Person: EKER, NURŞAH
Loading...
Email Address
Birth Date
Research Projects
Organizational Units
Job Title
Last Name
EKER
First Name
NURŞAH
Name
5 results
Search Results
Now showing 1 - 5 of 5
Publication Metadata only Pelvic ewing sarcoma: a single center experience(2022-11-01) EROL, BÜLENT; TOKUÇ, AYŞE GÜLNUR; EKER, NURŞAH; Baysal B., EROL B., TOKUÇ A. G. , EKER N., Senay R.Publication Metadata only Pediatrik optik gliom olgularının görme keskinlikleri ile elektofizyolojik ve radyolojik bulgularının değerlendirilmesi(2022-04-23) DERİCİOĞLU, VOLKAN; EKER, NURŞAH; BUĞDAYCI, ONUR; YARGI, BERRU; KURŞUN, MELTEM; SEVİK, MEHMET ORKUN; TOKUÇ, AYŞE GÜLNUR; ŞAHİN, ÖZLEM; Dericioğlu V., Eker N., Buğdayci O., Yargi B., Kurşun M., Sevik M. O. , Tokuç A. G. , Şahin Ö.Amaç:Optik gliom nedeniyle takip edilen pediatrik hastaların en iyi düzeltilmiş görme keskinliği (EİDGK, logMAR), flaş görsel uyarılmış potansiyeller (fVEP) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) sonuçlarının karşılaştırılması.Yöntem:Marmara Üniversitesi Göz Hastalıkları, Pediatrik Onkoloji ve Radyoloji bölümlerince takip edilen 22 pediatrik optik gliom hastasının 38 gözü çalışmaya dahil edildi. Hastaların başlangıç ve son takipteki EİDGK’leri, MRG’deki optik sinir kalınlıkları (OSK), kontrast tutulumları, sinyal değişimleri ve fVEP’te P2 dalgasının amplitüd ve latansları değerlendirildi.Bulgular:Hastaların yaş ortalamaları 12±5.7 yıl ve kız/erkek oranı 13/9 idi. Ortalama takip süresi 63.95±24.5 ay olarak bulundu. Gözlerin ilk ve son EİDGK’leri sırasıyla, ortanca (1.ve 3. çeyrekler aralığı) 0.2 (0-2.18) ve 0.2 (0-2.3) logMAR (p=0.586); MRG’de ölçülen ortalama OSK’leri sırasıyla, 6.51±6.03 ve 6.31±7.84 mm (p=0.650); fVEP P2 dalga ortalama amplitüdleri sırasıyla, 16.68±14.21 ve 17.93±11.96 mV (p=0.577) ve ortalama latansları sırasıyla, 149.38±50.30 ve 133.39±29.78 ms (p=0.009) olarak saptandı. Son logMAR EİDGK ile OSK (r=0.434, p=0.015), P2 amplitüdü (r=-0.432, p=0.014)) ve P2 latansı (r=0.614, p<0.001) arasında anlamlı orta düzeyde korelasyon olduğu görüldü. fVEP P2 dalga parametreleri ile OSK arasında korelasyon saptanmadı (p>0.05). P2 latansı ile MRG’de görülen sinyal (r=0.426, p=0.013) ve kontrast tutulumu (r=0.386, p=0.027) değişiklikleri arasında anlamlı korelasyon olduğu görüldü.Sonuç:Optik gliom hastalarında fVEP P2 dalga amplitüdleri ve latansları EİDGK ile ilişkili gözükmektedir. Ayrıca, P2 dalga latansının MRG’de görülen sinyal ve kontast tutulumu değişiklikleri ile de ilişkili olduğu görülmektedir. Bu bulgular, özellikle preverbal yaştaki optik gliom hastalarının değerlendirilmesinde ve hastalık ilerlemesinin takibinde fVEP’in kulanılabileceğini göstermektedir.Publication Metadata only Üç yaş altı çocuklarda beyin tümörleri tedavisi(Türkiye Klinikleri Yayınevi, 2022-08-01) EKER, NURŞAH; Eker N., Hazar V.Üç yaş altı olgular, tüm çocukluk çağı beyin tüm.rlerinin %25-30’unu oluşturmakta iken, klinikbulgu, tüm.r biyolojisi, moleküler alt grup ve tedavi açısından diğer yaş gruplarından farklılıklar göstermektedir.Santral sinir sistemi tüm.rleri tedavisinin önemli bir parçası olan kraniyospinal radyoterapi,bu yaş grubunda, başta nörokognitif fonksiyonlar olmak üzere ciddi yan etkiler yaratması nedeniile kaçınılması gereken tedavi zorluklarını karşımıza çıkarmaktadır. Bu toparlama yazısında, bu hastalariçin güncel olan tedavi yaklaşımlarından söz edilecektir.Anah tar Ke li me ler: Santral sinir sistemi neoplazileri; tedavi; bebekPublication Metadata only Can ebv titer be used as a tumor marker in ebv related childhood malignancy?(2022-11-01) EKER, NURŞAH; EKER N., Tokuc A., Erdal S., Celiktas C.Publication Metadata only Çocuk onkoloji hastalarında santral venöz kateter ilişkili enfeksiyonlar: tek merkez deneyimi(2022-02-18) EKER, NURŞAH; KOÇ, AHMET; TOKUÇ, AYŞE GÜLNUR; Aras S., Eker N., Koç A., Tokuç A. G.Giriş ve Amaç: Çocuk Hematoloji ve Onkoloji ünitelerinde kemoterapi uygulamak, kan ürünlerinin transfüzyonları, hastalardan sık kan örneği alımları yapabilmek, parenteral beslenmenin de güvenli şekilde verilebilmesi için uzun süreli santral kateterler gereklidir. Santral kateterler, hastalara girişimsel işlemlerle santral venöz kateterler ve port kateterleri olarak yerleştirilirler. Uzun süren tedavi sürecinde yoğun ve çoklu infüzyonlar için uygulama kolaylığı sağlarlar. Ancak yine bu özellikli hasta grubu için kateter varlığı enfeksiyon odağı için ek bir risk faktörü olabilmektedir. Bu çalışmada merkezimizde kanser tanısı ile tedavi edilen hastalarda santral kateter ilişkili enfeksiyonlar, bakteriyemi ve sorumlu mikroorganizmaların epidemiyolojik olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Marmara Üniversitesi Çocuk Hematoloji Onkoloji Bölümü’nde Ocak 2016-Mart 2021 yılları arasında kanser tanısı ile tedavi gören,santral kateter olarak santral venöz kateter ya da port kateteri takılan hastalar retrospektif olarak incelenmiştir.Hastaların demografik verileri,tanıları, santral venöz katater ilişkili komplikasyonlar kayıt edilmiş; bunların yönetimi ve tedavi süreci gözden geçirilmiştir. Bulgular: Çalışma dönemi boyunca toplam 71 hastaya toplamda 84 port kateteri ve/veya santral venöz kateter yerleştirilmiştir. Bu süre boyunca toplam kemoterapi alan hasta sayısı 511 idi.Erkek/ Kız oranı 38:33 idi.Hastalarda ortalama kateterin kalış süresi 8.5aydı. Kateter ilişkili enfeksiyonlardan sorumlu olan patojenlerden en sık görüleni metisiline dirençli-koagülaz negatif stafilokoklardı. Otuz hastada (%42) kateterde enfeksiyöz bir ajan üremesi saptandı.Enfeksiyöz ajan tespit edildikten hemen sonra tüm kateterler çıkartıldı.İntraluminal oklüzyonları ve kateter kolonizasyonunu önlemek için de hemen antibiyotik ile kilit tedavileri uygulandı. Hematojen komplikasyon olarak 9 hastada(%12) infektif endokardit,24 hastada(%33) sepsis gelişti. Tüm hastalar başarıyla tedavi edildi. Enfeksiyöz nedenle kaybedilen hastamız olmadı.Santral kateteri olan 41 hastada(%57) hiçbir organizma tanımlanmadı. Sonuç: Çocuk Hematoloji Onkoloji hastalarında santral kateter kullanımı tedavi süreçleri boyunca uzun süreli olmaktadır.Santral katater varlığı nötropenik hastalarda bakteriyemi ve sepsisin en sık kaynağıdır. Bu hastalarda sepsisin önlenmesi için en önemli adım santral kateter ilişkili enfeksiyonların erken tespiti ile başlamalıdır.Antibiyotik kilit tedavisi,uygun antibiyotik ile tedavi başlanması ve kateterin hemen çıkarılması tedavi süreci uygun şekilde yönetilmesinde oldukça önemlidir.