Person:
TANIDIR, YILÖREN

Loading...
Profile Picture

Email Address

Birth Date

Research Projects

Organizational Units

Organizational Unit

Job Title

Last Name

TANIDIR

First Name

YILÖREN

Name

Search Results

Now showing 1 - 10 of 10
  • Publication
    Supi̇n perkütan nefroli̇totomi sonrası akut faz reaktanlarının postoperati̇f kompli̇kasyonları öngörmedeki̇ başarısı
    (2022-03-10) SARAÇOĞLU, SERTAÇ; ŞENER, TARIK EMRE; TOPBAŞ, FEVZİ BATUHAN; ÖZKAN, ONUR CAN; TANIDIR, YILÖREN; Saraçoğlu S., Şener T. E., Topbaş F. B., Özkan O. C., Tanıdır Y.
    Giriş Perkütan nefrolitotomi (PNL), her boyutta üst üriner sistem taşlarının tedavi algoritması içerisinde önerilebilen, yüksek başarı ve düşük komplikasyon oranları ile uygulanan bir ameliyattır. PNL sonrası gelişen idrar yolu enfeksiyonları (İYE), PNL’ye bağlı komorbiditelerin en önemli sebeplerindendir. Postoperatif erken dönemde yükselen akut faz reaktanları, enfektif komplikasyonların erken tanınmasını sağlayabilir. Materyal & Metod Haziran 2018 – Mart 2021 tarihleri arasında PNL ameliyatı endikasyonu konularak opere edilen, CRP ve prokalsitonin değerlerine ulaşılabilen hastalar çalışmaya dahil edildi. Hastalar, güncel kılavuzların önerdiği preoperatif değerlendirmeler ile ameliyata alındı. Ameliyat edilen taşların boyutu ve hacmi, uygulanan PNL işlemine ait veriler ve post-operatif veriler prospektif olarak toplandı. Her hastanın preoperatif, erken postoperatif dönemlerde ve postoperatif 1. günde bakılan hemogram, CRP ve prokalsitonin değerlerinin, postoperatif enfektif komplikasyonlarla ilişkisi araştırıldı. Bulgular Çalışmaya 113 hasta dahil edildi. Hastaların demografik verileri ile ameliyat öncesi özellikleri ve ameliyat edilecek taşa ait bulgular tablo 1’de verildi. 77 hastada multiple (61 multiple simple, 7 staghorn + simple, 9 semi staghorn + simple), 36 hastada tek (7 semistaghorn ,29 single simple) taş saptandı. Taşların lokalizasyonu 40 hastada renal pelvis taşı + diğer kalikslerde taş, 15 hastada birden fazla kaliks içerisinde taş, 26 hastada ise renal pelviste tek taş şeklindeydi. Ortanca taş sayısı 2 (min 1, maks 15), ortanca total taş hacmi 2723,25 mm3 (min 295,07, maks 35797), ortanca taş yüzey alanı 1448,89 mm2 (min 235,16, maks 12400,51) saptandı. Tüm ameliyatlar supin pozisyonda yapıldı. 34 hastada (%30,1) endoskopik kombine girişim (“ECIRS”), 79 hastada (%69,9) supin PNL uygulandı. 77 hastada (%68,1) mini-PNL (16-22 Fr), 27 hastada (%23,9) standart-PNL (24-30 Fr), 9 hastada (%8) ise ultra mini-PNL (10-14 Fr) uygulandı. Ameliyat sonunda 33 hastaya (%29,2) nefrostomi, 62 hastaya (%54,9) DJ stent (“Tubeless”), 18 hastaya (%15,9) hem nefrostomi hem DJ stent takıldı. Clavien Dindo sınıflamasına göre 18 hastada (%15,9) 2. derece, 1 hastada (%0,9) 3. derece, 1 hastada (%0,9) 4. derece komplikasyon gelişti. Gelişen 4. derece komplikasyon 1 hastada kardiyak komplikasyona bağlı yoğun bakım ihtiyacının gelişmesiydi, gelişen 3. derece komplikasyon ise yine 1 hastada kanamaya bağlı anjiyoembolizasyon ihtiyacı olmasıydı. Clavien Dindo 2. Derece komplikasyonlar ise 12 hastada postoperatif ateş, 2 hastada idrar yolu enfeksiyonu ve 5 hastada ES transfüzyonu gerektiren kanamaydı. Postoperatif döneme ait bulgular tablo 2’de verildi. Ameliyat öncesi ve sonrasındaki bakılan akut faz reaktanları değerlendirildiğinde CRP, prokalsitonin ve lökosit değerlerinin postoperatif enfektif komplikasyonlarla korelasyon gösterdiği görüldü. Sonuç Supin PNL ameliyatları yüksek taşsızlık oranları ve düşük komplikasyon yüzdesi ile uygulanmaktadır. Ameliyat öncesinde ve postoperatif dönemde hastaların takibinde bakılacak akut faz reaktanlarının postoperatif enfektif komplikasyonları öngörmede başarılı olduğu görülmüştür. Anahtar Kelimeler : Nefrolitotomi, Perkütan, Akut Faz Reaktanları
  • PublicationOpen Access
    Re: Percutaneous Nephrolithotomy in Horseshoe Kidneys: Results of a Multicentric Study
    (2022-07-01) ŞENER, TARIK EMRE; TANIDIR, YILÖREN; Vicentini F. C., Mazzucchi E., Gokce M., Sofer M., Tanidir Y., Sener T. E., Melo P. A. d. S., Eisner B., Batter T. H., Chi T., et al.
    This retrospective, multicenter study of patients with horseshoe kidneyssubjected to percutaneous nephrolithotomy (PCNL) demonstrated some expected findings: those withhigher stone burden less apt to be cleared of stone (stone-freeþresidual fragments<4 mm).Increasing body mass index was shown to negatively impact this parameter which has not beenreported for the generic patient subjected to PCNL. These results also demonstrate that supine PCNLcan be undertaken safely and effectively in this cohort.
  • Publication
    Atnalı böbrekte supi̇n perkütan nefroli̇totomi̇
    (2022-03-10) SARAÇOĞLU, SERTAÇ; TOPBAŞ, FEVZİ BATUHAN; ŞENER, TARIK EMRE; TANIDIR, YILÖREN; Şener T. E., Saraçoğlu S., Topbaş F. B., Tanıdır Y.
    Atnalı böbrek sık karşılaşılan bir füzyon anomalisidir. Üreter girişlerinin süperolateral yerleşimli olması sebebiyle toplayıcı sistem drenajı normal böbreklere kıyasla daha zordur ve bu durum kliniğe üriner staz, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları ve tekrarlara böbrek taşı oluşumu ile yansır. Avrupa Üroloji Kılavuzlarına uygun olarak atnalı böbreklerde karşılaşılan >2cm taşlar için Perkütan Nefrolitotomi (PNL) taşsızlık oranları yüksek ve komplikasyon oranları düşük olan uygun bir seçenektir. Bu video-bildiride atnalı böbreğinde 25 mm’ye ulaşan taşı olan bir hastaya uygulanan supin mini-PNL ameliyatının tekniğini paylaşmayı amaçladık. Hasta: Hasta, B.K., ek hastalığı olmayan bir erkek hastadır. Hastanın 2017 tarihinden itibaren tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu ve taş düşürme öyküsü mevcuttur. Şiddetli sol yan ağrısı olması üzerine çekilen kontrastsız tüm batın tomografisinde atnalı böbrek anomalisi, sol böbrekte 25 x 14 x 16 mm renal pelvis taşı (Hounsfield maks 1275, ort 899) ve sağ böbrekte 4 x 4 mm & 3 x 2 mm alt kaliks taşları saptanmıştır. Hastanın sol böbrek taşına yönelik sol supin mini-PNL planlanarak hasta operasyon sonunda taşsız olacak şekilde operasyon komplikasyonsuz olarak tamamlanmıştır. Sonuç: Atnalı böbrekte supin perkütan nefrolitotomi güvenli ve etkili bir tedavi yöntemidir. Anahtar Kelimeler : Kidney, Horseshoe Kidney, Nephrolithotomy, Percutaneous
  • PublicationOpen Access
    Worldwide survey on the current practice of asymptomatic urinary stone management: a survey from eau, young academic urologists (yau), endourology and urolithiasis working party
    (2022-05-01) ŞENER, TARIK EMRE; TANIDIR, YILÖREN; Sener T. E. , Tailly T., Pietropaolo A., Keller E. X. , Tanidir Y., Gomez Rivas J., Hameed Z., De Coninck V., Tefik T., Sarica K., et al.
  • PublicationOpen Access
    Comparison and outcomes of dusting versus stone fragmentation and extraction in retrograde intrarenal surgery: results of a systematic review and meta-analysis
    (2022-01-01) TANIDIR, YILÖREN; ŞENER, TARIK EMRE; Gauhar V., Teoh J. Y. , Mulawkar P. M. , Tak G. R. , Wroclawski M. L. , Robles-Torres J. I. , Chan V. W. , Rojo E. G. , Silva R. D. d. , TANIDIR Y., et al.
    Introduction Lithotripsy during retrograde intrarenal surgery (RIRS) can be achieved either by fragmenta -ti on and extraction or dusting with spontaneous passage. We aimed to perform a systematic review on the safety and stone-free rate after RIRS by comparing the techniques of dusting vs fragmentation/extraction.Material and methods This review was performed according to the Preferred Reporting Items for Systemat-ic Reviews and Meta-analyses statement. The inverse variance of the mean difference and 95% Confidence Interval (CI), Categorical variables were assessed using Cochran-Mantel-Haenszel Method with the random effect model and reported as Odds Ratio (OR) and 95% CI. Statistical significance was set at p <0.05.Results There were 1141 patients included in 10 studies. Stone size was up to 2.5 cm All studies used hol-mium laser for lithotripsy. Meta-analysis showed no significant difference in surgical time (MD-5.39 minutes 95% CI-13.92-2.31, p = 0.16), postoperative length of stay (MD-0.19 days 95% CI-0.60 --0.22, p=0.36), overall complications (OR 0.98 95% CI 0.58-1.66, p = 0.95), hematuria (OR 1.01 95% CI 0.30-3.42, p = 0.99), postoperative fever (OR 0.70 95% CI 0.41-1.19, p = 0.19) and sepsis (OR 1.03 95% CI 0.10-10.35, p = 0.98), immediate (OR 0.40 95% CI 0.13-1.24, p = 0.11) and overall stone-free rate (OR 0.76 95% CI 0.43-1.32, p = 0.33), and retreatment rate (OR 1.35 95% CI 0.57-3.20, p = 0.49) between the groups.Conclusions This systematic review infers that urologists can safely use either option of fragmentation and basket extraction or dusting without extraction to achieve similar outcomes as both techniques are similar for efficacy and safety.
  • Publication
    Bi̇lateral si̇multane endoskopi̇k taş cerrahi̇si̇ni̇n (sbes) etki̇nli̇k ve güvenli̇k profi̇li̇ni̇n değerlendi̇ri̇lmesi̇
    (2022-03-10) ÖZGÜR, GÜNAL; ŞENER, TARIK EMRE; KÜTÜKOĞLU, MEHMET UMUT; TANIDIR, YILÖREN; Özgür G., Şener T. E., Kütükoğlu M. U., Tanıdır Y.
    Giriş Her iki böbreğinde taş bulunan hastalarda multiple operasyonlardan kaçınmak ve operasyon sürelerini kısaltmak için Bilateral Simultane Endoskopik Taş cerrahisi (SBES) yapılabilmektedir. Bu çalışmamızda bilateral böbrek taşı olan hastalarda SBES'in etkinlik ve güvenlik profilini değerlendirmeyi amaçladık. Method Her iki böbrek taşı için tedavi endikasyonu bulunan ve aynı seansta bir böbreğine supin perkütan nefrolitotomi (PNL), diğer böbreğine fleksible üreterorenoskopi (FURS) yapılan hastalar prospektif olarak çalışmaya dahil edildi. Hastalar ameliyat öncesi ve sonrası kan ve idrar testleri ile ameliyat öncesi kontrastsız BT taramasını içeren standart bir ürolitiazis tanı yaklaşımı ile değerlendirildi. Çalışmamızda elde etmek istediğimiz birincil sonuç taşsızlık durumunu (fragmanlar <3mm) ve komplikasyonları belirleyerek SBES'in güvenlik ve etkinlik profilini değerlendirmektir. İkincil sonuç ise hastanede kalış süresi, floroskopi dozu ve ameliyat sonrası çıkış stratejisini değerlendirmektir. Bulgular Çalışmaya 45 hasta (Erkek/kadın : 31/14) dahil edildi. Hastaların ortanca yaşı 51 idi (min 27 , Mak 90) Hastaların PCNL ile tedavi edilen böbrekteki ortanca taş hacmi 2880,4 mm3 (min 644,4 mak 62724,2) ve FURS ile tedavi edilen böbrekteki ortanca taş hacmi 543,64 mm3 (min 43,3 mak 11291,2) idi. Ortanca operasyon süresi 150 dakika ve ortanca floroskopi dozu 41.08 mGy idi. (Tablo 1.) PCNL uygulanan böbrek tarafından 35 (77,8%) hastada, FURS uygulanan böbrek tarafında 36 (80%) hastada taşsızlık sağlandı. PCNL uygulanan böbrekte saptanan ortanca rezidüel taş fragmanı 7.5 mm (min 2 max 12) ve FURS uygulanan böbrekte saptanan ortanca rezidüel taş fragmanı 7 mm (min 1 max 15) olarak saptandı. PCNL uygulamasında 6 (%13,3) hastada 12-16 Fr, 1 (%2,2) hastada 14-18 Fr , 22 (%48,9) hastada 16 - 20 Fr, 1 (%2,2) hastada 20-24 Fr ve kalan 15 (%33,4) hastada 26-30 Fr amplatz kılıf kullanılmıştır. Taşların kırılması için 28 (%62,2) hastada lazer litotripsi, 14 (%13,3) hastada balistik litotripsi, 2 (%4,2) hastada her iki yöntem ve 1 (%2,2) hastada taşın mekanik olarak ekstraksiyonu uygulandı. FURS uygulamasında 2 (%4,4) hastada üreteral akses kılıfı (ÜAK) kullanılmamış olup 19 (%42,2) hastada 9,5/11,5 Fr; 4 (%8,9) hastada 10/12 Fr; 20 (%44,4) hastada 12/14 Fr ÜAK kullanıldı. Tüm hastalarda taş tedavisi için lazer litotripsi kullanıldı. Sonuç Bilateral Simultane Endoskopik Taş cerrahisi (SBES) , seçilmiş hastalarda güvenli ve uygulanabilir bir yöntem olarak görünmektedir ancak en az 2 deneyimli cerrah ve iyi donanımlı bir hastaneye ihtiyaç vardır. Anahtar Kelimeler : BİLATERAL SİMULTANE ENDOSKOPİK TAŞ CERRAHİSİ (SBES), SUPİN PERKÜTAN NEFROLİTOTOMİ (sPCNL) , FLEKSİBLE ÜRETERORENOSKOPİ (FURS)
  • PublicationOpen Access
    Practices and utility of imaging among urological communities for urolithiasis, observations, and inferences from a targeted survey
    (2023-12-01) ŞAHİN, BAHADIR; ŞENER, TARIK EMRE; TANIDIR, YILÖREN; ŞAHİN B., ŞENER T. E., Dragos L., Gauhar V., TANIDIR Y.
    To evaluate the general practice among urologists about the use of various radiological imaging and measurement tools, and to compare the diferent preferences in radiological evaluations between Turkish and European urologists. Our study was designed as a survey study. The survey comprised 22 questions which evaluated the epidemiological information, caseload of participants, general preferences of participants on CT image slice thickness, basic radiologic workup routines prior to surgery, use of special tools and measurements on CT. Data collection was conducted with both an online poll and printed copies. A total of 222 urologists from 23 diferent countries responded to the survey. The most performed endourologic surgery was semi-rigid URS which was performed more than 25 times/year by 90.1% (n=200) of the participants. Although PCNL was performed more commonly by Turkish urologists (39.7%) compared to their European (17.3%) colleagues (p<0.001), it was still the least often performed endourological surgery among all participants (31.5%). The stone size evaluation was the most performed measurement performed by the participants. Although the group of surgeons used size measurement tools, there were diferences between the two groups. Turkish urologists used size measurement before PCNL (85.7%) as opposed to European urologists who used it mostly before URS (91.4%). Non-contrast CT images for urolithiasis are mainly evaluated by urologists themselves and a considerable number of urologists do not use additional measurement tools in evaluating CT images. Although there are similarities in the knowledge of various radiological tools, there are distinct regional diferences. Keywords Urolithiasis · Computed tomography · Evaluation · Survey · Management
  • Publication
    Mesane tümöründe “EN BLOC” transüretral rezeksiyon
    (2022-03-10) TOPBAŞ, FEVZİ BATUHAN; SARAÇOĞLU, SERTAÇ; ŞENER, TARIK EMRE; TANIDIR, YILÖREN; Tanıdır Y., Topbaş F. B., Şener T. E., Saraçoğlu S.
    Mesane kanseri tanısında sistoskopi altın standarttır. Mesanenin sistoskopik incelemesi ve şüpheli lezyondan biyopsi veya rezeksiyon ile alınan dokunun histopatolojik değerlendirmesi ile kesin tanı konur. Rezeksiyon tanıyı koydurmakla beraber kasa invaze olmayan tümörlerde aynı zamanda tedavinin major komponentidir. Patolojik evrede (pT) doğru tanıya ulaşmak bu hastalarda uygun tedavi stratejilerinin seçilmesi açısından önemlidir. Doğru bir histopatolojik tanı, ikinci TUR prosedürü veya adjuvan intravezikal tedavi gerekliliğini azaltarak maliyeti ve komorbiditeyi düşürebilir. Yapılan çalışmalarda, “en bloc” rezeksiyonun patolojik tanı koymayı kolaylaştırdığı ve konvansiyonel transüretral tümör rezeksiyonu ile kıyaslandığında tanıyı daha doğru koymayı sağladığı gösterilmiştir. Bu video bildiride 2 cm boyutlu mesane tümörü olan bir hastaya uygulanan transüretral “en bloc” mesane tümör rezeksiyonu tekniğini paylaşmayı amaçladık. Hasta Bilgileri: N.K., 60 yaşında ek hastalığı olmayan kadın hastanın haziran 2021 tarihinden itibaren birkaç kez tekrarlayan ağrısız pıhtılı hematüri öyküsü mevcuttu. Gross makroskopik hematüri nedeniyle yapılan üriner sistem ultrasonografisinde mesane sağ yan duvarda 20x10 mm papiller tümöral lezyon saptandı. Hastanın mesane tümörüne yönelik “en bloc” transüretral rezeksiyon uygulandı. Patoloji sonucu pT1, düşük dereceli papiller ürotelyal karsinom olarak raporlanan hastanın rezeksiyon materyalinde muscularis proprianın mevcut olduğu ve kas tabakasına invazyon olmadığı gösterildi. Postoperatif 3. ayında yapılan sistoskopisinde tümör izlenmeyen hasta kliniğimizce takip edilmektedir. Sonuç: Mesane tümörü tanı ve tedavisinde “en bloc” transüretral tümör rezeksiyonu uygun hastalarda güvenli ve etkin bir yöntemdir.
  • Publication
    Üreter tümöründe thuli̇um lazer ablasyon
    (2022-03-10) ŞENER, TARIK EMRE; KÜTÜKOĞLU, MEHMET UMUT; TANIDIR, YILÖREN; Tanıdır Y., Kütükoğlu M. U., Şener T. E.
    Multifaktöriyel ve nadir bir patoloji olan üst üriner sistemin ürotelyal kanserleri (ÜÜSK) daha çok ileri yaşta görülür. Standart tedavisi radikal nefroüreterektomi (RNU) ve mesaneden cuff çıkarılmasıdır ancak hem tanısında hem de minimal invaziv tedavisinde üreterorenoskopi yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu videoda ÜSSK’lı bir hastaya yaklaşımımızı paylaştık. OLGU Elli yedi yaşında hematüri ve dizüri şikayetiyle başvuran erkek hastanın sorgulamasında ek hastalığı olmadığı ve 30 paket-yıl sigara öyküsü olduğu öğrenildi. Fizik muayenede sol kostovertebral açı hassasiyeti saptandı. Tetkiklerinde kreatinin 1,22 mg/dl ve hemogram değeri 13,2 g/dl saptandı. Kontrastsız bilgisayarlı tomografi görüntüleme raporu “bilateral grade 3 hidronefroz ve taşlar, sol orta üreterde 4 mm taş ve sol böbrek üst kaliksinin içerisi dens karakterdedir” şeklinde, manyetik rezonans ürografi görüntüleme raporu “bilateral böbreklerde signal void yapılar, sol böbrekte signal voidlerin eşlik ettiği T1 ağırlıklı incelemede yüksek intensiteli içerik, kontrast tutan kitle ayırt edilememiştir” şeklinde sonuçlandı. DMSA sintigrafisinde böbreklerin total fonksiyonel kortikal kitleye katkıları sağ için %44 sol için %56 olarak sonuçlandı. Hastanın sistoskopisinde patoloji izlenmedi, “Michael Grasso”nun tariflediği no-touch tekniği ile 6,4/7,8 Fr 430 mm 4,2 Fr çalışma kanallı semirijit üreteroskopla sol üretere girildi, sol distal üreterde 1x1 cm boyutunda papiller lezyon saptandı ve Thulium lazer ile 1 J 10 Hz toplam 10W güçle ablasyon yapıldı. Patoloji için örnek basket kateter ile alındı. Retrograd pyelografide orta üreter ve böbrekte dolum defektleri izlendi. Orta üreterde 1x1 boyutunda geniş tabanlı tümöral lezyona aynı ayarlarda ablasyon yapıldı, patoloji için örnek basket kateter ile alındı. Sonrasında kılavuz teli ve akses kılıf kullanılmadan 7,5Fr çaplı Flex-X2S fleksible üreterorenoskop ile sol böbrek pelvisine ulaşıldığında yaygın papiller tümöral oluşumlar izlendi ve işleme son verildi. Toplam lazer süresi 16 dk ve toplam enerji 9,60 kJ ölçüldü. Floroskopi süresi 18 saniye ve toplam floroskopi dozu 8,2750 mGy/ 1,5739 Gy*cm2 ölçüldü. Patolojisi “düşük dereceli, papiller ürotelyal karsinom, subepitelyal alan invazyonu yoktur (pTa)” olarak raporlandı. Hastanın sol böbrek pelvis içerisinde papiller oluşumlar olması nedeniyle hastaya sol RNU ve mesane cuff eksizyonu yapıldı, patolojisi; infiltratif üretelyal karsinom, 5 adet tümör negatif lenf nodu olarak raporlandı (pT3N0). TARTIŞMA VE SONUÇ Özellikle düşük riskli ÜÜSK hastalığında böbrek koruyucu minimal invaziv tedaviye yönelik ilgi giderek artmaktadır, yüksek riskli hastalarda ise doğru tanıya ulaşma konusunda bizlere yardımcı olmaktadır. Minimal invaziv yöntemler, seçili olgularda nüks olasılığı göz önünde bulundurularak, güvenle uygulanabilmektedir. Anahtar Kelimeler : THULIUM,LAZER,TCC,ÜRETER,TÜMÖR,ÜÜSK
  • PublicationOpen Access
    Radiation exposure during different percutaneous renal puncture techniques: A YAU endourology & urolithiasis study
    (2023-09-01) ŞENER, TARIK EMRE; TANIDIR, YILÖREN; KÜTÜKOĞLU, MEHMET UMUT; DÖRÜCÜ, DOĞANCAN; ŞENER T. E., TANIDIR Y., Ketenci S., Kutukoglu U., Dorucu D., Cayir H., Pietropaolo A., Emiliani E., Somani B.
    PURPOSE: Radiation exposure is affected by C-arm fluoroscopy device positioning during percutaneous renal puncture. Our aim was to compare the exposure of surgeon\"s lens, hand and chest with a fluoroscopy protocol replicated in different C-arm positions. MATERIALS AND METHODS: A standardized fluoroscopy protocol was created using water-equivalent solid phantoms to replicate a surgeon and patient. 111 mGy radiation (360 s) was applied in standard fluoroscopy mode (91 kVp, 2.7 mA/mAs). Dosimeters were placed on lens, chest and hand of surgeon and patient phantom models. 7 different C-arm positions were created: 0°, mediolateral (ML) +90°, ML -90°, ML +30°, ML -15°, craniocaudal (CC) +30°, CC +15°. Measurements were evaluated separately for different positions. RESULTS: The highest radiation exposure was measured on patient dosimeter (2.97 mSv). The highest exposure on surgeon was recorded on finger dosimeter in all C-arm positions; highest dose was recorded in ML +90° position (2.88 mSv). In finger dosimeters, lowest exposure was recorded in 0° position (0.51 mSv). The lowest exposure of all positions was measured in chest dosimeter in ML -90° position (0.24 mSv). CONCLUSIONS: In positions where X-ray generator of the C-arm was facing towards the surgeon, radiation exposure measured in all dosimeters was higher compared to positions where the generator was facing away. The hand radiation exposure in all positions was higher than chest and lens. Special care must be taken to avoid facing the X-ray generator tube and hands should be as well-protected as chest and eyes with special protective gear.