Tez Koleksiyonu / Thesis Collection
Permanent URI for this community
Browse
Browsing Tez Koleksiyonu / Thesis Collection by Department "AB İktisadı Anabilim Dalı AB İktisadı Bilim Dalı"
Now showing 1 - 2 of 2
Results Per Page
Sort Options
Item Metadata only Comparison of the U.S. and the E.U. biotechnology approaches and policies for prediction of prospects for Turkey(Marmara Üniversitesi Avrupa Topluluğu Enstitüsü, 2005) Gürsoy, Nazlı; Özer, Ercüment; AB İktisadı Anabilim Dalı AB İktisadı Bilim DalıÖZETBu tezin çıkıs noktası biyoteknoloji alanında Türkiye’nin nasıl bir politika stratejisibelirlemesi gerektigine dair öngörüde bulunmak ve politika eksikliklerini gidermek içinçözümlerin neler olabilecegine dair cevaplar bulmaktı. Bunun için A.B.D ve A.B iki farklıörnek olarak ele alınıp basarı kriterlerini belirleyen indikatörlerin karsılastırması yapılmayaçalısılmıs ve aynı indikatörler baz alınarak Türkiye için durum degerlendirmesi yapılarakuygun stratejinin belirlenmesine çalısılmıstır.A.B.D ve A.B’nin politikalarının karsılastırması için seçilen indikatörler ve bunlaradair verilerin karsılastırmasından çıkarılan sonuçlar gerek hukuksal, gerek ekonomik, gereksesosyal açılardan tartısmalara açık olsada, A.B.D’nin bu konuda izledigi stratejinin sonuçodaklı oldugu ve istenen sonucuda A.B.D açısından sagladıgı söylenebilir. A.B’de isebiyoteknoloji alanındaki uygulamalar konusunda net bir tavır belirlenemedigi için net birpolitika stratejisinden de bahsedilememektedir. Bu durum iki nedenden kaynaklanmaktadır;birincisi A.B.D’nin biyotek konusundan daha erken yol alması ve dolayısıyla rakiplerine karsıavantaj elde etmesi. kincisi ise A.B’nin ticari ve rekabet kaygılarından dogan korumacıyaklasımıdır.Türkiye için ise durum bu iki modelden biraz daha farklıdır çünkü Türkiye’de kibürokratik engeller, ekonomik ve teknolojik bagımlılık sorunu, uygun stratejiyi belirlemede enbüyük iki engeli teskil etmektedir. Esas itibariyle bu iki engelin ilk etapta kaldırılması biyotekpolitikasının ilk hedefi olmalı ve geriye varolan potansiyeli aktif hale getirmek ve dısetkenlere karsı hukuksal, ekonomik ve sosyal önlemlerin alınması kalmalıdır. ABSTRACTThe starting point of this thesis is to predict what kind of a political strategy Turkeyshould determine in the field of biotechnology and what the solution can be to resolve thepolicy defectiveness. Therefore, the U.S and the E.U. taken as two different examples andcomparison of indicators that determine the success criteria has been done. It is the sameindicators used for Turkey’s current condition analysis in order to determine theappropriate strategy.Although the results that deduced from the chosen indicators and from thecompared data related with these indicators for comparison of the U.S. and the E.Upolicies are open to discussion both from legislative, economic and social aspects, it can besaid that the U.S.A’s strategy is focused on final aims and provides the desired results fromthe side of the U.S. From the E.U’s side because there is no clear attitude determinedabout applications in the field of biotechnology a clear policy or strategy can not bementioned. This situation derived from two reasons. The first one is the U.S. get to firstbase in biotech and therefore gained advantages over its competitors. The second one isthe E.U’s protectionist approach resulting from its trade and competition concerns.The situation is somewhat different than these two models for Turkey becausebureaucratic restrictions, economic and technological dependence of Turkey are the twomain difficulties to determine the appropriate strategy. In principle resolving these twodifficulties should be the initial target of biotech policies in the first place. What is left todo is to activate the existing potential of Turkey and taking legislative, economic andsocial measurements against external factors.Item Metadata only The effects of the customs union on Turkish manufacturing sectors(Marmara Üniversitesi Avrupa Topluluğu Enstitüsü, 2004) Altınbaş, Sevgi; Doğruel, A Suut; AB İktisadı Anabilim Dalı AB İktisadı Bilim DalıÖZETTürkiye-AB Ortaklık Konseyi'nin 1/95 sayılı kararı ile, 1959 yılında Ankara Anlaşması ile planlandığı gibi, Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki Gümrük Birliği 1 Ocak 1996 tarihinde yürürlüğe girdi. Gümrük Birliğinin temel niteliği taraflar arasındaki sanayi ürünleri ve işlenmiş tarım ürünleri ticaretinde uygulanan gümrük tarifelerinin kaldırılması ve Türkiye'nin diğer ülkelerle olan ticaretinde Avrupa Birliğinin ortak gümrük tarifesini uygulamasıdır.Gümrük Birliğinin, yeni ticaret yaratmak veya daha önce Birliğe üye olmayan ülkelerden yapılan ithalatı Birlik üyesi ülkelere kaydırmak yoluyla, taraflar arasındaki ticaret hacmini arttırması beklenir. Bu çalışma, Türkiye ile Avrupa Birliği arasında oluşturulan Gümrük Birliğinin Türk dış ticareti üzerindeki ticaret yaratma ve ticaret saptırma etkileri üzerine yoğunlaşmıştır. Uluslararası Standart Sanayi sınıflandırmasına göre belirlenen imalat sanayi sektörleri için, Gümrük Birliğinin ticaret yaratma ve ticaret saptırma etkilerinin değerlendirilmesi amacıyla Türkiye'nin dış ticaret verileri kullanılmıştır. 1989 yılından 2002 yılına kadar olan dönemin verileri kullanılarak, Gümrük Birliği öncesi ve sonrası yedi yıllık dönemlerin karşılaştırılması suretiyle Türkiye'nin ithalat ve ihracat performasındaki değişimler incelenmiştir.Gümrük Birliği, Türkiye'nin Avrupa Birliği'nden sanayi ürünleri ithalatının artışı, ve Avrupa Birliği'nin Türkiye ihracatındaki payının azalması ile sonuçlanmıştır. Kısa dönemde, Gümrük Birliğinin Türk üreticilerden daha fazla Avrupa Birliği üreticileri için yararlı olduğu söylenebilir. Türkiye'nin ihracatında ve yurtiçi üretiminde hakim imalat sanayi sektörleri Avrupa pazarında önemli bir gelişme göstermemişlerdir. Buna karşın, bu sektörlerin bir çoğu yurtiçi pazarda Avrupa Birliği üreticilerinin artan rekabet baskısıyla karşılaşmışlardır. Bununla birlikte, Gümrük Birliği, ihracatta ve yurtiçi üretimde pazar payları göreceli olarak küçük olan bazı sektörlerin, Avrupa Birliği pazarına giriş kolaylığı imkanından faydalanmalarını sağlamıştır. ABSTRACTThe customs union between Turkey and the European Union (EU), which was envisaged by the Ankara Agreement in 1959, entered into force in 1st January 1996 with the Association Council Decision 1/95. The main features of the customs union are the elimination of tariffs between the Parties and the adoption of common external tariff of the European Union by Turkey on trade of industrial and processed agricultural products. It is expected that the formation of a customs union increase trade volume among its members creating some new trade or diverting member countries' imports to intra-union from the rest of the world. This study focused on the trade creation and trade diversion effects of the establishment of the customs union between Turkey and the European Union on Turkish trade patterns. Total and more micro data on trade of Turkey were used to attempt to consider the trade diversion and trade creation effects of the customs union by manufacturing sectors defined at three-digit level according to International Standard Industrial Classification of all Economic Activities (ISIC - Rev.2). It was examined the change in Turkey's import and export performances compared the seven-year periods before and after the customs union, by using data from 1989 to 2002.It was observed that the customs union resulted in the expansion of imports of manufacturing goods from the EU, and in a decline of the EU's share in Turkish total exports. It can be said that the customs union seems to be more beneficial for the EU's producers rather than Turkish producers in the short run. The leading sectors in Turkish exports and domestic production have not realized significant improvement through the EU's market. In contrary, most of these sectors faced with increasing competition of the EU's producers in domestic market. However, the customs union enabled some Turkish manufacturing sectors, whose market share is small relatively, to use the opportunities of improved access to the EU's market.