Tez Koleksiyonu / Thesis Collection
Permanent URI for this community
Browse
Browsing Tez Koleksiyonu / Thesis Collection by Department "AB Siyaseti ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Uluslararası İlişkiler (İng) Bilim Dalı"
Now showing 1 - 2 of 2
Results Per Page
Sort Options
Item Metadata only Illegal immigration to eu countries; new asylum policies in spain and germany(Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007) Ertem, Haşim Emre; Kümbetoğlu, Fatma Belkıs; AB Siyaseti ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Uluslararası İlişkiler (İng) Bilim DalıÖZETBu çalışma 1990’lar sonrası gündeme gelen Avrupa Birliği’nin Mülteci Politikasının uyumlaştırma sürecini ve İspanya ile Almanya’daki yasal pratikleri konu edinmiştir. Göç, dünya tarihinin temel fenomenlerinden biridir ve insan yaşamının normal süreçlerinden biridir. Sosyal gelişim göç unsuru olmadan düşünülemez. Göç, toplumları değiştirmiş ve süreçlerin karakterlerini değiştirmiştir. 1990’lara kadar “soft” güvenlik politikası unsuru olan göç, özellikle Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa’daki sosyalist rejimlerin çözülmesinden sonra Batı Avrupa devletleri için önemli bir “hard” güvenlik politikası unsuru haline dönüşmüştür. Doğu Avrupa ve Afrika ülkeleri kaynaklı göç dalgaları nedeniyle bir çok Avrupa Birliği ülkesinde mülteci politikası sertleşen yönde bir seyir izlemeye başlamıştır. Avrupa Birliği düzeyinde imzalanan Schengen ve Dublin anlaşmaları bu değişimin bir sonucunu yansıtmaktadır. 1990’lardan beri bir güvenlik sorunu haline dönüşmeye başlamış olan göç, artık insani bir mesele olarak algılanmaktan uzaklaşmıştır. Bu yeni güvenlik anlayışına göre göçmenler artık sadece yabancı olarak algılanmamakta, düzeni bozan sorunlu insanlar olarak görülmektedir, ama göçmen toplum düzenini tehdit eden bir tehlikeden daha ileri düzeyde bir tehdit olarak görülmeye başlanmıştır. Yasadışı göçe karşı çıkarıldığı ileri sürülen yeni yasalar ve uygulamaya konan yeni düzenlemeler, biyometrik kimlik dokümanları, parmak izi içeren pasaportlar (Almanya örneğinde), kamusal mekandaki gözetleme aygıtları ve ulusal hükümetler yerine Brüksel’e bağlı olan Avrupa Polis Gücü, insan hakları örgütleri ve sendikal organizasyonlar tarafından Avrupalı toplumların güvenlikleştirilme sürecinin bir parçası olarak değerlendirilmektedir. ABSTRACTThis study examines the europeanization process of the European Union’ asylum process after 1990s and the legal practices in Kingdom of Spain and Germany. Migration is an elemental phenomenon in the world history and a normal part of human-beings lives. The social progresses are conceivably without migration. Migration has characterized the epochs and changed the societies. Until 1990’s was the migration a soft-politics issue, but especially after the collapse of Soviet Union and East European socialist regimes, the migration became an important hard-politics issue for West European countries. Due to the migration waves from East Europe and African countries, it came in several European Union states to a restrictive course change in the asylum politics. The agreements of Schengen and Dublin on the level of the European Union were a result of this course change. Since 1990s is the migration not a humanitarian issue anymore, it is a security issue. According to this new security understanding of the migration are immigrants not only foreigners anymore. They are strange people, who disturb the order, but the immigrant is not only a danger for the order in the society. The new laws and new regulations against the “illegal migration”, biometric identity documents, new passports with fingerprint (in case of Germany), observation systems in public places and European police force, which is responsible to Brussels instead of the national governments, which are responsible to their citizens are seen by civil rights and labor organizations as a process of “securitization” of European societies.Item Metadata only Role of education and cultural policies in the social constructon of the european union(Marmara Üniversitesi Avrupa Birliği Enstitüsü, 2007) Akbaba, Sertan; İzci, Rana; AB Siyaseti ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Uluslararası İlişkiler (İng) Bilim DalıÖZETAvrupa bütünlesme süreci bazı zorluklarla karsılasmasına ragmen gerekgenisleme gerekse de derinlesme politikalarıyla yoluna devam etmektedir. Bubütünlesme süreci içinde parasal birlik ve tek pazar tam basarıya ulasılmıs alanlarolarak öne çıkmaktadır. Ancak bu iki politika alanın gölgesinde kalan pek çok konu daAvrupa Birligi’nin (AB) gelecegini sekillendirmektedir. AB özellikle Maastrichtantlasmasıyla politika alanlarını genis bir yelpazeye yaymıstır. Bu alanlardan ikisi olanegitim ve kültür özellikle günümüz de AB ve kamuoyunda tartısılan, insanların veyatoplumların bütünlesmesi ya da uyumu nasıl saglanacaktır sorusuyla yakından ilintilidir.Bu sorun AB Anayasasının referandum süreci ve sonrasında yasanan basarısızlıkla dahada önem kazanmıstır. Üye ülkelerin toplumları ile AB’nin kurumları arasındakikopukluk ve uçurum referandumla ilgili tartısmalarla iyice gün yüzüne çıkmıstır.Egitim ve kültür politikalarının AB içinde iki önemli amacı oldugu söylenebilir.Bunlardan ilki kendi alanları dogrultusunda hedeflerini gerçeklestirmektir. Bu hedeflerkısaca belirtmek gerekirse egitim alanında Avrupa yüksek ögretim alanı projesinihayata geçirmek, kültür alanında Avrupa’nın sahip oldugu ortak kültür mirasına sahipçıkmak ve bunu yaymaktır. Bunların dısında yukarıda sözü edilen egitim ve kültürpolitika alanları ikinci bir amacı üstlenmistir. Bu görev AB’nin ilk defa Tindemannraporunda açıkça dile getirdigi ‘Avrupa Toplumu’ yaratma projesidir. Egitim ve kültüralanları içinde baslatılan ögrenci degisim programları, ögrenci hareketliligi aktiviteleriya da kültür programları egitim ve kültürün yanı sıra toplumların birbirleriylekaynasmasını, daha yakından tanımasını ve müsterek bir çatı altında olduklarını süreklihatırlatma ve ‘biz’ duygusu içinde hareket etmelerini saglamaktır. Bu sebeple bu tez deortaya konan egitim ve kültürün sadece kendi alanları içinde sınırlandırılmamasıgerektigi aksine çok daha genis ve önemli bir amaca hizmet ettiginin altı çizilmistir.Ayrıca egitim ve kültürün AB içindeki yeri ve öneminin yanı sıra uluslararası boyutu veAB’nin üçüncü ülkelerle olan isbirligi anlatılmıstır. Öyle görünüyor ki AB’nin özelliklegelecekteki hedef ve beklentileri çerçevesinde ve Lizbon stratejisi geregince ‘dünyadakien rekabetçi ve dinamik bilgi tabanlı ekonomisi’ olma yolundaki hedefi bu iki politikaalanını yakın zamanda daha da önemli kılacaktır. iABSTRACTAs a dynamic and ongoing process European integration has faced many difficulties sofar. Nevertheless through widening and deepening policies the European Union (EU)tries to expand its competence in different policy areas. Two of these areas, namelyeducation and culture have close links within today’s highly debated subject of‘integration of the people’ within the EU project.The aim of this thesis is to analyze the role, the effects and the aims of the educationand cultural fields in creating the ‘peoples of Europe’ project. While in the field ofeducation the EU pursues the aims of Bologna Process to establish European HigherEducation Area until 2010, closer cooperation and protecting the common culturalheritage that Europe owns are the main concerns of the cultural policy. Besides theseaims, these two policy areas also support the efforts to create the ‘peoples of Europe’project which was for the first time introduced in the Tindemanns report. Theprogrammes introduced under education and culture such as the student exchange,student mobility and cultural action programmes are opening the way for interculturaldialogue, harmonization of the people, making them feel belonging to the sameCommunity and to spread the ‘we’ feeling across Europe. That is to say these twopolicy areas interact with the aim of supporting the social construction of the EU. Thisthesis has also focused on the external dimension of education and cultural fields suchas the cooperation with third countries to highlight the global actorness of the EU. Sincethe future aim and goals of the Union were stated clearly in the Lisbon EuropeanCouncil as ‘creating a knowledge based economy and society’. It seems that educationand cultural policy fields will become more and more important for the future of the EUparticularly in achieving these aims.