Tez Koleksiyonu

Permanent URI for this collection

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 20 of 38705
  • Publication
    دراسة مقارنة لشروح الجامع الصغير المؤلفة في منطقة ماوراء النهر في القرن الخامس والسادس الهجري
    (2024) Müydünoğlu, Abdullah; İnce, İrfan; Marmara Üniversitesi; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı; Temel İslam Bilimleri Arapça Bilim Dalı
    Araştırmamız, Hanefi Mezhebinin temel kitaplarından biri olan el-Câmiu’s-sağīr üzerine hicri 5-6’ncı yüzyıllarda Maveraünnehir bölgesinde yazılmış şerhlerin mukayeseli incelenmesini konu edinmektedir. Ebü’l-Usr el-Pezdevî (ö. 482/1089), Şemsüleimme es-Serahsî (ö. 483/1090), Sadrüşşehîd İbn Mâze (ö. 536/1141) ve Ebü’l-Mehâsin Kādîhân’ın (ö. 592/1196) el-Câmiu’s-sağīr üzerine kaleme aldıkları şerhler seçilmiş örnekler üzerinden mukayeseli bir biçimde incelenmiştir. Çalışma, İmam Muhammed’in el-Câmiu’s-sağīr adlı eseri üzerine yazılmış şerhlerin incelenmesine özgün katkı yapmayı amaçlamaktadır. Bu araştırmada, birkaç örnek detaylı bir biçimde karşılaştırmalı bir analize tabi tutulmuş ve söz konusu örnekler belirlenen şerhlerden önceki ve sonraki Hanefi mezhebi kaynakları bağlamında eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirilmiştir. Şerhlerin bu şekilde incelenmesi, ilgili eserlerin Hanefi mezhebi içindeki evrimini anlamamıza ve bu eserlerin tarihsel süreç içindeki konumunu belirlememize yardımcı olacaktır.Ayrıca, bu araştırma, İslam hukuk tarihi açısından kısa sayılabilecek bir zaman dilimi içinde aynı coğrafi bölgede kaleme alınmış olan dört şerhin, yazılış amacı, metodolojisi ve içeriği açısından benzerliklerini ve farklılıklarını ortaya koymayı hedeflemektedir. Bu dört şerh, önce genel bir karşılaştırmaya tabi tutulmuş, ardından seçili örnekler üzerinden ayrıntılı bir biçimde incelenerek, her bir şerhin özgün nitelikleri belirlenmeye çalışılmıştır.Çalışmanın odağını oluşturan örnek meselelerin mukayeseli incelenmesi bölümünde, ilgili meseleler sadece belirlenen dört şerh üzerinden bir karşılaştırmaya tabi tutulmamış, aynı zamanda anılan dört şârihten önce ve sonra yaşamış Hanefi fakihlerin görüşlerine de başvurulmuştur. Bunlar arasında özellikle Tahâvî (ö. 321/933), Cassâs (ö. 370/981), Kudûrî (ö. 428/1037) Debûsî, (ö. 430/1039) Kâsânî (ö. 587/1191), Merğînânî (ö. 593/1197), Mevsılî (ö. 683/1284) ve Zeylaî’nin (ö.743/1343) eserleri incelenmiş ve böylece fıkhi görüşlerin gelişimi uzun bir zaman dilimi içinde takip edilmeye çalışılmıştır.Çalışma, İmam Muhammed’in el-Câmiu’s-sağīr’i üzerine yazılmış dört şerhi konu edindiğinden, İmam Muhammed’in hayatı ve eserlerinin yanı sıra, dört müellifin hayatı ve eserleriyle ilgili özet bilgiler sunmuştur. Ayrıca, çalışmanın kapsamı gereği, hicri 5-6. yüzyıllarda Maveraünnehir’deki siyasi, ilmi ve kültürel durum hakkında özet bilgiler de sunulmuştur.Araştırmada şu aşamalar takip edilmiştir:(1) İlk olarak, inceleme konusu şerhlerin metni olan el-Câmiu’s-sağīr’in müellifi İmam Muhammed’in ilmi hayatı ve Hanefi mezhebinin temelini oluşturan eserleri hakkında bilgi verilmiş, el-Câmiu’s-sağīr’in bu eserler içindeki yeri ve özelliği tespit edilmeye çalışılmıştır. (2) Ardından, hicri 5-6 yüzyıllarda Maveraünnehir bölgesindeki siyasi, ilmi ve kültürel ortam incelenmiş, bu dönemde kaleme alınan dört şerh genel hatlarıyla mukayeseli olarak incelenmiştir.(3) Bir sonraki aşamada, üç örnek mesele inceleme konusu dört şerh üzerinde önceki ve sonraki literatür de dikkate alınarak derinlemesine bir incelemeye tabi tutulmuştur. (4) Mukayeseli incelemelerden elde edilen sonuçlar önceki çalışmaların bulgularıyla karşılaştırılmıştır.Bu çalışmanın amaçladığı akademik katkılar şu şekilde özetlenebilir: • Fıkıh tarihi içerisinde kısa sayılabilecek bir zaman diliminde aynı coğrafyada yazılan dört şerhin ana hatlarıyla benzer ve farklı yönlerinin tespiti. • Fikirleri ve eserleriyle Hanefi mezhebinde yaygın etkiye sahip olan bu müelliflerin Hanefi fıkıh öğretisi içindeki konumlarının belirlenmesi. • Maveraünnehir bölgesinin İslam Hukuku açısından önemi, özellikle Karahanlı döneminde Maveraünnehir’in Hanefi mezhebinin gelişimine katkısının örnekler üzerinden gösterilmesi.
  • Publication
    Uluslararası öğrencilerin psikososyal sorunlarının keşfedilmesi ve ölçek geliştirme çalışması : Bir karma yöntem araştırması
    (2024) Kahveci, Gülistan; Özdemir, Ali; Marmara Üniversitesi; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı; Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık
    Bu çalışmada Türkiye’de öğrenim gören uluslararası öğrencilerin psikososyal sorunlarını keşfetmek ve bu keşif sonuçlarından yola çıkarak öğrencilerin psikososyal sorunlarını ölçebilecek geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı geliştirmek amaçlanmıştır.Nitel ve nicel yöntemin birlikte kullanıldığı bir karma yöntem araştırması olan bu çalışmada keşfedici sıralı desen tercih edilmiştir. Araştırma evreni 2022-2023 ve 2023-2024 eğitim öğretim yıllarında Türkiye’de öğrenim gören uluslararası öğrencilerden oluşmuştur. Nitel bölümün çalışma grubunu maksimum çeşitlilik örnekleme ile belirlenen 12 kişi oluştururken ölçek geliştirme çalışması için AFA ve DFA toplam 396 uluslararası öğrenci ile çalışılmıştır. Araştırmanın nitel bölümünde yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılırken nicel bölümünde geliştirilen beşli likert ölçek kullanılmıştır. Veriler SPSS 26 paket programı ve AMOS Graphics kullanılarak analiz edilmiştir.İlk olarak araştırmanın nitel bölümünden elde edilen veriler içerik analizi yaklaşımı ile analiz edilmiş ve öğrencilerin psikolojik, sosyal ve akademik olarak yaşadığı sorunlar ortaya konmuştur. Ayrıca öğrencilerin sorunlarla başa çıkma yolları ve sorunlara dair önerileri de nitel kısmın bulguları arasındadır. Nicel bölümde ise literatür ve nitel bölümden elde edilen bulgulara dayanan 24 maddelik Uluslararası Öğrenci Psikososyal Sorunlar Ölçeği geliştirilmiştir. Ölçek geliştirilirken madde havuzu uzman görüşüne sunulmuş sonrasında AFA ile yapı geçerliği çalışması yapılmış ve sonrasında DFA ile faktör yapıları doğrulanmıştır. DFA analizi sonucunda χ2/df (1.218), RMSEA (.049), GFI (.86), CFI (.93), AGFI (.82) ve NFI (.80) değerlerine ulaşılmıştır. Ölçeğin Cronbach Alfa değeri .86 olarak bulunmuştur. Ayrıca ölçeğin ayırt edicilik oranını ölçmek amacıyla yapılan bağımsız gruplar t-testi sonucunda ölçeğin ayırt edici olduğu sonucuna ulaşılmıştır (p=0,000<0.05). Sonuç olarak Uluslararası Öğrenci Psikososyal Sorunlar Ölçeği 24 madde ve 5 alt boyuttan (algılanan ayrımcılık, iletişim zorlukları, sosyal uyum, psikolojik iyi oluş, kurumsal eksiklikler) oluşan geçerli ve güvenilir bir ölçme aracıdır.
  • Publication
    Pazarlama segmentasyon modellerinin karşılaştırılması üzerine biyoteknoloji sektöründe bir uygulama
    (2024) Sarıoğlu, Ebru; İnel, Mehmet Nuri; Marmara Üniversitesi; Sosyal Bilimler Enstitüsü; İşletme Anabilim Dalı; Sayısal Yöntemler Bilim Dalı
    Günümüzde artan rekabet, firmaların müşteri bağlılığını artırmak için daha fazla çaba sarf etmesini gerektirmektedir. Birçok firma, müşteri ilişkileri yönetimi (CRM) uygulamalarına önemli yatırımlar yaparak müşteri ihtiyaçlarındaki değişiklikleri izlemek, kişiselleştirilmiş hizmetler sunmak, rakiplerinden farklılaşmak ve rekabet avantajı elde etmek için çalışmaktadır. Bu amaçla, RFM (Recency, Frequency, Monetary) analizi müşteri verilerini etkili bir şekilde sınıflandırmak için büyük bir öneme sahiptir. RFM, müşterinin ne kadar yakın zamanda alışveriş yaptığı ne sıklıkta alışveriş yaptığı ve ne kadar harcadığı gibi kriterlere dayanarak müşterileri segmentlere ayırır.Geleneksel RFM yöntemi farklı yönlere genişletilerek daha ayrıntılı segmentasyonlar geliştirilmiştir. Bu genişletmeler, müşteri ilişkisinin uzunluğu (Length) ve ürün çeşitliliği (Variety) kriterleri eklenerek LRFM (Length, Recency, Frequency, Monetary) ve RFMV (Recency, Frequency, Monetary, Variety) yöntemleri ortaya çıkmıştır. Geleneksel olarak kabul edilen RFM yöntemi ile genişletilerek oluşturulan her bir yöntem kıyaslanacaktır. Çalışmada bu analizler biyoteknoloji sektörüne ait müşteri verileri üzerinden elde edilecektir. Analizler sonucunda müşterilere uygulanması gereken hangi pazar stratejilerinin daha etkili olabileceği ve sektör için hangi yöntemin daha etkili sonuç vereceğini göstermek hedeflemiştir. Yöntemlerin hepsini bir arada göstererek her bir yöntemin artı eksi yönleriyle firma için değerlendirebilmesi, planlayacağınız stratejilere daha kolay karar verilmesi, firmanın ne tür hizmetler sunması gerektiği, nasıl farklılaşabileceği gibi birçok konuda firmaya yanıtlar sunarak analiz sonuçlarının uygulanabilir planlar haline getirilmesi hedeflenmiştir.
  • Publication
    Tanzimat'tan günümüze eğitim sistemimizde yabancı uzmanlar ve faaliyetleri : Politika transferi açısından bir değerlendirme
    (2024) Durmuş, Alpaslan; Ekşi, Halil; Marmara Üniversitesi; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı; Eğitim Yönetimi ve Denetimi Bilim Dalı
    Bu çalışma, Tanzimat’tan günümüze (1839-2023) yaklaşık iki yüzyıl süresince Türkiye'nin eğitim sistemine dâhil olan yabancı uzmanların eğitim sistemimize kattıkları değerleri üstlendikleri çeşitli roller ışığında politika transferi açısından incelemektedir. Eğitim politikalarının geliştirilmesinde yabancı uzmanların nasıl bir rol üstlendiği ve bu iş birliğinin sonuçlarına odaklanarak politika üretme süreçlerine ışık tutmaya çalışan araştırmada, nitel araştırma ailesinden doküman inceleme temelli tarihsel araştırma yöntemi tarihte yaşamış bir grup aktörün ortak geçmişlerinin topluca incelenmesini sağlayan prosopografi yaklaşımıyla kullanılmıştır. Araştırma kapsamında Türk eğitim sisteminde görev yapmış yabancı uzmanların birincil kaynaklardan ve arşiv dokümanlarından elde edilen bilgilerinin ikincil kaynaklarla desteklenmesiyle 1.179 biyografisini içeren bir veri tabanı oluşturulmuştur. Bulgular, yabancı uzmanların danışmanlık, değişim yönetimi, öğretim elemanlığı gibi roller üstlendiğini ve Türk toplumuyla etkileşime geçerek yeni içgörüler kazandıklarını göstermektedir. Bulgular bu uzmanların eğitim sisteminin çağı yakalaması, bünyesindeki sorunları çözmesi, uluslararası standartlara ulaşması gibi hususlarda önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Öneriler bölümünde, yabancı uzmanlarla iş birliğinin kuruma, sürdürülme ve bu sürecin daha etkili yönetilmesi için kılavuz ilkeler çıkarılmaya çalışımıştır. Sonuç olarak Türkiye'nin eğitim sisteminin daha rekabetçi ve uluslararası standartlarda olması için yabancı uzmanların bilgi ve deneyimlerinden yararlanılmasının önemi üzerinde durulmuştur. Bu çalışma, eğitim politikalarının stratejik bakışla ve başkalarının deneyimlerini dikkate alarak geliştirilmesine katkıda bulunmak için kaynak teşkil etmektedir.
  • Publication
    Sürdürülebilir raporlama çerçeveleri ve sürdürülebilirlik raporlarının kalitesi : Bist sürdürülebilirlik endeksi uygulaması
    (2024) Hüseyin, Ali; Çetin, Ayten; Marmara Üniversitesi; Sosyal Bilimler Enstitüsü; İşletme Anabilim Dalı; Muhasebe Finansman Bilim Dalı
    İşletmeler açısından sürdürülebilirlik kavramı, kâr elde etmek için faaliyet gösteren bir işletmenin çevresel ve sosyal konularda hassas davranmasıdır. İşletme faaliyetlerinde ve karar süreçlerinde sürdürülebilirlik, kurumsal yönetim ilkeleri ile birlikte çevresel ve sosyal unsurların da dikkate alınması şeklinde ifade edilmektedir. Bu nedenle işletmeler, paydaşlarına sürdürülebilirlik ile ilgili bilgilerini paylaşmak için faaliyet raporlarının yanı sıra sürdürülebilirlik raporları ile hem finansal hem de finansal olmayan bilgilerin birlikte yer aldığı entegre raporları kullanmaktadırlar. Buradan hareketle, bu araştırmada Borsa İstanbul bünyesindeki Sürdürülebilirlik Endeksi’ndeki mevduat, kalkınma ve yatırım bankalarının 2020-2022 yılları arasındaki faaliyetleri sürdürülebilirlik kavramın üç boyutu olan çevre, sosyal ve yönetim açısından incelenmiştir. Sürdürülebilirlik performansları incelenmek üzere çevre (su tüketimi, geri dönüştürülen atık, doğalgaz tüketimi, elektrik tüketimi ve karbon emisyon miktarı), sosyal ve yönetim (cinsiyet dağılımı, yönetim kurulu bağımsız üye oranı, çalışan devir hızı, çalışanların eğitim durumu ve çalışanlara verilen eğitim miktarı) ile ilgili göstergeler belirlenmiştir. Belirlenen göstergelere ilişkin bilgiler işletmelerin yayınlamış oldukları faaliyet raporları, sürdürülebilirlik raporları ve entegre raporlarından elde edilmiş olup çoklu karar verme yöntemlerinden biri olan TOPSIS yöntemi ile analiz edilmiştir. Ayrıca belirlenen dönemde işletmelerin ekonomik durumunu analiz etmek amacıyla sermaye yeterliliği, aktif kârlılığı, özkaynak kârlılığı, faaliyet kârlılığı, yabancı para pozisyonu ve aktif büyüklüğünün sektör içerisindeki payı hakkında da veriler Türk Bankalar Birliği’nden elde edilmiştir. Ekonomik göstergelere ilişkin bilgiler de TOPSIS yöntemiyle incelenip sürdürülebilirlik ile ekonomik göstergeler arasında bir ilişki olup olmadığı da araştırılmıştır. Yapılan analizler neticesinde sürdürülebilirlik performans raporları ve ekonomik göstergeler arasında istatistiki olarak anlamlı bir sonuç çıkmamıştır. Bu bağlamda, elde edilen sonuçlar neticesinde teorisyenlere ve uygulamacılara yönelik önerilerde bulunulmuştur.
  • Publication
    İş hukukunda iş seyahati
    (2024) Hacıoğlu Çalışkan, Arzu; Özkaraca, Ercüment; Marmara Üniversitesi; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Özel Hukuk Anabilim Dalı; Özel Hukuk Bilim Dalı
    İş görme ediminin ifa yerinin işverene ait işyeri olması asıl ise de işin niteliği ya da işverenin talimatı işçinin işyeri dışında iş görmesini gerekli kılabilir. İşçinin iş görme amacıyla yer değiştirmesini gerektiren bu durumlar iş seyahati kavramıyla ifade edilir. İşçinin geçici bir süre için mutat çalışma yeri dışında görevlendirilmesi anlamına gelen iş seyahati mevzuatımızda özel olarak düzenlenmiş değildir. Çalışma yaşamında yaygın bir pratiği olmasına rağmen bugüne kadar bilimsel bir çalışmaya konu olmamıştır. Bu önemli bir eksikliktir. Zira iş seyahati -başta kavramın kendisi olmak üzere- pek çok belirsizliği içermektedir. İş seyahati sırasında yolda geçen sürelerin çalışma süresi olarak mı yoksa dinlenme süresi olarak mı nitelendirileceği, yapılan masrafların ne şekilde karşılanacağı, meydana gelen kaza ve hastalık hallerinden işverenin hangi hallerde sorumlu olacağı gibi bir dizi meselenin açıklığa kavuşturulması gerekir.
  • Publication
    Türkiye, ABD, Rusya, AB, Çin’in Kazakistan’daki yumuşak gücünün karşılaştırmalı analizi
    (2024) Zhunissova, Madina; Doğan, Erhan; Marmara Üniversitesi; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı; Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
    Bu tez, 1991 yılından günümüze Rusya, Çin, ABD, AB ve Türkiye'nin Kazakistan'daki yumuşak güç ve etkisini karşılaştırmalı olarak incelemektedir. Uluslararası arenada yer alan aktörler yumuşak güç kavramını, kavramın giderek daha fazla tartışılır olmasına paralel bir biçimde yürüttükleri dış politikaya uyarlamaktadır. Alan araştırmaları içerisinde aktörlerin yumuşak güç kullanımına yönelik çalışmaların çok sayıda olmasına rağmen bu konudaki karşılaştırmalı çalışmaların az olduğu söylenebilir. Bu tezin amacı, söz konusu 5 aktörün yumuşak gücünün kapsamlı ve yenilikçi bir analizidir. Kazakistan; özellikle ticaret, güvenlik ve enerji alanlarında Rusya, Çin, ABD, AB ve Türkiye arasında giderek artan bir rekabete konu olan bir bölgededir. Bu nedenledir ki söz konusu bölge, yumuşak güç analizi ve en önemlisi yumuşak güç kavramının arkasındaki ilkelerin ve fikirlerin yeniden gözden geçirilmesi açısından önemli görülmektedir. Çalışmanın genel amacı, uluslararası ilişkiler, güç/yumuşak güç, bölgeselcilik literatürüne katkı sağlamaktır.Tez, Kazakistan'da gerçekleştirilen kapsamlı bir anket çalışması (n=1167) ve elit mülakatlarına dayanmaktadır. Çalışmanın bulguları, Türkiye'nin Kazakistan'da diğer aktörlere kıyasla daha etkin ve yükselen bir yumuşak güce sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Bu bulgu, Türkiye'nin bölgedeki artan etkisini ve cazibesini doğrulamaktadır. Ayrıca, Türkiye'nin yumuşak gücünün özellikle Güney Kazakistan, 40 yaş altı grup, Kazak kimlikli grup ve Üniversite mezunları arasında daha etkili olduğu tespit edilmiştir. Bu tez, Türkiye'nin Kazakistan'daki yumuşak gücünü ve etkisini değerlendirmek için önemli bir kaynak sunmaktadır. Tezin bulguları, Türkiye'nin bölgedeki rolünü ve yumuşak gücünü geliştirmeye yönelik politikalarını şekillendirmede faydalı olabilir.
  • Publication
    Dini çoğulculuk açısından Farabi ve John Hick'in mukayesesi
    (2024) Bağcı Erciyas, Nesrin; Acar, Rahim; Marmara Üniversitesi; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı; Felsefe ve Din Bilimleri Bilim Dalı
    Bu tezde Fârâbî ve John Hick’in Tanrı, din ve kurtuluş tasavvurlarını çoğulculuk açısından mukayese edilmiş, her iki düşünürün görüşleri açısından din dilinin literal mi yoksa temsilî olarak mı değerlendirilmesi gerektiğini soruşturulmuştur. Fârâbî’nin, ebedi ve ezeli olan, kendisi dışındaki her şeyin sebebi olup kendisi dışında hiçbir sebebe ihtiyaç duymayan, varlığı kendinden olan İlk Sebep ve tüm varlığın kendisi ile açıklandığı ilke olan Tanrısı ile Hick’in esasen kendisi ile bir tecrübe ilişkisi ile bağ kurulduğunda bilinebilecek pratik fakat iki kademeli algılanan bir ilke olan Tanrısı Nihai Gerçek kıyaslanmıştır. Bu kıyasa binaen düşünürlerin tanrı tasavvurlarına dayanan din tasavvurları dini çoğulculuk açısından mukayese edilmiş ve Fârâbî’nin insanın varoluş amacı olan en yüce mutluluğa ulaşmak olarak tarif ettiği kurtuluş ile Hick’in ben merkezlilikten Gerçek merkezliliğe dönüşmesi olarak tarif ettiği kurtuluş kıyaslanarak benzer ve farklı yönleri tespit edilerek her iki düşünürün tanrı ve din tasavvurlarının dini çoğulculuğa zemin oluşturması açısından mukayesesi yapılmıştır. Fârâbî ve Hick’in tanrı, din ve kurtuluş tasavvurlarını dini çoğulculuk açısından mukayese etme zemini olarak din dili ele alınmış, her iki düşünürün din dilini sembolik ve temsilî olarak değerlendirmelerine dayanan ortaklık ve bu ortaklığın dini çoğulculuğa imkân tanıması tartışılmıştır. Bu mukayesenin neticesi olarak bir dini çoğulcu olan Hick’in görüşleri açısından Fârâbî’nin görüşlerinin de dini çoğulculuk kapsamında değerlendirilebileceği fakat bu çoğulculuğun Hick’in savunduğu dini çoğulculuktan farklı olduğu, Fârâbî’nin görüşleri açısından yalnızca erdemli dinler kapsamında bir dini çoğulculuk çıkacağı sonucuna varılmıştır.
  • Publication
    Sultan Abdülaziz döneminde (1861 – 1876) sosyo-kültürel değişim ve etkileri : istanbul örneği
    (2024) Dedeoğlu, Rüçhan; Hut, Davut; Marmara Üniversitesi; Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü; Turk Tarihi Anabilim Dalı; Yakınçağ Tarihi Bilim Dalı
    Bu doktora tezinde, Osmanlı Devleti’nin gerilemekte olduğu bir dönemde tahta çıkan Sultan Abdülaziz’in (1861 – 1876) saltanat yıllarında devleti yeniden ileri taşımak ve Avrupa devletleriyle arasındaki açığı kapatmak üzere gerçekleştirilen modernleşme girişimlerinin bir sonucu olarak ve toplumun kendi dinamiklerinin zorlamasıyla ortaya çıkan sosyal ve kültürel değişimler incelenmeye çalışılmıştır.Onbeş yıllık bir süreyi kapsayan Sultan Abdülaziz dönemi, devletin malî, askerî ve idarî bakımlardan ciddi zaafa uğradığının farkındalığıyla, buradan çıkış için çareler aradığı bir dönemdi. Devlet bir yandan kendisini düştüğü yerden kaldıracak bir hamle arıyor, diğer yandan güçsüzlüğünden yararlanarak nüfuzlarını arttırmak için birbiriyle rekabet eden Avrupa devletlerinin iç işlerine müdahaleleriyle uğraşıyordu. Bu sırada devletin kontrolu dışında bir takım sosyal ve toplumsal gelişmeler de yaşanıyordu. Yabancılarla özellikle Kırım Savaşı’ndan sonra artan sosyal ve toplumsal ilişkiler halka yeni davranış ve alışkanlıklar edindiriyor, geleneksel olan gözden düşüyor, sosyal ve kültürel algılar ve ‘doğru’lar değişiyor, roller ve ilişkiler ileride daha farklı şekillerde yeniden yapılanmak üzere çözülüyordu. Değişim ve yenileşmeler bazen de daha önceden var olmayan bir takım sosyal sorunlara yol açabiliyor, ya da mevcut sosyal sorunların kronikleşmesine neden olabiliyordu. Ulaşımın, haberleşme araçlarının ve basının gelişmesi ise tüm bu değişim sürecini daha da hızlandırıyor, karmaşıklaştırıyor ve yönetmeyi iyice zorlaştırıyordu.Bu çalışmada söz konusu değişim süreci üç ana başlıkta incelenmiştir. Birinci bölümde Sultan Abdülaziz’in şahsiyeti ve yönetimi ile bu dönemdeki ıslahat çalışmalarına genel hatlarıyla bakılmıştır. İkinci bölümde sosyal ve toplumsal hayata ilişkin düzenlemeler, yenilikler ve değişim ele alınmış, üçüncü bölümde ise sosyal, kültürel ve gündelik hayatta görülen sorunlar irdelenmiştir. Kısacası, bu çalışma modernleşmek ve ilerlemek isterken ayağının altındaki zemin kayan köklü bir devlet ile onun görmüş geçirmiş toplumunun ayakta kalma mücadelesine bir kapı aralamaya çalışmaktadır.
  • Publication
    Investigation of the relationship between the topography and the fluid circulation depth on the geothermal systems of central anatolia region
    (2024) Burhan, Sinan; Erkan, Kamil; Marmara Üniversitesi; Fen Bilimleri Enstitüsü; Çevre Mühendisliği Anabilim Dalı
    Sürdürülebilir bir gelecek sunan jeotermal enerji, Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesi’nde umut verici bir potansiyele sahiptir. Bu potansiyeli harekete geçirmek için sıcak su kaynaklarının konumlarını ve akışkan yollarını belirleyen faktörleri anlamak kritik öneme sahiptir. Bu çalışma, bu mekanizmaları idealize edilmiş koşullar altında sayısal simülasyonlar kullanarak anlamayı amaçlamaktadır.Bu çalışmada, jeotermal sistem üzerinde yapılan sayısal modelleme simülasyonu, topoğrafya, ısı akısı ve akışkan dolaşımı arasındaki ilginç etkileşimi ortaya koymaktadır. Topoğrafyanın etkisi (zorlanmış konveksiyon) sistem içindeki baskın ısı akışını şekillendirmektedir. Dikkat çekici bir şekilde, daha derin akışkan dolaşımının da taban ısı akısının büyüklüğünden etkilendiği, akışkan dolaşımının dinamik bir yapıya sahip olduğu gözlemlenmiştir. Bu çalışmanın bulguları, basitleştirilmiş koşullar altında bile bazal ısı akısının fay zonu sıcaklıkları üzerindeki önemli etkisini göstermektedir. Simülasyonlarda topoğrafı yükseklik için 0 ile 1500 metre arasında kullanılmıştır. Ayrıca, Nusselt sayısı ve saha verileri referans modeli ile bazal ısı akısı, 65 mW⋅m-2 (İç Anadolu Platosu) ve 110 mW⋅m-2 (Kırşehir Masifi) için karşılaştırılmıştır. Topoğrafı yükseklik yaklaşık 1000 metrenin üzerine çıktığında Nusselt sayısı değerinin artışı azalmaktadır. Sonuç olarak, topoğrafya, İç Anadolu bölgesinde sıcak su kaynaklarının oluşumlarında önemli bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır.Araştırmada, 32 jeotermal alanda 141 jeotermal kuyudan sıcaklık-derinlik verisi kullanıldı. Var olan verilere dayanarak ve simüle edilen sıcaklık-derinlik profilleri ile karşılaştırılarak bu araştırmanın sonuçları desteklenmiştir. Elde edilen sonuçlar diğer çalışmalarla da uyumludur ve bu çalışmada kullanılan simülasyon yaklaşımını desteklemektedir. Bu çalışma İç Anadolu Bölgesi’nin jeotermal potansiyelinden yararlanmak için bir katkı sunmaktadır.
  • Publication
    The fulfillment of the copenhagen economic criteria of the European Union : A comparative analysis between Türkiye and other candidate countries
    (2024) Görgeç, Bilgehan; Eren, T. Mesut; Marmara Üniversitesi; Avrupa Araştırmaları Enstitüsü; Avrupa Birliği İktisadı ve İşletme Anabilim Dalı
    İkinci Dünya Savaşı’nda büyük bir tahribata uğrayan Avrupa Devletleri’nin, Schuman Doktrini’ne dayanarak kömür ve çeliği barışın araçları olarak kullanma arzularıyla tohumları atılan Avrupa Birliği, uluslarüstü bir entegrasyon modelini ifade eder. Avrupa Birliği, ilk olarak 1993 yılında yapılan Kopenhag zirvesinde Orta ve Doğu Avrupa genişlemesi için Kopenhag kriterlerini ortaya koymuş, daha sonra bütün aday ülkelerin tamamlaması için bir gereklilik haline getirmiştir. Siyasi, ekonomik ve topluluk mevzuatının benimsenmesi olmak üzere üç ana gruptan oluşan kriterlerden ekonomik kriterin yerine getirilmesi, Topluluğa tam üyeliğin gerçekleşmesi için önem teşkil etmektedir. Ekonomik kriterin tamamlanması, AB adayı statüsünde bulunan ülkelerin ekonomik performansları doğrultusunda farklılık göstermektedir.Bu çalışmada, Türkiye’nin Kopenhag ekonomik kriterlerini tamamlamasındaki performansı, AB adayı ülkelerle karşılaştırmalı olarak incelenecektir. Karşılaştırma esnasında, ülkelerin Ortaklık Anlaşması, İstikrar ve Ortaklık Anlaşması imzalaması veya aday statüsü kazanması akabinde ekonomik faaliyetlerinin iyileşmesine katkısı olup olmadığı; ülke raporları, ekonomik göstergeler ve siyasi konjonktür ışığında 2013-2022 dönem aralığı için analiz edilecektir. Tezin birinci hipotezi, Avrupa Birliği uyum sürecinin etkisiyle aday ülkelerin ekonomilerinin pozitif yönde ilerleme kaydetmesidir. Tezin ikinci hipotezi Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin Kopenhag ekonomik kriterlerini tamamlamakta diğer aday ülkelere göre daha iyi bir konumda olduğudur. Hipotezlerin değerlendirilmesi, belirlenen göstergeler üzerinden karşılaştırmalı grafikler kullanılarak yapılacak; bunun yanı sıra, Kruskal-Wallis H testi ve Mann-Whitney U testlerinin uygulanması ve korelasyon analizi de değerlendirme metodolojisine dahil edilecektir.
  • Publication
    Petrol faaliyetlerinde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı : Rafineri için örnek çalışma
    (2024) Dağdeviren, Şeyma Nur; Oral, Bülent; Marmara Üniversitesi; Fen Bilimleri Enstitüsü; Elektrik- Elektronik Mühendisliği Anabilim Dalı; Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bilim dalı
    Petrol birincil bir fosil enerjisi kaynağı olarak, elektrik enerjisi ise ikincil enerji olmasıyla beraber fosil ve yenilebilir enerji kaynaklarından üretimi ile yüz elli yıllı aşan süreçte ekonominin, teknolojinin ve siyasi gelişmelerin önemli unsurları olmaktadır. Ulaşımdan sanayiye, ısınmadan aydınlatmaya birçok alanda kullanılan petrol ve elektrik enerjisi yatırımları ve piyasa faaliyetlerini de doğrudan etkilemektedir.Üretilen petrolün önemli bir yüzdesi üretim, taşıma ve rafinasyon faaliyetlerinde tüketilmektedir. Günümüzde petrol ve doğal gazın yerini, geleneksel olmayan ikincil kaynaklar almaktadır. Petrol ve doğalgazın sınırlı birincil enerji kaynakları olduğundan geleneksel olmayan kaynaklara yönelime rağmen gelecekte artan enerji kullanımıyla emisyonların artması söz konusudur. Fosil enerji kaynaklarının kullanımının ve emisyonların artması, olumsuz çevresel etki olarak karşılaşılacak faktörlerin başında gelmektedir.Yenilenebilir enerji teknolojilerinin entegrasyonu, petrol ve gaz üretiminde fosil yakıtların kullanımını azaltmanın yollarından biridir. Bu sayede sadece işletme maliyetleri azaltılmaz, aynı zamanda emisyonlar ve olumsuz çevresel etkiler de azaltılabilir. Yenilenebilir teknolojiler petrol ve gaz prosesinin birçok aşamasında entegre edilebilir. Böylece petrol ve gazın aranması, çıkarılması, taşınması, rafinasyonu faaliyetlerinde yenilenebilir enerji teknolojilerinin kullanımıyla sera gazı emisyonlarında azalmasına katkı yapmalarını sağlanacak, bu süreçte yer alan firmaların kamuoyundaki çevresel dezavantajlı yaklaşımını farklı bir bakış getirecektir. Petrol ve gaz üretimi ile diğer madencilik ve endüstriyel süreçlerde düşük maliyetli yenilenebilir teknolojilerin benimsenmesi, petrokimya ve havacılık gibi yüksek değerli kullanımlar için karlılığın ve sürdürülebilirliğin artırılması katkı yapacaktır.Bu çalışmada yenilenebilir enerjinin petrol ve gaz operasyonlarına entegrasyonu bir petrol rafinerisi üzerinden incelenmiştir. Bu kapsamda petrol rafinerileri özelinde yenilenebilir enerji konusunda yapılabilecekler üzerinde durulmuştur. Bir petrol rafinerisindeki su tankları üzerine fotovoltaik panel kurulumu teknik olarak incelenerek, modellenmiş ve ekonomik analizi yapılmıştır.
  • Publication
    3 boyutlu üretim araçları ile geliştirilen tasarımların 7. sınıf öğrencilerinin uzamsal becerilerine, malzeme bilgilerine, mühendislik tasarım süreçlerine ve akademik başarılarına etkisi
    (2024) Öz Yıldız, Reyhan; Şahin, Fatma; Marmara Üniversitesi; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Anabilim Dalı; Fen Bilgisi Öğretmenliği Bilim Dalı
    Mühendislik tasarım süreci; temel bilimlerde (matematik, fizik, kimya ve biyoloji vb.) edinilen teorik bilgilerin özümsenmesi ile başlayan, teknoloji ve teknolojik cihazları kullanarak gerçek dünyada karşılaşılan problemlere çözüm üretme şeklinde devam eden bir süreçtir. Mühendislik tasarım süreçlerinde ilk olarak matematik ve fen alanlarında edinilen bilgiler ile problemlerin ideal koşullarda analitik yollar ile çözümleri elde edilir. Bu durum ilk olarak mühendislikte tasarımın önemini vurgular (tasarım aşaması). İkinci olarak tasarlanan cihaz veya sistemler farklı üretim süreçlerinden (imalat, şekil verme, yazılım vb.) faydalanarak gerçekleştirilir (üretim). Son olarak elde edilen çözümlerin geçerliliği deney ve gözlemler yardımı ile test edilir (kontrol). Bu süreçte karşılaşılan problemler ve hatalar yeniden değerlendirilerek tasarımlar sürekli güncellenir. Böylece çeşitli yaşamsal problemlerin çözümüne ulaşılır. Bu kapsamda mühendislik alanında teorik bilgilerin özümsenmesi, deneme yanılma süreçlerinde doğru yorum yapma, ürünleri oluştururken ise içerik bilgisi, doğru malzeme seçme ve 3 boyutlu uzamsal düşünebilme becerisi büyük önem taşımaktadır. Bu araştırmanın temel amacı 3 boyutlu üretim araçları kullanılarak gerçekleştirilen tasarım odaklı fen etkinliklerinin 7. sınıf öğrencilerinin uzamsal becerilerine, malzeme bilgilerine, mühendislik tasarım süreçlerine ve Saf Madde ve Karışımlar konusundaki akademik başarılarına etkisini araştırmaktır. Öğrencilerin uygulama öncesinde ve sonrasında uzamsal becerilerinin, mühendislik odaklı malzeme bilgilerinin ve akademik başarılarının kullanılan öğrenme yaklaşımlarına göre anlamlı farklılık gösterip göstermediği incelenmiştir. Öğrencilerin uygulama süresince doldurdukları 3 Boyutlu Tasarım ve Fen Etkinlikleri Kitapçığı ile mühendislik tasarım süreçlerindeki gelişimleri incelenmiştir. Çalışma 7. sınıfların bilim uygulamaları seçmeli dersinde gerçekleştirilmiş 22 ders saati ile sınırlandırılmıştır. Deney grubunda dersler uzaktan öğretim ve 3 boyutlu üretim araçları kullanılarak tasarım odaklı etkinlikle; kontrol grubunda dersler uzaktan öğretim ve MEB ders kitabı izlenerek yürütülmüştür. Araştırmada nitel ve nicel araştırma yöntemlerinin bir arada kullanıldığı karma model uygulanmıştır. Araştırmanın nicel boyutunda Uzamsal Beceri Testi, Malzeme Bilgisi Testi ve Akademik Başarı Testi; nitel boyutunda 3 Boyutlu Tasarım ve Fen Etkinlikleri Kitapçığı kullanılmıştır. Nicel boyuttaki verilerin analizinde betimsel istatistikler kullanılarak yarı deneysel desene ait araştırma verileri; nitel boyuttaki verilerin analizinde içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Çalışma sonucunda elde edilen veriler belirtilen tekniklerle analiz edilerek verilerin değerlendirmesi yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre uygulanan yöntem deney ve kontrol grupları son testleri karşılaştırıldığında deney grubunda yer alan öğrencilerin, malzeme bilgisine ve uzamsal becerinin gelişimine anlamlı düzeyde olumlu yönde etki gösterdiği görülmüştür. Deney ve kontrol grupları son testlerinin Saf Madde ve Karışımlar konusuna yönelik akademik başarı testi açısından karşılaştırılmasında ise anlamlı farklılık tespit edilememiştir.
  • Publication
    Osmanlı İmparatorluğu'nda Istabl-ı Âmire Teşkilâtı (XV-XVI. yüzyıllar)
    (2024) Karahan, Ayşe; Ahıshalı, Recep; Marmara Üniversitesi; Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü; Türk Tarihi Anabilim Dalı; Yeni Çağ Tarihi Bilim Dalı
    Giriş ve üç bölümden müteşekkil bu çalışmada, Osmanlı saray teşkîlatı birimlerinden olan Istabl-ı Âmire’nin XV-XVI. yüzyıllardaki teşkilât yapısı incelenmiştir. Giriş’te, öncelikle Osmanlı Devleti’nden önce hüküm süren Türk-İslam devletlerinin ana hatlarıyla Istabl teşkilâtları hakkında bilgi verilmiştir. Daha sonra çalışmada kullanılan ana kaynakların muhtevası tanıtılarak konu ile ilgili mevcut literatür hakkında bir değerlendirme yapılmıştır. Birinci bölümde, Istabl-ı Âmire’nin kuruluşu ve gelişimi, incelenen dönem içerisindeki personelinin mevcudu, maaşları ve terfileri izah edilmiştir. Bunun yanı sıra Istabl-ı Âmire’nin gelirleri; koru, çayır ve kışlakları; taşrada teşkilâta bağlı olarak görev yapan voynukları; hayvan, yem ve malzeme temini ile bunların ilgililere dağıtımı birinci bölümde üzerinde durulan diğer hususlardır. İkinci bölümde, Istabl-ı Âmire teşkilâtının büyük mîrâhûr tarafından yönetilen Büyük Âhûr kısmındaki birimleri ve görevlileri hakkında malûmat verilmiştir. Üçüncü bölümde de, Istabl-ı Âmire teşkilâtının küçük mîrâhûrun idareciliğini yaptığı Küçük Âhûr kısmındaki birimleri ve görevlileri izah edilmiştir.
  • Publication
    Düşük doz iyonize radyasyonun zebra balığı embriyolarının gelişimi üzerine etkileri
    (2024) Kollayan, Burcu Yeliz; Yalçınkaya, Şebnem Erçalık; Marmara Üniversitesi; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Anabilim Dalı
    Amaç: Bu çalışmada diş hekimliği radyolojisinde tanı amacıyla kullanılan düşük doz iyonize radyasyon maruziyetinin zebra balığı embriyolarındaki gelişime, nörogeneze ve otizm spektrum bozukluğuna (OSB) etkilerinin biyokimyasal ve moleküler düzeyde araştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve yöntem: Fertilizasyon sonrası, zebra balığı embriyoları kontrol(ışınlanmayan), 0,08, 0,15s ve 0,30s sürelerde dental röntgen cihazından x-ışını uygulanmak üzere dört gruba ayrılmıştır. Doz ölçümünde optik luminesens (OSL) dozimetreler (Epsilon Landauer, İstanbul, Türkiye) kullanılmıştır. Embriyoların 24., 48. ve 72. saatteki ölüm-kalım ve koryondan çıkış analizleri yapılmış, oksidan-antioksidan parametreler ile apoptotik süreçler biyokimyasal olarak değerlendirilmiştir. Görülen malformasyonlar kayıt altına alınmış ve lokomotor aktivite testleri değerlendirilmiştir. Embriyonların gelişiminin yanı sıra RT-PCR ile OSB ve nörogenez ile ilgili seçilen gen aktivitelerinin ekspresyonları incelenmiştir. Bulgular: X-ışını maruziyet gruplarında pigmentasyon kaybı, perikardiyal ödem, yolk sak ödemi ve skolyoz görülmüştür. Zebra balığı embriyolarına 0,08 s, 0,15 s ve 0,30 s sürelerde uygulanan x-ışınının OSL dozimetrede absorbe edilen vücut dozu değerleri sırasıyla 7,17, 23,17 ve 63,83 mSv olarak ölçülmüştür. Tüm maruziyet gruplarında kontrol grubuna oranla lokomotor aktivitede azalma, lipit peroksidasyonda, glutatyon-s-transferaz aktivitesinde, nitrik oksit seviyesinde artma ve süperoksit dismutaz, AChE aktivitesinde azalma görülmüştür. Katalaz aktivitelerinde kontrol grubuna göre maruziyet gruplarında azalma, maruziyet süresi arttıkça katalaz aktivitelerinde artış görülmüştür. Maruziyet gruplarında bax, bcl2a, p53, eif4eb aktivitelerinde artış, syn2a, neruog1, elavl3, shank3a, adsl gen ifadelerinde azalma görülmüştür. Sonuç: Düşük doz iyonize radyasyon uygulanan gruplarının tümünde oksidan ve antioksidan sistemde olumsuz etkiler, apoptoz-antiapoptoz sürecinde bozulmalar ve malformasyonlar yanında OSB ve nörogenez ile ilgili gen ifadelerinde değişiklikler görülmüş ve bu etkiler en belirgin 0,30 saniye grubunda gözlenmiştir. Çalışmanın bulguları iyonize radyasyonun düşük dozlarıyla otizm arasındaki ilişkiye daha yakından bakılması gerektiğini göstermiştir.
  • Publication
    Fiziksel engelli ergenlere verilen cinsel sağlık psikoeğitim programının etkinliğinin değerlendirilmesi
    (2024) Aşık, Raife; Karaca, Semra; Marmara Üniversitesi; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Hemşirelik Anabilim Dalı; Psikiyatri Hemşireliği Anabilim Dalı
    Amaç: Bu araştırma online cinsel sağlık psikoeğitim programının fiziksel engelli ergenlerde cinsel sağlık tutumları üzerinde etkinliğini değerlendirmek amacıyla yapıldı.Gereç ve Yöntem: : Bu araştırmada, ön test, son test, izlem ölçümlü randomize deneysel desen kullanıldı. Çalışmanın evrenini, Türkiye Omurilik Felçliler derneğine üye olan 12-15 yaştaki ergenler oluşturdu (N:600). Araştırma 55 ergen ile tamamlandı. Çalışma verileri “Katılımcı Bilgi Formu” ve “Cinsel Sağlık Bilgi ve Tutum Envanteri’nin” “Tutum Ölçeği Alt boyutları” ile psikoeğitimden önce, eğitim sonunda ve 3.ayda izlemde toplandı.Bulgular: Cinsel sağlık psikoeğitim programı sonrası, müdahale grubunun kendi içinde son test ve 3.ay izlem puanlarının ön test puanına göre daha yüksek olduğu, ancak gruplar arası farklılıklarda müdahale ve kontrol gruplarının arasında anlamlı bir farklılık olmadığı belirlendi (p>0,05). Müdahale grubunun, cinselliğe ilişkin tutum ölçeği (F=5,785, p=0,008), cinsel davranışlara ilişkin tutum ölçeği (F=5,596, p=0,008) ve cinsel yolla bulaşan hastalıklara ilişkin tutum ölçeği (F=5,477, p=0,009) puanlarında anlamlı bir artış oldu. Toplumsal cinsiyet rolleri, cinsel istismar, cinsel sağlık ve kişisel hijyene ilişkin tutum puanlarında anlamlı farklılık tespit edilmedi (p>0.05).Sonuç: Bu çalışmanın sonuçları; online cinsel sağlık psikoeğitim programının fiziksel engelli ergenlerde cinselliğe ilişkin tutum, cinsel davranışlara ilişkin tutum ve cinsel yolla bulaşan hastalıklara ilişkin tutumlarda etkili olduğunu göstermekte olup, programın cinsel sağlık hizmetlerinin geliştirilmesine kullanılabileceğini düşündürmektedir.
  • Publication
    Investigation of recent climate in North-Western Turkey by paleoclimatic reconstruction of borehole temperatures
    (2024) Çelik, Buğra; Erkan, Kamil; Baltacı, Hakkı; Marmara Üniversitesi; Fen Bilimleri Enstitüsü; Çevre Mühendisliği Anabilim Dalı
    Yakın dönemde yaşanan iklim değişikliğinin etkileri dünya genelinde farklılık göstermektedir. Bu konuda isabetli çıkarımlar yapabilmek için ve de geleceğe yönelik iklim tahminleri ve iklim değişikliğinin etkilerini hafifletecek planlar oluşturabilmek için bölgesel farklılıkları anlamak büyük önem taşımaktadır. Kuyu sıcaklığı rekonstrüksiyonu, bir bölgenin zemin yüzey sıcaklığı geçmişini belirlemek için yaygın olarak kullanılan yöntemlerden biridir. Bu çalışmada, Türkiye’nin Kuzey Batı kesimlerindeki son yüzyıla ait zemin yüzey sıcaklığı değişimlerinin rekonstrüksiyonu için, Batı Karadeniz Bölgesi'ndeki beş farklı lokasyondan elde edilen, yüksek hassasiyetli (<0.01 K) sondaj sıcaklık-derinlik verileri kullanılmıştır. Ölçüm yerlerinden dördü, iç kısımdaki kırsal alanlarda yer almaktadır ve kentsel ısı adası etkisinden uzaktır. Sıcaklık rekonstrüksyonları, Functional Space Inversion metodu kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Sonuçlar, çalışmanın kapsadığı bölgede zemin yüzey sıcaklığı değerlerinin 1900-1970 yılları arasında ortalama 0,1°C düştüğünü ve 1970-2010 yılları arasında ortalama 0,99 °C arttığını ortaya koymaktadır. İç bölgelerden elde edilen sonuçlar, 1900-1975 arasında ortalama 0,24°C soğuma ve 2010 yılına kadar ortalama 0,94°C ısınma göstermektedir. Kıyı bölgesinden elde edilen sonuçlarda soğuma periyoduna rastlanmamıştır. 1990-2010 dönemini kapsayan zemin yüzey sıcaklığı rekonstrüksiyonları hızlı bir ısınma trendine işaret etmektedir. Bu döneme ait, Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden elde edilen hava sıcaklığı ölçüm verileri de model sonuçlarıyla uyumlu bir ısınma periyodunu göstermektedir. Sonuçlar bölgenin güncel küresel ısınmaya karşı olan yüksek duyarlılığını göstermektedir.
  • Publication
    Mevzuat (VUK, GVK, KVK, TTK) ile standartların (TMS-16/UFRS-BOBİ FRS, KÜMİ FRS) maddi duran varlıklar özelinde amortisman yöneylem araştırması
    (2024) Biçer, Ali; Arzova, Sabri Burak; Marmara Üniversitesi; Sosyal Bilimler Enstitüsü; İşletme Anabilim Dalı; Muhasebe Finansman Bilim Dalı
    Bu çalışma, amortismana tabi iktisadi (maddi duran varlıkların) kıymetlerde amortisman uygulamalarının Türk Vergi Mevzuatı özellikle de Vergi Usul Kanunu ile maddi duran varlıklarda amortismana konu olan standartlar açısından ele alınarak örnek uygulamalar ile arasındaki farklılıkları ortaya koymaktadır. İşletmelerde muhasebe işlemlerinin yani defterlerin tutulmasında Türkiye Muhasebe Standartları-16 temel belirleyici konuma getirilmek istenmektedir. Türkiye Muhasebe Standardı–16 maddi duran varlıkların muhasebeleştirilmesi (aktifleştirilmesi) , defter değerlerinin (amortismana tabi değerin) belirlenmesi ve bunlarla ilgili gider olarak yansıtılması gereken amortisman tutarları ile değer düşüklüğü zararlarının uygulama esaslarını açıklamaktadır.
  • Publication
    Application of mechanical and hybrid connection types of carbon fiber reinforced polymer composites
    (2024) Kaplan, Nil; Güllüoğlu, Arif Nihat; Marmara Üniversitesi; Fen Bilimleri Enstitüsü; Metalürji ve Malzeme Mühendisliği Anabilim Dalı
    Bu çalışmada, CFRP-CFRP ve CFRP-Al 7075-T651 plakları birleştirmede kullanılacak bağlantıların çekme kuvveti karşısında dayanımını geliştirebilecek kompozisyonlar araştırılmıştır. Çoklu perçin bağlantılarına alternatif olarak perçinli/yapıştırıcılı bağlantılar geliştirilmiştir. CFRP kompozit laminat, elle yatırma yöntemi ve vakumlu torbalama yöntemi kullanılarak üretilmiştir. Kompozitler tek bindirmeli bağlantılarının birleştirme yöntemini geliştirmek için farklı birleştirme yöntemleri uygulanmıştır. Bindirme uzunluğuna göre malzeme ve bağlantı tipi incelenmiştir. Malzemelere ilişkin olarak CFRP-CFRP ve CFRP-Al 7075-T651 eşlenikli bağlantılar üretilmiştir. Birleşim türleri için perçinli ve perçinli/yapıştırıcılı tek bindirmeli birleşimler birleştirilmiştir. Numuneler 25 mm ve 60 mm'lik farklı bindirme uzunluklarında yapılmıştır. Birleştirilen numuneler çekme yüklemesine tabi tutulmuş ve 25 ve 60 mm bindirme uzunluklarına sahip perçinli ve perçinli/yapıştırmalı CFRP-CFRP ve CFRP-AL 7075-T651 numuneleri karşılaştırarak yük taşıma kapasitesi araştırılmıştır. Perçinli tek bindirmeli bağlantı verimliliği malzeme yönünden incelendiğinde CFRP-CFRP bağlantıları CFRP-Al 7075-T651 bağlantılarına kıyasla daha yüksek dayanım elde etmiştir. Bindirme bölgesindeki perçinlerden çekme yönü tarafında bulunanlar, daha fazla stres biriktirmiştir. Perçinli yapıştırıcılı hibrit bağlantılar incelendiğinde yapıştırılan yüzey malzemeleri ve yapıştırıcı arasındaki uyumluluğun kritik bir öneme sahiptir. Epoksi yapıştırıcı ile uyumlu CFRP-CFRP bağlantılara eklenen perçin stresi yapıştırıcı ve perçinler arasında paylaştırmış ve bağlantı dayanımını yüksek ölçüde arttırmıştır. Hibrit bağlantılarda yapıştırıcı ile uyuma bağlı olarak uzun bindirme mesafesine sahip bağlantıların, kısa bindirme mesafesili bağlantılara kıyasla çekme yüküne karşı en yüksek dirence sahip olduğu kanıtlanmıştır. Hibrit bağlatılı CFRP-Al 7075-T651 numunelerinde, epoksi ve AL 7075-T651 arasındaki yüzey uyumsuzluğuna bağlı olarak yapıştırıcı tutunamamış ve bağlantı perçinli bağlantı gibi davranmıştır. Deneysel sonuçların doğruluğunu ispatlamak amacıyla doğrusal olmayan Sonlu Elemanlar Analizleri ANSYS yazılımında gerçekleşmiştir. Non-lineer analiz ile bağlantıların elastik plastik davranış sonuçları, deneysel sonuçlar ile uyumlu çıkmıştır.
  • Publication
    A multidimensional resource allocation model for cloud computing
    (2024) Uslu, Ayşenur; Özer, Ali Haydar; Marmara Üniversitesi; Fen Bilimleri Enstitüsü; Bilgisayar Mühendisliği Anabilim Dalı
    Bilgi işlem hizmetlerinin sağlanmasında hakim bir paradigma olan bulut bilişim, ölçeklenebilirliği ve maliyet etkinliği nedeniyle talepte hızlı bir artışa tanık olmuştur. Ancak bulut kaynaklarını barındıran veri merkezlerinin enerji tüketimindeki artış, çeşitli çevresel kaygıları da beraberinde getirmiştir. Bu çalışma, Enerji-Bilinçli Birleşimsel Müzayede Tabanlı Çok Boyutlu Kaynak Tahsis Modeli (EBM-ÇBKT), birleşimsel müzayede yöntemiyle sanal kaynakların kullanıcılara tahsisi için enerji-bilinçli çözüm sağlamanın bir yolu olarak sunmaktadır. EBM-ÇBKT, mantıksal VE ve VEYA ilişkilerini destekleyen, kullanıcıların karmaşık kaynak gereksinimlerini göndermelerini sağlayan, çok birimli, ayrımcı olmayan bir birleşimsel açık artırma modeli kullanmaktadır. Bu tahsis modelinde, her bir fiziksel kaynak çok boyutlu bir kapasite vektörü ile gösterilmektedir. Her boyut, CPU işlem gücü, bellek, GPU, depolama ve ağ bant genişliği gibi belirli bir kaynak kapasitesi sınırını belirtmektedir. Açık artırmada kullanıcılar, ihtiyaç duydukları her bir sanal kaynağın kapasite vektörünü belirterek tekliflerini açıklamaktadır. Model, boşta güç tüketimini azaltmak için konsolidasyonu vurgulayarak kaynak tahsisini optimize edip sağlayıcının karını en üst düzeye çıkarmayı ve enerji maliyetlerini en aza indirmeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla modelin matematiksel formülasyonu ile tahsis ve yerleştirme belirleme problemi tasarlanmıştır. Problem NP-zor olduğundan, çeşitli sezgisel çözüm yöntemleri tanıtılmıştır. Sezgisel yöntemlerin performansını değerlendirmek amacıyla model için sentetik bir test senaryosu üreteci üretilmiştir ve kapsamlı bir test paketi hazırlanmıştır. Sentetik test üreteci ile yapılan deneyler sayesinde, önerilen yöntemlerin makul zaman dilimlerinde optimuma yakın çözümler bulabileceği gösterilmiştir.