
    (2023-01-11) GÜR, KAMER; KOLAÇ, NURCAN; GÜR K., KOLAÇ N., KIRÖMEROĞLU S.
  • Publication
    Pandemi döneminde uzaktan eğitimin ergenlerin fiziksel aktivite ve beslenme alışkanlıklarına etkisi
    (2022-03-12) GÜR, KAMER; NİRGİZ C., GÜR K.
    Pandemi döneminde uzaktan eğitim gören ergenlerin fiziksel aktivite ve beslenme alışkanlıklarını erken dönemde tespit edip müdahale etmek ergenlerin ilerleyen dönemde sağlıklı kalmaları açısından önem taşımaktadır. Amaç: COVID-19 pandemisinde uygulanan kısıtlamalar nedeniyle, uzaktan eğitimin ergenlerin fiziksel aktivite ve beslenme düzeylerine etkisini belirlemektir . Gereç ve Yöntem: Bu tanımlayıcı araştırma Mayıs-Ekim 2021 tarihleri arasında İstanbul’da Anadolu yakasında bulunan bir devlet üniversitesinde öğrenim gören 570 hemşirelik öğrencisi ile yürütüldü. Veriler, Kişisel Bilgi Formu, Uluslararası Fiziksel Aktivite Anketi, Beslenme-Egzersiz Davranış Ölçeği ile toplandı, yüzdelik dağılım, ortalama, Wilcoxon test, Mann Whitney U, Kruskal Wallies ile değerlendirildi. Bulgular: Ergenlerin, beslenme egzersiz davranış ölçeği toplam ve alt boyut puan ortalamaları, pandemi dönemi ve öncesi ile karşılaştırıldığında ‘’sağlıksız beslenme-egzersiz davranışı’’ alt boyut puan ortalamasının, pandemi döneminde düştüğü tespit edildi (p<0,001). Beslenme alışkanlıklarına bakıldığında, %48,0’inin pandemi döneminde dışardan yemek sipariş etme sayısının arttığı bulundu. Pandemi döneminde, ergenlerin uluslararası fiziksel aktivite anketine göre fiziksel aktivite düzeylerine bakıldığında %24,2’sinin inaktif, %48,8’inin minimal aktif, %27’sinin çok aktif olduğu bulundu. Pandemi sürecinde beden kitle indeksine göre obez olanların Oturma MET puan ortalaması normal olanlara göre anlamlı derecede yüksekti (p=0,044). Tartışma ve Sonuç: Pandemi döneminde ergenlerin sağlıksız-beslenme egzersiz davranışının düşmesi, ergenlerin sağlıksız beslenme davranışından uzaklaştığını düşündürmektedir. Ergenlik dönemini tamamlamamış olan öğrencilerin yakın gelecekte inaktivitenin olumsuz sonuçlarından etkileneceği düşünülmektedir ve bir sağlık riski oluşturmaktadır. Obez insanların pandemi öncesinde ve döneminde oturma met puanlarının diğer gruplara oranla daha yüksek olması sağlık riski oluşturmaktadır ve fiziksel aktivite ile ilgili önlemler alınmalıdır. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre halen devam eden COVID-19 pandemi sürecinde uzaktan eğitim alan üniversite öğrencilerinin fiziksel aktivite düzeyini ve beslenme alışkanlıklarını iyileştirmeye yönelik önlemlerin alınması buna bağlı olarak evde hareketli kalmayı teşvik edici çağrıların daha fazla yapılması gerekmektedir.
  • Publication
    Adolesanlarin obeziteden korunmada medya okuryazarliklari, kararalma ve kritik (eleştirel) düşünme becerileri
    (2022-01-25) ŞENER, NURCAN; GÜR, KAMER; GÜR K., ŞENER N., ERDEM Ö.
    Giriş-Amaç: Adölesanların medyanın mesajlarından etkilendikleri bilinmektedir; ancak sağlıkla ilgili medya mesajlarına eleştirel şekilde bakmayı bilip bilmedikleri, medya okuryazarlıkları (MOY) ve karar alma becerileri hakkında bilgi durumları açık değildir. Bu kapsamda adölesanların obeziteden korunma davranışlarında, medya okuryazarlık düzeyleri ve sağlıklı karar alma ve kritik düşünme becerileri değerlendirilmek istenmiştir. Gereç-Yöntem: Kesitsel türde olan araştırma, 2018-2019 eğitim-öğretim yılında, iki devlet okulunda yürütülmüştür. İlkokulun dördüncü sınıfı ve ortaokulun 5., 6.,7., ve 8. sınıf ortaokul öğrencileri ile örnekleme yöntemine gidilmeden evrenin %92›sine ulaşılarak çalışma tamamlanmıştır (n=634). 10.09.2018 tarihli ve 186 sayılı etik kurul izni alınmıştır. İl Milli Eğitim Müdürlüğünden, adölesanlar ve ailelerinden yazılı izinler alınmıştır. Veri toplamada sosyo-demografik ve medya kullanım özelliklerini, sağlık algısını ve beslenme alışkanlıklarını inceleyen soru formu, Nedensel İlişki Modeli Temelli Çocukluk Çağı Obezitesini Önleyici Davranışlara Yönelik Eleştirel/Kritik Düşünme Beceri Ölçeğinin 5. ve 6. alt boyutları (Obeziteden korunmada MOY ve sağlıklı karar alma ölçekleri) kullanılarak, Intarakamhang ve arkadaşları tarafından geliştirilen ölçeğin Türk kültürüne uyarlanmış formu uygulanmıştır (Filiz & Kamer, 2019; Intarakamhang & Intarakamhang, 2017). Medya Okuryazarlığı ile sağlıklı karar alma puanlarının toplamı kritik düşünme becerilerini göstermektedir. Boy ve kilo ölçümleri araştırmacılar tarafından sınıflarında yapılmış ve Beden Kütle İndeksleri (BKİ) hesaplanarak, kaydedilmiştir. Veriler, öz bildirime dayalı, kağıt-kalem kullanılarak sınıf ortamında doldurulmuştur. Veriler parametrik testler ile analiz edilmiştir. Ölçeğin kesim noktaları ile değişkenler arasındaki fark ki-kare analizi ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Adölesanların %51.4’ü erkek, %48.6’sı kadın ve yaş ortalaması 12.07±1.36’dir. Adölesanların %81.5’i çekirdek ailede ve %96.7’si ebeveynleri ile birlikte yaşamaktadır. Adölesanların anne eğitim düzeyleri en çok %34.7 ile ilkokul, baba eğitim düzeyleri en çok %36 ile ortaokul seviyesindedir. Okula %88.5’i yürüyerek ulaşımı sağlamaktadır. Adölesanların %8.7’si vücut görünümünü çok zayıf olarak algılarken, beden kütle indeksi ölçüm sonucunda %47.2’sinin zayıf olduğu, %72.1’i vücut görünümünü normal algılarken, BKİ’ya göre %46.4’ünün normal olduğu, %17.5’i kilolu olduğunu algılarken, BKİ’ya göre %4.9’unun fazla kilolu olduğu, %1.7’si kendisini obez algılarken, BKİ’ya göre %1.5’sının birinci derece obez olduğu tespit edilmiştir. Boy ortalamaları 152.11±11.24 ve kilo ortalamaları 44.71 ±11.76 olarak bulunmuştur. Adölesanların %32’si hafta içi, %46.4’ü hafta sonu iki saat üzerinde televizyon seyrettiğini, internette ise %43.6’sı hafta içi, %52.6’sı hafta sonu iki saat üzerinde vakit geçirdiğini bildirmiştir. Adölesanların %3.2’si hergün, %35.2’si haftada, %38.6’sı ayda, %15’i yılda birkaç kez dışarıda yemek yediğini, %18’i her zaman, %75.6’sı sıklıkla evlerinde abur cubur bulundurduklarını, %67.8’i hiçbir zaman, %24.9’u bazen, %7.3’ü sık sık medyanın önerisi doğrultusunda diyet yaptığını ifade etmiştir. Adölesanların ölçekten aldıkları puan MOY için 16.21±4.19, karar verme için 9.64±2.10’dur. Bu iki ölçeğin toplamından elde edilen kritik düşünme beceri ölçek puanı ise 25.85±4.54’dır. Bu doğrultuda adölesanların % 58.8’i düşük, %39.6’sı orta, %1.6’sı yüksek eleştirel düşünme becerisine sahip olduğu bulunmuştur. Obeziteden korunmada MOY ait davranışları ile kritik düşünme becerileri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu bulunmuştur (x2: 175,99;p<0.05 218.,50; p<0.05 233.,72; p<0.05). Farklı kaynaklardan araştırma yapan adölesanların %22.6’sının düşük, %71.1’inin orta ve %6.3’ünün yüksek eleştirel düşünme becerisine sahip oldukları bulunmuştur (x2: 175,99; p<0.05). Medyanın önerdiği ürünü denemeden önce üzerinde düşünmeyenlerin % 94.3’ü düşük eleştirel düşünme becerisine, düşünenlerin ise % 11.8’i düşük, %76.5’i orta, %11.8’i yüksek eleştirel düşünme becerisine sahip oldukları bulunmuştur (x2: 218.,50; p<0.05). Sağlığa yönelik reklam önerisini denemeden önce fikir danışmayanların %89.6’sı düşük, %10,4’ünün orta, fikir danışanların %11.1’i düşük, %78.8’i orta ve %10.1’i yüksek eleştirel düşünme becerisine sahip oldukları tespit edilmiştir (x2: 233.,72; p<0.05). Sonuç: Adölesanlar, obeziteden korunmada düşük kritik düşünme becerisine sahiptir. Obeziten korunmada medya okuryazarlıkları ve karar alma becerileri orta seviyededir. Ürün almadan önce farklı kaynaklardan araştırma yapmayan, denemeden önce üzerinde düşünmeyen ve sağlığa yönelik önerileri uygulamadan önce fikir danışmayan adölesanların çoğunlukla düşük eleştirel düşünme becerisine sahip oldukları belirlenmiştir. Obeziteyi önleme konusunda kritik düşünme becerisinin adölesanlarda çoğunlukla düşük olması, gelecekte adölesanların obeziteden korunmada sorunlar yaşayacaklarını ve obezite ile ilişkili kronik hastalıklara maruz kalabileceklerini düşündürmektedir.
  • Publication
    Aile hekimliği uygulama alanında hemşirenin rolü: Mevcut durum analizi ve iyileştirme önerileri
    (Türkiye Klinikleri, 2023-01-01) GÜR, KAMER; DOĞAN R., GÜR K.
    Tıbbi kayıtlar hem hekimler ve sağlık çalışanları, hem hastalar açısından farklı yönlerden oldukça önem taşır. İyi bir tıbbi kayıt hekimlerin ve sağlık çalışanlarının hastaların tanı ve tedavilerinde daha başarılı olmalarını, hastaların daha iyi ve sürekli bir sağlık hizmeti almalarını sağlar. Aile hekimliğinde tıbbi kayıtların elektronik olarak tutulduğu aile hekimliği bilgi sistemleri ilk oluşturulduğu günden bu yana zaman içerisinde oldukça gelişmiştir. Aile sağlığı merkezlerinde bu sistemleri birebir kullanan aile hekimlerinin ve aile sağlığı çalışanlarının geri bildirimleri göz önünde bulundurulduğunda bu sistemler kullanım kolaylığı ve etkinlik açısından daha da geliştirilebilir.
  • Publication
    Health literacy of hearing-impaired adolescents, barriers and misunderstandings they encounter, and their expectations
    (ELSEVIER SCIENCE INC, 2020) GÜR, KAMER; Gur, Kamer; Dolaner, Gamze; Turan, Sultan Rabia
    Background: Adults who are deaf or hard of hearing (D/HoH) have lower levels of health literacy compared to their counterparts who can hear. It is unclear, however, whether or not this inequality manifests in adolescence. Objective or hypothesis: This study aims to determine levels of health literacy among D/HoH adolescents and to identify barriers and misunderstandings they encounter as well as their expectations when applying for healthcare services. Methods: This descriptive study was conducted with 88 D/HoH adolescents over the age of 15. The Health Sciences Faculty granted approval for the study. Results: Of the adolescents, 70.5% had inadequate, 19.3% had limited, 2.3% had adequate and 8% had excellent health literacy levels. Those who had difficulty in communicating with the doctor (25%), those who misused the prescribed medication (13.6%) and those who could not use the medication without help (43.2%) had low THLS scores (<0.05). Those who stated that they did not understand what the nurses said (43.2%) or the health education materials (56.8%) and had significantly low THLS scores (<0.05). Of these adolescents, 55.7% expected their prescriptions or care procedures to be given to them in writing, and 87.5% expected that these would be explained to them in sign language. A significant relationship was observed between hearing disability and health literacy (R = 0.659, R2 = 0.434) (p < 0.01). Conclusion: Most D/HoH adolescents have a significantly lower level of health literacy, which is more likely linked with poor communication and misunderstandings concerning medication instructions. (C) 2020 Elsevier Inc. All rights reserved.
  • Publication
    Bir devlet üniversitesinde okuyan hemşirelik öğrencilerinin engelli bireylere karşı tutum ve davranışları
    (2022-06-26) GÜR, KAMER; Subay N., Demircioğlu A., Karakaya Ş., Güler A., Bayram N., İntepe S. S. , Sadak E., İlhan M., Kiraz E., NİRGİZ C., et al.
  • PublicationOpen Access
    Bir devlet üniversitesinde okuyan hemşirelik öğrencilerinin engelli bireylere karşı tutum ve davranışları
    (2022-09-01) GÜR, KAMER; Subay N., Demircioğlu A., Karakaya Ş., Güler A., Bayram N., İntepe S. S., Sadak E., İlhan M., Kiraz E., NİRGİZ C., et al.
    Amaç: Bu araştırma bir devlet üniversitesinde okuyan hemşirelik öğrencilerinin engelli bireylere karşı tutum ve davranışlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Bu tanımlayıcı araştırma Aralık 2021-Şubat 2022 tarihleri arasında bir devlet üniversitesinde öğrenim gören 568 hemşirelik öğrencisi ile yürütüldü. Veriler: Sosyodemografik Anket Formu, Engelli Bireye Karşı Duyarlılık Formu, Engellilere Yönelik Çok Boyutlu Tutum Ölçeği ile toplandı, yüzdelik dağılım, ortalama, Mann Whitney U, Kruskal Wallis testleri ile değerlendirildi. Bulgular: Öğrencilerin engelli bireylere karşı duygu alt boyutunda orta, davranış ve düşünce alt boyutunda olumlu tutuma sahip oldukları bulundu. Kadınların düşünce alt boyut puanı ve davranış alt boyut puanı erkeklere göre yüksek olduğu tespit edildi (p=0,000). Engellilerle ilgili ders almayan öğrencilerin duygu alt boyut puan ortalaması, ders alan öğrencilere göre yüksek olduğu görüldü (p<0.05). Sonuç: Öğrencilerin engelli bireylere yönelik tutumları olumlu bulundu. Bu tutumların daha olumlu yönde değişmesi için sivil toplum kuruluşları ve üniversiteler işbirliği içinde engellilere yönelik farkındalığı arttıracak panel, seminer gibi programlar düzenleyebilir, öğrencilerin engelli bireylerle temasını arttırmak için engelli bireyler okula davet edilebilir.