Person:
EKER, NURŞAH

Loading...
Profile Picture

Email Address

Birth Date

Research Projects

Organizational Units

Organizational Unit

Job Title

Last Name

EKER

First Name

NURŞAH

Name

Search Results

Now showing 1 - 3 of 3
  • PublicationOpen Access
    Successful treatment of refractory graft-versus-host disease with ruxolitinib in a child after autologous stem cell transplantation
    (2022-06-01) TRUE, ÖMER; TOKUÇ, AYŞE GÜLNUR; KOÇ, AHMET; EKER, NURŞAH; Eker N., Tas B. T., Doğru Ö., Senay E., Tokuç A. G., Koç A.
    Autologous hematopoietic stem cell transplantation (AHSCT) is an increasingly used curative treatment for some solid tumors in children. Instead of allogeneic transplantation, the risk of developing graft-versus-host disease (GvHD) is much lower after AHSCT. Although the clinical findings of auto-GVHD are mild and self-limited in most cases, rare cases may be severe and need intensive immunosuppressive treatment. Here, we present a case who underwent autologous HSCT due to relapsed neuroblastoma, developed steroid-refractory GvHD after AHSCT, and achieved remission using ruxolitinib. A 12 years old female patient was diagnosed with relapsed neuroblastoma. After metaiodobenzylguanidine treatment, AHSCT was performed, and the status of the disease was a very good partial response at the time of transplantation. Our patient was diagnosed with severe and steroid-refractory GvHD with skin involvement after AHSCT. We used ruxolitinib with extracorporeal photopheresis because of the essential side effects of the other drugs and got a very good response. Over the following five months, there was no recurrence of GvHD. She was in complete remission of neuroblastoma after two years of AHSCT. It is crucial to keep in mind that GvHD may develop after AHSCT. Ruxolitinib is an effective treatment for GvHD also after AHSCT. Further studies and case reports are needed to understand the disease\"s pathogenesis and regulate appropriate treatment.
  • Publication
    Çocuk onkoloji hastalarında santral venöz kateter ilişkili enfeksiyonlar: tek merkez deneyimi
    (2022-02-18) EKER, NURŞAH; KOÇ, AHMET; TOKUÇ, AYŞE GÜLNUR; Aras S., Eker N., Koç A., Tokuç A. G.
    Giriş ve Amaç: Çocuk Hematoloji ve Onkoloji ünitelerinde kemoterapi uygulamak, kan ürünlerinin transfüzyonları, hastalardan sık kan örneği alımları yapabilmek, parenteral beslenmenin de güvenli şekilde verilebilmesi için uzun süreli santral kateterler gereklidir. Santral kateterler, hastalara girişimsel işlemlerle santral venöz kateterler ve port kateterleri olarak yerleştirilirler. Uzun süren tedavi sürecinde yoğun ve çoklu infüzyonlar için uygulama kolaylığı sağlarlar. Ancak yine bu özellikli hasta grubu için kateter varlığı enfeksiyon odağı için ek bir risk faktörü olabilmektedir. Bu çalışmada merkezimizde kanser tanısı ile tedavi edilen hastalarda santral kateter ilişkili enfeksiyonlar, bakteriyemi ve sorumlu mikroorganizmaların epidemiyolojik olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Marmara Üniversitesi Çocuk Hematoloji Onkoloji Bölümü’nde Ocak 2016-Mart 2021 yılları arasında kanser tanısı ile tedavi gören,santral kateter olarak santral venöz kateter ya da port kateteri takılan hastalar retrospektif olarak incelenmiştir.Hastaların demografik verileri,tanıları, santral venöz katater ilişkili komplikasyonlar kayıt edilmiş; bunların yönetimi ve tedavi süreci gözden geçirilmiştir. Bulgular: Çalışma dönemi boyunca toplam 71 hastaya toplamda 84 port kateteri ve/veya santral venöz kateter yerleştirilmiştir. Bu süre boyunca toplam kemoterapi alan hasta sayısı 511 idi.Erkek/ Kız oranı 38:33 idi.Hastalarda ortalama kateterin kalış süresi 8.5aydı. Kateter ilişkili enfeksiyonlardan sorumlu olan patojenlerden en sık görüleni metisiline dirençli-koagülaz negatif stafilokoklardı. Otuz hastada (%42) kateterde enfeksiyöz bir ajan üremesi saptandı.Enfeksiyöz ajan tespit edildikten hemen sonra tüm kateterler çıkartıldı.İntraluminal oklüzyonları ve kateter kolonizasyonunu önlemek için de hemen antibiyotik ile kilit tedavileri uygulandı. Hematojen komplikasyon olarak 9 hastada(%12) infektif endokardit,24 hastada(%33) sepsis gelişti. Tüm hastalar başarıyla tedavi edildi. Enfeksiyöz nedenle kaybedilen hastamız olmadı.Santral kateteri olan 41 hastada(%57) hiçbir organizma tanımlanmadı. Sonuç: Çocuk Hematoloji Onkoloji hastalarında santral kateter kullanımı tedavi süreçleri boyunca uzun süreli olmaktadır.Santral katater varlığı nötropenik hastalarda bakteriyemi ve sepsisin en sık kaynağıdır. Bu hastalarda sepsisin önlenmesi için en önemli adım santral kateter ilişkili enfeksiyonların erken tespiti ile başlamalıdır.Antibiyotik kilit tedavisi,uygun antibiyotik ile tedavi başlanması ve kateterin hemen çıkarılması tedavi süreci uygun şekilde yönetilmesinde oldukça önemlidir.
  • PublicationOpen Access
    Hematopoietic stem cell transplantation to a patient with acute myeloid leukemia from a sibling donor positive for SARS-CoV-2 by RT-PCR test
    (2022-01-01) KOÇ, AHMET; TRUE, ÖMER; EKER, NURŞAH; KOÇ A., DOĞRU Ö., EKER N., Tas B. T., Senay R. E.