Person:
KÖK, ELİF

Loading...
Profile Picture

Email Address

Birth Date

Research Projects

Organizational Units

Job Title

Last Name

KÖK

First Name

ELİF

Name

Search Results

Now showing 1 - 5 of 5
  • PublicationOpen Access
    THE ILLUSTRATED TRAVELOGUE OF GNEDICH: ISTANBUL IN 1894 THROUGH THE EYES OF A RUSSIAN ART HISTORIAN
    (EGE UNIV, 2021-04-30) KÖK, ELİF; Kok, Elif
    Travelogues presenting the observations of European travelers about Istanbul in the 19th century are well known and many of them have been widely studied. Among many travelogues about Istanbul in the 19th century, this paper focuses on the observations of a less known but distinctive personality, a Russian art historian. Known as the author of the first art history book in Russia, Petr Petrovich Gnedich was also a renowned literary figure and translator of his time. He was an intellectual who knew many aspects of European arts and culture; it is understood that he was also closely interested in the travel literature of the period. However, his encounter with the Eastern world and Istanbul was much later than his recognition of the West. Actually, Istanbul was not only a favorite destination of Western travelers; Russian pilgrims have also been visiting the city for centuries and recording their observations. But unlike these religiously focused travels, Gnedich's impressions are towards a holistic understanding of the city. Besides, his evaluation of the city in terms of art and architectural history differs him from many other travelers. However, he still has an exclusionary attitude towards Ottoman art and architecture, praising the lost glory of Byzantine art. As an intellectual reflecting the common attitudes of his time, his impressions of Istanbul's architectural heritage are interesting and sometimes surprising. Throughout his book, it is repeated in various contexts that he considers no epoch of Ottoman architecture as advanced as Byzantine or European architecture; it can be said that he did not consider the Ottoman monuments unique in many aspects, and his comments in this context were also reflected in his art history book. These notes give clues about the approaches of the Russian intellectuals to the Ottoman world, which seemed to be strongly influenced by European thought and literature at that time. All in all, Gnedich's travel notes provide a vivid panorama of Istanbul in the last years of the 19th century. The book conveys the daily life practices as well as the architectural features of the city with clarity, fluency, and from the author's perspective. He observed not only sacred buildings and touristic areas, but also cemeteries, back streets and theaters, and recorded them as both vivid literary narratives and visuals. Numerous engravings accompanying the texts also contribute to the creation of this lively image of Istanbul. The timing of his travel also makes this testimony important because it happened just after the devastating earthquake in 1894. Traces of this great destruction can also be seen in some engravings in the book. Witnessing a remarkable period of Istanbul, Gnedich's book, which has not been evaluated before, is an important historical document that reflects the physical structure of the city and the perception of Istanbul by a Russian art historian.
  • Publication
    Avrupa'da ortaçağ kültürü
    (Anadolu Üniversitesi Yayını, 2011-01-01) KÖK, ELİF; Kök E.
  • PublicationOpen Access
    Ressam Vasili Vasilyeviç Vereşçagin'in (1842-1904) çizgileriyle Timurlu anıtları: Asya kültürel mirasının belgelenmesi
    (2022-07-01) KÖK, ELİF; Kök E.
    19. yüzyılın ikinci yarısında, Rusya’nın Asya içlerine doğru topraklarını genişletme süreci, Orta Asya’nın kültürel mirası açısından yeni bir sürecin başlangıcı olmuştur. Orta çağdan itibaren görkemli Timurlu anıtlarıyla efsaneleşen Semerkand şehri, bu süreçte en fazla öne çıkan merkezdir. Rusya’nın askerî hareketlerine bu yeni toprakları çeşitli yönleriyle belgelemekle görevli bilim insanları ve sanatçılar da eşlik etmiştir. Rus ordusunun Türkistan seferini ve bölgenin doğal, kültürel, etnografik değerlerini belgelemekle görevlendirilen ressam Vasili Vereşçagin, Oryantalist gelenekten bazı yönleriyle farklılaşan bir tutum sergilemiştir. Resimlerinde genellikle yerel ve etnografik unsurları detay titizliğiyle yansıtır. Bununla birlikte, bölgedeki Rus hakimiyetini yüceltme yönündeki vurgular da birçok resminde belirgindir. Vereşçagin’in Semerkand konulu resimleri, o dönemde Rusya’nın Orta Asya halklarına ve tarihine yönelik bakış açısına ve Doğu dünyasının karşısında Rusya’nın kendini kavramsal olarak nasıl konumlandırdığına dair ipuçları sunmasının yanında, Timurlu anıtlarının 19. yüzyıl sonlarındaki durumu hakkında da detaylı birer görsel belgedir. Bu yazıda, Vereşçagin’in Semerkand resimleri tarihsel ve düşünsel bağlamı çerçevesinde değerlendirilmiş ayrıca anıtların durumu da dönem fotoğraflarıyla karşılaştırılarak incelenmiştir.
  • Publication
    St. Petersburg'da gerçekleşmemiş bir cami projesi
    (2023-10-25) KÖK, ELİF; KÖK E.
    Rusya’ya birkaç yüzyıl boyunca başkentlik yapan St. Petersburg şehrinde, ilk kurulduğu yıllardan itibaren Müslüman bir nüfusun da yerleşik olduğuna çeşitli kaynaklar tanıklık ederler. 19. yüzyıl başından itibaren, şehirde yaşayan Müslümanların ibadet gereksinimlerini karşılamak amacıyla bir cami inşa edilmesine yönelik girişimler hızlanmış ise de böyle bir proje ancak 20. yüzyılın başında gerçekleştirilebilmiştir. Şehrin çok merkezi bir noktasında inşa edilen ve bugün hala işlevini sürdürmekte olan mevcut cami, canlandırmacı bir yaklaşımla, belirgin bir biçimde Timurlu mimari üslubunu yeniden ele alır. Ancak, inşa edilen bu camiden yüz yıl kadar önce, 19. yüzyılın başında sipariş üzerine tasarlanan fakat çeşitli sebeplerle hayata geçirilemeyen bir cami projesi daha vardır ve tasarım özelliklerine bakıldığında, bugün hala ayakta olan camiden çok farklı üslup eğilimlerini yansıttığı görülür. Projeyi tasarlayan İsviçre kökenli ve İtalya’da öğrenim görmüş olan mimar Luigi Rusca, 1780’lerden itibaren uzun yıllar boyunca Rusya’da çalışmış ve pek çok önemli yapıyı, hatta bazı caddeleri ve meydanları da tasarımlamıştır. Tüm projelerinde, katıksız klasisist bir tutum sergilediği gözlemlenmektedir. Aynı tutum, gerçekleştirilememiş olan cami projesinde de belirgindir. Projeyi İslam mimarisine daha yakın kılmak için, mimarın sivri kemerli pencereler gibi bazı detaylar eklediği görülür. Bununla birlikte, caminin bir minaresi yoktur. Sonuçta ortaya çıkan tasarım, eğer inşa edilseydi, bir camiden ziyade, belki bazı anıtsal mezar binalarına daha yakın görünecekti. Bu çalışmada, gerçekleştirilememiş olan bu cami projesi ve tasarımcısı Luigi Rusca’nın üslup tercihleri incelenecektir.
  • Publication
    Gerasimov'un yorumuyla Timur Büstü: 1941 yılında bir mezar tetkiki ve sonuçları
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Yayınları, 2022-12-01) KÖK, ELİF; Kök E.