Tez Koleksiyonu / Thesis Collection
Permanent URI for this community
Browse
Browsing Tez Koleksiyonu / Thesis Collection by Department "AB Hukuku Anabilim Dalı"
Now showing 1 - 5 of 5
Results Per Page
Sort Options
Item Metadata only Approaches of european union and turkey to abuse of dominant position through the methods other than pricing(Marmara Üniversitesi Avrupa Birliği Enstitüsü, 2008) Semiz, Selen Egeli; Pekdinçer, R Tamer; AB Hukuku Anabilim DalıÖZTicari hayatta faaliyette bulunan teşebbüslerin nihai hedefi, rakiplerine göre daha fazla kâr elde etmek, belirli bir ekonomik güce sahip olmak ve piyasada hakim konuma gelmektir. Hakim durumda olmak, hiç şüphesiz, ticari teşebbüsün başarılı olduğunun bir göstergesidir. Rekabet kuralları da elbette hakim durumda bulunmayı yasaklamamaktadır. Ancak, bununla birlikte, teşebbüsün bu hakim durumunu rakiplerinin, müşterilerinin, tüketicilerin ve genel olarak piyasanın zararına yol açacak şekilde kötüye kullanması, gerek Avrupa Birliği’nde gerekse Türkiye’de düzenlenen rekabet kuraları ile yasaklanmıştır. Kötüye kullanma, değişik şekillerde görülebilmektedir. Avrupa Birliği ve Türkiye’de hakim durumun kötüye kullanılma şekilleri ve bunun sonuçları, Avrupa Topluluğu Antlaşması’nın 82. maddesi ve Türkiye’de halihazırda uygulanmakta olan 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 6. maddesi çerçevesinde düzenlenmiş ve mahkeme kararları nezdinde geliştirilmiştir. Bu çalışmanın konusu, Avrupa Birliği ve Türkiye’de, hakim durumun fiyatlama dışındaki yöntemlerle kötüye kullanılması hallerinin incelenmesini kapsamaktadır.ABSTRACTThe final aim of the undertakings operating in the commercial life is to gain profit more than their competitors, to have a specific economical power and to be in dominant position in the market. To be in a dominant position, without any doubt, is an indication that the commercial undertaking is successful. Of course, the competition rules do not prohibit being in a dominant position. However, nevertheless, to abuse the dominant position by the undertaking as to cause damage to its competitors, customers, consumers and in general the market is prohibited through competition rules regulated both in European Union and in Turkey. Abusing can be seen as different forms. The types and consequences of abuse of dominant position are regulated in the framework of the Article 82 of EC Treaty and the Article 6 of the Act on Protection of Competition numbered 4054 currently being applied in Turkey and is developed under the court decisions. The subject of this study covers the analysis in European Union and in Turkey, the aspects of abuse of dominant positions through the methods other than pricing.Item Metadata only Fundamental principles of European Union banking law(Marmara Üniversitesi Avrupa Birliği Enstitüsü, 2009) Mamak, Mustafa Kemal; Omağ, Merih Kemal; AB Hukuku Anabilim DalıÖZETİşbu çalışmanın konusu AB Bankacılık Hukukunun temel ilkeleri olan Karşılıklı Tanıma, Ev Sahibi Ülke Kontrolü ve Gerekli Harmonizasyon analiz edilmesidir. Ev Sahibi Ülke Kontrolü İlkesine göre bir kredi kuruluşunun denetlenmesi söz konusu kredi kuruluşunun lisans aldığı ilgili üye ülkenin yetkili kurumlarının sorumluluğundadır. Karşılıklı Tanıma İlkesi uyarınca lisans almış bir kredi kuruluşu tüm diğer AB üye ülkelerinde yerel şubeler açabilir veya sınır-ötesi bankacılık hizmetleri sağlayabilir (“tek lisans” olarak tanımlanan kavram). Bu amaçlarla, AB mevzuatı kredi kuruluşu tanımı, banka lisansı için temel kriterler, basiretli banka denetimi için ortak standartlar ve muhasebe ilkeleri de dahil olmak üzere temel kavramların asgari harmonizasyonu öngörmektedir.AT Antlaşması kredi kuruluşlarının denetimi de dahil AB bankacılık hukuku için sınırlı dayanak ihtiva etmektedir. Bu nedenle, AB hukuku ikincil mevzuat ve AB Adalet Divanının kararları çerçevesinde gelişim göstermiştir ve kamu yararı, kamu menfaati, ikincillik ve orantılılık ilkeleri gibi çeşitli genel ilkelere dayanmaktadır. Buna göre, AB mevzuatı, bankacılık mevzuatı da dahil, bu genel ilkeler ışığında yorumlanmalıdır.AT Antlaşmasındaki bankacılık ile ilgili düzenleme eksikliğinin ikincil mevzuat tarafından doldurulduğunun ve AB bankacılık mevzuatının belirli bir düzeye kadar uyumlaştırılmış olduğu söylenebilir. Bununla birlikte, özellikle Üye Ülke Kontrolü ilkesi ile ilgili potansiyel problemlerin bulunduğu gözlemlenmektedir. Para politikası, finansal istikrar ve finansal kuruluşların düzenlenmesi ve denetlenmesi alanında faaliyet gösteren birçok kurum ve komitenin bulunmasına rağmen, AB ölçeğinde faaliyet gösteren kredi kuruluşlarının düzenlenmesi ve denetlenmesi ile ilgili olarak AB sisteminde bir merkezi otorite boşluğu bulunmaktadır.İşbu çalışmada, bankacılık alanındaki gelişmeler özelikle de yakın tarihli bankacılık krizi ve bu krizin mevcut yönetimi ile farklı sektörlerde ve sınırları aşan işlemlerin sayısının arttığı gerçeği ışığında daha merkezi bir finansal kuruluşlar denetleme kurumunun mevcudiyetinin tercih edilir olduğu öne sürülmektedir. Bu maksatla, AT Antlaşmasının 105nci Maddesi özellikle önemlidir çünkü söz konu maddeye göre Avrupa Merkez Bankası (AMB)’na, kredi kuruluşları ve de sigorta kuruluşları hariç diğer finansal kuruluşların basiretli denetimine ilişkin politikalarla ilgili görevler verilebilecektir.Gerçekten de, Avusturya Maliye Bakanlığının talebi üzerine, finansal piyasalar denetleme kurumunun kurulması ve organizasyonu hakkında ve de bankacılık, menkul kıymetlerin denetimi, yatırım fonları, sermaye fonları, mevduat bankaları, kooperatif bankalar (building society), mortgage (konut kredisi) bankaları, mortgage (konut kredisi) tahvilleri, menkul kıymetler borsası, sigortacılık denetimi, motorlu araç üçüncü kişi sorumluluk sigortası, emeklilik fonları, sermaye piyasası, sermaye şirketleri, sınırlı sorumlu şirketler ve Ulusal Bank (National Bank)’a ilişkin kanunlar ile Ticaret Kanununu değiştiren Federal Kanunun taslak düzenlemesine ilişkin olarak verdiği 25 Mayıs 2001 tarihli mütalaasında AMB, giderek artan şekilde entegre olan finansal piyasalarda ortaya çıkabilecek denetim konularına çözüm amacıyla AT Antlaşmasının merkez bankasına dayanan bir düzenleme ihtiva ettiğini ve AT Antlaşmasının 105(6) Maddesinin, AMB’na kredi kuruluşlarının ve de sigorta şirketleri hariç diğer finansal kuruluşların denetlenmesi çerçevesinde özel görevler verilmesine dair basitleştirilmiş bir süreç öngördüğünü belirtmiştir. AMB aynı mütalaasında ayrıca, para ve finansal piyasalardaki gelişmeler hakkında sahibi oldukları bilgi ve deneyim ve ödeme sistemleri ile para politikası işlemlerindeki rolleri nedeniyle merkez bankalarının finansal istikrar ile ilgili sorumluluğun yerine getirilmesi konusunda genellikle daha avantajlı bir konumda olduklarını ve de sahip olduğu finansal istikrar rolü ışığında OeNB (Avusturya Merkez Bankası)’nin, Finanzmarktaufsichtsbehörde (FMA) ile yakın işbirliği içerisinde, finansal aracıların basiretli denetiminin yerine getirilmesine katkıda bulunması amacıyla açıkça görevlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir.ABSTRACTThe subject of this study is to analyze the basic principles of the EU Banking law namely, the Mutual Recognition, Home Country Control and Essential Harmonization. According to the principle of Home Country control, the supervision of a credit institution is the responsibility of the competence authorities of the Member State where it was licensed. As per the principle of Mutual Recognition any licensed credit institution may establish local branch or provide cross-border banking services throughout the EU (the so-called “single license” concept). For these purposes, the EU legislation provides for the minimum harmonization of basic concepts, including the notion of a credit institution, criteria for bank licensing and common standards for prudential supervision and accounting principles. The EC Treaty provides limited basis for EU banking law including the supervision of credit institutions. Hence, the EU law has evolved under the secondary legislation and case law of the ECJ and is based on various general principles of law including, among others, public interest, public good, subsidiaritiy, proportionality etc. Hence, any EU legislation, including the banking laws, would be interpreted in light of these principles.It can be said that the secondary legislation has filled the lack of banking related provisions in the EC Treaty and the EU banking legislation has been harmonized to a certain extent. Nonetheless, it seems like there are potential problems relating to the so-called principle of home country supervision. Although, there are a number of institutions and committees active in the field of the monetary policy, financial stability and the regulation and supervision of financial institutions, the EU system lacks a central authority for the regulation and prudential supervision of the credit institutions operating within the EU. This study argues that in light of the developments in the field of banking, in particular the recent banking crisis and the current management of such crisis as well as the increase in the number of cross sectoral and cross border transactions, it is preferable to have a more centralized financial institutions supervisor. For this purpose, Article 105 of the Treaty is of particular importance since under the said Article, the ECB may be given the tasks concerning policies relating to the prudential supervision of credit institutions and other financial institutions with the exception of insurance undertakings.In fact, the ECB has stated in its opinion of 25 May 2001 issued at the request of the Austrian Ministry of Finance on a draft Article of the Federal law establishing and organising the financial market supervisory authority and amending the laws relating to banking, securities supervision, investment funds, equities funds, savings banks, building societies, mortgage banks, mortgage bonds, the IAPL, the stock exchange, insurance supervision, motor vehicle third party liability insurance, pension funds capital markets, the Commercial Code, companies limited by shares, limited liability companies and the National Bank that the EC Treaty contains a provision relying on the central bank to address supervisory issues which may arise in increasingly integrated financial markets and Article 105(6) of the EC Treaty envisages a simplified procedure to confer upon the ECB specific tasks in the context of supervision of credit institutions and other financial institutions with the exception of insurance firms. More importantly, the ECB itself goes on to state in the same opinion that central banks are in general in an advantageous position to fulfil the responsibility for financial stability, given their insight into money and financial market developments and involvement in payment systems and monetary policy operations and in view of its financial stability role, the OeNB (Central Bank of Austria) should be expressly assigned the task of contributing to the conduct of prudential supervision of financial intermediaries, in close cooperation with the Finanzmarktaufsichtsbehörde (FMA).Item Metadata only The area of freedom, security and justice in the european union(Marmara Üniversitesi Avrupa Birliği Enstitüsü, 2009) Zeynalov, Rüstem; Karayiğit, M Tayyar; AB Hukuku Anabilim DalıÖZETBu tez Amsterdam antlaşması ile ortaya sunulan Avrupa özgürlük, güvenlik ve adalet bölgesi(AÖGAB) gerçekleşmesini araştırma ve Lisbon antlaşmasıyla AÖGAB’ın tüm yapısına sunulan değişiklikleri değerlendirme amacı taşımaktadır. Burada AÖGAB’in kurumsal yapısı, karar verme yöntemi, hukuki enstrümanların temel yapısı ve hukuki efekti, her bir bölgedeki gelişmeler ve sonda bireysellerin hukuki korunması durumu incelenmiş. Bölge araştırması AÖGAB’in Amsterdam antlaşmasında hedefe alındığı ve söz verildiği gibi başarılı kurulmadığını tespıt etmiş. Değerlendirme AÖGAB’in mevcut sisteminde noksanlar tespit etmiş. AÖGAB’in mevcut sistem boşlukları şunlardır: AÖGAB’in siyaset alanlarının Avrupa Birliğinin farklı sütununda bulunması karışıklığa ve şeffaflık eksikliğine yol açıyor; üçüncü sütün hukuki enstrümanların temel yapısı ve hukuki etkisi verimsizliğe yol açıyor; Avrupa Parlamentosunun karar verme mekanizmasında bulunmaması üçüncü sütun hukuki enstrümanların gayri meşruluğuna yol açıyor; Avrupa Adalet divanının AÖGAB’in IV’ üncü başlık ve üçüncü sütun önlemleri üzere sınırlı ön duruşma yetkisi ve üçüncü sütun organları fiilleri üzere ön duruşma yetkisizliği; bireysellere üçüncü sütun önlemleri direk olarak itiraz etme hakı verilmemiş. Lizbon Antlaşması AÖGAB’in hukuki, işletme ve yargılama sistemini birleştiriyor. Antlaşma AÖGAB’inde hukuki enstrümanların homojen bir yapısını oluşturuyor, ortak karar verme prosedürünü tüm hukuki fiillere uyguluyor, Avrupa Adalet Divanının yetkisini genişletiyor ve Temel haklar tüzüğünü AB’ye sunuyor. Bu temel haklar sorumluluğu taşıyan ve hukuki incelenen önlemleri ile daha verimli, şefaf, hukuki meşru bir bölgenin oluşmasına yardımcı olacaktır.ABSTRACTThe primary aim of the thesis was to examine the realisation of the Area of freedom, security and justice in the European Union introduced by the Treaty of Amsterdam and to evaluate the modifications introduced by the Lisbon Treaty to the whole structure of the AFSJ. The institutional structure, the decision making process, the nature and legal effects of the legal instruments, the developments in each of the areas and finally the situation with judicial protection of individuals in the AFSJ have been examined. The research of the area revealed that the establishment of the AFSJ was not completed successfully as was intended and promised by the Treaty of Amsterdam. The evaluation detected the shortcomings in the present system of the AFSJ. The gaps in the present system of the AFSJ are: the existence of AFSJ policies within different pillars of the EU leads to complexity and to the lack of transparency; the nature and legal effects of the third pillar legal instruments in the AFSJ leads to inefficiency; non-involvement of the European Parliament in the decision making causes illegitimacy of the third pillar measures; the limited preliminary ruling jurisdiction of the European Court of Justice over Title IV and the third pillar measures of the AFSJ and no jurisdiction to review third pillar agencies acts; the individuals are not given locus standi to challenge third pillar measures directly. The Lisbon Treaty unifies the legal, operational and judicial structure of the AFSJ. It creates a homogenous structure of legal instruments in the AFSJ, extends co-decision procedure to all legal acts, broadens the jurisdiction of the ECJ, and incorporates the Charter of fundamental rights into the EU. It will promote a more efficient, transparent, legitimate area with judicial scrutiny of measures and their accountability with fundamental rights.Item Metadata only Women rights and EU: Gender discrimination in the fields of payment ec directives ecj decisions and the current developments in Turkey(Marmara Üniversitesi Avrupa Birliği Enstitüsü, 2010) Hoşgör, Esra; Yücel, Özlem; AB Hukuku Anabilim DalıÖZETAyrımclık Türk ve Avrupa Birliği hukuk sistemleri için kritik sorunlardan biridir. AB ayrımcılığı yasaklamak ve eşit ödeme ilkesini sağlamak için çeşitili hukuki düzenlemeler yapmıştır. Bugünün dünyasında kadın ve erkek arasındaki ücret farkları kayda değer bir mesele haline gelmiştir. Bu yüzden bu çalışmadaki amacım ayrımclık ve eşit ödeme prensibine dikkat çekmektir. AB Antlaşması madde 141 erkek ve kadın işçiler için eşit işe eşit ücret ilkesini getirmiştir. Ve AB’ de bu konularda çeşitili tüzük ve yönergeler çıkarılmıştır. Adalet Divanı kararlarıda bu konularda büyük etki yaratmıştır. Türk hukukunda İş Kanunu madde 5 bu konu ile alakalıdır. Türkiye Türk hukuk sistemi ile AB hukuku sistemini uyumlaştırma amacı ile bu alanda bazı kanuni değişiklikler yoluna gitmiştir. Bu çalışma Türkiye ve AB’nde ayrımcılık yasağı ve eşit ödeme ilkesini şekillendirmek için faydalı olmak üzere hazırlanıp bitirilmiştir. ABSTRACTDiscrimination has been a critical problem in EU and Turkey legal systems. EU took measures to combat discrimination and provide equal pay principle. In today’s world pay differences between men and women become a significant issue. So in this work my aim was to take attention to discrimination and equal pay principle. Article 141 of EC Treaty has been a provision providing equal pay principle for men and women for equal work or work of equal value. And there have been several Regulations and Directives related to these issues. ECJ‘s case law has a major effect on these subjects. In Turkish law Labor Act Article 5 deals with this issue. And Turkey has made some changes in these fields in order to harmonize Turkish legal system to EU legal system. This work has been devised and settled so that it would be utile for shaping anti discrimination law and equal pay principle in EU and Turkey.Publication Metadata only Yatırım hukuku çerçevesinde üye devletlerin alternatif uyuşmazlık çözüm mekanizması ihdas yetkisi(2023) Akan, Taner; Tekin Apaydın, Deniz; Marmara Üniversitesi; Avrupa Araştırmaları Enstitüsü; AB Hukuku Anabilim DalıBu tez Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın Achmea kararı özelinde yatırım tahkimi alanında Üye Devletlerin alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri ihdas yetkisini değerlendirme amacıyla yazılmıştır. Öncelikle bu tezde yatırımtahkiminin AB hukuku açısından niteliği incelenmiştir. İkincil olarak Achmea kararının Üye Devletler ve yatırım tahkimi alanında anlaşma yapılan 3. taraf devletler açısından sonuçları değerlendirilmiştir. Daha sonra Achmea kararı doğrultusunda Komisyonun ve Üye Devletlerin attığı adımlar ele alınmıştır. Bu doğrultuda gelecekte yatırım uyuşmazlıklarının nasıl çözümleneceğine ilişkin değerlendirmeler, altyapısı oluşturulan yeni sistem incelenerek aktarılmıştır.