Tübitak Proje Çıktıları
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Tübitak Proje Çıktıları by Subject "Çevre Bilimleri"
Now showing 1 - 4 of 4
Results Per Page
Sort Options
Publication Open Access Çok Boyutlu Sıvı Kromatografi (2d-Lc) Sistemleri Kullanarak Organik Aerosollerin Ayrışma Modellemesi Ve Gelişiminin Belirlenmesi(2018-01-04) Rosa Maria FLORES RANGEL; Marmara Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, İstanbul, TürkiyeAerosols have various effects on human health, climate, and ecosystems. Fine particles canpenetrate into the circulatory system and cause acute respiratory problems. Aerosols alsohave an important role in climate change by altering the radiation balance and lifetime andproperties of clouds. Secondary organic aerosol (SOA) is formed in the atmosphere whenvolatile organic compounds (i.e., precursors) oxidize to form less volatile compounds (semivolatile)that condense on aerosols suspended in the atmosphere. Secondary organic aerosolis composed of a mixture of hundreds to thousands of organic compounds that variesgeographically, diurnally, and seasonally according to a number of factors, such as type andconcentration of precursor, type and concentration of oxidants, temperature, relative humidity,among others. In addition, organic aerosols travel intercontinentally and transform duringtransport. The type and number of functional groups composing individual organic speciesinfluence their interaction with water vapor and sunlight, therefore affecting both water cycleand radiation balance. Great efforts have been made to develop analytical techniques that (1)allow the identification and quantification of individual species composing this complexmixture of organic matter and (2) decrease the uncertainty of models to accurately predictSOA production and evolution. In this work a theoretical model will be used to (1) predict theoptimal separation of selected organic aerosol components in a multidimensional liquidchromatography system and (2) represent the diurnal variation of organic aerosolcomponents in high-time resolved ambient air samples. The positive outcome of this projectwill be helpful to evaluate 2D-LC as a potential technique for more accurate determination oforganic aerosol components and to understand organic aerosol formation and transformationpathways that can be used in secondary organic aerosol production models.Publication Open Access Diesel motorlarında partikül filtrasyonu(1987-15-03) Oğuz BORAT; Marmara Üniversitesi, Teknik Eğitim Fakültesi, İstanbul, TürkiyePublication Open Access Sürekli pH ve ORP takibine dayalı biyolojik azot giderimi sisteminde nitrifikasyon bakterilerinin dağılımının moleküler tekniklerle incelenmesi(2004-01-04) Barış ÇALLI;M. Ali YÜKSELEN;Emine GİRGİN;Bülent MERTOĞLU; Boş;Marmara Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, İstanbul, Türkiye;Marmara Üniversitesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, İstanbul, Türkiye;Marmara Üniversitesi, İstanbul, TürkiyeBu çalışmada, yüksek miktarda amonyak içeriğine sahip bir sızıntı suyu ile beslenen laboratuar ölçekli nitrifıkasyon ve denitrifîkasyon sistemlerinde klasik işletme verimi kontrol parametrelerine ilave olarak mikrobiyal çeşitlilik DGGE, klonlama ve FISH gibi moleküler teknikler kullanılarak incelenmiştir. Nitrifıkasyon tankı, gerekli olan alkaliniteyi kullanıldıkça kesikli olarak ilave etmek için, sürekli pH takibine bağlı olarak alkalinite dozlayan bilgisayar kontrollü bir sistem ile işletilmiştir. Bu sistem ile pH 7.0 civarında sabit tutularak, yaklaşık %99 verim ve 0.16 mgNH4+-N/mgUAKM.gün nitrifıkasyon hızı elde edilmiştir. Aynı zamanda, amonyak oksitleyen Nitrosomonas ve nitrit oksitleyen Nitrobacter benzeri nitrifıkasyon bakterileri yoğun olarak tespit edilmiştir. Ayrıca, aerobik denitrifîkasyon bakterileri olan Thauera türleri de tanımlanmıştır. pH ayarlamasının kaldırılmasından sonra anaerobik reaktörlerdeki verim düşüşüne paralel olarak, nitrifıkasyon tankı daha fazla biyolojik olarak ayrışabilir KOİ ile yüklenmiştir. Mikrobiyal çeşitlilik bu değişiklikten hemen etkilenmiş ve karbon gideren heterotrofik bakteriler ve aerobik denitrfîkasyon bakterileri çoğunluk haline gelmiştir. Daha önceki, yüksek verimleri tekrar elde edebilmek için, hidrolik bekletme süresi 24' den 48 saate çıkarılmış ve otomatik kontrol sistemine HC1 dozlayan ikinci bir pompa ilave edilmiştir. Bu önlemlerden sonra, amonyak (Nsol90) ve nitrit (NIT3) oksitleyen bakterilerin sayısı oldukça artmıştır. Denitrifîkasyon sisteminde, karbon kaynağı olarak sodyum asetat ilavesi ile 2000 mg/1 NOX-N seviyelerinde bile %98 verim elde edilmiştir. Aynı zamanda, 20 g/1 UAKM değerlerinde yaklaşık 1.34 mgNOx-N/mgUAKM.gün denitrifîkasyon hızları elde edilmiştir. Alınan tüm çamur numunelerinde benzer DGGE bant dağılımı görülmüş ve Paracoccus benzeri türler baskın denitrifîkasyon bakterisi olarak tespit edilmiştir.Publication Open Access Sızıntı suyu arıtan anaerobik reaktörlerdeki mikrobiyal çeşitliliğin moleküler tekniklerle incelenmesi(2003-01-10) Ahmet Mete SAATÇI;Barış ÇALLI;Bülent MERTOĞLU; Marmara Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, İstanbul, Türkiye;Boş;Marmara Üniversitesi, İstanbul, TürkiyeBu çalışmada yaklaşık 2 yıldır katı atık depo sahası sızıntı suyu arıtan yukarı akışlı anaerobik çamur yatağı ve hibrit reaktörlerdeki popülasyon dinamiği birer aylık periyotlarla 265 gün boyunca incelenmiş ve sızıntı suyundaki yüksek amonyak konsantrasyonunun reaktör performansı üzerindeki etkileri mikrobiyal dağılımdaki değişimler ile ilişkilendirilmiştir. Bu ilişkilendirme, baskın mikroorganizmaların FISH (flüoresan in-situ hibridizasyon), DGGE (denature gradyan. gel elektroforesi), klonlama ve DNA dizi analizi gibi moleküler mikrobiyoloji teknikleri kullanılarak tanımlanması ile gerçekleştirilmiştir. Elde edilen sonuçlar, yüksek amonyak konsantrasyonuna sahip katı atık depo sahası sızıntı suyunun reaktörlere düşük pH'larda beslenmesi halinde anaerobik olarak başarıyla anılabileceğini göstermiştir. Böylece, KOİ giderim veriminin reaktör tipi ve mikrobiyal dağılımdan bağımsız, daha çok sızıntı suyunun biyolojik olarak ayrışabilir içeriğine bağlı olduğu tespit edilmiştir. Reaktörlerin düşük asetat konsantrasyonunda stabil olarak çalışması, alınan çamur numunelerinde baskın methanojen tür olarak Methanosaeta'nm görülmesiyle desteklenmiştir. Genel olarak her iki reaktörde de diğer metanojenik türlere çok az rastlanılmıştır. 860. günden sonra rektör girişindeki pH ayarlaması kaldırılmış ve buna paralel olarak serbest amonyak konsantrasyonu aniden 400 mg/l'ye kadar yükselmiştir. Bunun sonucunda, KOÎ giderimi UASB reaktörde %42'ye, hibrit reaktörde %48'e kadar gerilemiştir. Ancak, ham sızıntı suyu amonyak konsantrasyonundaki azalmaya bağlı olarak reaktörlerdeki serbest amonyak değerleri yüksek pH'ya rağmen kısa süre sonra-l 00 mg/1 seviyelerine kadar düşmüştür. Kısa süreli bu toksik şok Methanosaeta türlerinin uzun ipliksi morfolojilerinin daha kısa yapılara dönmesine sebep olmuştur. Sonraki aylarda, reaktörlerin çok daha düşük serbest amonyak seviyelerinde çalışmasına rağmen, Methanosaeta'lar uzun ipliksi, flok oluşturan yapılara tekrar dönmemiştir.