Person: AKDENİZ, ESRA
Loading...
Email Address
Birth Date
Research Projects
Organizational Units
Job Title
Last Name
AKDENİZ
First Name
ESRA
Name
3 results
Search Results
Now showing 1 - 3 of 3
Publication Metadata only Otolog Doku ve İmplant ile Meme Rekonstrüksiyonunda Hasta Memnuniyetinin BREAST-Q Sonuçları ile Karşılaştırılması(2021-10-10) AKDENİZ DOĞAN, ZEYNEP DENİZ; AKDENİZ, ESRA; UĞURLU, MUSTAFA ÜMİT; SAÇAK, BÜLENT; Saraç Ö., AKDENİZ DOĞAN Z. D., Önal M., AKDENİZ E., UĞURLU M. Ü., SAÇAK B.Amaç: Son yıllarda meme rekonstrüksiyonuna yönelik talep gittikçe artmaktadır. Hastaların beklentilerinin de artması sonucu meme cerrahisinde onkoplastik ve rekonstrüktif tekniklerin gelişimi hız kazanmıştır. Mastektomi sonrası meme rekonstrüksiyonunda başarıyı değerlendirmede hasta memnuniyeti ve yaşam kalitesi en önemli iki değişkendir. Bu çalışmanın amacı; meme rekonstrüksiyonu sonrası onarım metodu, tek veya iki taraflı onarım uygulanması ve radyoterapi (RT) gibi etmenlere bağlı yaşam kalitesini ve hasta memnuniyetini karşılaştırmaktır. Gereç-Yöntem: 2013-2020 yılları arasında kliniğimizde mastektomi sonrası eşzamanlı implant bazlı veya otolog rekonstrüksiyonunu tamamlamış hastalar arasından preoperatif ve postoperatif 1.yıllarında Breast-Q (Rekonstrüksiyon Modülü) formu dolduran hastalar çalışmaya dahil edildi. Breast-Q formunu doldurmayan hastalar, takipten çıkmış hastalar, gecikmiş onarımlar ve doku genişletici uygulanan hastalar çalışma dışı bırakıldı. Hastaların yaşları, BMİ, sigara kullanım durumları, komorbiditeleri, mastektomi endikasyonları, mastektomi tipleri, rekonstrüksiyon tipleri ve adjuvan radyoterapi alma durumları hasta dosyalarından ve hastane verilerinden alınarak karşılaştırıldı. Tüm olgularda tümör rezeksiyonu Genel Cerrahi ekibi tarafından yapıldı. Bulgular: Toplam 128 hastanın ortalama yaşı 45.6, ortalama VKİ’si 26.08 olarak tespit edildi. 106(%82.8) hasta sigara içmiyorken, 106 (%82.8) hastanın da eşlik eden başka bir hastalığı bulunmamaktadır. Mastektomi operasyonları 115 (%89.8) hastada terapötik, 13(%10.2) hastada da profilaktik endikasyonlar ile gerçekleştirilmiştir. 103(%80.5) hastaya meme koruyucu mastektomi (MKM), 21(%16,4) hastaya deri koruyucu mastektomi (DKM) ve 1 (%0.8) hastanın tek memesine MKM, diğer memesine DKM uygulandığı ve 3(%2.3) hastaya da segmenter mastektomi operasyonu uygulandığı tespit edildi. 71 hastada tek taraflı (%55,5), 57 hastada iki taraflı (%44,5) onarım uygulandı. Mastektomi sonrası meme rekonstrüksiyonu; 72 (%56.2) hastanın otolog doku ile, 56 (%43.8) hastanın da implant ile yapıldı. 41 (%32) hasta rekonstrüksiyon sonrasında adjuvan RT alırken, rekonstrüksiyon sonrası flep veya implant kaybı da 8(%6.3) hastada tespit edildi. Hastaların preoperatif ve postoperatif BREAST-Q rekonstrüksiyon modülündeki alt başlıklardaki cevaplarına göre karşılaştırılmalar yapıldı. Hastaların, otolog onarımda preoperatif ile postoperatif karın görünümlerinden anlamlı derecede (p= 0.002) daha memnun olduğu; bilateral otolog onarım uygulanan hastalarda, postoperatif RT almayan hastaların RT alan hastalara göre nipple görünümünde (p= 0.117) memnuniyet farkı istatistiksel olarak anlamlı değilken; bilateral implant ile onarım uygulanan hastalarda, postoperatif RT almayan hastaların RT alan hastalara göre nipple görünümünden anlamlı derecede (p = 0.043) daha memnun oldukları görülmüştür. Bu bulgular dışında unilateral/bilateral, otolog onarım/implant ile onarım ve RT alan/RT almayan şeklinde sınıflandırılan hastalar arasında postoperatif memnuniyet açısından istatiksel olarak anlamlı derecede fark saptanmamıştır. Tartışma: Mastektomi sonrası RT alan hastalarda, her iki rekonstrüksiyon yöntemi için de oldukça yüksek komplikasyon oranları olduğu bilinmektedir. İmplant temelli rekonstrüksiyon, otolog rekonstrüksiyon ile karşılaştırıldığında; rekonstrüksiyon başarısızlığı gelişme riskinin daha yüksek ve postoperatif hasta memnuniyetinin de daha düşük olduğu bilinmektedir1.Çalışmamızda otolog onarım ve implant ile onarım arasında, hasta memnuniyeti açısından anlamlı derecede bir farklılık görülmemesi; göreceli olarak kısıtlı hasta sayısına bağlanabilir. Bizim verilerimize göre RT alan hastalar ile RT almayan hastalar, BREAST-Q bulgularından genel meme görünümüyle alakalı memnuniyet hususunda karşılaştırıldığında; anlamlı derecede farklılık tespit edilmemiştir. RT alan hastaların RT sonrası dönemde implant ile onarımlıların otolog doku ile onarımlılara göre nipple pozisyonu ile ilgili memnuniyetinin daha az olduğu gözlemlendi. RT’nin cilt ve cilt altı dokuda olduğu gibi kas ve kapsül dokusu üzerinde de etkilerine bağlı kas dokusunun kontraksiyonu sonucu oluşan kas-cilt yapışıklıları nedenli kliniğimizde subpektoral planda konulan implantların daha fazla nipple pozisyonda değişikliğe yol açtığını düşünüyoruz. Otolog doku ile onarımlı hastalarda pektoral adele veya kapsülün radyoterapiye bağlı değişimleri cilde yansımadığı için nipple pozisyonundaki değişimlerin daha az yaşandığı varsayılabilir. Bu veriler preoperatif planlama sırasında hastaların ayrıntılı bir şekilde bilgilendirilmesinin ve postoperatif dönemde özellikle implant ile onarımlılarda nipple’a yönelik ek prosedürlerin gerekebileceğinin anlatılmasının önemine işaret etmektedir. Sonuç: Sonuçlarımız, otolog doku ve implant ile rekonstrüksiyonun hastaların psikososyal ve cinsel açıdan memnun olma durumları ile meme görünümünden memnun olma durumlarını benzer derecede iyileştirdiğini gösterdi. Postoperatif RT alan hastalarda nipple görünümünden memnuniyetin azaldığı ve bu hastaların özellikle preoperatif dönemde nipple pozisyonu ile alakalı ayrıntılı bilgilendirilmesi gerektiği tespit edildi.Publication Metadata only Baş boyun bölgesi rekonstrüksiyonunda 266 serbest flebin analizi: Kısa iskemi süresi sonuca etki eder mi(2021-11-10) ÇİÇEK, İLKER; AKDENİZ DOĞAN, ZEYNEP DENİZ; AKDENİZ, ESRA; DURMUŞ KOCAASLAN, FATMA NİHAL; SAÇAK, BÜLENT; ÇİÇEK İ., AKDENİZ DOĞAN Z. D., Erdem İ., AKDENİZ E., ÇAVUŞ ÖZKAN M., DURMUŞ KOCAASLAN F. N., SAÇAK B.Günümüzde baş boyun bölgesinin kompleks ve geniş defektlerinin onarımında, lokal ve bölgesel fleplerle karşılaştırıldığında serbest fleplerin komplikasyon oranının daha düşük olduğu izlenmektedir (1,2). Bununla birlikte uygulanan onarım metodundan bağımsız olarak baş boyun onarımlarında göreceli olarak yüksek komplikasyon oranları bildirilmekte, komplikasyona yol açan değişkenler araştırılmaya devam edilmektedir. Serbest flep cerrahisinde doku sağkalımı için güvenli iskemi süresi 2 saat olarak kabul edilse de, güvenli sınır içinde dahi iskemi süresi değişikliklerinin sonuca etki ettiğini işaret eden çalışmalar bulunmaktadır.(3) Bu çalışmada baş boyun onarımlarında iskemi süresi ile postoperatif komplikasyonlar arasındaki ilişkinin ortaya konması amaçlanmıştır. Yöntem-Gereç: Kliniğimizde 2015-2021 yılları arasında baş boyun tümörleri, konjenital anomali ve travma gibi etiyolojilere sekonder doku defekti nedeni ile serbest flep ile opere olan 266 hasta çalışmaya dahil edilmiştir. Aynı ameliyatta iki ve üzeri serbest doku transferi uygulanan hastalar çalışmaya dahil edilmemiştir. Hasta evreni kemik, ve yumuşak doku flepleri olarak da ayrıca değerlendirilmiştir. Hasta verileri retrospektif tarzda hasta dosyaları ve hastane kayıtlarından elde edilmiştir. Hastalar demografik bilgileri, operasyon etyolojisi (malign, diğer), komorbiditeler, iskemi süresi gibi değişkenlerle post operatif gelişen komplikasyonlar (total, cerrahi, majör, minör) ile karşılaştırılmıştır. İstatistiksel çalışma çoklu regresyon analizi ile yürütülmüştür. Bulgular: 266 hastanın 178’i (%66,9) erkek, 88’i(%33,1) kadındı. Ortalama yaş 52,8 (ss=20,2) olarak saptandı. Hastaların; 194’ü (%72,9) malign, 72’si (%27,1) benign sebeplerle opere edildi. Hastaların 161’ine (%60,5) yumuşak doku 105’ine (%39,5) kemik flebi ile onarım uygulandı. Tüm flep kompozisyonlarında tek değişkenli modelde iskemi süresinin cerrahi komplikasyona, preoperatif radyoterapi tedavisinin minör komplikasyona; Çok değişkenli modelde iskemi süresinin cerrahi, minör ve total komplikasyona, preoperatif radyoterapinin minör komplikasyona etkisi istatistiksel olarak anlamlıdır. Kemik fleplerinde tek değişkenli modelde iskemi süresinin cerrahi, minör ve total komplikasyona, preoperatif radyoterapi tedavisinin total komplikasyona; Çok değişkenli modelde iskemi süresinin minör komplikasyona, preoperatif radyoterapi tedavisinin total komplikasyona etkisi istatistiksel olarak anlamlıdır. Yumuşak doku fleplerinde tek değişkenli ve çok değişkenli modellerde değişkenlerle komplikasyonlar arasında anlamlı ilişki saptanmamıştır. Tartışma: Baş boyun rekonstrüksiyonunda serbest fleplerin göreceli yüksek komplikasyon oranları, bu komplikasyonlara yol açan değişkenlerin daha iyi anlaşılması ile azalmaktadır. Bu çalışmaya dahil edilen ve karşılaştırılan faktörler istemi süresinin yanı sıra defekt etyolojisi, bölgeye operasyon öncesi uygulanan radyoterapi ve hastanın komorbiteleridir. Geleneksel olarak iskemi süresi 2 saatin altında güvenli kabul edilmektedir. İskemi süresinin postoperatif komlikasyonları arttırdığı ile ilgili yayınlar olsa da baş boyun bölgesine uygulanan fleplerle ilgili yayınlar sınırlıdır. Bizim çalışmamızda tüm flepleri içeren grupta ve kemik flepleri grubunda iskemi süresi ile bazı komplikasyonlar arasında anlamlı ilişki görülmüştür. Yumuşak doku flepleri grubunda hiç bir değişkenle komplikasyonlar arasında alamlı bir korelasyon saptanmamıştır. Bu bulgu kemik kompozisyonu içeren fleplerin ortalama iskemi süresinin rölatif olarak uzun olmasından kaynaklanabilceği gibi bu çalışmaya dahil edilmeyen, hastanın nutrisyonel durumu, hemoglobin ve albumin seviyeleri gibi parametlerin etken olabileceğini düşündürmektedir. Bu çalışmanın göreceli olarak yüksek vaka sayısı içeren baş boyun onarımı verisi sunması açısından ve iskemi süresinin postoperatif komplikasyonlarla ilişkili olabileceğini göstermesi açısından değerli olduğunu düşünüyoruz. Sonuçlar: Serimizde baş boyun bölgesine serbest doku aktarımı uygulanan hastalardan elde edilen veriler iskemi süresinin bazı komplikasyon grupları ile doğrudan ilişkili olabileceğine işaret etmektedir. Daha geniş vaka serilerinde ve prospektif tarzda çalışmalar ile ideal iskemi süresi ile ilgili yeni bir eşik değer belirlenmesi mümkün olabilecektir. 1. Urken ML, Weinburg H, Buchbinder D, et al. Microvascular free flaps in head and neck reconstruction. Report of 200 cases and review of complications. Arch Otolaryngol Head Neck Surg 1994;120:633–640. 2. Blackwell KE. Unsurpassed reliability of free flaps for head and neck reconstruction. Arch Otolaryngol Head Neck Surg 1999;125:295–299. 3-Ehrl D, Heidekrueger PI, Ninkovic M, Broer PN. Impact of duration of perioperative ischemia on outcomes of microsurgical reconstructions. J Reconstr Microsurg.Publication Metadata only Baş ve boyun serbest doku rekonstrüksiyonunda preoperatif radyoterapi tedavisinin cerrahi planlama, flep başarısı ve postoperatif komplikasyonlara etkisi(2021-11-10) AKDENİZ DOĞAN, ZEYNEP DENİZ; AKDENİZ, ESRA; SAÇAK, BÜLENT; Erdem İ., AKDENİZ DOĞAN Z. D., AKDENİZ E., SAÇAK B.Giriş: Radyoterapinin doku üzerine birçok histopatolojik olumsuz etkisi bulunmaktadır. Temel etkilerinden biri vasküler ve perivasküler yapıları etkileyerek sirkülasyonu ve buna sekonder doku perfüzyonunu bozmasıdır. Özellikle bu vasküler değişiklikler mikrovasküler cerrahi başarısını, cerrahi planlamayı ve cerrahi sonrası klinik durumları etkileyebilmektedir. Bu retrospektif çalışmada preoperatif radyoterapi tedavisinin baş ve boyun serbest doku rekonstrüksiyonu yapılan hastalarda flep sağ kalımı, yara yeri komplikasyonu ve hasta klinik durumu üzerine etkilerini belirlemeyi amaçladık. Materyal ve Metod: 2015-2021 yılları arasında kliniğimizce, 61‘i preoperatif radyoterapi alan olmak üzere toplam 266 serbest doku ile baş ve boyun rekonstrüksiyonu yapılan hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Preoperatif radyoterapi tedavisi alan ve almayan hastalar arasında demografik özellikler, flep kaybı oranı, operasyon ve iskemi süresi, pedikül uzunluğu, seçilen onarım tekniği, hastanede ve YBÜ’de kalış süresi, nüks oranı ve postoperatif cerrahi ve medikal komplikasyonlar kıyaslandı. Bulgular: Preoperatif radyoterapi alan hastalarda istatistiksel anlamlı olarak; hastanede kalış süresi(p:0,001), yaş (0,002), nüks ve ölüm oranı (p:0,001, p:0,025), medikal komplikasyon oranı (p:0,002), yara yeri enfeksiyonu (p:0,004) ve operasyon gerektiren dehissans oranının (p:0,015) yüksek olduğu, bu hastalarda ön planda non-osseöz, pedikülü uzun fasyakütan fleplerin kullanıldığı (p:0,001-p:0,001-p:0,001) saptandı. İskemi ve operasyon süresi, flep kaybı, seroma, hematom ve venöz yetmezlik oranı açısından her iki grup arasında anlamlı fark tespit edilmedi. Sonuç: Preoperatif radyoterapi baş ve boyun serbest doku rekonstrüksiyonunun sonuçlarına etki eden temel faktörlerden biridir. Literatürde preoperatif radyoterapi alan hasta grubunda flep kaybı oranın daha yüksek olduğu çalışmalar olduğu gibi flep kaybı oranının benzer olduğu çalışmalar da bulunmaktadır. Bizim çalışmamız flep kaybı oranında iki grup arasında anlamlı farkın olmaması nedeniyle bu ikinci çalışma grubuna destek olmaktadır. Öte yandan yara yeri enfeksiyonu, dehissans gibi cerrahi komplikasyonlar bu hasta grubunda daha sık görülür. Bu hastaların genellikle daha ileri evre tümör hastaları olmaları, yaşlarının daha ileri olması sebebiyle medikal komplikasyon oranı ve hastanede kalış süresi artmaktadır. Yine aynı şekilde nüks oranının bu hasta grubunda fazla olması flep seçimini de etkileyerek anatomik rekonstrüksiyondan çok yumuşak doku örtümünün sağlanmasına yönelik non- osseöz, uzun pediküllü fasyakütan fleplerin tercih edilmesine sebebiyet vermektedir.