Publication: Hipertrofik olivar dejenerasyon: pediatrik olguda nadir görülen bir patoloji
No Thumbnail Available
Date
2022-11-15
Authors
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Publisher
Abstract
leusun dentato-rubro-olivar yolakta (DROP) herhangi bir hasara yanıt olarak oluşan trans-sinaptik dejenerasyon türüdür. Santral sinir
sisteminde bir anatomik bölgenin dejenerasyona sekonder gelişen
nöron kaybı ve glial hücrelerinde çoğalmanın aksine DROP yolağında transnöronal dejenerasyon sonucu hipertrofi gelişmektedir.
Kanama, iskemi, travma ve kavernoma bağlı gelişebilen nadir rastlanan bir durumdur (1,2). Biz bu yazımızda pontin kavenorma bağlı
gelişen hipertrofik olivar dejenerasyon olgusunu tartıştık.
Olgu Sunumu: 17 yaşında kız hasta, 2017 yılında baş ağrısı,baş
dönmesi,sağ yüz bölgesinde uyuşma şikayeti ile dış merkez acil servise başvurmuş. Manyetik Rezonans görüntülenmede(MRG), pons
sol yarımında kavernom saptanan olgu, hastanemiz beyin cerrahisi
bölümünde opere edilmiş. Hastanemiz radyoloji anabilim dalında
2020 yılında yapılan kontrastlı beyin MRG’sinde, pons sol yarımından mezensefalon sol yarısına uzanan 15x10 mm boyutlu T2 ağırlıklı serilerde hipointens, SWI serilerde hipointens,kontrastlı serilerde
içerisinde lineer milimetrik kontrastlanan alanlar bulunan lezyon izlenmişti. Bu lezyonların MRG bulguları patolojik tanısı da bulunan
kavernom ve gelişimsel venöz anomali ile uyumluydu (Resim1-2-3).
Ayrıca bulbus sol yarımında inferior olivar nükleus düzeyinde, T2-
FLAIR ağırlıklı incelemelerde hiperintens, kontrastlı serilerde belirgin
kontrastlanmayan, difüzyon ağırlıklı görüntülemede difüzyon kısıtlanması göstermeyen, ekspansil görünümde bir lezyon daha izlendi
(Resim 4-5-6). 2022 yılındaki kontrol MRG’sinde bulbus lezyonunda
boyut ve sinyal farkı saptanmadı. Bulbus sol yarımındaki bu lezyonu
hipertrofik olivar dejenerasyon ile uyumlu olarak değerlendirdik.
Tartışma ve Sonuç: HOD,trans-sinaptik dejenerasyondur.
Çocuk ve erişkin yaş grubunu da etkileyebilir. Sıklıkla karşı taraf dentat nükleus veya süperior serebellar pedinkül ve santral tegmental
traktın aynı taraf lezyonları nedeni ile oluşur (2,4). Trans-sinaptik hasarlar iskemi, hemoraji,kitle,demiyelinizan süreçlere bağlı oluşabilir.
Bizim olgumuzda ise pons sol yarımında kavernoma bağlı geliştiğini
düşünmekteyiz.
HOD sıklıkla tek taraflı izlenmektedir. Beyin sapında santral tegmental trakta sınırlı lezyon varlığında aynı tarafta görülür. Bizim olgumuzda da pons kavernomu ile bulbus düzeyindeki HOD lezyonu
solda, aynı tarafta idi. Lezyon serebellumda (dentat nüklesu ya da
süperior serebellar pedinkül) olduğu zaman ise karşı tarafta görülmektedir (3). MRG’de T2 ağırlıklı serilerde hiperintens, kontrastlı
serilerde belirgin kontrast tutmayan,ekspansil/hipertrofik görünümde inferior olivar nükleus seçilebilir. Yıllar sonra ise bu alanda atrofi
gelişebilir.
Sonuç olarak, bulbusun hiperintens lezyonların ayırıcı tanısında
iskemi, tümör, demiyelinizan ve inflamatuar süreçler düşünülebilir.
Inferior olivar nükleus düzeyini tutan, T2 ağırlıklı serilerde hiperintens, hafif ekspansil görünümlü bulbus lezyonunda, kontrast tutulumu ve difüzyon kısıtlanması olmaması, aynı taraf beyin sapı veya
karşı taraf serebellumda eş zamanlı farklı bir lezyon daha olması durumunda ayırıcı tanıda HOD düşünülmelidir. Görüntüleme özellikleri
hakkında bilgi sahibi olmak, gereksiz inceleme ve müdahalelerden
kaçınmaya yardımcı olacaktır.
Description
Keywords
Hipertrofik olivar dejenerasyon, pontin kavernom, inferior olivar nükleus, manyetik rezonans görüntüleme
Citation
AKSOY F., ALMUS E., YAPICI Ö., \"HİPERTROFİK OLİVAR DEJENERASYON: PEDİATRİK OLGUDA NADİR GÖRÜLEN BİR PATOLOJİ\", 43. ULUSAL RADYOLOJİ KONGRESİ, Antalya, Türkiye, 01 Kasım 2022