Tez Koleksiyonu / Thesis Collection
Permanent URI for this community
Browse
Browsing Tez Koleksiyonu / Thesis Collection by Department "AB İktisadı Anabilim Dalı"
Now showing 1 - 5 of 5
Results Per Page
Sort Options
Item Metadata only An analysis of the relationship between trade and environment in the context of WTO and the role of the EU(Marmara Üniversitesi Avrupa Topluluğu Enstitüsü, 2006) Tekekaya, Gülsüm; Akman, Sait; AB İktisadı Anabilim DalıÖZET1990’lı yıllarda, serbest ticaret yanlısı kesimlerin ülkeler arası ticaret engellerini kaldırma çabaları büyük ölçüde başarılı olmuştur. Ancak günümüzde ticaretle doğrudan ya da dolaylı olarak ilgisi olan, insan sağlığı, çalışma standardları ve çevre gibi yeni konular gündeme oturmuştur. Ticarette serbestleşmenin çevre üzerine etkileri ve çevre koruma politikalarının ticaret üzerine etkileri görece yeni bir konu olmasına karşın; serbest ticaret yanlıları ve serbest ticaretin çevre korumaya olumsuz etkisi olacağına inananlar arasında muhtemel bir çatışma alanı olarak karşımıza çıkmaktadır.Bu çalışmada ticaret ve çevre politikalarının birbiri üzerindeki pozitif ve negatif etkileri ele alınmıştır. Dünya ticaretini yönlendiren uluslarası örgüt olması sebebiyle konu Dünya Ticaret Örgütü içerisindeki tartışmalar ve DTÖ ile ticareti sınırlayıcı hükümler içeren Çok Taraflı Çevre Anlaşmaları ilişkisi açısından da incelenmiştir. Ayrıca Avrupa Birliği hem dünyadaki en büyük ticaret bloğu olması hem de kendi içerisinde kapsamlı bir serbest ticaret - çevre politikası oluşturması sebebiyle çalışmamıza dahil edilmiştir.İncelemelerimiz sonucunda, pek çok durumda çevresel problemlerin temel sebebi olmayan ticari faaliyetlerin çevre üzerinde kesin bir olumlu ya da olumsuz etkisinin olmadığı, Dünya Ticaret Örgütü düzenlemelerinin ticaret ile bağlantılı yeni konuları çözümlemekte yetersiz kaldığı, Avrupa Birliği’nin küresel çevre düzenlemeleri için istikrarlı biçimde çevresel korumanın savunucusu rolünü oynamayı sürdürdüğü ve kendi içindeki serbest ticaret-çevre dengesinin diğer ülkeler için de model olabilecek bir yapı olduğu bulgularına ulaşılmıştır.ABSTRACTThe efforts to erase trade barriers between countries in the 1990s have been successful for the free trade policy community. But new trade related issues such as human health, labor standards and environment is at the global agenda. The effect of trade liberalization on environment is a relatively new debate and it is one of the most important potential conflict areas between trade policy community and environmentalists. Since 1996, the topic is also in the agenda of World Trade Organization and various international organizations.In this study, the positive and negative effects of free trade policy on environment and of environment policy on free trade are compared. As being the international organization that governs world trade, the debates on this issue within the WTO and the clash between WTO provisions and Multinational Environment Agreements’ regulations is evaluated. Also, policy balance in the EU which is the largest trading bloc in the world with its comprehensive environment policy and the global role played by EU is analyzed.At the result of this study, it is found that; trade is not absolutely good or bad for environment because mostly it is not the root cause of environmental degradation. Because of this, trade sanctions are not effective to deal with the environmental problems. GATT Rules are not sufficient to cope with the new trade agenda but also WTO is not the appropriate organization to solve environmental problems. EU supports global environmental regulations and is a good example of balancing trade and environment policies.Item Metadata only Eğitim amaçlı binaların elektrik tesisatı tasarımında optimizasyon(Marmara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Şahin, Halil; Öztürk, Semra; AB İktisadı Anabilim DalıItem Metadata only Honey market in the context of Turkey-European Union Relations: transition to organic beekeeping(Marmara Üniversitesi Avrupa Topluluğu Enstitüsü, 2006) Baytaroğlu, Adil; İneci, Sevgi; AB İktisadı Anabilim DalıÖZETTarımsal üretimde verim artırmak için kullanılan yapay ve kimyasal katkı maddeleri insan sağlığına zararlıdır. Bu katkı maddeleri ayrıca çevre üzerinde kalıcı etkisi uzun yıllar devam eder, yeraltı su kaynakları ve çevre kirliliğine neden olmaktadır. Yapay katkı maddeleri kulllanmadan yapılan organik tarımsal üretim giderek önem kazanmaya başlamıştır. Organik üretim tamamen kontrollu ve sertifikalı üretim şekli olup elde edilen ürünün kalitesi dünya’da kabul görmektedir. Bu konuda en büyük pazar olan Avrupa Birliği’nin izlenmesi önemlidir. Ülkemizin pazar payını koruması ancak kaliteli üretimle mümkün olabildiği saptanmıştır. Arıcılık ve bal sektörü ülkemizde ve Avrupa Birliği’nde ele alınmış ve tarımsal üretimdeki yeri anlatılmıştır. Üretim şekli ve gerekli teknik bilgilerde yer almaktadır. Ülkemiz ve Avrupa Birliği’nde arıcılık sektörünün yapısı , pazar payları , balın depolanması , satış kanalları, dış ticaretteki yeri, sorunları, ilgili yönetmelik ve tebliğler ve devlet destekleri gibi konular ele alınmıştır. Organik balın organik tarım ürünlerindeki yeri ve normal tarımın organik tarıma oranı gibi değerlendirmeler yapılmıştır. Yıllık büyüme oranları hesaplanmış gelecekteki dış ticaret payları ve ekonomideki yeri üzerinde bahsedilmiştir. Ülkemizin pazar payı üretimine göre düşük olduğu gözlenmiştir. Dünya organik tarım pazarının en az üç dört kat büyüyeceği tahmin edilmektedir. Arıcılık sektörü iktisadi açıdan değerlendirilmiştir. İktisadi temele göre incelendiğinden ekonomik veriler ve rakamlar üzerinde özellikle durulmuştur. Genellemeler yapılarak rekabet edebilirliği incelenmiştir. Teknik konulardan ziyade iktisadi meselelerle sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır. Ayrıca verimlilik ve güçlü arı ırkı seçimi üzerinde durulmuştur. Ülkemizde koloni başına verim düşüktür. Organik arıcılığa geçiş özellikle ülkemiz arıcılık sektörünün satış ve pazarlama kabiliyetini geliştirecektir. Elde edilen ürünün sertifikalı olması ülkemiz arıcılık sektörüne pazarlama ve kalite avantajıda sağlamaktadır. ABSTRACTArtificial and chemical additives that are used in production to increase the productivity are harmful to the human health. These additives and its effects on environment continue for long years and also lead to the pollution of underground water resources and environmental pollution. Organic production that is performed without artificial additives is started to gaining a great importance. Organic production is totally controlled and certified kind of production method and the quality of the products which are harvested have been recognized in the world. Surveillance of European Union that is the biggest market in this field is very crucial. It has been observed that to protect of our country’s market share would only be possible with qualified production. Beekeeping and honey sector is taken into consideration both in our country and European Union and explained its place in agricultural production. The way of production and required technical data is also included. The structure of beekeeping sector both in our country and in European Union, the matters such as, market share, storage of honey, sales channels, its place in foreign trade, its problems, related directives and regulations and governmental supports are conveyed. The place of organic honey in agricultural products and proportion of conventional agriculture to organic agriculture are also considered. Yearly expansion rate are calculated, its market share in the future and its place in the economy are pointed. It is observed that our country’s market share is low compared to the production. Predictions are that global organic agricultural market will grow three to four times at least. Honey sector is evaluated from financial point. Because it is interpreted on economical basis, economical data and figures are handled specifically. Generalizations are used to investigate competitiveness. Economical matters, rather than technical subjects are discussed to end up with a conclusion. Besides, the productivity and strong bee strains selection are stated. Productivity per beehive in our country is low. Transition to organic beekeeping will improve marketing and sales ability of our country's honey sector. The acquired products with certification will provide marketing and quality advantage to our country’s beekeeping sector.Item Metadata only Safeguard measures in the WTO and the European Union: the problem of industry adjustment(Marmara Üniversitesi Avrupa Topluluğu Enstitüsü, 2005) Çalışkan, Özlem; Akman, M Sait; AB İktisadı Anabilim DalıBu çalışma DTÖ' nün (Dünya Ticaret Örgütü) Korunma Önlemleri Anlaşması ve GATT'ın XIX. Maddesi çerçevesindeki ithalatta korunma önlemlerinin detaylı analizini yapmakta; bu önlemlerin AB ticaret politikasındaki yerini incelemekte; ve en önemlisi DTÖ Korunma Önlemleri Anlaşmasının ekonomik uyumu sağlama amacını vurgulamakta ve ithalatta korunma önlemleri ile yerel endüstrilerin uluslararası rekabete yapısal uyumu konuları arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktadır.İthalatta korunma önlemleri geçici ticaret kısıtlamalarıdır (tarife, kota veya tarife kotalar gibi) ve ithalatlardaki ani bir yükselmenin direkt olarak rekabet eden yerel endüstriye ciddi zarar vermesi veya ciddi zarar verme tehdidi oluşturması durumunda ithalatı yavaşlatmak için tasarlanmışlardır. Ülkeler, rekabet koşullarındaki değişikliklere uyum sağlamaları için yerel endüstrilerine biraz zaman tanımak amacıyla, önceden tanımlanmış kurallar ve koşullara tabi olarak, bu önlemleri uygulayabilir ve geçici olarak ithalatları kısıtlayabilirler. Fakat, yerel endüstrilerini korumak için ülkeler, AB ve Türkiye de dahil olmak üzere, korunma önlemleri yerine anti-damping veya Gönüllü İhracat Kısıtlamaları (GİK) gibi daha korumacı enstrümanları tercih etmektedirler. DTÖ çatısı altında izin verilen ithalatta korunma önlemlerinin amacı ciddi zararı telafi etmek ve uyumu kolaylaştırmaktır ve bu önlemler ancak ciddi zararı engellemek veya telafi etmek ve uyumu kolaylaştırmak için gereken ölçüde uygulanabilirler. Yukarıda söylenenlere rağmen, ticaret kısıtlamaları yerel endüstrilerin uyum sorunlarına cevap verebilecek en iyi politika aracı değildir. En iyi politika serbest ticarettir ve eğer müdahale kaçınılmazsa o zaman hükümetler ithalatla rekabet etmeyi engelleyen problemi ithalatı kısıtlayarak değil uyum destek politikaları aracılığıyla kaynağında çözmelidirler.This study makes a detailed analysis of the safeguard measures under the WTO Agreement on Safeguards and the Article XIX of the GATT; examines the place of such measures in the trade policy of the EU; and most importantly stresses the economic adjustment objective of the WTO Agreement on Safeguards and presents the relationship between safeguard measures and structural adjustment of domestic industries to international competition.The safeguard measures are temporary trade restrictions (i.e. tariffs, quotas or tariff rate quotas) and they are designed to slow imports in case of a surge in imports that causes or threatens to cause serious injury to the directly competing domestic industry. So, countries could apply these measures, subject to certain rules and conditions, and restrict imports temporarily to provide some time to their domestic industries to adjust to changes in competition conditions. But instead of safeguards, countries, including the EU and Turkey, have preferred more protectionist instruments such as antidumping measures and VERs to protect their industries.Safeguard measures allowed under the WTO are aimed at remedying serious injury and facilitating adjustment and they could only be applied to the extent necessary to prevent or remedy serious injury and to facilitate adjustment. Notwithstanding the foregoing, trade restrictions are not always the best policy instruments to target the adjustment problems of domestic industries. The first-best policy is free trade and if intervention is unavoidable then the governments should solve the problem at its source through tailor-made adjustment assistance policies, not by restricting imports.Item Metadata only The effects of customs union with particular reference to selected aspects of Turkish economy(Marmara Üniversitesi Avrupa Topluluğu Enstitüsü, 2005) Altınel, Baran; Dartan, Muzaffer; AB İktisadı Anabilim Dalı1ABSTRACTThe purpose of this thesis is to study the effects of EU-Turkey Customs Union onTurkish Economy in terms of selected parameters and to make a general evaluation onwhether it is effective for Turkey or not. In the thesis, first, regional integrations andcustoms union theories are briefly examined, then the development of relations betweenEU-Turkey is detailed and finally the effects of customs union is discussed, with anadditional part covering the effects of customs union on automobile and textile clothingsectors.Customs union is often narrowed down to foreign trade. The effects of customsunion is discussed under the headings of foreign trade, FDI, financial aids, competitionand other parameters like effects on way to membership, technical barriers on trade,intellectual property rights and public income.Turkey benefited from Customs union in terms of foreign trade. The trade deficitwith the EU decreased, Turkey’s export to EU increased and no trade diversion occurredwith third countries.FDI inflows to Turkey did not increased as expected after Customs union due tolack of necessary stable political and economic environment and lack of legalinfrastructure.Turkey did not receive enough financial aid after Customs union, yet resourcesallocated blocked due to political reasons rather than economic reasons.Competition environment in Turkey developed via the Customs union, which in turnincreased both producer and consumer utility.2Turkey has not yet completed legal alignment on technical barriers to trade. IPRsconsciousness is improving due to Customs union harmonization. Public income did notdecreased because the decrease in tariff rate is compensated with the increase in totaltrade. All the adjustments that Turkey has been making since 1963 will ease thenegotiation process in the related chapters.There is no serious evidence under the light of parameters discussed that Customsunion, most sophisticated economic and politic action taken by Turkish Republicthroughout her history, hurt Turkish economy even though the existence of negativeissues like absence of political willingness, no representation in the decision-makingmechanisms, aid blockings based on political reasons. Consequently, it seems thateconomic benefits outweigh results raised from political issues and overall effect ofcustoms union on Turkish economy is positive.1ÖZETBu tezin yazılmasındaki amaç, AB-Türkiye Gümrük Birligi’nin TürkiyeEkonomisi üzerindeki etkilerini seçili parametrelerle incelemek ve Türkiye için etkili biruygulama olup olmadıgı hakkında genel bir degerlendirme yapmaktır. Tezde, öncebölgesel entegrasyonlar ve gümrük birligi teorilerine deginilmis, devamında AB-Türkiyearasındaki iliskilerin gelisimine yer verilmis, son olarak Gümrük Birligi’nin etkileri vehazır giyim ile otomotiv sektörlerinin nasıl etkilendigi incelenmistir.AB-Türkiye arasındaki Gümrük Birligi genellikle sadece dıs ticareteindirgenmistir. Bu tezde Gümrük Birligi’nin Türkiye Ekonomisi üzerindeki etkileri dısticaret, mali yardımlar, dogrudan sermaye yatırımları, rekabet ve diger (üyelik süreçinde,ticaretin önündeki teknik engellerin kaldırılmasında, fikri mülkiyet hakları üzerinde vekamu gelirleri üzerinde etkileri) baslıkları altında incelendi.Dıs ticaret açısından Gümrük Birligi Türkiye için faydalı olmustur. AB-Türkiyearasındaki dıs ticaret açıgı azalmıs, AB’ye ihracatımız artmıs, üçüncü ülkelerle yapılanticarette bir sapma olusmamıstır.Gerekli politik, ekonomik istikrarın ve yasal altyapının olusmaması nedeniyledogrudan sermaye yatırımlarında Gümrük Birligi sonrası istenilen etki görülmemistir.Gümrük Birligi sonrasında ekonmik nedenlerden ziyade siyasi nedenlerleTürkiye’ye yeterli miktarda mali yardım ayrılmadıgı ve ayrılan yardımların dakullanımının engellendigi belirlenmistir.2Gümrük Birligi uyum yasaları çerçevesinde rekabet ortamı gelismis, bu da hemüretici hem tüketici faydasını arttırmıstır.Ticaretin önündeki teknik engellerin kaldırılmasında Türkiye, uyum çalısmalarınıhenüz tamamlamamıstır. Fikri mülkiyet hakları bilinci Gümrük Birligi sayesindeTürkiye’de yerlesmektedir. Kamu gelirlerinin artan ticaret hacmi nedeniyle azalangümrük oranlarından etkilenmedigi gözlemlenmistir. Gümrük Birligi uyumuçerçevesinde yapılan 1963’den beri yapılan tüm yasal altyapı degisiklikleri Türkiye’ninmüzakere döneminde ilgili alanlarda yapması gereken mevzuat uyumunukolaylastıracaktır.Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kapsamlı siyasi ve ekonomik kararı olan GümrükBirligi’nin, siyasi irade eksikligi, ilgili karar alma mekanizmalarında yer alınamaması,mali yardımların siyasi nedenlerle engellenmesi gibi negatif yönlerine ragmen, incelenenparametreler ısıgında Türkiye ekonomisine zarar verdigine dair bir bulguyarastlanmamıstır. Sonuç olarak, Gümrük Birligi’nin Türkiye’ye siyasi yarardan çokekonomik yarar sagladıgı ve ekonomiyi genel olarak olumlu etkiledigi belirtilebilir.