Person: EKER, NURŞAH
Loading...
Email Address
Birth Date
Research Projects
Organizational Units
Job Title
Last Name
EKER
First Name
NURŞAH
Name
31 results
Search Results
Now showing 1 - 10 of 31
Publication Metadata only Kanserli çocuklarda Türkiye'de ilk dalga sonrası COVİD-19 enfeksiyonu: TPOG ve TPHD çalışması(2021-11-07) EKER, NURŞAH; TOKUÇ, AYŞE GÜLNUR; KEBUDİ R., TUĞCU D., KURUCU N., EKER N., İNCE D., GÜLER KAZANCI E., TOKUÇ A. G., TOKGÖZ H., ÇEÇEN R. E., SEVİNİR B. B., et al.Publication Metadata only Çocukluk çağı lenfomalarında kök hücre nakli(2020-12-15) EKER, NURŞAH; EKER N.Publication Metadata only Covid-19 Infection in children with cancer after the first wave in Turkey: A study of the Turkish pediatric oncology (TPOG) and hematology (TPHD) societies(2021-10-24) EKER, NURŞAH; TOKUÇ, AYŞE GÜLNUR; KEBUDİ R., KURUCU N., TUĞCU D., EKER N., İNCE D., TOKUÇ A. G., ÇEÇEN R. E., SEVİNİR B., VURAL Ö., ERDEM M., et al.Publication Metadata only Çocukluk çağında osteosarkom(Türkiye Klinikleri Yayınevi, 2021-01-01) EKER, NURŞAH; EKER N.Osteosarkom çocukluk çağında en sık görülen primer malign kemik tümörüdür. Kemik dokudan köken alan, genellikle yüksek grade, uzak metastaz potansiyeli olan ve tedavi edilmez ise kötü prognoz ile seyreden tümörlerdir. Osteosarkom tedavisi, multidisipliner bir tedavi yönetimini içermektedir. Ana tedavi modelitesi, neoadjuvant ve adjuvant kemoterapi ile birlikte cerrahi eksizyon ve radyorezistan bir tümör olmasına rağmen seçilmiş vakalarda yüksek doz radyoterapidir. Günümüzde, hala standart olarak YD-MTX, sisplatin ve doxorubicinden oluşan üçlü multiajan tedavi önerilmektedir. Lokalize hastalık sonrası %30-40 oranında relaps hastalık görülmektedir. Relaps hastalıkta cerrahi tedavi önemini korumakta olup, kemoterapi için standart bir yaklaşım yoktur. Relaps/refrakter hastalıkta prognoz kötüdür ve sağ kalımı arttırmak için yeni nesil tedavi ajanlarına ihtiyaç vardır.Publication Metadata only Çocukluk çağı vasküler benign tümörlerin değerlendirilmesi: Tek merkez deneyimi(2021-04-18) EKER, NURŞAH; TOKUÇ, AYŞE GÜLNUR; ARAS S., EKER N., Tufan Taş B., ŞENAY R. E., TOKUÇ A. G.Amaç: Vasküler benign tümörler arasında yer alan ve en sık olma özelliğini gösteren hemanjiomların sıklığı %5-10 arasında değişmektedir. En sık yerleştiği organ deri olan hemanjiomlar çoğunlukla tek lezyon şeklinde ortaya çıkar. Patogenezi tam olarak bilinmemektedir. Lezyonun yerleşim yeri ve boyutuna göre gelişebilecek major komplikasyonlar kanama, bası bulguları, organ işlev bozukluğu ve kasabach merit sendromudur. Tedavide steroid ve beta bloker en sık kullanılan ajanlar olup tedavi kararı, lezyonun yeri, boyut ve yarattığı disfonksiyonlara göre verilir. Bu çalışmada, polikliniğimizde, son on yılda hemanjiom nedeni ile takip edilen olgular geriye dönük olarak değerlendirilmiştir. Yöntem ve Gereç: Marmara Üniversitesi Çocuk Hematoloji Onkoloji Bölümünde Ocak 2011- Ocak 2021 yılları arasında başvuran hemanjiom tanılı olgularının dosyaları retrospektif olarak incelendi. Yaş aralığı 0-18 olan, 104 hasta çalışma kapsamına alındı. Hastaların demografik verileri ile prematürite, düşük doğum ağırlığı varlığı, eşlik eden genetik anomali varlığı, hemanjiom yeri, boyutu, sayısı, eşlik eden diğer organ tutulumları, tedavisi, tedavi komplikasyonları, tedavi ve/veya tedavisiz izlem sonuçları değerlendirildi. Bulgular: Yüzdört hemanjiom tanılı olguların kız/erkek oranı 59/45 idi. Yaş ortalaması 12.8 aydı.71 hastada(%68) tek bir hemanjiom mevcut iken;33 hastada(%31) birden fazla hemanjiom mevcuttu. En sık hemanjiom bölgeleri saçlı deri, yüz, dudak, göz kapağı, gövde, sırt, extremiteler, karaciğer idi. 20 hastada (%19) düşük doğum ağırlığı ve prematürite öyküsü mevcuttu. Tedavisiz izlemle takip edilen 58 hastanın,13’ünde (%12.5) lezyonlar tamamen kaybolurken, 27 hastanın (%25) hemanjiom boyutları stabil olarak izlendi.Lezyonun boyutu ve yarattığı organ disfonksiyonuna göre tedavi kararı verilen 45 hastaya ilaç tedavisi olarak propranolol, steroid,sirolimus tedavilerinden en az biri başlandı. 25 hastanın sadece propranolol tedavisi ile hemanjiom boyutu belirgin küçülürken, 12 hastanınki stabil olarak izlendi. Hiçbir hastamızda tedaviyi kesmeyi gerektirecek yan etki izlenmedi. Sonuç: Yaşamın ilk aylarından itibaren en sık görülen benign vasküler lezyon olan hemanjiomun tanı ve tedavisini düzenleyen hekimlerin farkındalıklarını arttırmak,olguların yönetimi,hastaların tedavi ve izlem planları için çocuk hematoloji ve onkoloji işbirliği içinde olmanın gereksiz tedaviyi önlemesi açısından önemli olduğunu belirtmek istedik.Publication Metadata only Pelvic ewing sarcoma: a single center experience(2022-11-01) EROL, BÜLENT; TOKUÇ, AYŞE GÜLNUR; EKER, NURŞAH; Baysal B., EROL B., TOKUÇ A. G. , EKER N., Senay R.Publication Metadata only Çocukluk çağı kanserlerinde epstein-barr virüs enfeksiyonunun rolü(2023-04-09) EKER, NURŞAH; TOKUÇ, AYŞE GÜLNUR; ARAS S., EKER N., YILMAZ B., TOKUÇ A. G.Giriş-Amaç: Epstein-Barr virüsü (EBV), human herpes virüs grubunda yer alan ve maligniteler ile ilişkisi gösterilen ilk virüstür. Çocukluk çağında ilk altı yaşta %90 oranında seropozitiflik saptanır. Tükürük ve boğaz salgıları ile yakın temasla, kan yoluyla ve bunlarla kontamine eşyalarla bulaşır. Çoğu kişi, enfeksiyonu asemptomatik geçirir ve virüs konakçıda ömür boyu kalır. Enfeksiyöz mononükleoz (EMN) gibi kendini sınırlayan benign bir hastalık kliniği beklenmekte iken epitel-lenfoid hücre kökenli malignitelere de neden olabilmektedir. Çocukluk çağında, EBV ilişkili kanserler arasında NonHodgkin lenfoma(NHL), Hodgkin Lenfoma(HL) ve Nazofarengeal Karsinom(NFK) yer almaktadır. Bu çalışmada kliniğimizde NFK, HL ve NHL tanısı ile izlenmekte olan hastaların EBV durumları ve hastalık prognozu ile ilişkileri incelenmiştir. Yöntem: 2011-2021 yılları arasında merkezimizde Non-Hodgkin lenfoma, Hodgkin Lenfoma ve Nazofarengeal Karsinom tanısı alan olguların dosya verileri retrospektif olarak incelenmiştir. Bulgular: Yüz yirmi dört olgu geriye dönük olarak incelendi. Kız:Erkek oranı 2/5(n=35:89)idi. Median yaş: 13 yaş idi. Ortalama izlem süresi 147 aydı. Olguların %48’i(n=60) NHL,%42’si (n= 53)HL,%8’i(n=11) NFK olgusundan oluşuyordu. Olguların %21’sinde(n=26) tanı anı primer tümör dokusu patolojik incelemesinde EBER pozitif saptandı. EBER pozitif saptanan olguların %34’ünde(n=9) tanı anında EBV PCR pozitifliği mevcuttu. Nüks ya da progresyon saptanan 5 olgunun 2’si NFK,3’ü HL idi. Nüks olan NFK olgularının hepsinde nüks/progresyon anında tedavi ile negatifleşen EBV titrelerinin tekrar yükseldiği saptandı. Remisyonda izlenen olgularda ise yeniden pozitif EBV PCR titresi saptanmadı. Eber pozitif olan olguların % 19’unda(n=5) relaps meydana gelmiştir. Bu hastalardan 4’ü tedavi sırasında kaybedilmiştir. Relaps olan bir NFK olgumuz ise tedavi sonrası yeniden remisyona girmiştir. Eber pozitif olan olguların %65’i(n=17) remisyonda izlenmekte, 2 hastanın tedavisi ise devam etmektedir. Sonuç: Çocukluk çağında sık görülen EBV enfeksiyonları maligniteye yatkınlık yaratabilmektedir. Özellikle nazofarenks karsinomu olguları EBV enfeksiyonu ile ilişkilendirilmiş olup hastalığın prognozunu belirlemede etkisi vardır. Biz bu çalışma ile başta nazofarenks karsinomu olmak üzere tüm EBV ilişkili kanser olgularında EBV PCR takiplerinin düzenli yapılması gerekliliğini vurgulamak istedikPublication Metadata only Pediatrik optik gliom olgularının görme keskinlikleri ile elektofizyolojik ve radyolojik bulgularının değerlendirilmesi(2022-04-23) DERİCİOĞLU, VOLKAN; EKER, NURŞAH; BUĞDAYCI, ONUR; YARGI, BERRU; KURŞUN, MELTEM; SEVİK, MEHMET ORKUN; TOKUÇ, AYŞE GÜLNUR; ŞAHİN, ÖZLEM; Dericioğlu V., Eker N., Buğdayci O., Yargi B., Kurşun M., Sevik M. O. , Tokuç A. G. , Şahin Ö.Amaç:Optik gliom nedeniyle takip edilen pediatrik hastaların en iyi düzeltilmiş görme keskinliği (EİDGK, logMAR), flaş görsel uyarılmış potansiyeller (fVEP) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) sonuçlarının karşılaştırılması.Yöntem:Marmara Üniversitesi Göz Hastalıkları, Pediatrik Onkoloji ve Radyoloji bölümlerince takip edilen 22 pediatrik optik gliom hastasının 38 gözü çalışmaya dahil edildi. Hastaların başlangıç ve son takipteki EİDGK’leri, MRG’deki optik sinir kalınlıkları (OSK), kontrast tutulumları, sinyal değişimleri ve fVEP’te P2 dalgasının amplitüd ve latansları değerlendirildi.Bulgular:Hastaların yaş ortalamaları 12±5.7 yıl ve kız/erkek oranı 13/9 idi. Ortalama takip süresi 63.95±24.5 ay olarak bulundu. Gözlerin ilk ve son EİDGK’leri sırasıyla, ortanca (1.ve 3. çeyrekler aralığı) 0.2 (0-2.18) ve 0.2 (0-2.3) logMAR (p=0.586); MRG’de ölçülen ortalama OSK’leri sırasıyla, 6.51±6.03 ve 6.31±7.84 mm (p=0.650); fVEP P2 dalga ortalama amplitüdleri sırasıyla, 16.68±14.21 ve 17.93±11.96 mV (p=0.577) ve ortalama latansları sırasıyla, 149.38±50.30 ve 133.39±29.78 ms (p=0.009) olarak saptandı. Son logMAR EİDGK ile OSK (r=0.434, p=0.015), P2 amplitüdü (r=-0.432, p=0.014)) ve P2 latansı (r=0.614, p<0.001) arasında anlamlı orta düzeyde korelasyon olduğu görüldü. fVEP P2 dalga parametreleri ile OSK arasında korelasyon saptanmadı (p>0.05). P2 latansı ile MRG’de görülen sinyal (r=0.426, p=0.013) ve kontrast tutulumu (r=0.386, p=0.027) değişiklikleri arasında anlamlı korelasyon olduğu görüldü.Sonuç:Optik gliom hastalarında fVEP P2 dalga amplitüdleri ve latansları EİDGK ile ilişkili gözükmektedir. Ayrıca, P2 dalga latansının MRG’de görülen sinyal ve kontast tutulumu değişiklikleri ile de ilişkili olduğu görülmektedir. Bu bulgular, özellikle preverbal yaştaki optik gliom hastalarının değerlendirilmesinde ve hastalık ilerlemesinin takibinde fVEP’in kulanılabileceğini göstermektedir.Publication Open Access Vincristine-induced peripheral neuropathy in children with malignancy and the effect of missed doses on treatment success(2023-09-01) EKER, NURŞAH; EKER N., ÖZTÜRK G.Introduction: Recognizing the symptoms of vincristine-induced peripheral neuropathy (VIPN) earlier is crucial to preventing the persistent neurological sequelae. The treatment of neuropathy is to discontinue the drug, and the effect of a missed dose of vincristine on treatment success is unclear. This study aims to evaluate VIPN in children with malignancy and the effect of skipping vincristine doses on the treatment success of patients at a single center, retrospectively. Methods: Medical records of the children with cancer who received vincristine in our institution between 2013 and 2020 were analyzed retrospectively. Results: Vincristine neuropathy was found in 42 (7%) of 598 pediatric patients who received at least one dose of vincristine during the study period. Neuropathy developed at a statistically significantly lower cumulative dose in patients younger than seven years of age (p=0.04). The mean neuropathy duration of the cases was 8.5 months, and the findings of 40 (95.2%) cases improved. The mean cumulative dose was higher in patients with diffuse nerve involvement. The missed dose of vincristine was lower in the cases in complete remission compared to the other cases and higher doses of vincristine were missed in the stable disease group than in the remission group (p=0.03). Conclusion: VIPN can be encountered in less cumulative doses, mainly in the younger age group. Missed doses of vincristine may affect treatment success, and more comprehensive studies are needed to show this effect more clearly.Publication Metadata only Hematopoetik kök hücre nakli sonrası santral sinir sistemi komplikasyonları ve radyolojik bulguların sağkalım üzerine etkisi(2020-02-22) EKER, NURŞAH; EKER N., KARAALİ K., TAYFUN KÜPESİZ F., KARASU G., UYGUN V., AKCAN M., GÜLER E., HAZAR V., YEŞİLİPEK M. A., KÜPESİZ O. A.