Tez Koleksiyonu / Thesis Collection
Permanent URI for this community
Browse
Browsing Tez Koleksiyonu / Thesis Collection by Publisher "Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü"
Now showing 1 - 20 of 49
Results Per Page
Sort Options
Item Metadata only 1990 sonrası sanatında edebi metinlerin kullanımı(Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, 2020) Düşek, Ayşegül; Kara, Devabil; Resim Anasanat DalıTezin konusu olarak belirlenen “1990 sonrası sanatında edebi metinlerin kullanımı” nda sanat yapıtı ve edebi metin arasındaki ilişki, dil ve anlatı bağlamında tarihsel süreçler ışığında incelenmiştir. Edebi metin ve sanat yapıtı arasındaki ilişkinin temel kavramları olarak “dil” ve “anlatı”nın sanat tarihi içerisindeki varlığı ve dönüşümü araştırılmış, ortaya çıkan veriler ışığında tez konusu olan 1990 sanatına ulaşan sürecin bu bağlamdaki değişimi ifade edilmiştir. Anlatı ve dilin paydasında incelenen süreçler, ilgili konunun tarih öncesi verilerden günümüz örneklerine yapılan incelemelerle ortaya konmuştur. Edebi metin ve sanat yapıtı ilişkisini tarihsel değişimler nezdinde incelenerek örneklerle açıklanmıştır. Bu değişimlerle ilgili tarihsel dilimlerinin kendi içindeki yapı ve dinamiklerini ortaya konularak, anlatı ve edebi metnin sanatla ilişkisinde dinamik bir perspektiften yararlanılmıştır.Tezin yazılı tarih öncesi dönemdeki mağara resimleri sanatı incelenerek, söz konusu resimlerin dil ve anlatı paralelinde açıklanması amaçlanmıştır. Yazılı tarih süreci içerisinde, yazı kaynaklı üretimlerin görsel sanatlarla temasa geçtiği ikinci bölümde, yazı ekseninde sanat ve dil ilişkisi açıklanmıştır. “Modern sanat ve dil ilişkisi” ve “postmodern sanat ve dil ilişkisi” olarak ayrılan bölümlerde, başlıklar paralelinde süreç ortaya konmuştur. “Edebi metinler ve sanat yapıtı arasındaki ilişki” olan altıncı başlıkta, anlatı bağlamında tarihsel süreç izlenmiş ve bu ilişkiyi içeren örnekler incelenmiştir. 1990 sonrası sanat ortamı, onu oluşturan bilimsel, teknolojik, siyasi, toplumsal gelişmeler gibi değişimlerle incelenerek dönemin sanatsal eğilimleri ile ilişkilendirilmiştir. Son bölümde ise edebi metnin 1990 sonrası sanatındaki kullanımı, her biri farklı kavramsal içerik ve yaklaşımları içeren örneklerle açıklanarak edebi metinleri referans alan güncel üretimlere odaklanılmıştır.--------------------In this thesis with the subject of “use of literary texts in post-1990 art”, the relationship between the artwork and the literary text has been examined within the context of language and narrative and in the light of historical processes. The existence and transformation of “language” and “narrative” within the history of art, as the basic concepts of the relationship between the literary texts and the artwork, have been investigated; and in consideration of emergent data, the transformation of the process that reached to the art of 1990 in this context, which is also the subject of this thesis, has been expressed. The processes examined in the common ground of the narrative and the language, have been presented through the researches on the prehistoric data concerning the subject and their contemporary examples. The relationship between literary texts and the artwork has been analysed by considering the historical changes and then explained through examples. By revealing the structure and dynamics of the historical periods related to those transformations, it has been benefited from a dynamic perspective in analysing the relationship of the narrative and literary text with the art.The art environment after 1990 has been investigated through the changes that shaped it such as scientific, technological, political and social advancements; and has been associated with the artistic trends of the period. In the final part, by explaining the use of literary texts in post 1990 art through examples, each one containing a different conceptual content and approach, it has been focused on contemporary productions which refer to literary texts.Item Metadata only 20. yüzyıldan günümüze malzeme ve üretim teknolojileri bağlamında sandalye tasarımının gelişimi(Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, 2020) Uludüz, Çağrı; Paktaş, Müge Göker; İç Mimarlık Anasanat Dalıİnsanların fiziksel ve sosyal gereksinimlerini karşılayan eşyalar olanmobilyalar, zaman içerisinde malzeme ve üretim teknolojileri paralelinde değişim vegelişim göstermiştir. Tarihsel süreçte bulunduğu toplumların sosyal yaşam koşullarıiçerisinde değişen ihtiyaçlar ve ölçüler doğrultusunda evrilen sandalye tasarımları,tasarımcısının düşüncesiyle malzeme ve üretim teknolojilerinin yakın ilişkisi içerisindegelişimini sürdürmeye devam etmiştir. Günümüzde gelinen noktada bir oturma mobilyasıolan sandalyeler, tasarımcının yeniyi arama serüveni içerisinde yapay zekanın datasarım sürecine katıldığı, yenilikçi malzeme ve üretim teknolojilerinin kullanıldığıtasarımlar olarak üretilmektedirler. Yapay zekanın tasarım sürecine katıldığı “üretkentasarım” olarak adlandırılan bu tasarım yönteminde, malzeme ve üretim teknolojilerininkatkıları merak konusudur.Giriş bölümünde, çalışmanın kapsam ve amaçlarının açıklandığı bu çalışmada;ikinci bölümde, mobilya kavramı ve mobilya tasarımında sürece değinilmiş ve tarihselsüreç içerisinde bir oturma mobilyası olarak sandalye tasarımları ele alınmıştır.Üçünde bölümde, çalışma kapsamı içerisinde 1900 ve sonrası yıllarda yaşanılangelişmelerin tasarıma etkileri sosyokültürel, savaş-teknoloji ilişkisi, malzemede ve üretimteknolojilerinde yaşanılan gelişmeler doğrultusunda dört farklı başlık üzerindenirdelenmiştir.Dördüncü bölümünde, çalışmanın yöntemi açıklanarak insanın ilk kez yapayzekadan faydalanılarak tasarladığı, yapay zeka-insan ortak tasarımı, A.I. sandalyesinde(2019, Philippe Stark & Autodesk) kullanılan bilgisayar programı olan Autodesk Fusion360 ile günümüzde tasarımda gelinen noktada malzeme ve üretim teknolojilerininkatkısının irdelenmiş; bu çalışmadan elde edilen bulgular tablolar ile açıklanmayaçalışılmıştır.Sonuç bölümünde, günümüzde tasarımda gelinen noktada malzeme ve üretimteknolojilerinin tasarıma katkısına değinilmiş ve mobilya tasarımının geleceği ile ilgiliöngörülerde bulunulmuştur.--------------------Furniture, which meets the physical and social needs of people, has evolved overtime in parallel with materials and production technologies. Chair designs, which havebeen evolving in line with changing needs and measures within the social life conditionsof societies in the historical process, continued to develop in close relationship with thethought of the designer and the materials and production technologies. Chairs, as aseating furniture, are produced as designs where innovative design and productiontechnologies are used, in which the artificial intelligence is also involved in the designprocess in the adventure of searching for the new. In this design method, which is called“generative design” in which artificial intelligence participates in the design process, thecontributions of materials and production technologies are a matter of curiosity.In this study, the scope and objectives of the study are explained in theintroduction section; in the second chapter, the concept of furniture and furniture designis mentioned and chair designs as a seating furniture are discussed in the historicalprocess.In the third chapter, the effects of the developments experienced in the scope ofthe study in the years 1900 and afterwards have been examined over four different topicsin line with the sociocultural, war-technology relationship, developments in the materialand production technologies.In the fourth chapter, the method of the study explained. A.I. chair (2019,Philippe Stark & Autodesk) which was designed by collaboration of human and artificialintelligence for the first time using Autodesk Fusion 360 program, the contribution ofmaterials and production technologies to the point reached in the design today has beenexamined; and the findings obtained from this study are explained with tables.In the conclusion section, the contribution of materials and productiontechnologies to design has been mentioned at the point reached and predictions about thefuture of furniture design have been made.Item Metadata only 20. yüzyıldan günümüze tekstil yüzey tasarımının giyim tasarımına yansımaları(Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, 2018) Öpöz, Neslihan; Üstüner, Semra Gür; Tekstil Anasanat DalıTekstil yüzey tasarımı; dokuma tasarımı ile başlayıp, kumaşın desenlendirilmesinden giysiye dönüşmesine kadar geçen geniş bir süreci kapsamaktadır. Tekstil tasarımında desenlendirme ise kumaş yapısının oluşturulmasından sonra, yüzeyin dekore edilmesi amacı ile yapılan bezeme, renklendirme ve dikiş yöntemlerinin tümüdür. Yüzey tasarımı, Endüstri Devrimi’nde yaşanan teknolojik gelişmeler ile değişmeye başlamış, sanat akımlarından, tasarım hareketlerinden, sosyal ve ekonomik koşullardan da etkilenmiştir. Bilgisayar destekli tasarım, bitim işlemleri ve kavramsal sorgulamalar, 20. yüzyılın sonlarında yüzey tasarımlarına yeni kimlikler kazandırmıştır. 21. yüzyıl tasarım dilini biçimlendiren yaklaşımı, tasarımcıların dijital çağın olanakları ile sanal gerçeklik kavramlarını irdeleyerek yüzeye yansıttıkları görülmektedir. Bu çalışmada yüzey tasarımı; giysinin yalnızca yüzeyinin süslenmesi amacı ile boyama, baskı, dikiş, aplike ve teknolojinin olanak sağladığı bitim işlemleri gibi çeşitli yöntemler ile dijital uygulamalar kapsamında sınırlandırılmıştır. Sanat-tasarım-teknoloji perspektifinde ele alınan konu, 20. yüzyıldan günümüze seçilen giyim tasarımcıları ekseninde anlatılmıştır.--------------------Textile surface design begins with weaving design and covers a wide range of processes, ranging from patterning of the fabric to the turning into the garment. Patterning in textile design is all of the methods of adornment, colouring and stitching, which is done with the purpose of decorating the surface after the formation of the fabric. Surface design has begun to change with the technological developments experienced in the Industrial Revolution, and has also been influenced by art movements, design movements, social and economic conditions. Computer aided design, finishing operations and conceptual inquiries have given new identities to surface designs in the late 20th century. It is seen that the approach that shapes the 21st century design language reflects the concepts of digital reality and the concepts of virtual reality by examining on the surface of the digital age. In this study, surface design is limited to digital applications in order to decorating only the surface of the garment by various methods such as painting, printing, stitching, applique and the finishing operations which is allowed by technology. The subject handled in the perspective of art-design-technology has been explained in the direction of clothing designers who have been chosen from 20th- century to today.Item Metadata only 20. yy’dan günümüze plastik sanatlar bağlamında bir deneyim alanı olarak mekan – belleğin yitimi(Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, 2020) Ajeti, Vjollca; Mintaş, Zafer; Resim Anasanat DalıEndüstri Devrimi sonrası 19. yy. Avrupası’nın geçirdiği modernleşme süreciizleyici ve sanat nesnesi arasındaki ilişkiyi köklü bir dönüşüm sürecine sokmuştur. Busürecin etkisiyle izleyici ve sanat nesnesi arasındaki sınırlar kalkmış, gelenek halinialan sergileme yöntemlerine yeni alternatifler doğmuştur. Beyaz Küp olarak tabiredilen modernist düşüncenin nötr sergileme mekanları, yapısöküme uğramayabaşlamıştır. Mekân ile izleyici, izleyici ile sanat nesnesi, sanat nesnesi ile mekânarasında yeni bir izleme pratiği doğmuştur.1950’lerden sonra kavramsal alt yapıyı mekân-nesne-gözlemci-zamanöğeleriyle bir araya getiren sanatçı, içine girilip çıkılabilen ‘deneyimlenebilen’mekanlar yaratmıştır. Böylelikle izleyicinin sanat nesnesi karşısındaki duruşu değişmişve artık yapıtı tamamlayan, onun parçası olan katılımcı pozisyonuna girmiştir. Mekânda sadece bir yer olmaktan çıkıp bir duruma dönüşmüştür.--------------------19th century after the Industrial Revolution. The modernization process ofEurope has put the relationship between the audience and the object of art into aradical transformation process. With the effect of this process, the borders between theaudience and the object of art have been lifted and new alternatives have been createdfor the tradition display methods. Neutral display spaces of modernist thought, calledthe White Cube, began to deconstruct. A new monitoring practice has emerged betweenspace and audience, audience and art object, art object and space.Bringing together conceptual infrastructure with space-object-observer-timeelements after the 1950s, the artist has created "experiences" that can be entered andexited. Thus, the viewer's stance towards the object of art has changed and now he hasentered the participant position, which is the part of the work that completes the work.Space has become a situation, not just a place.Item Metadata only Akıllı telefonların tasarımda sürdürülebilirlik ilkesi üzerinden incelenmesi(Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, 2020) İmamoğlu, Doğa; Düzakın, Esin; Endüstri Ürünleri Tasarımı Anasanat DalıBu çalışma, akıllı telefon kullanımının yaygınlaşmasının ve tüketimininhızlanmasının neden olduğu ekolojik zararları tasarımda sürdürülebilirlik ilkesiüzerinden incelemeyi hedeflemiştir. Konu seçimi ile, akıllı telefonların çevreye olumsuzetkileri vurgulamak, sürdürülebilir akıllı telefon tasarımı hakkında tüketici, üretici vetasarımcıları bilgilendirmek ve bu konu ile ilgili ileride yapılacak çalışmalara temeloluşturmak amaçlanmıştır.Akıllı telefonlar sürdürülebilirlik ilkesi üzerinden yaşam döngüsü, çevreselyaşam döngüsü, elektronik atık ve bilgi iletişim sistemi olarak 4 başlık altındadeğerlendirilmiştir. Farklı akıllı telefon modellerinin yaşam döngüsü aşamalarınınküresel ısıtma potansiyeli araştırılmıştır ve bu durumun, elektronik atık sayısı, karbonsalımı artışına, doğal kaynakların azalmasına, su ve hava kirliliğine etkisivurgulanmıştır. Akıllı telefonlar elektronik atık olarak ele alınarak, içerdikleri değerlielementler ve zararlı maddeler analiz edilmiştir. Akıllı telefonların geri kazanımlarısonucunda elde edilecek ekolojik ve ekonomik kazancın yüksek potansiyele sahip olduğutespit edilmiştir. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin karbon ayak izinin artışında, akıllıtelefonlardaki ağ kullanımının yüksek etkisi belirlenmiştir.Bu çalışma dahilinde yapılan ankette, tüketicilerin akıllı telefon deneyimlerineyönelik veriler toplanmış ve incelenmiştir. Tüketici anketi ile akıllı telefon kullanımı,seçimi, kullanımında yaşanılan problemler, akıllı telefonun kullanım ömrü sonudeğerlendirilme şekilleri hakkında bulgu toplamak ve bu süreçlerde katılımcılarınekolojik etkiyi önemseme oranını belirlemek amaçlanmıştır.Çalışmada toplanan veriler ve yapılan analizler sonucu akıllı telefonlarınüretim sürecinde oluşan ekolojik zararları minimize etmeye ve akıllı telefonlarınkullanım ömrünü arttırmaya yönelik sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusundauygulanabilir, yol gösterici iyileştirmeler önerilmiştir.--------------------This study aimed to examine the ecological damages caused by widespread useof smart phones and the acceleration of consumption on the principle of sustainabilityin design. With the subject selection, it is aimed to emphasize the negative effects ofsmartphones, to inform consumers, manufacturers and designers about sustainablesmartphone design and to form a basis for future studies on this subject.Smartphones have been evaluated under 4 headings as life cycle,environmental life cycle, electronic waste and information communication system onthe sustainability principle. The life cycle stages of different model smartphones havebeen investigated and this effect has been emphasized on the increase in the number ofelectronic waste, carbon emission, decrease in natural resources, water and airpollution. Smart phones are handled as electronic waste, the valuable elements andharmful substances they contain are analyzed. It has been determined that theecological and economic gain to be obtained as consequence of the recycling of smartphones has high potential. The high impact of network usage on smartphones has beendetermined in the increase of the carbon footprint of information and communicationtechnologies.In the survey conducted within this study, on the smartphone experiences ofconsumers were collected and analyzed. With the consumer survey, it was aimed tocollect findings about the usage, selection, problems experienced in the use of the smartphone, and the ways in which the smartphone is evaluated at the end of its life, and todetermine the ratio of the participants to care about the ecological impact in theseprocesses.According to the data collected and the analyzes made in the study, practicaland guiding improvements have been proposed on sustainability principles aimed atminimizing the ecological damages that occur in the production process of smartphonesand to increase the lifetime of smartphones.Item Metadata only Anadolu’daki desen atkılı yöresel dokumaların desenlendirme tekniklerinin incelenmesi(Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, 2018) Hekim, Feriha Işıldar; Atalayer, Günay; Tekstil Anasanat DalıANADOLU’DAKİ DESEN ATKILI YÖRESEL DOKUMALARIN DESENLENDİRME TEKNİKLERİNİN İNCELENMESİDokumacılık Anadolu kültürünün zenginliklerinden birini oluşturan, köklü geçmişe sahip önemli bir üretim alanı ve el sanatı dalıdır. Tarih öncesi çağlardan günümüze ihtiyaçlar doğrultusunda gelişerek var olan bu sanat aynı zamanda toplumların ifade aracı, yaratım dili olmuştur. Zamanla gelişen değişim isteği, deneysel arayışlar, kişisel beğeni ve süsleme merakı Anadolu’da bugünkü desenli kumaş çeşitliliğini oluşturmuştur. Anadolu, değişen ve gelişen bu yaratıcılık eylemi ile birçok desenlendirme yöntemi ve bu yöntemlere bağlı yöresel teknikler kazanmıştır. Bu çalışmada, desenli kumaşlar özellikle dokuma tekniğiyle atkıdan desenlendirme yöntemi açısından ele alınmaktadır. Amaç, dokumanın olanaklarını, özgür ve özgün bir tavır ile geliştiren insan yaratıcılığının sonsuz olduğunu, somut örneklerle görselleştirmek ve yapısal özellikleri irdelenip yöresel kimlik kazanan bu örneklerin sürdürülebilmesi için, desenlendirme yöntemi ve yüzey şekillendirme tekniklerinin önemine dikkat çekmektir. Yapılan araştırma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, Arkeolojik veriler ışığında dokumacılığın doğuşu, dokuma malzemeleri (hammadde), kullanılan temel araç gereçlerin kısa tarihçesine yer verilmiştir. İkinci bölümde pilot il olarak seçilen Burdur üzerinden anlatılan yöntem için yörenin dokumacılık tarihi ayrıca incelenmiştir. İkinci bölümde, Anadolu’da yerel dokuma yöntemlerinden biri olan atkıdan ikinci bir ipliğin zemin yapıya dahil edilmesiyle yapılan desenlendirme tekniği anlatılmaktadır. Burdur başta olmak üzere seçilen beş ayrı yörenin (Muğla-Yeşilüzümlü, Karabük-Eflani, Kastamonu-Selalmaz, Sinop-Boyabat ve Bayburt) (bk. EK 3) dokumaya hazırlık aşaması, kullanılan tüm malzemeler ve desenlendirme yöntemi ayrıntılı bir şekilde anlatılmış, yörelerden temin edilen kumaşların görsel ve fiziksel analizleri yapılarak tablolar ile değerlendirilmiştir. Üçüncü bölümde, aynı desenlendirme yöntemi ile yapılmış farklı kalitedeki kumaşlar desenlendirme özelliklerine, hammaddelerine ve kullanım alanlarına göre incelenmiş, desenlendirmedeki teknik farklılıkların karşılaştırmaları yapılarak tablolar üzerinden değerlendirilmiştir. --------------------Weaving, having a deep-rooted history, is an important method of textile production and type of handicrafts. From prehistoric time to the present day it has existed and developed in line with requirements as a means of expression and creation. The desire for change, experimental searches, personal admiration and interest in adornment have composed current diversity of patterned fabrics in Anatolia. With its changing and developing act of creation, Anatolia gained numerous patterning methods and local techniques related to these methods. In this study, patterned fabrics are examined especially in terms of weft patterning weaving technique. The aim of this study is visualizing the infinity of human creativity that develops the possibilities of weaving with its free and genuine attitude through concrete examples and drawing attention to the importance of patterning methods and face shaping tehniques by examining their structural characteristics to ensure sustainability of these local identities.This study consists of three chapters. In the first chapter, in the light of archeological input, a brief history of the birth of weaving, its raw materials and basic tools are included. In the second chapter, local weaving history of Burdur which is chosen as pilot province is examined regarding to weft facing techniques. In addition to this, one of Anatolian local weaving methods in which second weft yarn is included on the ground as a patterning technique is examined in the second chapter. Weaving preparatory process, raw materials and patterning techniques of five selected regions (Muğla-Yeşilüzümlü, Karabük-Eflani, Kastamonu-Selalmaz, Sinop-Boyabat ve Bayburt)in particular to Burdur are discussed in detail and visual and physical analyses of local fabrics obtained from these regions are evaluated using tables. In the third chapter, fabrics in different qualities, being weaved with the same patterning technique, are examined according to their raw materials and areas of use and evaluated by comparing technical differences in patterning using tables.Item Metadata only Bauhaus felsefesi ve mobilya tasarımı(Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, 2018) Akdere, Alper; Proto, Meltem Eti; İç Mimarlık Anasanat DalıBAUHAUS FELSEFESİ VE MOBİLYA TASARIMIBauhaus Okulu 1919’da Weimar’da kurulmuştur. Fakat Bauhaus düşüncesinin temelleri çok daha eskiye, endüstri devrimi sıralarına dayanır. Endüstri devriminin tüm Dünya'yı derinden etkileyen sonuçları olmuş, ekonomide ve toplumda ciddi dönüşümlere yol açmıştır. 1. Dünya Savaşı sonrası Avrupa’nın her yerinde fikir ve sanat adamları sanatın gündelik yaşama indirgenmesi ve halk için yapılması gibi yeni fikirler ortaya atmıştır. Bu fikirler, daha sonra ortaya çıkacak ve bugün adına tasarım dediğimiz kavramın temellerini atacak olan Bauhaus’a ortam hazırlamıştır. Walter Gropius’un 1919’da Weimar’daki iki ayrı okul olan güzel sanatlar fakültesi ve uygulamalı sanatlar okulunu birleştirmesi ile Bauhaus Okulu kurulmuştur. Gropius; sanatın, toplumun ihtiyaçlarına cevap vermesi ve zanaattan ayrı tutulmaması gerektiğine inanır. Bu nedenle kurduğu okulda, sanat ve zanaat eğitimini bir arada vererek; teorik bilginin yanında, uygulama yöntemlerinin de öğretilmesini amaçlamıştır. Bauhaus okulunda mobilya tasarımı, açılışından üç yıl sonra marangoz atölyesinin kurulmasıyla başlar. Bauhaus’ta mobilya tasarım anlayışı gerek okulun kendi içinde geliştirdiği ilkeler, gerekse modern tasarım anlayışının o dönemde önerdiği kavramlara göre şekillenmiştir. Mobilyaların seri olarak üretilmesi için gerekli makineler, ürün bandı, üretim süreci, montaj ve depolama gibi konularda, kuralların konmasının gerekliliği görülmüş ve standartlar oluşturulmuştur. Bauhaus politik sebeplerden dolayı 1925’te Dessau’ya taşınır. Marcel Breuer, Weimar’da sadece bir marangozluk atölyesi olarak kullanılan atölyeyi bir laboratuar gibi çalışan mobilya atölyesine dönüştürür. Breuer sadece modüler mobilyanın ve yeni endüstriyel üretim metotlarının temelleri üzerine deneyler yapmakla kalmaz. Yeni malzemelerle, özellikle de metal ve spesifik olarak çelik boru ile deneysel çalışmalar yapmaya odaklanır. Breuer ve van der Rohe gibi tasarımcılar özellikle konsol sandalyeleri ile mobilya tarihinin seyrini değiştirmişlerdir. Bauhaus 1932’de Berlin’e taşınmış ve bir yıl sonra kapatılmıştır. Bauhaus felsefesine ait estetik, strüktür, malzeme ve üretim teknikleri gibi ilkeleri benimseyen bu yeni mobilya tasarım algısı; Ergonomik, ekonomik olması ve mekanla bütünleşmesi açısından; 20. Yüzyıl mobilya tasarımına ışık tutmuştur. --------------------THE BAUHAUS PHILOSOPHY AND FURNITURE DESIGNThe Bauhaus was founded in Weimar in 1919. The fundamentals of the Bauhaus philosophy, however, are rooted in the industrial revolution. The industrial revolution set off a chain of profound implications for the entire world, causing acute shifts in both the economy and society. Subsequent to World War I, prominent thinkers and artists all over Europe put forward revolutionary new ideas: the integration of art into everyday life and production for the masses. These ideas set the scene for the Bauhaus, and are still fundamental to the concept of design today. Walter Gropius founded The Bauhaus just after World War I in 1919, in Weimar, Germany, by merging two separate schools: the School of Fine Arts and the School of Applied Arts. Gropius believed in the idea that design should serve the community. The Bauhaus attempted to integrate the artist and the craftsman, to bridge the gap between art and industry. Furniture design at the Bauhaus began with the establishment of the carpentry workshop three years after its inception. At the Bauhaus, the understanding of furniture design was shaped according to the principles that the school developed within itself as well as the concept of modern design as it was suggested at that time. Gropius decided that the Bauhaus should generate designs for mass-production, designs that were simple, rational, and accessible to all people. To this end, necessary machines, prodcution processes, assembly and storage standards were put in place for the mass production of furniture. Gropius moved the Bauhaus to Dessau in 1925 due to political reasons. The transformation of Weimar Bauhaus’ carpentry workshops into efficiently functioning, labaratory-like furniture workshops at Dessau happened under the leadership of Marcel Brauer. Brauer not only experimented with modular furniture and new industrial production methods, but also focused on experimental work with new materials such as metal, more specifically, steel tubes. Designers such as Breuer and Van der Rohe managed to change the course of furniture history, with their legendary cantilever chairs. The Bauhaus moved from Dessau to Berlin for a short time in 1932 due to the political climate; however the school was shut down a year later. The Bauhaus art school had a profound influence upon subsequent developments in architecture and interior design; many products now considered design classics originated in the workshops of the Bauhaus. This new perception of furniture design, embracing the principles of aesthetics, structure, materials and production techniques of the Bauhaus philosophy has been a guiding light for 20th century furniture design in terms of ergonomic, economical and spatial integration.Item Metadata only Bilgi çağında sanatçının ekosistemi : sanatın çevresine konumlanmış ekonomi(Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, 2021) Korkut, Mehmet Eray; Çinko, Levent; Fotoğraf Anasanat DalıBilgi Çağının dönüştürücü yapısı, sanatçıların etrafına kurulmuş ekonomik düzeni de biçimlendirmektedir. Ekonominin bilgi çağıyla eriştiği gelişim hızı sanatçıyı ve sanatı da dönüştürmektedir. Dijitalleşme, yeni medya, iletişim, sosyal medya devrimi ve büyük veri setleri sanatçılar için de yeni alanlar yaratmaktadır. Dijitalleşme ve çağın getirdikleri sanatçının görünürlüğünü arttırırken sosyal medyanın yaygınlaşması, marka kavramının ve pazarlamanın öneminin artmasını sağlamıştır. Bu çalışma 21.yy. içerisinde sanat dünyasında var olmayı arzulayan bireylere, sanatçının eksenine örgütlenmiş kültürel ve ekonomik gerçekliğin durum analizini sunmayı amaçlamaktadır.--------------------The transformative nature of the Information Age also shapes the economic order built around artists. The development speed of the economy within the Information Age transforms the artist and art. Digitalization, new media and communication, social media revolution and Big Data create new spaces for artists. While digitalization and the transformation movements increase the visibility of the artist, the spread of social media has highlighted the importance of the brand concept and marketing. This work provides an analysis of the cultural and economic situation in the 21st century, focussing on the implications for artists as well as individuals who aim to form part of the art world.Item Metadata only Çağdaş Azerbaycan opera sanatının içinde Firengiz Alizade’nin “İntizar” Operasının yapım ve sahnelenme açısından incelenmesi(Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, 2020) Ahmedzade, Gülnaz; Tekin, Hyun Sook; Müzik Anabilim DalıBu çalışmada, Azerbaycan ve Türkiye’de çağdaş opera sanatının doğuşundan itibaren gelişim süreci araştırılmış, Azerbaycan makam türleri ve operadaki kullanımları ortaya konulmuştur. Bu bağlamda çağdaş Azerbaycanlı besteci Firengiz Alizade’nin hayatı, sanat anlayışı ve eserleri araştırılarak yapım ve sahneleme açısından İntizar Operası incelenmiştir. Çalışmada müzik, libretto, tiyatro, dekor ve kostümüyle bir bütün oluşturan İntizar Operası’nın kimlik, ortam ve dramaturji çözümlenmesi yapılmış, bu operanın yapım ve sahnelenme aşamaları detaylı olarak incelenmiştir. “İntizar” operasında Aslı aryası ve Melek Arif düetinin libretto, sahne, orkestra bakımından incelenmesi yapılarak İntizar operası ile Natavan operası karşılaştırılmıştır. Azerbaycan Opera sanatının kurucusu Ü. Hacıbeyli’nin, Azerbaycan müzik tarihindeki yeri ve önemi vurgulanmıştır. İntizar operası üzerine daha önce herhangi bir araştırma yapılmamış olması bakımından önem taşıyan bu çalışmanın başat amacı; Türkiye’de 20 yüzyıl Çağdaş Azerbaycan opera tarihinin tanıtılmasına ve İntizar operası bağlamıyla birlikte Karabağ problemi hakkında dünyaya çapında farkındalık oluşumuna katkıda bulunmaktır. Bu tez çalışmasında çağdaş Azerbaycan opera döneminden itibaren literatür taraması, arşiv çalışması, nitel araştırma yöntemi ve röportaj yöntemi kullanılmıştır. Sonuç olarak bu tez çalışmasında Çağdaş Azerbaycan ve Türkiye opera tarihinin genel durumu ortaya konulmuş, Azerbaycan kültür-sanat tarihinde operanın öneminin çok büyük olması bakımından Firengiz Alizade’nin İntizar Operası yapım ve sahnelenme açısından incelenmiş, bu operanın Azerbaycan müzik ve kültür tarihindeki önemi gösterilmiştir.--------------------ABSTRACT This dissertation explores the development process of the emergence of Azerbaijani opera and Turkish opera, identifies the types of Azerbaijani maqam and their use in opera. Intizar Opera was examined in terms of production and staging by researching the life, artistic understanding and works of contemporary Azerbaijani composer Firengiz Alizade. The study analyzed the identity, environment and dramaturgy of Intizar Opera, which forms a whole with music, libretto, theater, decor and costume, and examined the production and staging stages of this opera in detail. In "Intizar" opera, Asli aria and Melek Arif duet were examined in terms of libretto, stage and orchestra, and Intizar opera and Natavan opera were compared. Importance of U. Hacıbeyli, the founder of Azerbaijani Opera art, in Azerbaijan music history were emphasized. The main purpose of this thesis, which is important in terms of the fact that no research has been done on Intizar opera before; Turkey in the 20th century introduced the modern history of Azerbaijan operas and throughout the world about the Karabakh problem with İntizar opera context is to contribute to creating awareness.In this thesis, modern Azerbaijan opera period researched by literature review, archive study, qualitative research method and interview method. As a result, in this thesis, a study Contemporary Turkish and Azerbaijani opera's general situation revealed, Firengiz Alizade's Intizar Opera was examined in terms of production and staging in terms of the great importance of opera in the history of Azerbaijan culture and art, the importance of this opera in the history of music and culture of Azerbaijan has been demonstrated.Item Metadata only Çağdaş sanatta iğrenç imgeler : abject sanatı(Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, 2020) Köse, Özlem; Şahinoğlu Altınel, Zeynep Rüçhan; Resim Anasanat Dalı1993 yılında Whitney Modern Sanat Müzesinde yapılan Abject Art: Repulsion And Desire sergisi, tabu konular içeren ve insan zihninde tiksinti uyandıran nesneleri kullanan sanatçıların eserlerinden bir seçki sunmuş ve akabinde bu eğilim Abject Sanatı olarak adlandırılmıştır. Abject, Kristeva'ya göre bir düzeni bir bedeni ya da bütünü rahatsız eden ve bu nedenle radikal olarak atılmış olandır. Bu atma eylemi bedenden dışlananlardan toplumdan dışlananlara kadar uzamaktadır. Bu çalışma, sanat alanında tabu konulara yönelen bazı üretimleri teorik tartışmalar ile beraber ele almıştır.--------------------Abject art made in Whitney Modern Art Museum in 1993: Repulsion and Desire Exhibition presents an anthology of the artists, who use objects that awake repulsion in human's mind, works which include taboo issues and then this education is called abject art. According to Kristeva abject is the one which annoys a body or a whole and this is why it is the one taken radical decision on. This hurl action reaches out from alienated ones from their bodies to the ones alienated from the society. This work goes around some productions fronting to taboo issues in art fields together with theoretical discussions.Item Metadata only “Çekmeli” dokumaların analizi, desen anlayışı, deneysel yeni uygulamaların irdelenmesi ve sanatsal önermeler(Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, 2020) Gezicioğlu, Fatma Yelda; Atalayer, Günay; Tekstil Anasanat DalıATKIDAN “ÇEKMELİ” DOKUMALARIN ANALİZİ, DESEN ANLAYIŞI, DENEYSEL YENİ UYGULAMALARIN İRDELENMESİ VE SANATSAL ÖNERMELER Dokumacılık bir toplumun tarihini belirleyici, kültürel yapısını oluşturan, köklü ve zengin bir geçmişe sahip en eski üretim yöntemlerinden ve el sanatı dallarından biridir. İnsanların ihtiyaçları doğrultusunda değişen ve gelişen dokumacılık, toplumların her zaman ifade aracı olmuştur. Kullanım ihtiyacı, hem desen çeşitliliğini, hem de deneysel arayışlar doğrultusunda değişen ve gelişen kumaş yapılarını ortaya çıkarmıştır. Bu çalışmada Dünya’da ve Anadolu’da atkıdan çekilerek desenlendirilen ve yüzeyde halka/ilmek görüntüsü oluşturan çekmeli dokuma kumaşlar ele alınmıştır. Çalışmanın kapsamı, geleneksel bir yöntem olan “çekme atkılı desen” yaratma tekniklerinin incelenmesi ve bu tekniklerin daha boyutlu nesnelere taşınmasıdır. Amaç, öncelikle dokuma yöntemi ile sanatsal bir nesne yaratmak için geleneksel bir tekniğin kullanılmasıdır. Daha başka bir söyleyişle; Deneysel çalışmalarla tekniğin form ve doku oluşturma özelliklerinin irdelenerek; tasarımcıya, görsellik ve yapısal yaratıcılık olarak katkılarının saptanmasıdır.Atkıdan çekilerek desenlendirilmiş, dokuma kumaşlar farklı isimler ile anılmaktadır. Dünya’da “weft loop (atkıdan halkalı/ilmekli)”, “weft looping (atkıdan halkalı/ilmekli)”, “weft loop pile (atkıdan halkalı/ilmekli yığın, hav)”, “loop weave (halka/ilmek örgü), “pile weave (havlı, yığınlı örgü)”, “pibiones (grape berries/üzüm meyveleri), boutonné,(buttons/düğmeler), “boutonne patterning” (düğmeli desen) ya da point boutonne(düğme köprüsü) olarak tanımlanırken; Anadolu’da “çekmeli”, “çeki/çekki/çekili/çekkili”, “kuskuse”, “çimdik/çultar” isimleri ile bilinmektedir..Bu çalışmada “atkıdan çekilerek desenlendirme tekniğinin” tarihteki örnekleri araştırılıp, tekniğin işlem basamakları incelenip deneysel uygulamaları yapılmıştır. Dünya müzelerinden 40 adet, Anadolu’daki alan araştırma örneklerinden 16 adet incelenerek Dünya’da ve Anadolu’daki güncel dokuma kumaş örnekleri; gruplandırma şemaları, analiz çizelgeleri ve karşılaştırma tabloları ile yapısal tespitler ortaya konmuştur. Güncel iplik ile bu geleneksel dokumaların yüzeyine benzer görüntüler sağlamak için teknik denemeler yapılmıştır. Hem geleneksel teknik hem de güncel ipliklerin kullanıldığı estetik bakışla deneysel arayışlar yapılarak, sanatsal dokuma ortaya konmuştur.--------------------ANALYSIS OF “WEFTLOOP” WEAVING ALONG WITH APPROACH TO PATTERNING FOR SUCH TYPE OF WEAVINGS, STUDY OF RECENT EXPERIMENTAL PRACTISES AND ARTISTIC PROPOSITIONS Weaving is one of the oldest production methods and fields of handicraft with a deeply rooted and rich past which determines the history and forms the cultural structure of a society. Weaving, which changes and develops in line with the needs of humankind, has always been a tool of expression forsocieties. The need for use has brought out several fabric variations and constantly changing an developing fabric structures following experimental searches. In this study we handle weftpatterns fabrics both in the world and in Anatolia whose designs are formed via weftloop method by creating the look of a loop on the surface. The study is also a review on “WeftLoop”creating techniques, which is a traditional method, and the application of these techniques on bigger objects. The main purpose is primarily the use of a traditional technique in order to create an artistic object by weaving. It is in other words, the analysis of the form and tissue forming aspects of the tecnique by carrying out experimental studies and determination of how to contribute the designer in terms of visual quality and structural creativity. The weftloop weavings are known with different names. It is referred to as “weftloop”, “weftlooping”, “weftloop pile”, “loopweave”, “pile weave”, “pibiones (grapeberries)”, “boutonné,(buttons)”, “boutonnepatterning” or pointboutonne in the world whereas it is defined as; “çekmeli”,“çeki/çekki/çekili/çekkili”, “kuskuse”, “çimdik/çultar” in Anatolia. In this study the examples of a “weftloop technique” in the history have been traced and the process steps to apply this technique have been handled and experimental practised. 40 pieces from the museums in different parts of the world and 16 pieces of field search samples in Anatolia have been studied and current samples of woven fabric in the world and in Anatolia; grouping charts, analysis tables and comparison tables have been introduced by drawing and structural conclusions. Technical tests have been performed on the surfaces of these traditional weaves by using new in order to get similar appearences. Artistic weave has been obtained after a series of experimental searches based on an aesthetic approach which brings traditional technics and new thread together.Item Metadata only El yazması eserlerde tezhipli fihrist sayfaları (TSMK, TİEM, İÜK)(Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, 2019) Bağcı, Fatıma Betül; Duran, Gülnur; Geleneksel Türk Sanatları Anasanat DalıÖZETEL YAZMASI ESERLERDE TEZHİPLİ FİHRİST SAYFALARI“El Yazması Eserlerde Tezhipli Fihrist Sayfaları” başlıklı tez çalışması Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde kayıtlı; R.922, R.923, R.862, EH.596, İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi’nde kayıtlı; T.8872, Türk ve İslȃm Eserleri Müzesi Kütüphanesi’nde kayıtlı; 1667, 1668, 1674, 1949, 1963, 1966, 2052, 2062 numaralı eserleri kapsamaktadır. Sekiz bölümden meydana gelen çalışmanın “Giriş” başlıklı birinci bölümünde tezin amacı, kapsamı ve yöntemi hakkında bilgi verilmiştir, “Tezhip Sanatının Devir ve Üslûplara Göre Gelişimi” başlıklı ikinci bölümde tezhip sanatının tarihsel gelişimi hakkında bilgi verilmiştir, “El Yazması Eserlerde Tezhip Sanatının Kullanım Alanları” başlıklı üçüncü bölümünde, el yazması eserlerdeki tezhipli bölümler ve sayfalar tanıtılmıştır, “Fihrist ve Fihrist Tezhibi” başlıklı dördüncü bölümünde konuya ilişkin bilgiler verilerek açıklaması yapılmıştır, “Konularına Göre Fihrist Tezhibi Bulunan El Yazması Kitaplar” başlıklı beşinci bölümünde, tezde ele alınan eserlerin yazar ve konusu, bölümleri, alt ve üst başlıkları gibi genel yapısı üzerinde durulmuştur. Altıncı bölümünde, “Katalog” başlığı altında, seçilen 13 adet yazma eserin fihrist sayfalarının tezhip özelliklerinin ayrıntılı biçimde analizi konuya ilişkin fotoğraf ve çizimlerle desteklenerek incelenmiştir. “Değerlendirme ve sonuç” başlıklı yedinci bölümünde ise fihrist sayfalarının bezeme özelliklerinin desen, motif, renk, sayfa düzeni, kompozisyon ve üslȗp bakımından değerlendirmesi yapılmıştır. “Uygulama çalışmaları” adlı sekizinci bölümde zahriye ve serlevha çalışmaları incelenmiştir. Çalışma kaynakça ve kısaltmalar, resim listesi, çizim listesi ve şema listesi ile tamamlanmıştır.--------------------ABSTRACTILLUMINATED INDEX PAGES IN MANUSCRIPTSOur "Illuminated Index Pages in Manuscripts" themed thesis study includes the R.922, R.923, R.862, E.H.596 numbered works which are registered in the Library of Topkapı Palace Museum, T.8872 which is registered in İstanbul University Library and 1667, 1668, 1674, 1949, 1963, 1966, 2052, 2062 numbered works which are registered in the Library of Turkish and Islamıc Arts Museum. In the first chapter titled "Introduction" of the eighth-part study, information is given about the purpose, scope and method of the thesis, and in the second chapter titled "The Development of The Art of Illumination according to Cycles and Styles", about the historical development of the art of illumination information is given, in the third chapter titled "Uses of The Art of Illumination in Manuscript Works", the illuminated sections and pages in the manuscripts are introduced, in the fourth chapter titled " Index and Illuminated Index ", information on the subject in the fifth chapter titled "Manuscript Books with Illuminated Index according to Its Subjects", the general structure of the works discussed in the thesis, such as author and subject, chapters, sub-and upper titles, are emphasized. In the sixth chapter, under the heading "Catalogue", a detailed analysis of the manifestation properties of the index pages of the selected 13 manuscripts is examined with support with photographs and drawings on the subject. In the seventh chapter titled "Evaluation and conclusion", the decoration properties of the index pages were evaluated in terms of pattern, motif, color, page layout, composition and stylistic. In the eighth chapter titled "Application studies", introduction and heading ornaments studies are examined. The work was completed with references and abbreviations, picture list, drawing list and diagram list.Item Metadata only Erik Satie'nin avangard müziği ve 20. yüzyıl müziğine etkileri(Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, 2020) Özen, Başak İdil; Tekin, Hyun Sook; Müzik Anasanat DalıErik Satie’nin Avangard Müziği ve 20. Yüzyıl Müziğine Etkileri Bu çalışmada, Fransız besteci Erik Satie’nin politik, sanatsal, estetik duruşu bütünsel olarak ele alınarak eserlerindeki avangard yaklaşım ve tekniklerin 20. yüzyıl müziği üzerindeki etkileri araştırılmıştır.Çalışmanın ilk bölümünde 20. yüzyıl avangard düşüncesinin arka planı Paris özelinde incelenerek radikal avangard hareketlerin doğuşu ve kuramsal karşılıkları araştırılmıştır. Satie’nin yakın ilişkide olması ve eserlerini dönemin önemli radikal avangard sanatçılarıyla birlikte oluşturması sebebiyle Dada ve Sürrealizm hareketleri detaylı olarak irdelenmiştir.İkinci bölümde sosyal, politik ve ekonomik anlamda Satie’nin hayatını şekillendiren önemli olaylar -bu perspektifin dışında kalacak detaylar dahil edilmeyerek- kronolojik yaklaşımla anlatılmıştır. Bestecinin eserleri; hayatı, politik ve estetik koşullar doğrultusunda üç ana başlık altında kategorize edilmiştir. Çalışmada üç döneme ayrılan eserler kronolojik olarak ele alınmış olsa da inceleme sonucunda ortaya çıktığı gibi, Satie’nin besteciliği geleneksel sanat anlayışındaki ilerlemeci yaklaşımın aksine döngüseldir. Besteci ilk dönemlerinden itibaren -ilk bakışta aksi görülecek olsa da- üretme edimi yaklaşımında oldukça tutarlı olmuş, yeni biçimler geliştirdiğinde önceki biçim ve anlatım tekniklerine her zaman geri dönmüş, yeni eserleriyle iç içe kullanmıştır. Son olarak bu bölümde 1915-1925 yılları arasındaki Satie’nin dahil olduğu kolektif üretime dayalı avangard sanat eserleri incelenmiştir. Satie’nin eserlerindeki 20. Yüzyıl sanatı ve müziğini etkileyen yenilikçi unsurlar ayrı bir başlıkta tek tek yazılmamış, ikinci bölümle birlikte yaşamı ve eserleriyle diyalektik olarak ortaya konmuştur.--------------------The Avant-Garde Music of Eric Satie and its impact of the 20th Century MusicIn this study; political, artistic and aesthetic standpoint of the French composer, Eric Satie, is dealt with in a holistic way and the impact of the avant-garde approach and techniques in his compositions is examined. In the first chapter, the background of the avant-garde thinking of the 20th century is scrutinized and the emergence of the radical avant-garde movements and their institutional equivalents are studied. Particularly, Dada and Surrealism movements are investigated in a detailed way given Satie’s close links and his cooperation with the prominent radical avant-garde artists of the day. In the second chapter, important instances that shaped Satie’s life in political, social and economic sense – details that are outside the area of this very perspective – are chronologically described. Considering the circumstances that shaped his life as well as his political and aesthetic world, the works of the composer are categorized under three subtopics. Even though his works are sorted in a chronological way, Satie’s composition adopts a cyclical rather than a progressive approach in the traditional understanding of music. Even though quite the opposite seems to be the case at the first glance, the composer has been quite consistent in his performance of production from the very beginning onwards and, when he developed new forms, he always used them in tandem with the old forms and exposition techniques in his new works. Finally, collectively produced avant-garde artistic works that Satie contributed to between 1915-1925 are also scrutinized in this chapter. The reformist elements that influenced Satie’s art and music of the 20th century are not individually listed in a separate section but dealt with in a dialectical way along with his life and works in this second chapter.Item Metadata only Eril fantazilerin doğusu “şarkiyatçılık” ve Türkiye’de şarkiyatçı söylem üzerinden kadın temsilinin görsel sanatlarda yeniden üretimi(Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, 2014) Gök, Özlem; Kılıçarslan, Kerim; Resim Ana Sanat DalıÖZETŞarkiyatçılık, Batı merkezli söylemler dahilinde yaratılmış ve yine söylemlerle çoğaltılmış, tüketilmiştir. Edward Said’e göre açık şarkiyatçılık, Doğu’lu toplumların dili, yazını, tarihi ve sosyolojisi vb. üzerine açıkça dile getirilmiş görüşleri içermektedir. Fakat örtük şarkiyatçılık rüyaların, imgelerin, fantazilerin ve korkuların yer aldığı bilinç dışı bir alanı kapsamaktadır. Dolayısıyla, Şark hem bir bilgi hem de arzu nesnesi haline gelmiştir. Batı merkezli anlayışta, Doğu, öteki olarak konumlanmış ve imgesel bir coğrafya temsil edilmiştir. Bu anlamda Doğu’nun öteki olarak temsili, kadının öteki olarak temsiliyle kesişmektedir. Batı merkezli anlayışın temellerinide oluşturan öznenin, batılı beyaz erkek söyleminde konumlanışı, kadını erkeğin ötekisi olarak tanımlamıştır. Freudyen bakışda, kadın eksikli erkek olarak tanımlanmıştır, bu bakıştan hareketle Doğu eksikli Batıdır. Batılılaşma fikrinin temeli budur.Bu bağlamda, tezde tarihsel anlamda başlangıç noktası olarak 18.yüzyıl Fransasının Fransızlaştırma misyonu, Osmanlı çöküş dönemi siyasi kültürel ilişkiler ve toplumsal yansımaları incelenmiştir. Örtük şarkiyatçılığın edebiyattaki yansıması olan Bin Bir Gece Masalları, yabancı bilgisel söylemde cinselleştirilmiş öteki üzerinden dönemin tarihsel süreçleri dikkate alınarak incelenmiştir. Türkiye’de görsel sanatlarda, şarkiyatçı söylemde oluşturulmuş resimler üzerinden kadın temsilinin yeniden üretilmesi bağlamında, Harem, Hamam ve Köle Pazarı olmak üzere ötekilik mekanları üç bölüme ayırılarak incelenmiştir. Bu bağlam üzerine yapıtlarını üreten İnci Eviner, Canan, Gülsün Karamustafa, Taner Ceylan, İsmet Doğan olmak üzere beş sanatçının yapıtlarına yer verilmiştir. Tezde, kadın temsil istencinin, ataerkil düzende, hegemonik yapısana feminist kuram çerçevesinde yaklaşılmıştır. Osmanlı batılılaşma hareketlerinden başlayarak, Türkiye’nin sosyo-politik tarihi içerisinde görsel sanatlarda, Batı modernitesinin yansımaları, şarkiyatçı bakışta kadın temsili bağlamında incelenmeye çalışılmıştır.ABSTRACTOrientalism was created, replicated and consumed by Western centered discourse. According to Edward Said, open orientalism expressed explicitly opinions on the language, letters, history, sociology, etc. about Eastern cultures. However, implied orientalism refers to a field of dreams, images, fantasies and fears. So, East has became an object for both desire and information. According to the perspective of the West, East was centered as the other and represented on an imaginary geography. At this point, the representation of the East as the other crosses between the representation of women as the other. The subject of Western oriented perspective, the white male, also defined women as the other to men. From Freudian perspective, women was seen as incomplete men. When we look through these perspectives East was seen as the incomplete West. The main idea of Westernization lies at this point.Through this context, the prologue of the thesis starts with the 18th century France politics of Frenchization and follows with the examination of politic and cultural relations and sociological aspects through the period of the collapse of the Ottoman Empire. The literary representation of the implied orientalism, The 1001 Nights, examined from the idea of sexualized other through foreign discourse, considering the historical aspects of the era. In the context of reproducing the representation of women through orientalist paintings, three separate areas was examined, Harem, Hamam (Turkish Bath) and Köle Pazarı (Slave Market). The works of five artists who produce art in this context were reviewed. Whom are; İnci Eviner, Canan, Gülsün Karamustafa, Taner Ceylan, İsmet Doğan. In this thesis, the will of representation of women, within the hegemonic structure of patriarchal system was analyzed through feminist perspective. Heading from the Westernization movements in Ottoman Empire, the thesis examined the reflections of this movement in Turkish visual arts within the context of representation of women through orientalism.Item Metadata only Geçmişten günümüze Mut, Sivrihisar, Emirdağ kilimlerinde yaşam sembolleri(Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, 2014) Kavas, Selda; Atiş Özhekim, Kadriye Didem; Geleneksel Türk El Sanatları Anasanat DalıÖZETGEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE MUT, SİVRİHİSAR, EMİRDAĞ KİLİMLERİNDE YAŞAM SEMBOLLERİ‘Geçmişten Günümüze Mut, Sivrihisar, Emirdağ Kilimlerinde Yaşam Sembolleri’ konulu tez çalışmasında bu bölgelerin coğrafi konumları ve tarihsel süreç içerisinde yerleşen Oğuz, Yörük, Türkmen ve Aşiretlerin yayılımları, üretilen havsız kirkitli dokuma türündeki kilimlerde kullanılan malzemeler, boyarmaddeler, teknik ve kompozisyon özellikler ile en önemlisi de kullanılan motifler incelenmiştir. Tüm Anadolu’da olduğu gibi Mut, Sivrihisar ve Emirdağ yörelerindeki kilim motifleri; zaman zaman aynı görsel özelliği taşımış fakat farklı isimlendirilmiştir. Bazen de aynı sembolik anlamı yüklenmiş fakat farklı isim ve görsel özelliği yansıttığı görülmüştür.ABSTRACTTHE LIFE SYMBOLS FROM PAST TO PRESENT ON MUT, SİVRİHİSAR, EMİRDAĞ RUGSIn this study on the life symbols from past to present on Mut, Sivrihisar, Emirdağ Rugs, the geographical locations of those regions and the dispersion of the Oghuz, the nomads known as the Yoruks, the Turkmens and other tribal groups, the materials used in the flat weave rugs without piles produced on horizontal looms, coloring matters, weaving techniques and design layouts and, more importantly the motifs used on the rugs were analyzed. Although the rug motifs used in those local areas such as Mut, Sivrihisar and Emirdağ have the same visual features from time to time, they are given different names as it happens in all Anatolia. They are sometimes given the same symbolic meaning, however, it is seen that they have diffent names and reflects different visual features.Item Metadata only Geleceğe yönelik ofis tasarımları(Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, 2020) Kale, Özlem; Dora Erdilek, Elif Ayşe; İç Mimarlık Anasanat DalıSanayileşmenin ilerlemesi ile birlikte ofis alanları kökten bir değişim geçirmekzorunda kalmıştır. Eskiden bir oda içerisinde planlanan ofisler, sonrasında çok katlıyapılar içerisinde planlanmıştır. Günümüzde ise teknolojinin gelişmesi ile birlikteçalışma ortamlarının konutlarda da çalışmaya ayak uydurulabilecek olarak düşünülmesigerekmektedir. Bireylerin çalışma ortamlarındaki gereksinimleri güncel teknolojininüretim ve pazarlama aşamalarını doğrudan etkilemektedir.Çalışma modellerindeki değişimin yanı sıra çalışma alanlarının da düzenlenmesi teknolojik gelişmeler ile birlikte değişmektedir. Bilişim teknolojilerinin gelişimi, üretim ilişkilerini ve bilgi aktarımını da doğrudan etkilemektedir. Bu etken çalışma alanlarının düzenini belirleyen ana kriterlerden biri olmaktadır. Dijitalleşme ileberaber, uzaklık terimi yok olmakta ve çalışma alanları içerisinde bulunulan herhangibir mekân anlamına gelmektedir. Bilişim teknolojisi çalışma alanlarındaki düzenlemeleride değiştirmektedir. "İstenilen yerde istenilen zamanda çalışmak" mottosu ile güncelçalışma alanlarının konsepti oluşturulmaktadır.Bunlara ek olarak, çalışma ortamı olarak tayin edilen mekânın, farklıfonksiyonlar içinde kullanılabilmesinin yanında, ofis giderlerinin ortadan kalkması,sürdürülebilirlik kavramı çalışma mekânları için önemli bir tasarım haline getirmiştir.Günümüzde ortaya çıkan pandeminin etkisiyle teknolojinin yanına bir de sağlık eklenmiş,pandemi süreci ile birlikte "evlerden çalışma" iş hayatının yeni normali olmuştur.Tez kapsamında, giriş bölümünün oluşturduğu ilk bölüm sonrasında, ikincibölümde ofis tanımı, tarihçesi ve sınıflandırılması incelenmiştir. Üçüncü bölümde,ofislerin iç mekân düzenlemesi ve tasarımını etkileyen unsurlar tanımlanmıştır. Dördüncübölümde, ofis tasarımında gelişen teknolojinin etkisi ve yararlanma yöntemleri üzerindedurulmuştur. Beşinci bölümde yaşadığımız dönemdeki, geleceğe yönelik ofis tasarımlarımodelleri etkisinde oluşan birkaç çalışma alanı incelenmiştir. Altıncı bölümde isepandeminin geleceğe dönük ofis tasarımlarına etkisi üzerinde durulmuştur.--------------------With the advancement of industrialization, office spaces had to undergo a radival change. In the past office interiors were planned in a room, the planned multi- storey offices. Nowadays, with the development of technology, working environments should be considered as adaptable to working in residences. The needs of individuals in the work environment directly affect the production and marketing stages of current technology.In addition to the change in working models, the arrangement of working areas also changes with technological developments. The development of information technologies directly affects production relations and transfer of information. This factor is one of the main criteria that determining the layout of the work areas. Withc digitalization, the term of distance-working (remote working, telecommuting) disappears,and it means any space within working areas. Information technology is also changing the regulations in the working areas with the motto "working at any place at any time", all these the concepts created current working areas.In addition to all these, the space designated as the working areas can be usedfor different functions as well as the elimination of office expenses, making the concept ofsustainability becomes important parameters for todays's and future offices, because oneplace can be used for a variety of function. With the effect of today's pandemic (Covid-19), healt has been added to technology. With the pandemic process, "working fromhome" becomes the new normal of professional life.Within the scope of the thesis, office definition, history of the offices, andclassification are examined in the second part which is created at the end of the first part of the introduction. In the third part, factors affecting the interior refurnishment and design of the offices are defined. In the fourth chapter, the effect of developing technology in office design and utilization methods are emphasized. In the fift part, several working areas, which were formed under the influence of future-oriented office designs models were examined. In the sixth chapter, the impact of the pandemic (Covid-19) on future office designs is emphasized.Item Metadata only Hep güzel, hep masum, hep aşık Türkiye çağdaş sanatında melodram sineması izlekleri ve kadın figürü(Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, 2021) Taşdan, Gamze; Mintaş, Zafer; Resim Anasanat DalıTürk toplumunun ortak hafızasında kalıcı bir yere sahip olan Yeşilçam sineması özellikle melodram türü filmleriyle toplumsal cinsiyet normları üzerinden kadın-erkek kimliğinin inşasında etkili bir rol oynamaktadır. Modernleşme süreci ile birlikte değişen toplumsal, kültürel ve ekonomik yeniliklere rağmen geleneksel zihniyet, kadınlara ilk görevinin iyi bir eş ve anne olması gerektiğini, karakter bakımından ise her zaman sadakatli ve bağışlayıcı olmalarını hatırlatmaktadır. Yerli melodramlarda her zaman edilgen, güzel, masum ve âşık olmaları beklenen kadınlara atfedilen roller, davranış kalıpları ve görünümler, sanat çalışmalarımın ve bu çalışmalara kaynaklık eden bu eser metninin ana izleğini oluşturmaktadır. Kadınlara atfedilen edilgenliğin bireysel karakterden yoksun birer stereotipe dönüşümü, feminist bir yaklaşımla irdelenmektedir. Resim, video, enstalasyon gibi mecralar aracılığıyla melodram olgusunun çeşitli boyutları ele alınmakta, özellikle toplumsal cinsiyet rolleri ve kalıplarına odaklanarak, izleyicinin bu tür filmlerin kültürel açılımlarını sorgulayabileceği bir sanatsal yaklaşım ortaya konmaktadır. --------------------Yeşilçam cinema, which has a permanent place in the common memory of Turkish society, has also an important effect on instructing gender identities by way of melodrama movies. Despite the social, cultural and economic changes came with the modernisation process, the traditional mind-set of these movies remind women to be a good wife and mother in the first place with a faithful and forgiving personality. The behavioural patterns, appearances and roles imputed to the women who are always being expected to be passive, beautiful, innocent and the lover are the main themes of the artworks and the studies in this thesis. The passiveness imputed to the women that transforms them to the non-individual stereotypes is examined with a feminist approach. By the medias as painting, video and installation, the phenomenon of melodrama is studied with different aspects. An artistic approach that allows the spectator question the cultural codes of this type of movies, is presented by focusing particularly on the gender roles.Item Metadata only İç mekan tasarımında işitsel algı ile mekân okuması(Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, 2020) Öztemel, Ezgi; Paktaş, Müge Göker; İç Mimarlık Anasanat DalıBir iç mekânın okunması; onu oluşturan yapı birimleri, form, biçim, malzeme ve renk gibi öğelerin, mekânsal konumlarının, mekânın işlevi, kullanım şekli ve çevre koşullarıyla birlikte, duyular yolu ile algılanması ve elde edilen verilerin zihinde tanımlı hale gelmeleri ile mümkündür. Mekâna ait algılamayı oluşturan duyular, beynin bu veriyi işleme biçimi ve geçmiş deneyimlerle kurulan bağlam, psikolojik ve fizyolojik koşullar ile mekânsal algı kimi zaman bireysel kimi zaman da toplumsal düzeyde özneldir. Bu çalışma mekânsal okumayı, işitsel algı üzerinden irdeleyerek, iç mimariyi oluşturan öğelerin akustik sonuçlarını, insanın bu veriyi işitsel düzeyde okumasını ve mekânsal algısına etkisini, parçadan bütüne, öznel ve genel eğilimleri ile incelemeyi hedeflemiştir. Bu çalışmada; iç mekân, mekânsal algı, işitsel peyzaj kavramlarına değinilerek işitsel algı kapsamında mekânın okunmasını sağlayan faktörler incelenerek, bu kavramlara dayanan örnekler ve görsellere yer verilmiştir. Bu incelemeler ve araştırmalar neticesinde işitsel algının, fizyolojik, psikolojik ve sosyo-kültürel parametreler ile mekânsal davranışlar üzerindeki etkinliği araştırılmıştır.--------------------Reading an interior space is possible by it’s own structural units such as form, material and color within the function, usage and enviromental conditions and defining the spatial position of these elements in the mind through senses. The senses that provide the perception of space, the functioning of the brain and past experiences determine the individual or social of the perception depending on various psychological and physiological conditions. In this study, spatial legibility is examined through auditory perception and the acoustic results of interior architectural elements, the effect of human auditory perception on spatial impression are examined with all tendencies from piece to whole.Concepts such as interior space, spatial perception and auditory landscape are examined under the factors that provide perception of space and auditory perception and these concepts are explained with visuals. As a result of these studies, the effect of auditory perception with physiological, psychological and socio-cultural parameters on spatial behaviors and interior design was researched and reviewed.Item Metadata only İstanbul Kılıç Ali Paşa Camii kalemişi programı(Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, 2019) Güney, Tuba; Kafkas, Metin Erkan; Geleneksel Türk Sanatları Anasanat DalıDini yapıların farklı kültürlerde, farklı iklim ve coğrafyalarda nasıl şekillendiğini, Dinin içeriğinin mimariye olan etkilerini görmekteyiz. İslamın ilk zamanlarında, şuan İslamın sembollerinden biri olan cami kavramı yoktu. Mescid denilen yerlerde toplanılır genellikle cuma namazları icra edilirdi. Zamanla bu mekanlar , heybetli birer mimari yapılara dönüşmüştür .Osmanlı Devleti’nde güç ve iktidar kavramlarının merkezine oturtularak, dini mimariye olan etkilerini görmekteyiz. Fetihlerle beraber kültürlerin birbirlerinden etkileşimleri mimarinin hızla gelişmesine sebebiyet vermiştir. XVI. yüzyıl Osmanlı Devleti’nin en parlak dönemi olarak kabul edilir. Siyasi ve sosyal alanlardaki getirileri açısından bu yargının doğru olup olmadığı tartışılabilir; özgün Osmanlı mimarisinin sanatsal olarak en olgun dönemi XVI. yüzyıl olduğu tartışılmazdır. Bu gerçeğin tartışmasız en önemli kahramanlarından biri olan Mimar Sinan, bu asıra eserleriyle damgasını vurmuştur. XVI. yüzyıl mimarisini Mimar Sinan’dan ayıramayız. Asker olan Sinan’ın dehası , saray tarafından da farkedilmiş ve döneminin “Hassa Ocağı”nın başına getirilmiştir. Sinan, yaşamı boyunca eserlerinde farklı arayışlar içinde olmuştur. Bu arayışlarla, çıraklık eserim dediği, Şehzade camii’ni , kalfalık eserim dediği, Süleymaniye camii’ni, ustalık eserim dediği Selimiye camii’ni inşa etmiştir.Sinan’ın kendi hayal gücünün tamamını kullanmadığı, eserlerinin oluşmasında sipariş veren kişilerin isteklerinin gözardı edilmediği görülmektedir. Selâtin camilerinde, geleneksel yapıdan çıkmadan yenilikler yapmaya devam etmiştir.Kılıç Ali Paşa camii’nde özellikle böyle bir camii olduğu anlaşılıyor. Mimarisi kilise mimarisiyle benzeşir. Tezyinatları bakımından da Sinan’ın diğer camilerine göredaha süslenmiş bir yapıdır. Çini hat yazıları döneminin önemli hattatları tarafından yazılmıştır. Çini desenleri de yine devrinin klasik örneklerindendir. Camii zaman içerisinde onarım görmüş fakat çok büyük değişikliklere uğramamıştır.Konumuz olan kalemişleri ise orjinal dönemden günümüze ulaşmamıştır. Fakat her dönem farklı tezyinatlar yapıldığını son iki dönemden ve eski gravür resimlerinden anlıyoruz.2010-11 yıllarındaki restorasyon çalışmaları, şimdiye kadar yapılmış en kapsamlı çalışmalardır. Bu çalışmalarda raspa yapılmış, alttan çıkan dönem kalemişleri nitelikli ve özgün dönem olarak kabul edilmiştir. Mevcut bulunan kalemişi desenleri, hünkar mahfili dışında tamamen kazınıp alt dönem kalemişi desenlerinin canlandırılması yapılmıştır.--------------------We see how religious structures are shaped in different cultures, different climates and geographies, and the effects of religious content on architecture. In the early days of Islam, the Mosque which is one of the current symbols of Islam didn't exist as a concept. Prayers, usually on Fridays, were performed by gathering in places called Masjid. In time these places were transformed into majestic architectural structures.In the Ottoman Empire, we see the effects of religion, which was central to the concept of state power, on architecture. Following the Ottoman conquests the interactions between cultures led to the rapid development of architecture. The 16th century is considered the pinnacle of the Ottoman Empire. It can be argued whether this judgment is correct in terms of its political and social effects; but it stands undisputed that the most artistically mature period of Ottoman architecture was the 16th century. Mimar Sinan, one of the undisputedly most important architects of this period, has left his mark on this century. We can't talk about 16th century architecture without mentioning Mimar Sinan. Sinan, who was a soldier, got noticed for his architectural genius and was appointed as the head of “Hassa Ocağı” of his era. Throughout his life, Sinan was in different pusuits in his works. With these pursuits, he built the Şehzade mosque which he called my apprenticeship, the mosque of Süleymaniye which he called my journeyman's work, and the Selimiye mosque which he called my mastership work.It can be seen that Sinan didn't just use his own imagination in the creation of his works but also incorporated the wishes of his customers. In Selâtin mosques, he continued to makeinnovations without abandoning the traditional style. Kılıç Ali Paşa Mosque is clearly one such mosque. Its architecture resembles to a churches architecture. It is a building that is more decoratedcompared to other mosques of Sinan. Tile calligraphy was done by important calligraphers of the period. Tile patterns are also a classic example of the era.The mosque was repaired over the years but did not undergo any major change. None of the calligraphy works of the original period, which is our main topic, reached to our time. However, we determine from the last two periods and old engraving paintings that different decorations were made in each period.The restoration works in 2010-11 are the most comprehensive studies ever performed. In these studies, blasting was performed and the uncovered period calligraphy works were considered as qualified and authentic periods. The existing calligraphy patterns were completely scraped off outside the hünkar mahfili area and the lower period calligraphy was resurfaced.Item Metadata only John Cage'in müziği ve Altı Tane Melodi adlı eserinin incelenmesi(Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, 2021) Gündoğdu, Serhat; Tekin, Hyun Sook; Müzik Anasanat DalıBu çalışma, 20. Yüzyılın Amerikalı besteci, icracısı ve eğitimcisi olan John Cage’in hayatını, yaşadığı dönemi ve müzik anlayışını, etkilendiği ve etkilediği sanatçılar ile olan etkileşimini konu alan bir çalışmadır. Çalışmanın ikinci bölümünde Cage’in hayatı ve Hazırlanmış Piyano’ su üzerine araştırmalar yapılmıştır. Araştırmaların sonucunda etkilendiği sanatçı Marcell Duchamp ve Dadaizm ele alınmıştır. Duchamp’ ın hazır nesnelerini Cage’in müziğine nasıl yansıdığını göstermeye çalışılmıştır.Çalışmanın üçüncü bölümünde Cage’in rastlantısal müziği ve felsefesi üzerine görüşler sunulmuş, rastlantısal müziğe öncü olan bulgular (orta çağ müziği, gregoryen şan, romantik dönem kadansları) belirtilmiş, Harry Partch, Henry Cowell gibi bestecilerin rastlantısal müziğine katkıları araştırılmıştır. Cage’in rastlantısal müziği ve eserleri hakkında bilgi verilmiş, özellikle rastlantısal müziğin temel dayanağı olan Zen Budizm’ i ve I Ching (Kehanetler kitabı) açıklanmıştır. Cage’in bu iki felsefeden nasıl etkilenmiş olduğu D.T Suzuki’nin Zen Budizm’i kitabı üzerinden açıklanmıştır. Çalışmanın dördüncü bölümünde Six Melodies Adlı eserin, Cage’in hangi dönemine ait olduğu araştırılmış, romantik dönemi ile ilgili bilgiler verilmiştir. Aynı zamanda Cage’in Six Melodies Adlı keman piyano eserinin icra bakımından analizi keman sanatçılarına ışık tutması açısından incelenmiştir.--------------------This study recounts the life of John Cage, a 20th century American composer, performer and educator. In addıtıon, ıt enunciates his era, understanding of music and his interaction with the artists he either influenced or was influenced by.The second section of this study is dedıcated to Cage’ s life and his own Prepared Piano. The study proceeds to dıscuss Cage’ s influence on artist Marcell Duchamp an Dadaism art movement. The study endeavored to demonstrate how Duchamp’ s readymade ımpacted Cage’s music. Opinions are presented about Cage’ s aleatoric music and philosophy on third section of the work, Pioneer discoveries for aleatoric music (middle age music, gregoryen singing, romatic period cadences) stated and aleatoric music composer additives researched such as Harry Partch, Henry Cowell. İnformation has been given about Cage’s works and aleatoric music, especially Zen Buddhism and I Ching (prophecies book ) which is aleatoric musics fundamental support has been explained. How Cage is affected from these two prophecy is explained in D. T. Suzuki’ s book. On the fourth section of the work, the Six Melodies are researched from which period of Cage is and information has been given about romantic period. At the same time Cage’ s Six Melodies which is a violin piano piece, examined through performance point of wiew analysis for setting light to violin artists
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »