Person:
UĞURLU, MUSTAFA ÜMİT

Loading...
Profile Picture

Email Address

Birth Date

Research Projects

Organizational Units

Organizational Unit

Job Title

Last Name

UĞURLU

First Name

MUSTAFA ÜMİT

Name

Search Results

Now showing 1 - 2 of 2
  • Publication
    DİEP flebi ile meme rekonstrüksiyonu yapılan hastalarda intraoperatif sıvı yöntemi ve SPY (Kızılötesi Floresan Anjiografi) değerlendirmesinin flep sağkalımı ve postoperatif komplikasyonlara etkisi
    (2021-11-10) SARAÇOĞLU, AYTEN; SAÇAK, BÜLENT; AKDENİZ DOĞAN, ZEYNEP DENİZ; UĞURLU, MUSTAFA ÜMİT; Erdem İ., Çakmak G., SARAÇOĞLU A., SAÇAK B., AKDENİZ DOĞAN Z. D., UĞURLU M. Ü.
    Giriş: Serbest flep rekonstrüksiyonu yapılan hastalarda intraoperatif sıvı yönteminin dokuda optimal perfüzyon sağlanmasında önemli bir yeri bulunmaktadır. Denerve flep dokusunda intravasküler volümün yüksek tutulması ödeme ve buna sekonder dehissans,enfeksiyon ve yağ nekrozu gibi yara yeri komplikasyonların artmasına yol açabilmektedir. Bu retrospektif çalışmada DİEP flebi ile meme rekonstrüksiyonu yapılan hastalarda intraoperatif sıvı yönteminin ve SPY “Kızılötesi Floresan Anjiografi” değerlendirmesinin flep sağkalımı, yara yeri komplikasyonu ve hasta klinik durumu üzerine etkilerini belirlemeyi amaçladık. Materyal ve Metod: Yerel etik kurul onayı alındıktan sonra (09.2020.256 proktok nolu) ASA 1-3, 18-60 yaş arasında, 2017- 2020 yılları arasında mastektomi sonrası eş zamanlı olarak unilateral DİEP flebi ile onarım yapılan 54 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların bazal ve operasyon sonunda olmak üzere ortalama arter basıncı, kan gazı değerleri, intraoperatif kristalloid, kolloid ve transfüzyon miktarı, kanama ve idrar çıkış miktarı, anestezi ve operasyon süresi, YBÜ, hastanede kalış süresi, flep elevasyonundan hemen önceki ve flep adaptasyonu sonrası SPY puanları kaydedildi. Komplikasyonlar flep kaybı, dehissans, yara yeri enfeksiyonu,yağ nekrozu ve cerrahi dışı medikal durumlar olarak belirlendi ve kaydedildi. Hayati tehlike yaratan ciddi sistemik hastalığı olan, bilinen nörolojik ve psikiyatrik bozukluğu olan, BMI >35 kg/m2 üzeri olan ve intraoperatif beklenmedik cerrahi komplikasyon gelişmiş olan hastalar çalışma dışı bırakıldı. Bulgular: İntraoperatif sıvı yöntemi ve parametrelerinin flep sağkalımı ve postoperatif komplikasyonlar üzerine anlamlı etkisinin olmadığı ayrıca sıvı yöntemi ve parametrelerinin SPY değerini anlamlı olarak etkilemediği saptandı. SPY puanı %30 dan fazla azalan hastalarda ise flep kaybı (kısmi veya tam) oranı anlamlı olarak yüksek bulundu (p=0,02), ancak SPY puanı azalan hastalarda flep enfeksiyonu, dehissans, yağ nekrozu, reoperasyon, medikal komplikasyon oranı ve hastane yatış süresinde anlamlı artışın olmadığı tespit edildi. Sonuç: Çalışmamız intraoperatif sıvı yöntemi ve parametrelerinin flep sağkalımı, postoperatif komplikasyonlar ve SPY değeri üzerine anlamlı etkisinin olmadığı, SPY değerindeki değişimin ise yetersiz perfüzyon sonucu oluşabilecek flep kaybı riskini örgörmeye olanak sağlayabileceği ancak flep kaybı dışında postoperatif komplikasyonları ve hastanın genel tıbbı durumunu öngörmede prediktif değerinin olmadığı sonucuna varılmıştır.
  • Publication
    Otolog Doku ve İmplant ile Meme Rekonstrüksiyonunda Hasta Memnuniyetinin BREAST-Q Sonuçları ile Karşılaştırılması
    (2021-10-10) AKDENİZ DOĞAN, ZEYNEP DENİZ; AKDENİZ, ESRA; UĞURLU, MUSTAFA ÜMİT; SAÇAK, BÜLENT; Saraç Ö., AKDENİZ DOĞAN Z. D., Önal M., AKDENİZ E., UĞURLU M. Ü., SAÇAK B.
    Amaç: Son yıllarda meme rekonstrüksiyonuna yönelik talep gittikçe artmaktadır. Hastaların beklentilerinin de artması sonucu meme cerrahisinde onkoplastik ve rekonstrüktif tekniklerin gelişimi hız kazanmıştır. Mastektomi sonrası meme rekonstrüksiyonunda başarıyı değerlendirmede hasta memnuniyeti ve yaşam kalitesi en önemli iki değişkendir. Bu çalışmanın amacı; meme rekonstrüksiyonu sonrası onarım metodu, tek veya iki taraflı onarım uygulanması ve radyoterapi (RT) gibi etmenlere bağlı yaşam kalitesini ve hasta memnuniyetini karşılaştırmaktır. Gereç-Yöntem: 2013-2020 yılları arasında kliniğimizde mastektomi sonrası eşzamanlı implant bazlı veya otolog rekonstrüksiyonunu tamamlamış hastalar arasından preoperatif ve postoperatif 1.yıllarında Breast-Q (Rekonstrüksiyon Modülü) formu dolduran hastalar çalışmaya dahil edildi. Breast-Q formunu doldurmayan hastalar, takipten çıkmış hastalar, gecikmiş onarımlar ve doku genişletici uygulanan hastalar çalışma dışı bırakıldı. Hastaların yaşları, BMİ, sigara kullanım durumları, komorbiditeleri, mastektomi endikasyonları, mastektomi tipleri, rekonstrüksiyon tipleri ve adjuvan radyoterapi alma durumları hasta dosyalarından ve hastane verilerinden alınarak karşılaştırıldı. Tüm olgularda tümör rezeksiyonu Genel Cerrahi ekibi tarafından yapıldı. Bulgular: Toplam 128 hastanın ortalama yaşı 45.6, ortalama VKİ’si 26.08 olarak tespit edildi. 106(%82.8) hasta sigara içmiyorken, 106 (%82.8) hastanın da eşlik eden başka bir hastalığı bulunmamaktadır. Mastektomi operasyonları 115 (%89.8) hastada terapötik, 13(%10.2) hastada da profilaktik endikasyonlar ile gerçekleştirilmiştir. 103(%80.5) hastaya meme koruyucu mastektomi (MKM), 21(%16,4) hastaya deri koruyucu mastektomi (DKM) ve 1 (%0.8) hastanın tek memesine MKM, diğer memesine DKM uygulandığı ve 3(%2.3) hastaya da segmenter mastektomi operasyonu uygulandığı tespit edildi. 71 hastada tek taraflı (%55,5), 57 hastada iki taraflı (%44,5) onarım uygulandı. Mastektomi sonrası meme rekonstrüksiyonu; 72 (%56.2) hastanın otolog doku ile, 56 (%43.8) hastanın da implant ile yapıldı. 41 (%32) hasta rekonstrüksiyon sonrasında adjuvan RT alırken, rekonstrüksiyon sonrası flep veya implant kaybı da 8(%6.3) hastada tespit edildi. Hastaların preoperatif ve postoperatif BREAST-Q rekonstrüksiyon modülündeki alt başlıklardaki cevaplarına göre karşılaştırılmalar yapıldı. Hastaların, otolog onarımda preoperatif ile postoperatif karın görünümlerinden anlamlı derecede (p= 0.002) daha memnun olduğu; bilateral otolog onarım uygulanan hastalarda, postoperatif RT almayan hastaların RT alan hastalara göre nipple görünümünde (p= 0.117) memnuniyet farkı istatistiksel olarak anlamlı değilken; bilateral implant ile onarım uygulanan hastalarda, postoperatif RT almayan hastaların RT alan hastalara göre nipple görünümünden anlamlı derecede (p = 0.043) daha memnun oldukları görülmüştür. Bu bulgular dışında unilateral/bilateral, otolog onarım/implant ile onarım ve RT alan/RT almayan şeklinde sınıflandırılan hastalar arasında postoperatif memnuniyet açısından istatiksel olarak anlamlı derecede fark saptanmamıştır. Tartışma: Mastektomi sonrası RT alan hastalarda, her iki rekonstrüksiyon yöntemi için de oldukça yüksek komplikasyon oranları olduğu bilinmektedir. İmplant temelli rekonstrüksiyon, otolog rekonstrüksiyon ile karşılaştırıldığında; rekonstrüksiyon başarısızlığı gelişme riskinin daha yüksek ve postoperatif hasta memnuniyetinin de daha düşük olduğu bilinmektedir1.Çalışmamızda otolog onarım ve implant ile onarım arasında, hasta memnuniyeti açısından anlamlı derecede bir farklılık görülmemesi; göreceli olarak kısıtlı hasta sayısına bağlanabilir. Bizim verilerimize göre RT alan hastalar ile RT almayan hastalar, BREAST-Q bulgularından genel meme görünümüyle alakalı memnuniyet hususunda karşılaştırıldığında; anlamlı derecede farklılık tespit edilmemiştir. RT alan hastaların RT sonrası dönemde implant ile onarımlıların otolog doku ile onarımlılara göre nipple pozisyonu ile ilgili memnuniyetinin daha az olduğu gözlemlendi. RT’nin cilt ve cilt altı dokuda olduğu gibi kas ve kapsül dokusu üzerinde de etkilerine bağlı kas dokusunun kontraksiyonu sonucu oluşan kas-cilt yapışıklıları nedenli kliniğimizde subpektoral planda konulan implantların daha fazla nipple pozisyonda değişikliğe yol açtığını düşünüyoruz. Otolog doku ile onarımlı hastalarda pektoral adele veya kapsülün radyoterapiye bağlı değişimleri cilde yansımadığı için nipple pozisyonundaki değişimlerin daha az yaşandığı varsayılabilir. Bu veriler preoperatif planlama sırasında hastaların ayrıntılı bir şekilde bilgilendirilmesinin ve postoperatif dönemde özellikle implant ile onarımlılarda nipple’a yönelik ek prosedürlerin gerekebileceğinin anlatılmasının önemine işaret etmektedir. Sonuç: Sonuçlarımız, otolog doku ve implant ile rekonstrüksiyonun hastaların psikososyal ve cinsel açıdan memnun olma durumları ile meme görünümünden memnun olma durumlarını benzer derecede iyileştirdiğini gösterdi. Postoperatif RT alan hastalarda nipple görünümünden memnuniyetin azaldığı ve bu hastaların özellikle preoperatif dönemde nipple pozisyonu ile alakalı ayrıntılı bilgilendirilmesi gerektiği tespit edildi.