Araştırma Çıktıları
Permanent URI for this community
Research Outputs
Browse
Browsing Araştırma Çıktıları by Author "ACET DÖNMEZ, GİZEM"
Now showing 1 - 5 of 5
Results Per Page
Sort Options
Publication Metadata only Çok boyutlu yoksulluk ve potansiyel nedenleri üzerine: Türkiye için bir mekansal panel veri analizi(2023-11-26) ACET DÖNMEZ, GİZEM; Acet Dönmez G.Günümüzde yoksulluk özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde halen çözülememiş bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Yalnızca parasal göstergeleri değil, aynı zamanda parasal olmayan göstergeleri de göz önünde bulunduran çok boyutlu yoksulluk ölçümleri son yıllarda önem kazanmıştır. Bu çalışmanın amacı Türkiye’deki çok boyutlu yoksulluğu ölçmek ve bu yoksulluğun potansiyel nedenlerini açıklamaya yönelik ampirik analizler sunmaktır. Yoksulluk ölçümlerinde 2014 ile 2021 yılları arasındaki dönem için TÜİK’in Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması mikro veri seti kullanılmıştır. Öncelikle Alkire-Foster metodolojisi kullanılarak ve diğer gelişmekte olan ülkelerin resmi çok boyutlu yoksulluk endeksleri ile ilgili literatür göz önünde bulundurularak Türkiye için bir çok boyutlu yoksulluk endeksi geliştirilmiştir. Bu endeks; eğitim, sağlık, oturulan evin koşulları, maddi yoksunluk ve sosyal dışlanma olmak üzere beş boyuttan ve 22 göstergeden oluşmaktadır. Çok boyutlu yoksulluk endeksinin ve yoksulluk oranlarının bölgeler arasında önemli ölçüde farklılaştığı ortaya çıkmıştır. Örneğin, 2021 yılında TR51 (Ankara) bölgesinde çok boyutlu yoksulluk oranı %9,5 iken, bu oran TRC2 (Şanlıurfa ve Diyarbakır) bölgesinde %75 olarak bulunmuştur. Ardından, çok boyutlu yoksulluğun potansiyel nedenleri irdelenmiştir. Bu amaçla, -çok boyutlu yoksulluk endeksinde mekansal bağımlılık gözlenmesi nedeniyle- mekansal panel veri analizi yöntemlerinden yararlanılmıştır. Ayrıca çok boyutlu yoksulluk endeksinin kesirli yapısı da göz önünde bulundurulmuştur. İBBS-2 düzeyinde kişi başına düşen GSYİH ($), Gini katsayısı, işsizlik oranı, enflasyon oranı, dış ticarete açıklık, doğurganlık hızı ve sosyal transfer ödemeleri modelde bağımsız değişken olarak kullanılmıştır. Mekansal panel veri analizi sonuçlarına göre, çok boyutlu yoksulluk endeksi; kişi başına düşen GSYİH ($) ve dış ticarete açıklık arttıkça düşmektedir. Diğer yandan, gelir eşitsizliği, işsizlik oranı ve doğurganlık hızındaki bir artış ise daha yüksek bir çok boyutlu yoksulluk endeksi ile ilişkilendirilmiştir. Enflasyon ile yoksulluk arasındaki ilişki ise kısa ve uzun dönemde farklılaşmaktadır. Ondokuz Mayıs Üniversitesi 104 Bulgulara göre, enflasyon oranındaki bir artış çok boyutlu yoksulluğu kısa dönemde düşürebilmesine rağmen uzun dönemde arttırmaktadır. Dolayısıyla kalıcı bir yoksullukla mücadele stratejisi için fiyat istikrarını sağlamak önemli olacaktır. Sosyal transferler ile yoksulluk arasında ise istatiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.Publication Metadata only Do credit cards trigger conspicuous consumption? Evidence from Turkish households(2022-05-11) ACET DÖNMEZ, GİZEM; GÜNEŞ, HURŞİT; Acet Dönmez G., Güneş H.Consumption decisions of individuals sometimes contradict with the neoclassical assumption of rationality. Veblen’s concept of conspicuous consumption is often regarded as a specific case of this irrationality because expenditures on conspicuous items are seen as wasteful. Another form of irrational behaviour takes place when consumers pay their purchases with a credit card. For instance, instalment payments offered by credit cards shift consumers’ attention from the total cost to the amount of monthly payment, and thereby lead consumers to spend unreasonably more. This study aims to examine the connection between these two concepts -conspicuous consumption and credit card usage- in Turkey. Household Budget Survey 2019 of TurkStat has been utilized for this purpose. Following the literature, spendings on products related to appearance (i.e., clothing, footwear, and accessories) -above a particular threshold- have been assumed as conspicuous consumption expenditures. The results of the weighted ordinary least squares estimation have demonstrated that credit card user households spend significantly more on conspicuous items compared to households who do not use any credit card. This connection prevails even after controlling for income level of the household as well as some demographic characteristics, and the findings are robust to the choice of threshold.Publication Open Access The role of fiscal discipline on the exchange-rate pass-through during inflation targeting(2023-05-01) ACET DÖNMEZ, GİZEM; Güneş H., Acet Dönmez G.The purpose of this paper is to examine the role of fiscal discipline on the dynamics of exchange rate pass-through during inflation targeting. The present study analyses the Turkish economy for the period 2006–2022 by the use of threshold regression models. Our results suggest that fiscal discipline, measured by the IMF-defined primary budget balance as a share of GDP (which excludes the one-off government revenues balance such as privatization, interest earnings, and real estate sales) has a significant role in inflation dynamics. The degree of exchange rate pass-through is significantly lower and thus raises the effectiveness of inflation targeting when the government ensues strict fiscal disciplinePublication Metadata only Türkiye'de Bölgesel Yoksulluk ve Nedenleri(2022-05-26) ACET DÖNMEZ, GİZEM; Acet Dönmez G.Yoksulluk olgusu tüm dünyada yüzyıllardır süregelen bir problemdir. Bu problemle mücadeledeki ilk adım yoksulluğun mümkün olduğunca doğru bir şekilde ölçülmesidir. Sonrasında yoksulluğun sebepleri ortaya çıkarılarak yoksullukla mücadele stratejileri geliştirilebilir. Bu nedenle bu çalışmanın amacı öncelikle Türkiye’deki yoksulluğu ölçmek ve ardından yoksulluğun olası sebeplerini irdelemektir. Ulusal düzeydeki yoksulluk ölçümleri genel bir izlenim sağlasa da bölgeler arasında önemli farklılıklar olabileceği için bu çalışmada İBBS-2 düzeyinde bölgesel yoksulluk ölçümleri yapılmıştır. Yoksulluk ölçümlerinde seçilen yoksulluk sınırı sonuçları önemli ölçüde etkileyebilmektedir. TÜİK’in 2010 senesine kadar yayımladığı ancak daha sonra AB istatistiklerine uyum sağlamak adına bıraktığı mutlak yoksulluk sınırı ve buna dayanan mutlak yoksulluk ölçümleri Türkiye gibi halen önemli ölçüde mutlak yoksulluğa ev sahipliği yaptığı düşünülen gelişmekte olan ülkeler için önemlidir. Bu nedenle bu çalışmada TÜİK’in son olarak 2010 senesinde yayımlamış olduğu ulusal düzeydeki mutlak yoksulluk sınırı, bölgesel fiyat farklılıkları göz önünde bulundurularak İBBS-2 düzeyinde her bölge için ayrı ayrı türetilmiştir. Daha sonra, elde edilen bölgesel mutlak yoksulluk sınırları tüketici fiyat endeksi kullanılarak sonraki yıllar için fiyat düzeyi artışlarına göre güncellenmiştir. Bölgesel yoksulluk ölçümleri için TÜİK’in Gelir ve Yaşam Koşulları anketinde yer alan hane geliri verisi kullanılmıştır. Bu anketin 2014 senesinden itibaren bölgesel düzeyde olması ve gelir verisinin bir yıl gecikmeli olması nedeniyle yoksulluk ölçümleri 2013 ile 2019 yılları arasındaki dönem için gerçekleştirilmiştir. Sonuçlara göre ülkenin Doğu ile Batı kesimleri arasında mutlak yoksulluk açısından ciddi bir ayrışma olduğu açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Özellikle TRC2 (Şanlıurfa alt bölgesi), TRB2 (Van alt bölgesi), TRC3 (Mardin alt bölgesi) ve TRA2 (Ağrı alt bölgesi) bölgelerinde mutlak yoksulluk oranı oldukça yüksek (bazı bölgeler için bazı yıllarda %50’ye yakın) seyrederken, ülkenin Batı kesimlerinde bu oranlar genellikle %10’un altında kalmaktadır. Yoksulluk trendleri incelendiğinde genel olarak yoksulluk oranlarının azalma eğiliminde olduğu görülmektedir. Çalışmanın devamında yoksulluğun olası sebepleri analiz edilmektedir. Bu bağlamda, ilk kısımda ölçülen bölgesel mutlak yoksulluk oranları ile bölgesel düzeyde doğurganlık hızı, işsizlik oranı, eğitim düzeyi ve finansal kapsayıcılık gibi literatürde yoksullukla ilişkili olabileceği ileri sürülen faktörler arasındaki ilişkiler 2014 ile 2019 yılları arasındaki dönem için geleneksel panel veri analizi yöntemi ve ayrıca mekânsal modeller ile incelenmektedir. Elde edilen ön bulgulara göre işsizlik oranı ve doğurganlık hızı ile yoksulluk oranı arasında pozitif yönlü ilişkiler bulunurken, eğitim düzeyi ve finansal kapsayıcılık arttıkça yoksulluğun azaldığı görülmektedir.Publication Metadata only Why having a job is not always enough to get out of poverty: Evidence from Turkey(2023-12-12) ACET DÖNMEZ, GİZEM; ERİŞ DERELİ, BİLGE; Acet Dönmez G., Eriş Dereli B.Employment is often regarded as a key to getting out of poverty. However, having a job is not always sufficient to escape from being poor. In-work poverty is a prevalent phenomenon in many countries nowadays. This paper seeks possible explanations for working poverty by using the at risk of poverty or social exclusion (AROPE) definition of Eurostat and taking Turkey as a case study. For this purpose, it first measures AROPE among the working population utilizing the Survey of Income and Living Conditions (SILC) for the year 2022 and finds that 21.95 per cent of the working population in Turkey are poor. Considerable heterogeneity in poverty rates is observed between sectors. For instance, while more than 35 per cent of the workers in the construction, electricity, and agriculture sectors are poor, this ratio is less than five per cent in finance and insurance activities. There are also significant differences in poverty risks between regions. Intraclass correlation coefficient (ICC) indicates that 14 per cent of the variation in the probability of being poor or not is explained by regional effects at the NUTS-2 level. Therefore, correlates of in-work poverty are investigated through a multilevel logistic regression analysis where both the individual and regional level characteristics are considered. In these estimations, job sectors are controlled to reveal within-sector effects. Preliminary findings show that public employment, social security registration, and higher years of schooling are associated with a lower probability of working poverty, while household dependency raises this risk. Furthermore, compared to the self-employed, employers are much less likely to be poor, whereas casual employees and regular employees are more vulnerable to poverty. Finally, it is found that while an increase in regional GDP per capita lowers the poverty risk, a rise in regional unemployment rate and Gini exacerbates it.